GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
29 – Ne mutlu iman edip de makbul ve güzel işler yapanlara!
Eninde sonunda dönüp gidilecek güzel yurt onların olacak.
30 – İşte senden önce peygamberler gönderdiğimiz gibi, seni de kendilerinden önce nice milletler geçmiş olan bir millete gönderdik ki sana vahyettiğimiz kitabı onlara okuyasın.
Onlar ise Rahman’a nankörlük eder, O’nu tanımazlar.
De ki: “O benim Rabbimdir. O’ndan başka tanrı yoktur.
Ona dayandım, tövbem ve dönüşüm yalnız O’nadır. [16,63; 6,34]
(RA’D SÛRESİ 29 İLA 30. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Allahım!
Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve
kabir azabından sana sığınırım. Allahım! Nefsime takva nasip et ve onu her
türlü günahtan temizle; onu en iyi temizleyecek sensin. Ona yardım edip eğitecek
sadece sensin. Allahım! Faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doyma bilmeyen
nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.
Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana
çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücadele ettim. Kitabın ile
hükmettim. Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa
vurduğum ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de
sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur
Allahım! Cehennem fitnesinden, cehennem azabından, zenginliğin ve fakirliğin
şerrinden sana sığınırım.
Allahım! Kötü ahlâklı olmaktan, fena işler yapmaktan ve yanlış inançlara
sapmaktan sana sığınırım.
Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Benim kalbimi dininden ayırma!
Allahım! Senin rahmetini kazandıracak, bağışlamanı sağlayacak işler yapmayı,
her türlü günahtan uzak durmayı, bütün iyilikleri işlemeyi, cennete kavuşup
cehennemden kurtulmayı nasip etmeni niyâz ediyorum.
Allahım! Peygamber in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin senden dilediği
hayırları ben de dilerim. Peygamber in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin
sana sığındığı şerlerden biz de sana sığınırız. Yardım ancak senden beklenir.
İnsanı dünya ve âhirette muradına ulaştıracak sensin. Günahtan kaçacak güç,
ibadet edecek kuvvet ancak Allah ın yardımıyla kazanılabilir.
DUALARINIZA MUHTAÇ KARDEŞİNİZ, DUALARINIZI İSTİRHAM EDER…..
İSMAİL KOCAOĞLU
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
33 – Tek tek her insanın ne işlediğini görüp gözeten Allah, hiç bunu yapmaktan âciz olan gibi olur mu?
Bununla beraber, tutmuşlar Allah’a ortak koşuyorlar. De ki “Haydi tavsif edin, adlandırın bakayım onları! Kimdirler, necidirler, hangi işleri gerçekleştirmişler?
Ne o, yoksa Allah’a kendi mülkünde var olup da bilmediği bir şeyi mi bildireceksiniz. Veya hiçbir gerçeğe tekabül etmeksizin sırf boş laf mı edeceksiniz?”
Doğrusu kurdukları tuzaklar o kâfirlere hoş gösterildi, hoşlandılar bundan ve hak yoldan menedildiler.
Her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur. [10,61; 6,59; 11,6; 20,7; 53;23; 16;37]
34 – Onlara dünya hayatında bir azap vardır âhiret azabı ise daha çok çetindir. Onları Allah’ın elinden kurtaracak kimse de yoktur. [89,25-26; 25,11-15]
(RA’D SÛRESİ 33 İLA 34. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Yüce Mevlâ'mız! Senin masum kullarına adavet besleyen amansız ve emansızların elleri bize uzanamasın! Şayet, kendilerini kin, haset, düşmanlık ve zulüm gibi çirkin sıfatların mahbusu haline getirmiş o tali'sizlerin hidayetini murad buyuruyorsan en kısa zamanda onların kalblerini de İslam, Kur'an ve iman istikametinde yumuşat! Yok eğer ıslahları kâbil değilse, çirkin ve menfur emellerine ulaşmalarına asla fırsat verme!.
Ey, varlığı canlarımızın cânı, nûru gözlerimizin ziyası Yüce Varlık! Kalb katılığından, gafletten, başkalarına bâr olmaktan, aşağılıktan, aşağılanmaktan, miskinlikten; cehaletten ve faydasız bilgiden; ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul edilmeyen duadan; nimetlerinin zeval bulmasından, lütuflarının değişip başkalaşmasından; ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyoruz!
Ey Yücelerden Yüce Rabb'im! Bütün mal ve mansıp sahipleri
kapılarını sürmelediler. Sen'in yüce dergâhının kapısı ise asla kapanmaz ve
dilekte bulunanlara her zaman açıktır.
Ya İlâhî! Ulu dergâhına sığınan bu kimsesiz kullarını
kapından kovacak olursan biz gidip hangi kapıya iltica edebiliriz ki! İlâhî!
Yakınlığından mahrum edersen bizi, o zaman biz kimin yakınlığını umabiliriz ki!
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
35 – Müttakilere vaad olunan cennetin durumu şuna benzer: Bahçelerinin içinden ırmaklar akar: Meyveleri gibi gölgeleri de devamlıdır. İşte, haramlardan korunan müttakilerin akıbeti! Kâfirlerin akıbeti ise ateştir. [47,15; 56,27-38; 59,20]
36 – Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler sana indirilen Kur’ân’dan memnun olurlar. Ama onlardan aleyhteki bazı gruplar, onun bir kısmını inkâr ederler.
De ki: “Bana yalnız Allah’a ibadet edip O’na hiçbir şerik koşmamam emredildi. Sadece O’na dâvet eder ve ancak O’na yönelirim.” [2,121; 17,107-109; 3,199]
(RA’D SÛRESİ 33 İLA 34. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Allâh'ım,
nefsime takva ver. Onu temizle, nefsi en iyi temizleyen Sen'sin, nefsimin
velîsi ve Mevlâsı Sen'sin.
Allâh'ım, faydasız ilimden, huşuu olmayan gönülden, doymayan nefisten, kabul
edilmeyen duâdan sana sığınırım. Allâh'ım, yaptığım ve yapmadığım şeylerin
şerrinden sana sığınırım. Allâh'ım, üzerimde bulunan nimetinin gitmesinden,
sağlığımın ters dönmesinden, ansızın bastıracak öfkenden ve her türlü
gazabından sana sığınırım. Kalbin mühürlenmesine sebep olacak tamahtan sana
sığınırım. Allâh'ım, bana kazâya rıza, öldükten sonra rahat hayat, kerîm
vechine bakma lezzeti lûtfeyle.
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
37 – Böylece biz Kur’ân’ı Arapça bir hüküm ve hikmet olarak indirdik. Şayet, sana gelen bunca ilimden sonra o muhaliflerin keyiflerine uyacak olursan, Allah’ın cezasından seni koruyacak ne bir dost, ne bir hâmi bulamazsın. [11,1; 41,41-42; 31,2]
38 – Senden önce bir çok peygamber göndermiş, onlara da eşler ve evlatlar vermiştik. Bunlar peygamberliğe aykırı değil ki? Mûcize iddialarına gelince Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir resul mûcize gösteremezdi. Her devrin bir hükmü vardır. Her işin bir vâdesi vardır. [18,110]
İşte, yaratılışta böyle olduğu gibi, teşrî hususunda da durum böyledir. Allah Teâla, bir süre yürürlükte tuttuğu bir şer’î hükmü, sonra yürürlükten kaldırabilir, neshedebilir (Bkz. 2,106). Çünkü kitaplar, şeriatlar dünya ve âhiret mutluluğunu elde etmek için uyulması gereken kurallardır. Devirlerin değişmesi ile ihtiyaçlara göre hükümlerin değişmesi, ilahî hikmetin gereğidir. Bundan dolayı Kur’ân’, Tevrat ve İncîl’in temel ilkelerini destekleyerek Ehl-i kitabın hepsini sevindirirken, o kitaplarda insanlığın olgunluk dönemine uygun düşmeyen birtakım hükümleri de nesheder. Ve bundan dolayıdır ki Kur’ân’, bütün kitaplar üzerinde müheymin (denetçi, hakem) bir kitaptır.
(RA’D SÛRESİ 37 İLA 38. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Allâh'ım,
dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib
eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma
sağlık ver, hakikati işiteyim, gözüme sağlık ver, hakikati göreyim. Sen'den
başka ilah yoktur.
Allâh'ım, kusurlarımı ört, beni korktuklarımdan emin eyle.
Allâh'ım, önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden ve altımdan gelecek
tüm kötülüklerden sana sığınırım. Allâh'ım, dinimi düzelt, evimi genişlet, bana
verdiğin rızkı bereketli kıl.
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
39 – Allah, dilediği hükmü iptal eder, dilediğini sabit bırakır. Ana kitap O’nun yanındadır.
Hiçbir sûrette değişmeyecek olan ana kitap (Levh-i Mahfuz) O’nun yanındadır. Değişecek ve değişmeyecek olan her şey orada kayıtlıdır. Bundan ötürü, şeriatlar arasında, hatta aynı kitapta dinin temel ilkelerinden olmayan bazı fer’i hükümlerin neshedilmesi, bedâ mânasına gelmez, yani Allah Teâlanın önce bilmediği bir şeyin sonradan farkına varması anlamına gelmez. Tekvin ve teşrîde mahv ve isbat (iptal ve ibka) cereyan ettiği halde, ana kitaptaki hüküm değişmez. Dolayısıyla, Tevrat ve İncîl’i ana kitap zannedip nesih kabul etmez diye iddia eden inkârcı Ehl-i kitap gruplarının inat ve inkârları pek boş bir hevestir. Halbuki tarihî bir gerçektir ki Kur’ân’dan önceki semavi kitaplar sadece nesihten değil, tahriften bile uzak kalamamışlardır.
40 – Ya onları uyardığımız birtakım belaların bir kısmını sana gösterir, ya da bundan önce senin ruhunu teslim alırız, farketmez. Zira senin görevin sadece tebliğ etmektir, hesap görmek ise Bize aittir. [88,21-26]
Risalet ahkâmının tamamını tebliğ etmek gerekir. Fakat risalet cümlesinden olarak tebliğ edilen uyarmaların muhtevasına şahit olmak, tebliğin gereklerinden değildir.
(RA’D SÛRESİ 39 İLA 40. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Elhamdulillâhi
Rabbi'l-Âlemîn. Essalâtu vesselâmü alâ Rasûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî
ecmaîn.
Ey gökleri yıldızlarıyla, zemini üzerindekilerle ve bütün
kâinâtı îcâd-ı bedîasıyla, yani sanat harikası halinde halk eyleyen yüce
Rabbim! Ey insanları kendisinde hiç şüphe olmayan günde toplayacak olan!
Kendisine yönelen elleri boş çevirmeyecek kadar gufrân sahibi Allah'ım!
Kudsî hadisinde buyurdun:
"Ben kulumun zannı üzereyim." Seni Rahîm ve Gafûr
biliyoruz. Rahman, Rahîm ve Gufrân ism-i şeriflerini üzerimizde tecellî eyle!
İlâhî! Nasıl gizlenirsin ki, zâhirsin. Nasıl kaybolursun ki,
hâzırsın. Sana nasıl isyan edilebilir ki, Kâdirsin, Subhânsın.
Allah'ım, biz Sana, kendini senâ ettiğin gibi senâ edemeyiz.
Bizi bu konuda hayrette bırakman, Sana ettiğimiz senâ cümlesindendir.
Allah'ım, Sana olan hayretimizi arttır! Senden olan
nasîbimizi bol eyle!
İlâhî, ne kadar ibâdet etseler de, âbidler Sana lâyıkıyla
ibâdet edemediler. Ne derecede bilseler de ârifler, Seni bilemediler. Ne kadar
tevhîd etseler de muvahhidler, Seni şânına lâyık bir şekilde tevhîd edemediler.
Ne kadar vasfetseler de, vasfedenler Seni Sana yaraşır sûrette tavsîf
edemediler. Zîrâ var edilen, kendini var edenin künhünü nasıl idrâk edebilir?
Allah'ım! Biz âciziz, Sana hakkıyla kulluk edemeyiz.
Allah'ım! Biz Sana teslim olduk, Sana inandık, Sana yöneldik,
Sana tevekkül ettik, sığındık!
Rabbim! Gerçekten bize indireceğin her hayra muhtâcız! İcâbet
edici Sensin. Nitekim Sen her şeye kâdirsin.
Onun için ancak Sana kulluk eder, ancak senden yardım
isteriz. Ya Rab! Senden başkasına kulluk etmekten, Senden başkasını Senden
fazla sevmekten, yine Sana sığınırız.