GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
33 – Mûtad seyirlerini yapan güneş ile ay’ı size âmade kılan, geceyi ve gündüzü istifadenize veren de O’dur. [36,37-40; 7,54; 39,5]
34 – Hasılı O, Kendisinden dilediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki Allah’ın size verdiği nimetleri birer birer saymaya kalkarsanız, mümkün değil, onları toptan olarak bile sayamazsınız. Gerçekten insan zalim ve nankördür.
35 – Bir de, İbrâhim, bir vakitler şöyle demişti: “Ya Rabbî! Burayı emin bir belde kıl, beni de evlatlarımı da putlara tapmaktan uzak tut.” [2,126; 29,67; 3,96-97]
36 – “Ya Rabbî! Doğrusu onlar (putlar) insanların birçoğunu saptırdılar. Artık bundan sonra kim bana tâbi olursa, o bendendir.
Kim de bana karşı gelirse o da Senin merhametine kalmıştır, şüphesiz Sen gafursun, rahîmsin.”
Putlar birçok insanın sapmasına sebep olduğundan mecazi olarak saptırma işi onlara maledilmiştir. Hz. İbrâhim (a.s.) doğru yolda gidenler için dua edip nimet ve bereket istiyor. Fakat isyan edenler için ceza istemeyip, Allah’ın mağfiret ve merhametine havale ediyor. Bu onun meşhur şefkatinin tezahürlerinden biridir. Benzeri bir davranışı Hz. Îsâ (a.s.) da yapmıştır. [5,118]
(İBRÂHİM SÛRESİ 33 İLA 36. AYET MEALLERİ).
(BUGÜNÜN DUASI).
Mevlam, ey
mevlam! Sen güçlüsün, ben ise zayıf; zayıfa güçlüden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen zenginsin, ben ise yoksul; yoksula
zenginden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen bağışta bulunansın, ben ise sail; saile
bağıştan bulunandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen dirisin, ben ise ölü; ölüye diriden başka
kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen bâkisin, ben ise fâni; faniye bakiden
başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen ebedisin, ben ise geçici; geçiciye
ebediden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen rızıklandıransın, ben ise rızıklanan;
rızıklanana rızıklandırandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen cömertsin, ben ise cimri; cimriye
cömertten başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen afiyet verensin, ben ise -derde- tutulan,
derde tutulana afiyet verenden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen büyüksün, ben ise küçük; küçüğe büyükten
başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen hidayet edensin, ben ise sapan; sapana
hidayet edenden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen rahmansın, ben ise merhamet edilecek
olan; merhamet edilecek olana rahmandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen güç sahibisin, ben ise imtihan edilen;
imtihan edilene güç sahibinden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen kılavuzsun, ben ise yolunu şaşırmış;
yolunu şaşırmışa kılavuzdan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen bağışlayansın, ben ise günahkâr;
günahkâra bağışlayandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen galipsin, ben ise mağlup; mağlubu
galipten başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen eğitensin, ben ise eğitilen; eğitilene
eğitenden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen yücesin, ben ise alçak ve düşük; düşük
birisine yüce olandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Rahmetinin hakkı için bana merhamet eyle.
Bağışının, lütfünün ve fazlının saygınlığı için benden razı ol.
Ey bağış, ihsan, fazl ve nimet sahibi! Rahmetinin hakkı için
-duamı kabul buyur-, ey merhametlilerin en merhametlisi!
DUALARINIZA MUHTAÇ KARDEŞİNİZ, DUALARINIZI İSTİRHAM EDER…..
İSMAİL KOCAOĞLU
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
37 – “Ey bizim Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını senin kutsal mâbedinin yanında, ekin bitmez bir vâdide yerleştirdim.
Ey bizim Rabbimiz! Namazı gereğince kılsınlar diye böyle yaptım.
Ya Rabbi! Artık insanların bir kısmının gönüllerini onlara doğru yönelt, onları her türlü ürünlerden rızıklandır ki Sana şükretsinler.” [2,125-127; 5,97; 28,57] {KM, Tekvin 16. bölüm ve 17,18-20; 25,12-18}
Bu duanın bereketiyledir ki Hz. Muhammed (a.s.)’dan önce bütün Arabistan, ondan sonra ise bütün dünya oraya akın ediyorlar. Senenin her mevsiminde her çeşit sebze, meyve ve ürünler, hem de uygun fiatlarla orada bulunuyor.
38 – “Ey bizim Rabbimiz! Biz ister gizleyelim, ister açığa vuralım, yaptığımız herşeyi bilirsin. Zaten göklerde ve yerde Allah’a gizli kalan hiçbir şey yoktur.”
39 – “Hamd olsun Allah’a ki, hayli yaşlı olmama rağmen,
bu ihtiyarlık halimde İsmâil ve İshak’ı bana ihsan etti. Şüphesiz ki Rabbim duayı kabul buyurur.”
(İBRÂHİM SÛRESİ 37 İLA 39. AYET MEALLERİ).
(BUGÜNÜN DUASI).
Ey nurların
nuru olan Allah’ım. Ey bu yerlerin Hâkimi. Senin bahtına düştüm, Sana
dehalet ediyorum, Senin rızanı istiyorum. Sahteliklerin, aldanışların
kapılarına uğratma yolumu. Aldatanların izinden yürütme ayağımı, tozlatma
yüreğimi. Bu yol tehlikeli, bu yolun çıkışı yok. Adınla, isminle yolunda yürüt.
Ömrümü bu yolda büyüt, bu yolda çürüt.
Allah’ım, kalbim işte o zaman rahatlıyor, bu duayı
ettiğimde içim huzur buluyor. Sana gerçekten kul olduğum an, içim içime
sığmıyor. Yunus’un dediği gibi:
“Al gider benden benliği Doldur içime Senliği”
O zaman işte Senin mülkün olan dünya benim mülküm gibi oluyor
Allah’ım. O zaman işte gamım, kederim kalmıyor. Bütün dünya benim olsa
bile gam ve keder vermiyor. Mülkü Senin bilmek, sahibine teslim etmek, haddimi
bilmek yakışıyor bana, yakışıyor nefsime. Mülk Senindir Allah’ım. Hüküm
Senindir, ferman Senindir. Benim bu dünyadan istifadem Senin lûtfettiğin, ikram
ettiğin kadardır. Aldığım nefes belli, midemdeki yer belli. Ne yiyebilir, ne
alabilirim ki oraya? Sonsuz nimetlerinden ne kadarını koyabilirim ki içime?
“Ya Rab! Şu Resul-i Ekrem aleyhisselatü vesselamın
bereketi hürmetine bizlere ihsan etmiş olduğun maddi ve manevi rızkımıza
bereket ihsan eyle.”
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
40 – “Ya Rabbi! Beni de, neslimden çoğunu da namazı devamlı olarak ve gereğince kılan kullarından eyle! Duamı, lütfen kabul buyur Ya Rabbi!”
41 – “Ey Rabbimiz! Beni, annemi, babamı ve bütün müminleri kıyamet günü affeyle.”
Hz. İbrâhim (a.s.) vatanından ayrılırken babası için Allah’a dua edip af dileme sözü vermişti [19,47]. Onu yerine getirmek üzere böyle dua ediyor. Fakat daha sonra onun din düşmanı olduğunu kesin anlayınca, onunla manevî ilişkilerini de kesti [9, 114]
42 – Sen, o zalimlerin işlediklerinden, sakın Rabbinin habersiz olduğunu zannetme!
O, sadece onların, dehşetinden gözlerinin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.
(İBRÂHİM SÛRESİ 40 İLA 42. AYET MEALLERİ).
(BUGÜNÜN DUASI).
Evet, insan
aldanıyor. Günahlar zehirli bir bala benziyor. Tatlı ama içine zehir katılmış.
Cazibesi yok değil. Balın lezzeti damakta hissedilse de içindeki zehrinin
acısından midemiz kıvranıyor sonunda. Sıkıntı bu işte, keder bu, dert bu.
Allah’ım, Senin dünyanda Senin iznin ile yaşamayı, tatmayı, tatlanmayı
nasip et. Haram yiyenin karnı doymaz ki Allah’ım. Hırsızın şükrü olur mu,
çalan adam şükretmez ki. Senin nimetlerini Senden izinsiz yiyenin durumu bundan
pek farklı mı sanki?
Helalin kırıntısı bile haramın sofralar dolusu lokmasından
lezzetlidir, güzeldir.
Dil Senin, damak Senin, akıl Senin, mide Senin, şuur Senin, her
şey Senin, Senin Allah’ım. Bu dünyada imtihanımız bu. Bu duygular da
Senin. Bu duygularla Senin olan nimetleri Senin adın ile anıp, bismillah deyip
başlamayı, Senin gönderdiğini düşünüp, şükredip, Senden bilip, hamd etmeyi
nasip et.
Gaflette geçmiş günlerimi, helal haram bilmeden yediklerimi
affet. Şükürle, besmele ile başlayıp, şükürle yediğimiz nimetler için sonsuza
kadar Elhamdülillah.
Bütün güzellikleri hiç yoktan önüme seren, sermekle kalmayıp
zenginliğini, cömertliğini gösteren, neden hoşlandığımı bilen, her bir nimetin
en ince ayarını gören, gözeten, sesleri, renkleri, her şeyi benim için bana
göre düzenleyen Allah’ım. Senin huzurunda, Senin dünyana, Senden habersiz
el uzatmamdaki kusurumdan, cehlimden, hicabımdan Sana sığınıyorum. Bu büyük
hatamın telafisi için kendim ve tüm insanlar adına Senden af dileniyorum.
Hata bizden, af Senden. Senin affın her zaman geçerli. Biliyorum
bütün dünya benim olsa, öte dünya benim olmayınca gamım kederim geçmeyecek,
biliyorum. Bile bile aldanıyorum, bile bile kapılıyorum. Tek şansım var biricik
sığınağım var. O da Sensin, Rahmansın, Rabbimsin. Sonsuz af ve merhamet
sahibisin. Ben kendime Senin kadar merhametli değilim, hiç kimseye karşı da
değilim. Hiç kimse Senin kadar yarattıklarına merhametli olamaz. Çünkü Sen
erhamürrahiminsin.