İŞÇİ SINIFI SİNSİ VE YOLDAN ÇIKARICI TUZAKLARA KANMAYACAK

5 views
Skip to first unread message

f.u.

unread,
Oct 11, 2011, 9:32:03 AM10/11/11
to FiKRET UZUN YAZILARI
İŞÇİ SINIFI SİNSİ VE YOLDAN ÇIKARICI TUZAKLARA KANMAYACAK

Şu anda birçok yerde toplumsal çelişkilerin çeşitli biçimlerinin
üzerinden yükselen tepkiler cılız da olsa kendini gösteriyor ve çok
daha büyük bir kitle ise, böyle ağlayarak, yüreğini sızlatarak bu
cılız tepkilerin büyümesini Godo'yu bekler gibi bekliyor, sizi
kastetmiyorum, yanlış anlayıp, polemiğe girmemiz söz konusu olmasın
ama gerçek bu ve bu durumun temel sebebi, sınıf kinini ve hıncımızı
zaptı rapt altına almak için onlarca yıl çaba gösteren bir
şaşırtmacanın içine hapsedilmiş olmamızdır. Burada bol bol ağlamamıza,
beddua etmemize izin verdiler ve sonunda, sınıf kini yerine bunları
koyar olduk. Ama böyle ne Godot geliyor, ne de sınıf kini, o cılız
tepkileri büyütecek şekilde, bıçak ucu misli keskinleşebiliyor. İşte
demek istediğim budur ve kimseyi yargılamıyorum. Daha önemlisi, bu
tepkiler, işçilerden emekçilerden kopuk sürerse, her zaman düzenin
çıkarına yarayacaktır ve işte bu nedenle bir biri ile hiç bir tepkiyi
buluşturmuyorlar, her tepki kendi mecrasında ve hepsine birer siyasal
nitelik verilerek sürüyor. Oysa siyasal mücadele bunları içermiyor,
bunlar siyasal mücadeleyi genişletecek olan, güçlendirecek olan diğer
toplumsal ve ekonomik mücadelelerdir. Ama her birine bir siyasal
nitelik vererek, bu cılızlıkta kalması sağlanınca, hem emek sürecinin
keskinleştirdiği çelişkiler kendiliğinden ve otomatik olarak
sönümlendiriliyor veya törpüleniyor, hem de kitlelerde boş hayaller
yeşertilmiş oluyor. Bu da, Godot'yu beklemekle eşdeğer oluyor, o ise
hiç gelmiyor. İşte Şimdi, bunların ışığında, emek sürecinin
yükselteceği çelişkilerin işçileri ve emekçileri alanlara
sürükleyeceği gerçeğinden hareketle buna da burjuvazi el atmış
durumda, daha doğrusu öteden beri hazırlık yaparak, işçi ve emekçi
kitleleri bir demokrasi illüzyonuna, bir sınıfsızlık cenderesine
hapsederek kitleleri hareketsiz bırakmış ve sol sosyalist harekette
oldukça fazla kirlenme yaratmış, dolayısıyla kitlelerin kiminle
birlikte ve hangi yöne yürüyeceğini görmesini engellemiş olduğundan,
emek sürecinin kitleleri siyasal mücadeleye sevk edeceği aşikârken,
onları, sendikal mücadeleye siyasal bir karakter yükleyerek,
ekonomizmin peşine takmanın, sosyalist iktidar için mücadeleden
uzaklaştırmanın mekanizmalarını harekete geçirmiştir. İşte bütün
bunlar, bu oyunlar, eğer sınıf kinimiz ve hıncımız dorukta ise,
şeytana melek gibi, doğru yolu göstermeye çalışarak, insafa çağırarak
değil, şeytanca bir bakış açısıyla bütün oyunlarını bozarak karşı
çıkılacağını görebileceğimizi gösteren işaretler olmalıdır. İşte demek
istediğim budur ve bunları uzun zamandır söylüyorum ama maalesef ya
küfür zannediliyor, ya da gerçeklere parmak bastığım için canı
yananlar, bu acının müsebbibi olmakla beni mahkûm ederek ver yansın
ediyorlar ama sözde gerçeği arayanlar, bir türlü gerçeklere yüzünü
dönemiyorlar. Tabii burada ahmağa yatıp da sahtekârlıklarını
gizleyerek insanların aklını şaşırtan dinamikleri de yabana atmamak
gerekiyor. Hepsi bir arada, hepimiz artık gözlerimizi açmalıyız ve
oynanan oyunlara karşı ne yapabilirizi tartışmak için önce kendi
indimizde düşünmeliyiz. Her yerde oyun olduğunu, hep tuzaklara
geldiğimizi unutmadan, bir envanter çıkarıp, hangi sıradan başlamamız
gerektiğini tespitle, bütün oyunların üzerine gitmeliyiz. Örnek olsun,
bir taraftan, asarız keseriz, halktan demokrasiyi esirgeyen Suriye'ye
bomba yağdırırız, askerimizi göndeririz diyenlerin aynı zamanda bu
askerleri yönetecek kurmayları, neden ve hangilerini, zindanda tutmaya
devam ettiklerini ve Türkiye'de demokrasi var mı da, Suriye'de
demokrasi havarisi kesiliyor olduklarını düşünmekle başlayabiliriz.

Fakat nereden başlarsak başlayalım, ortada bir şiddetli bir ideolojik
kuşatma olduğunu, tekellerin, emperyalist burjuvazinin ve
işbirlikçilerinin yoğun bir ideolojik saldırısı ile karşı karşıya
olduğumuzu, bunun kitlelerde bir illuzyon yaratarak, sürüleşmelerine
neden olduğunu, tepkisiz hale geldiklerini, dolayısıyla bu ideolojik
hegemonyayı yıkmadan ilerleyemeyeceğimizi, Ortadoğu'da, Kafkaslarda,
kuzey Afrika'da ve ülkemizde ve elbette genel olarak dünyada neler
olduğunu anlayamayacağımızı, dolayısıyla yeni bir dünya yaratmak için
çok hevesli olsak da, nasıl yaratacağımızın ipuçlarına
ulaşamayacağımızı bilince çıkartarak, en devrimci işin şiddetli bir
ideolojik mücadele olduğunu ama hiçbir pratik görevden vazgeçmeden
bunun başarılması gerektiğini, bununla bağlı olarak ve acilen bütün
sosyalist alanlardan, eskinin eksikli ve yanlış bakışlarını bilinçli
olarak bu alanlara bulaştırmaya çalışanların temizlenmesi gerektiğini,
onlarla mücadelenin, onları sosyalizm alanına çekmek için değil,
aksine onları sosyalizm akanlarından temizlemek için yapılması
gerektiğini bilince çıkartıp, bu doğrultuda ısrarla ve kararlılıkla
ideolojik politik mücadele yürütmek ve bu mücadelenin yaratacağı
netlikle, Türkiye'nin ihtiyacı olan işçi sınıfının bağımsız politik
örgütüne giden yolu açmak, bu yolda güçleri biriktirmek, birbiri ile
kenetlemek için politik hüner göstermek gerekmektedir.

Fikret Uzun

11.ekim 2011

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages