İlk Türkçe-Türkçe Sözlük

764 views
Skip to first unread message

Ilhan

unread,
Sep 19, 2020, 4:47:21 PM9/19/20
to Ilhan, DÜLGER Mehmet, DPT googlegruop, on...@boun.edu.tr, Meral Dülger Taşkın
İLK TÜRKÇE TÜRKÇE SÖZLÜK

JDenizci Paşamız Cihad Yaycı, Atatürk'ün okuduğu ve notlar aldığı Yakut Dili Sözlüğünü 1920 lerde nereden aldı, nasıl okudu vs diye şaşkınlıkla anlattı ve gündem oldu ya, ben de (diyor bir araştırmacı mız) merak ettim sözlüğü ve biraz bilgi topladım.

Merak edenler vardır diye paylaşayım dedim.

Yakutistan'a sürgün giden Leh asıllı Rus Türkolog Edouard Pekarskiy nin 30 yılda derlediği 4 ciltlik bir ansiklopedik sözlüktür.

Atatürk'ün Rusça bilen kim varsa parça parça dağıtarak Türkçeye 8 ayda hızlı çevirisini yaptırttığı ama talimatı verildiği için 1937 de TDK nın yeniden daha dikkatli bir tercüme ile çevirerek 1945 de yayınladığı bir sözlüktür.
Paşamız klasik dil sözlüğü dedi ama çok kapsamlı ansiklopedik bir sözlük esasen.

"Yakut Dili Sözlüğünde destan, masal, halk hikâyesi, efsane, mitoloji, folklor, etnografya, inançlar ve bunlarda geçen şahıslar, ilâhlar, dağ, ırmak, göl, orman, köy, mevki, mahalle, oba, insan adları, hattâ lâkaplara dek ayrıntılar, bilgiler ve belgeler verilmiştir. Sözlük bu bakımdan ansiklopedik ve kuşatıcı bir özellik arzetmekte, dünyada eşi ve benzeri bulunmamaktadır.

Osmanlıların “teşbihte hata olmaz, hatasız teşbih olmaz” hikmetli sözünü dikkate alarak söylersek Pekarskiy, Kaşgarlı Mahmud’un 11. Asırda yaptığı işi 19. asrın sonunda, 20. asrın başında başarmıştır." diyor bir yorumda.

Atatürk, dil ve tarih alanında derin inceleme ve araştırmaları esnasında, o güne kadar yayınlanmış hangi klasik eser varsa hepsini kitapçılardan yurt dışından temin etmiş, hatta döneminin önemli dil ve tarih bilim adamlarını davet etmiş, kurultaylar toplamış ve başlattığı bu eşşiz çalışmalar devam ettirilir umudu ile Dil ve Tarih Kurumunu kurmuştur.

Okuduğu kitaplar ve esasen sözlüklerin listesini de Agop Dilaçar şöyle anlatmıştır.

"Atatürk sözlüklere çok önem verirdi. Bunlar arasında V.W. Radloff’un 4 ciltlik “Türk Lehçeleri Sözlüğü” (1888-1911) ile E. Pekarskiy’nin yine 4 ciltlik “Yakut Türkçesi Sözlüğü” (1907-1928) başta gelen eserlerdi. Atatürk Yakut Sözlüğüne sık sık bakar ve baktırır, bu lehçedeki kelimeleri eskiliklerinden dolayı esas sayardı. Çuvaşça üzerinde pek durmazdı. Dilcilik alanında çok merak ettiği şeylerden biri yabancı kelimelerin etimolojisi olduğu için, etimoloji sözlüklerinden çoğu sofrasına ve çalışma masasına kadar götürülürdü. Atatürk’ün geniş biyografisini yazacak olanlara bir belge olsun diye, bu sözlüklerin başlıcalarını sayıyorum: A. Walde-J. Pokorny’nin “Hint-Avrupa Dillerinin Etimolojisi Sözlüğü”
(3 cilt, 1. bas. 1930-1932), E. Boisacq’ın “Yunan Dili Etimolojisi Sözlüğü” (2. bas. 1923), A. Ernout-A.Meillet’in “Latin Dili Etimoloji Sözlüğü” (1. bas. 1932), O, Bloch’un “Fransız Dili Etimolojisi Sözlüğü” (1. bas. 1934). Başvurulan yabancı sözcükler arasında A. Bailly’nin Yunanca-Fransızca Sözlüğü (11. bas. 1925) ile L. Quicherat-A. Daveluy’nün Latince-Fransızca Sözlüğü (55. bas. 1929). Gerektiği zaman Dil Kurumu kitaplığında bulunan Sümerce, Akkadca, Eski Mısırca, İbranca, Süryanca, Arapça, Farsça, Sanskritçe, Çince, Japonca, Fince, Macarca vb. sözlüklere de bakılırdı. Sümerce sözlükler (Fr. Delitzsch, 1914; A. Deimel, 1930-1937) ellerde çok dolaşırdı. Atatürk Dil Devrimine her şeyden önce kelime hazinesi alanından başladı. 1932-1936 yılları arasında Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan eserlerin çoğunlukla sözlük olması, bu gerçeği tanıtlar. İlk iş olarak, Türk dil ve lehçelerinin enginliğini ve zenginliğini ortaya seren Tarama Dergisi (2 cilt, 1933-1934) çıkarıldı; bu eser hazırlanırken 125.988 tarama fişi gelmiş, bunlar elenerek 7500 Osmanlı İmparatorluk Türkçesi kelimeye karşı, eski ve yeni Türk lehçelerinden 30.000 kelime gösterilmiştir. Bu dergideki gereç az sonra düzenlenmiş, kelimeler İstanbul ağzına uygun bir duruma getirilmiş ve bundan Cep Kılavuzu denilen Osmanlıca-Türkçe ve Türkçe-Osmanlıca iki ciltlik küçük bir eser 1935’te ortaya konmuştur. Bu esere son bir şekil verilmeden önce, 1933 yılında 8 Marttan 18 Hazirana değin basında anket açılmış, kurum her gün gazetelerde ortalama 15’er kelimelik 105 liste yayımlamış ve basında bunlara karşılık önerilmiştir. Bu kelimelerden her biri üzerinde Atatürk önemle durmuş ve çoğunu kendi önermiştir. Cep Kılavuzunda 8752 Türkçe karşılık vardır. Bunun 4696’sı herkesin bildiği kelimelerdir; 1735’i, bu kelimelerden Türkçe eklerle türetilmiş yeni şekillerdir; Türkiye dışı Türk lehçelerinden yalnız 415 kelime alınmış, bunlardan da Türk ekleriyle 450 türev yapılmıştır; 583 kelime, Türkçeleşmiş kelime sayılmış, bunlardan da Türkçe eklerle 873 yeni kelime türetilmiştir.

Ayrıca, 1932 -1933 yıllarında hükümetin buyruğuyla yurdumuzun bütün eğitim örgütü seferber edilerek Anadolu ve Trakya Türk ağızlarında kullanılan kelimeler toplanmış, sonra bunlardan Derleme Dergisi (6 cilt, 1936-1957) meydana getirilmiştir. Kurum, gelen 153.504 (mükerrerlerle birlikte: 173.000) fişi eleyerek 35.600 kelimeyi derlemeye almıştır. Yine Türk Dil Kurumu sözlük yayınları serisinden, eski eserlerden taranarak meydana getirilen 19.538 kelimelik Tanıklariyle Tarama Sözlüğünün (şimdiye değin 4 cilt, 1943 -1957) temelleri Atatürk zamanında atılmıştır. Hatta Atatürk bütün Türk lehçelerini içine alacak olan Büyük Türk Sözlüğü için de hazırlık yaptırmış, kurultaylar toplandıkça kurumun genel yazmanları raporlarında sık sık bu iş hakkında bilgi vermişlerdir. Zaten Atatürk, Radloff ve Pekarskiy sözlüklerini, tasarlanan büyük sözlüğe gereç olarak Türkçeye çevirtmek istemişti. 1932’deki birinci kurultayın çizdiği çalışma programında şöyle bir madde vardı: “Türk lehçelerindeki kelimeler derlenerek lehçeler lûgatı tez elden yapılmalıdır.”

1934 kurultayı genel yazmanlık raporunda da şöyle denmiştir: “Türk Lehçeler Lûgati için Radloff esas alınacak, tashih, ikmal, tadil yolunda taranacaktır.”

1936 kurultayı raporunda ise Radloff Sözlüğü tercümesinin başlanmış olduğu söyleniyor, Pasonen’in Çuvaş Sözlüğünün, Verbitskiy’nin Altay-Aladağ Türk Lehçeleri Sözlüğünün, Kumuk ve Balkar lehçeleri sözlüklerinin tercüme edildiği, Pekarskiy’nin Yakut Sözlüğünün de ele alınmış olduğu bildiriliyor, sonra şöyle deniyor: “Bu tercümelerden Türk lehçelerinin lûgatlerine ait olanları hep bir araya getirerek bir Türk Lehçeler Lûgati hazırlamak ve bu yolda yeniden hazırlanan bir program altında tercümelere devam etmek önümüzdeki yılların işi olacaktır.”

Sözlük konusunda, 1934 kurultayı genel yazmanlık raporu Yeni Türkçe Sözlüğünden (yani Türkçe Sözlükten) de söz açmış, bu işin ele alındığını bildirmiştir, ki bunun da gerçeklenmesi 1945’te çıkan Türkçe Sözlükle sağlanmıştır."

İLK TÜRKÇE TÜRKÇE SÖZLÜK desek daha doğrusu olurdu.

Atatürk’ün yaptığı 20. asır ölçüleriyle ulusu tekrar ortaya koyma işidir.

Türkler, Türk dili ve devlet üzerinden şekillenmiş bir devletli ulusturlar. Son asrın ulus-devlet’i değil, tarihten gelen devletli ulus’turlar. Türk dili; devletin belkemiği olan halkın dili, ordunun dili, yargının dili olagelmiştir.

Dil ve tarih çalışmaları neden Atatürk ölür ölmez durdu? Bunun çok ayrıntılı araştırılması gerekiyor.

I. Milli Eğitim Şurası (1940) Atatürk’ün kurduğu dil, kültür, tarih, coğrafya, eğitim, okul, beceri eğitimi, meslek eğitimi, teknik eğitim politikalarını değiştirmiştir.
H. Ali Yücel’in Şura konuşmaları çok ciddi eleştirilmelidir.
Yoksa, bugünkü Türkiye’yi açıklayamayız.

Sent from my iPhone
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages