GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
31 – Eğer dağları yürütecek, yeri param parça edecek, ölüleri bile konuşturacak bir kitap olsaydı, işte o, bu Kur’ân olurdu!
Ne var ki Allah böyle yapmadı. Bu mevcut durumu takdir buyurdu. Çünkü emir ve hüküm yalnız O’nundur.
Bu müminler hala öğrenmediler mi ki Allah dileseydi bütün insanları hidâyet eder, doğru yola koyardı.
O kâfirlerin kendi yaptıkları işler sebebiyle başlarına durmadan bela inecek veya ülkelerinin hemen yanıbaşına düşecek ve bu hal Allah’ın vaad ettiği kıyamet gelinceye dek sürecek. Allah asla sözünden caymaz. [46,27; 21, 44; 14,47]
Bu âyette bel edatının ifade ettiği idrab mânası, işlerin yalnız Allah Teâlaya ait olmasına müteveccih değil, aksine onun neticesine, yani mevcut olan duruma yöneliktir. Yani Allah Teâlanın hikmetinin, insanların yükümlülüklerini kendi seçimlerine bina etmesine işaret etmektedir. Âyette şart cümlesinin karşılığı bulunmadığından “İşte o, bu Kur’ân olurdu!” diye takdir edilir. Bazı müfessirler ise: “Onlar yine de iman etmezlerdi” diye düşünürler.
32 – Senden önce de nice peygamberlerle alay edildi. Fakat Ben, o kâfirlere akıllarını başlarına toplamaları için bir süre mühlet verdim. Ama onlar akıllanmayınca sonra da onları azabımla kıskıvrak yakaladım, cezam nasılmış, gördüler. [22,48]
(RA’D SÛRESİ 31 İLA 32. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Zalimlerin zulmünden sana
sığınırım Ey Rabbim!
Zalimlerin zulmünden sana sığınırım.
Kuru iftiradan tuzaklardan sen koru.
Sen korursan kulunu dünyalar gelsede üzerine O ’na birşey
olmaz.
O masumiyetini ispatlar kalplere yapılanlara sen şahitken.
Başka kime gidilir.
İnsanların kin ve öfkelerini kustuğunda.
Yalanla dolanla etrafında çukurlar açtığında.
Kulunun senden başka sığınağı olmadığında.
Daima sana koştum açtım ellerimi yine.
Her halim sana ayanken ben masumken sen beni koru.
Tuzak kuranların tuzaklarını kendilerine çevir.
Allah rızası için kardeşçe dostça yaklaşmak varken.
Nefs ve kibriyle gururuyla şeytani düşüncelere sen meyl ettirme
Rabbim.
Beni benden iyi bilen sen başkasına eğmedim baş.
Sadece sana kulluk eder senden yardım dilerim.
DUALARINIZA MUHTAÇ KARDEŞİNİZ, DUALARINIZI İSTİRHAM EDER…..
MÜBAREK CUMANIZI TEBRİK EDERİM
İSMAİL KOCAOĞLU
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
41 – Bizim arzı (yeri) alıp onu uçlarından nasıl eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Allah öyle hükmeder ki onun hükmünü denetleyecek hiç bir merci yoktur. O, hesabı çabuk görür.
Yani Bizim mahvimizi ve isbatımızı kabul etmek istemeyen o inkârcılar, baksalar ya, yukarıda açıklandığı üzere, önce rahmet ve kudretimizle yaymış ve ayaklarının altına sermiş olduğumuz yeri aynı durumda bırakıyor muyuz? O serili yeri, üzerinde yaşadıkları o geniş toprakları, etrafından kudretimizle sarıp sıkıştırmıyor, onu eksiltmiyor muyuz? Daraltmıyor muyuz? O ilk medde karşılık onda cezirler yapmıyor muyuz? Veya çeşitli yeryüzü olayları ile onu aşındırıp parçalamıyor muyuz? Veya o kâfirlerin vatanlarını peyder pey çevresinden eksiltip durmuyor muyuz? Nüfuslarını, topluluklarını kırarak, dağıtarak, feyiz ve bereketlerini azaltarak, arazilerini, yurtlarını daraltarak, güçlerini ezikliğe, kemallerini noksana dönüştürmüyor muyuz? Yerdeki bu değişikliği veya vatanlarındaki bu daralmayı, bu sıkışmayı görmüyorlar mı?
42 – Kendilerinden önce geçenler de tuzaklar kurdular. Fakat bütün tuzaklar Allah’ındır (Allah’ın tedbiri, onların tuzaklarını boşa çıkarır). O, her insanın ne işlediğini pek iyi bilir. Yarın kâfirler de bu dünyanın sonunun kimin olduğunu anlayacaklardır. [8,30; 27,50-55]
43 – Dini inkâr edenler: “Sen Peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de nezdinde kitap ilmi bulunanlar.” [26,197; 7,156-157]
Kitap ilmine vakıf olanlar Kur’ân-ı Kerimi lâyıkıyla anlayanlardır. Kur’ân’ı tanıyanlar, onun beşer sözü olmasının mümkün olmayıp ancak Rabbülâleminin sözü olduğunu, dolayısıyla Hz. Muhammed’in de O’nun elçisi olduğunu anlarlar. Ve hatta daha önceki kitaplarda ezcümle Tevrat ve İncîl’de O’nun peygamberliğini haber veren, belge niteliğinde cümleler vardır. Bunları hakkıyla bilen ve taassup göstermeyen insaflı Ehl-i kitap âlimleri de buna şahitlik ederler.
(RA’D SÛRESİ 41 İLA 43. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Allah'ım!
Duâlarımızı, âlemin her tarafındaki Müslümanların duâsıyla tamamlayıp kabul et!
Ey her şeyi bir anda görebilen Allah'ım! Kapkara gecde, kapkara taşın üzerinde
yürüyen kapkara karıncayı gören Sensin! O karıncanın izinden daha gizli olan
her türlü şirk ve günahtan Sana sığınırız!
Allâh'ım! Bizi, bir ân bile olsa nefsimizle baş başa bırakma!
Her ânını Senin rızâna uygun olarak geçiren, her adımını nefsi için değil,
Senin rızân için atan kullarından eyle!
Sevgili kulun, en son peygamberin Habîbine layık ümmet, hocalarımıza
layık talebe ve vatanımıza, milletimize ve ailemize layık evlad eyle!
Yetişmemizde emeği geçen, Seni tanımada bize vesîle olan
hocalarımıza lütfunla muâmele edip, onları cehennem ateşinden uzak eyle!
Onların, Senin katında makbul bütün hayırlı isteklerini Sen kabul ve ihsan
eyle!
Allah'ım! Anne babamız küçüklüğümüzde nasıl büyütüp
bakmışlarsa, merhamet kanatlarını üzerimize nasıl indirmişlerse Sen de onlara
öylece muâmele et! Öğrendiğimiz ilmi, yaptığımız hizmetleri dergâh-ı
ulûhiyetinde makbul eyleyip, onları anne babamızın sadaka-i câriye defterlerine
kaydeyle! Bizi ve bizim soyumuzdan gelenleri, Sana itaat edenlerden eyle!
Onları senin yolunun hizmetkârları kıl!
Allah'ım! Bizim ve anne babalarımızın, geçmiş ve gelecek
zamandaki, bilerek ve bilmeyerek, gizli ve açık, büyük ve küçük bütün hata ve
günahlarımızı afv eyle!
Allah'ım, Sen cömertsin, afvı seversin, ümmet-i Muhammed'i
afv eyle! Lütfunla bütün Müslümanları, Senin katında hayırlı amellerde bulunan,
böylece Senin rızâna nail olan kullarından eyle!
Bütün mahlûkâtın hesâba çekileceği kıyâmet gününde, bizi,
amel defterini sağ tarafından alan, yüzleri parıl parıl parlayan, Habîbinin ve
Kur'ân-ı Kerîm'in şefaatine mazhar olan, nihayetinde Senin cemâlini görüp,
rızâna eren kullarından eyle!