04.03.2008 tarihinde s0712...@gmail.com <s0712...@gmail.com> yazmış:TARİHÇE
- ÖĞRENMENİN Mİ ÖĞRETMENİN Mİ YÖNLENDİRİLMESİ?
- ÖĞRENME TEORİSİNDEKİ GELİŞMELER
- SİSTEM YAKLAŞIMLARINDAKİ GELİŞMELER
- EĞİTİMİN TARİHÇESİ
- ÖĞRENME TEKNOLOJİSİ
- METOD TEKNOLOJİSİ
- ÖZET
- ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNE TARİHSEL BİR BAKIŞ
ÖĞRENMENİN Mİ ÖĞRETMENİN Mİ YÖNLENDİRİLMESİ?
Çok eskiden beri, resmi kurumlarda öğrenme, öğretmenin bir sonucu olarak görülmekte, öğretmen, hem bilginin kaynağı hem de onu aktaracak olan araç şeklinde değerlendirilmektedir. Kitaplar ve diğer medya araçları bilgi saklayabilmeyi büyük oranda artırırken; öğretmen bunları öğrencilere aktaracak tek yol/kanal olarak görülmektedir. Her ne kadar bilgiyi depolama ve teknolojiyi kullanmadaki gelişmeler; öğrenciler açısından, hem miktar hem de tür olarak doğrudan ulaşılabilir bilgi kaynaklarını artırdıysa da; etkileşimci sistemler bilgiyi arama ve kullanma konusunda tarihsel gelişimiyle benzeşmeyen yeni bir boyut ekledi. Sonuç olarak, öğrenciler açısından, öğretmenin bilginin kaynağı ve aktarıcısı rolü değişmeye başladı. Artık öğretmenlerin, öğrencilere bilgiyi aktarıcı değil; bilgiye ulaşmak için yol gösterici olduğunu göreceğiz. Tabii ki, bir çok durumda, öğrenmeyi daha anlaşılabilir ve daha basit bir hale getirebilmek için halen sıralandırma ve düzenleme yapmak gerekmektedir. Öğretmene daha az bağımlı öğrenme yöntemi, öğretmenleri ortadan kaldırmayacak, daha ziyade; bir taraftan onların bilgiyi sunma rolünü azaltırken, diğer taraftan da müfredat hazırlama, öğrenci rehberliği ve değerlendirmesindeki rolünü artıracaktır.
![]()
ÖĞRENME TEORİSİNDEKİ GELİŞMELER
Bilgi gelişiminin daha fazla öğrenci kontrollü olması insanların nasıl öğrendiği üzerinde daha fazla durulmasını gerektirmiştir. 1950lerde Harvard Üniversitesi'nden, B. F. Skinner öğrenme prensiplerine uyarıcı-tepki (U-T) psikolojisini uyguladı. Skinner aynı zamanda teşvik etme programındaki gerekli başarı seviyesini korumak için bir yordam geliştirdi. Öğrencinin sorulara daima doğru cevabı verebilmesi için, U-T prensiplerine dayanarak doğrusal-programlanmış öğretim materyalleri hazırlanmıştır. Skinner'in programları, öğrencilerin kendi cevaplarına göre yapmalarını gerektirecek şekilde kısa, iyi yapılandırılmış bilgi taslakları olarak biçimlendirilmişlerdir. Skinner'in çalışması, öğretim teknolojilerindeki bir çok önemli gelişme gibi, öğrenmeyi artıracak teknikler ve yöntemler üzerinde yoğunlaşmıştır.
Araştırmalar U-T tabanlı programların benzer geçmişe sahip öğrenciler için ve kesin ya da birleştirici seviyede eğitim/öğretim amaçları için çoğunlukla verimli olduğunu gösterdi. 1960'ların başlarında, Norman Crowder programlama metodunun Gestalt psikolojisini kullanarak geliştirilebileceğini düşündü. Hava Kuvvetleri eğitim araştırmalarında çalışan Crowder, başka mekanizmaların daha çok, değişik yapıda öğrencileri içeren kitleler üzerinde öğrenmedeki verimi ve öğretim hedeflerini artırmak için kullanılabileceğini savundu. Öğrenciden tepki beklemeden daha fazla miktarlarda bilgiyi sunması esas olan bir programlama geliştirdi. Crowder'ın programları, Skinner' in doğrusal programlarından farklı olarak, çoktan-seçmeli tepkileri de içerdi. Öğrenci, bir alternatifi seçtikten sonra, o tepkiye göre bir sonraki aşamada dallara ayrılıyordu. Araştırmalar, bu şekildeki programların değişik türden hedeflere göre daha geniş bölgelerdeki öğrencilere etkili bir biçimde öğretim verebileceğini gösterdi.
![]()
SİSTEM YAKLAŞIMLARINDAKİ GELİŞMELER
"Sistem yaklaşımı" ordu tarafından eğitim programlarında meydana gelen "öğrenme ve öğretme" süreçleri için kullanılmıştır. Silah sistemleri daha karmaşıklaştıkça ve daha fazla özelleşmiş insan gruplarına gereksinim duydukça, ordu servisleri gelişen ve büyüyen eğitim için yeni yöntemler aramaya başladılar. Sistem yaklaşımı, genel sistem teorisi, bilgi bilimi, iletişim, öğrenme teorisi ve diğer konular üzerinde fikir yürüttü. Çok çeşitli sistem modelleri yaratılırken, hepsinde ortak olan üç temel aşama vardı: ihtiyaçları belirleme; öğretimsel hedefleri belirleme; ve bilgiyi geliştirme, değerlendirme ve yaygınlaştırma. Tüm bunların yanında, unutulmaması gereken diğer önemli bir nokta ise bilgi teknolojileri kavramının insan, gelişme ve araçlarla iç içe olduğudur.
![]()
EĞİTİMİN TARİHÇESİ
Bu bölüme başlarken, öğretim teknolojilerinin (ÖT) tamamıyla yeni ve farklı kavramlardan oluşan bir bölüm olmadığının belirtilmesi gerekir. Daha çok, insanların eğitimsel girişimlerini geliştirmek, bunu daha etkili, daha verimli ve daha insancıl bir hale getirebilmek için yaptıkları bir aramalar sürecidir.
Aletlerin ve dilin bulunması ya da geliştirilmesi eğitim ve öğretime olan ihtiyacı yaratmıştır. Ağızdan çıkan kelimeler, gösteriler ve sınırlı sayıdaki yazılı kaynaklar ilk zamanlarda öğretim için en önemli medyaydı. Yunanlılar daha etkili olabilmek için soruların ve cevapların dikkatle yapılandırılmasını gerektiren Sokratik metodu buldular. Bu metod, öğrencinin ilgi ve yeteneklerine dayanarak; belli hedeflere göre kısa bilgi organizasyonlarını içermekteydi. ÖT, Socrates'in bireyin birçok ilke ve görüşünün değerlendirilmesi gerektiği yolundaki fikirlerini baz alırken, bunun devamı olarak bireyin fikirlerinin doğuştan var olduğu fikrini kabul etmemektedir. Socrates'in öğrencileri not tutmazken, başka bir yunan bilimcisi, Aristotle, not tutmanın öğrenme işleminde gerekli bir bölüm olduğu görüşündeydi. Her ne kadar bazı fikir ayrılıkları olsa da, her iki bilimci de, öğrenmeyi; aktif, hedeflere ve yapılandırılmış bir öğrenme ortamına dayanan birey eylemleri olarak düşünmüştür.
Sonuçta, çırak-usta ilişkisine benzetilebilecek, bireylere bilgi sağlayan bu sistem, getirdiği ekonomik baskıdan dolayı büyük insan kitlelerinin eğitmine öncülük etti. Kara-tahta, kitap gibi donanım teknolojisinin ilk formları grup eğitimini yapılabilir kıldı. Böylece, yüzyıllardan sonra insanlar bire-bir eğitimden, gruplara eğitim sağlayan iyi yapılandırılmış organizasyonlara doğru yöneldiler.
Milattan bin yıl kadar önce; tıp, sanat, ticaret, hukuk ve benzeri dallarda doğrudan bilgi akışını sağlamak için girişimlerde bulunulmuştur. Bu alanlarda görülen örgütlenmeler bilgi devamlılığını, öncekilerin sonrakilere bilgi aktarmasıyla sağlamışlardır.
Ortak korunma ve yardım için benzer ilgi alanlarına sahip insanlar bir araya gelerek örgütlenme girişmişlerini başlatmışlardır. Milattan sonra 1100-1500'lü yıllarda zirveye ulaşan bu sistemlerde, uzmanlar ve seyahat eden görevliler yeni çırakları eğittiler. Saatler, fiyatlar, ödemeler ve araçlardaki düzenlemeler bugünkü işletmelerdekiyle aynıydı.
1800'lerde Amerika'da endüstriyel kurumlar tarafından fabrika okulları kurulmuştur. Bu okullar sayıca çok arttılar; çünkü çıraklık sistemi fabrikalar için yeterli sayıda eğitilmiş insan ihtiyacını karşılayamıyordu. Bunun yanında, mesleklerde artan uzmanlaşmayla, çalışan işçilerin işin her yönünü çok iyi bilmesi gerekmemeye başladı, daha çok, bir işçinin tek bir işlemi nasıl yapacağını bilmesi gerekiyordu. Çalışanların daha az genel eğitime ihtiyacı olduğundan, bu eğitim programı işin sadece belli bir kısmını yapması gereken insanların eğitimi için çok uygundu. O dönemlerde genel ilkelerin ve değişik işlerin ya da değişen durumlar karşısında edinilmesi gerekli yeni becerilerin bile öğretilmesi gerektiğinden endüstriyel gelişim çok hızlı değildi.
Sonunda, Amerika'da ilk ve orta öğretim tüm çocuklar için zorunlu hale getirilmişti. Bununla birlikte, eğitim için öğrencilerden para alınmazken tüm toplum bu eğitimi desteklemek ve yapılabilmesini sağlamak için vergiye bağlanmıştı. Bu karar, iş ortamında gerekli becerileri kazandırabilecek "halk okulları" kurulabileceği anlamına geliyordu. Çocukların eğitim hakkı, okulların onların temel eğitimiyle sorumlu olduğunu gösteriyordu.
Önceleri, kolejler ve üniversiteler sadece politika, hukuk, din ve sanat alanında zengin insanlara eğitim sağlıyordu. Daha sonraları federal kanunlarla ve sosyal baskıyla öğretmenler, çiftçiler, ev ekonomistleri, endüstri işçileri için verilen mesleki eğitim programları geliştirildi. 20. yüzyılın başlarında, kendilerine verilmiş bu şansı değerlendirmek isteyen ne kadar fazla sayıda yetişkin olursa olsun, hepsine eğitim götürebilmek için, eğitime çok fazla para harcanmıştı.
Ekonomik etkenler ve öğretmen yetersizliğiyle zorunlu olarak bırakılmış olan birebir ya da az sayıdaki insan grubuna verilen eğitim, artık ÖT'deki ilerlemelerle yeniden bireysel eğitime izin vermektedir. Yeni bir öğretim materyalinin değerlendirilmesi ve gözden geçirilmesi ilk aşamada pahalıdır (yeni üretilen arabalarda ya da bilgisayarlarda olduğu gibi), fakat o tasarımın çok sayıdaki öğrenci için çoğaltılması bireysel eğitimin ya da grup eğitimiyle karşılaştırılabilir düzeydeki iletişimin maliyetini düşürebilir. Bu ÖT'nin sadece bireysel eğitime uygulanabileceği anlamına gelmemeli; Öğretim Teknolojileri (ÖT), öğrenci karakterlerine, öğrenme amaçlarına ve eldeki kaynaklara göre belirlenen grubun büyüklüğüne bağlı olarak, değişik biçimlerde bilgi tasarımını ve dağıtımını mümkün hale getirir.
Endüstri Devrimi, 19. yüzyılda güç isteyen işler için makinelerin icat edilmesi ile başladı. Fakat bu devrim eğitimde kendini göstermedi, ve öğretimdeki teknoloji büyük oranda eski haliyle kaldı. 19. yüzyıldan sonra ise eğitimciler için haritalar, tablolar, kitaplar gibi bazı öğretim materyalleri tasarlanmış ve üretilmiştir. 20. yüzyılın başlarında, endüstri teknolojisi, bitkiler ve fabrikalar konusunda iyi bir altyapıya sahipti. Erişilebilirlik, düşük maliyet ve güvenirlik amaçlı üretilmiş ürünler estetik görünümden yoksundu. Henry Ford: "siyah olduğu sürece istediğiniz renkte araba üretilir" demişti. Günümüzde çok daha fazla gelişmiş olan teknoloji, hem arabalar hem de eğitimde çok daha fazla çeşit ve tercih sunuyor.
Amerikan ordu servisleri, hem halk okulları hem de eğitim uzmanları için yararlı eğitim araçları ve öğretim yordamları geliştirmişlerdir. Örneğin; ilk kara-tahtalardan birisi 1817 'de batıda Claude Crozet tarafından kullanılmıştır. Crozet, İngilizce'yi iyi bilmeyen ve bu eksikliğini görsel bir takım çizimlerle aşmak isteyen bir Fransız'dı. Crozet, sınıfının duvarlarından birini siyaha boyayıp üzerine tebeşirle yazarak bu yolda bir adım attı. II. Dünya Savaşı sırasında, Amerikan ordusu, eğitim filmleri için bir milyar dolar harcayarak, 55000 tane 16 mm 'lik projektör satın aldı. 1945'te, Alman Personel Başkanı, William Kietel: "Biz, Amerika'nın insanlarını eğitmedeki hızı dışında her şeyi mükemmel hesapladık. Asıl yanlış hesapladığımız şey, onların eğitim filmlerinde hızlı ve tam olarak uzmanlaşmasını tahmin edememiş olmamızdır. " demiştir.
II. Dünya Savaşı sırasında yeni icat edilen, harita brifinglerini ve öğretimi geliştirme amaçlı kullanılan projektörler; Deniz Kuvvetlerince "manzara grafiği" olarak adlandırılıyordu. Projektör, daha önceden hazırlanmış görüntülerden yararlanabilmek ve öğrencileri tebeşir tahtası dışında başka bir araçla yüzyüze getirebilmek için tasarlanmıştı. 1960'ların ortalarında projektör ordu dışında da bir çok sınıfta görülmeye başladı.
Ordu, Skinner ve Crowder'ın çalışmalarını desteklediği gibi, başklarının, doğrusal ve dallanmış öğretim tekniklerini içeren programların gelişmesine katkıda bulunan çalışmalarını da destekledi. Askeri dil okulları dil laboratuvarlarında çalışmanın öncülüğünü de yaptılar. Ordunun en belirgin yardımlarından birisi öğretim tasarımı modelleri geliştirmesiydi. 1968 'de Savunma Teşkilatı, fakülte ve endüstri eğitimcilerine eğitim kurslarını geliştirmek ve yaygın bir çevrede uygulamak için bir sistem yaklaşımı planlamayı teklif etti. Bilgisayar, radar aletleri, yüksek performanslı uçaklar, iletişim araçları gibi gelişmiş aletleri kullanamayan bireylere bunları hızlı ve etkili bir biçimde öğretebilecek eğitim programlarına ihtiyaç duyulmaya başladı. Bu ihtiyaç ÖT'nin süregelen gelişiminde ordudan başlayan belirgin bir kuvvetle günümüzde de devam etmektedir.
1970'lerin sonlarında bilgi devrimi, yapay zeka, bilgisayarlar, teknolojinin yaygınlaştırılması gibi gelişmeler eşliğindeki toplumsal etkilerle hızlanmaya başladı. Bu araştırmanın meyveleri, günümüzde her on yılda iki katına çıkan bilginin yaygınlaştırılmasını mümkün hale getirdi. Mikroçip/yonga teknolojisi insanlara kendi bilgisayarlarına sahip olma ve bilgiyi doğrudan alabilme, işleyebilme olanağını verdi. Örneğin, Visicalc gibi programlar veriyi daha önce mümkün olmayan bir şekilde ve hızda işleme şansını verdi. Şüphesiz şu anda bilgi çağını yaşıyoruz. Öğretim, bilgiyi yöneten, kullanan bir meslek (bilginin, kaynağından alıcılara ihtiyaç doğrultusunda aktarımı) olduğundan, önümüzdeki on yıl profesyonel eğitimciler için uyarıcı olmalıdır.
Tabloda iletişim donanımlarını, teknolojiyi ve öğretim teknolojilerinin değerini gösteren teoriyi açıkça gösteriyor.
20. yüzyılda radyo, hareketli resimler, bilgisayarlar, televizyon ve iletişim teknolojilerinde büyük gelişmeler meydana geldi ve günümüzde de bu teknolojiler yaygın olarak kullanılıyor. Bu tür medya ve onların beraberinde getirdiği mesajlar, bir ürün yaratmak için, eğlence amaçlı ya da eğitimsel tecrübeler yaratmak için kullanılmıştır. Fakat bu araçlar hala eğitim/öğretim konusunda çok fazla kullanmıyorlar.
Fotoğraf filmlerinin ve arkasından transistörlerin, entegre devrelerin, ve mikroçiplerin gelişimiyle, teknolojik bir gelişim dalgası başladı; daha küçük hacimli, daha ucuz ve daha güvenilir eğitim araçları ortaya çıktı. Öğretimin bir medyası olan kitaba ilaveten, artık hareketsiz materyaller de ucuz bir şekilde slaytlar ya da projektörler yardımıyla sunulabiliyor. Hareketli görüntüler de filmler, video kasetler kullanılarak aktarılabiliyor. Sesler tek başına ya da filmler veya video kasetler aracılığıyla sunuluyor. Artık bilgisayarların kullanımı, eğitimcilere, en gerekli bilgileri öğrencilere sunmak için çok geniş çapta bilgi saklama ve işleme imkanı tanıyor. Bireysel maliyetler yükselirken, bilgisayarların maliyeti giderek düşüyor. 1960'tan beri, her bir birimin performansı 100.000 defa düşerken, bilgisayarların performansı 10.000 kat artmıştır.
Bilgisayarların bilgiyi tutma gücü, örgün öğrenimi de etkileyecektir. Gerçekten, yeni eğitim araçları öğrenmede büyük etki yarattı. Etkileşimci kablo sistemleri, uydu iletişimi, lâzerler, küçük depolama araçları bilginin depolanması, düzeltilmesi, öğrenilmesi ve kullanılması konusunda derin etkiler yaratmaktadır.
Tablo 1.1
İlk Çağlar Mağara duvarlarına çizilen resimler
Dil2. Yüzyıl Kağıt ve mürekkep 5. Yüzyıl Blok basım 9. Yüzyıl Kitaplar 15. Yüzyıl Matbaa (Gutenberg) 18. Yüzyıl
1793
Değişebilen bölümlerin kullanımı (Whitney)19. Yüzyıl
1837
1867
1876
1878
1879
1887
1892
1898
1899
Telgraf (Manyetik) (Morse)
Yazı makinesi (Sholes)
Telefon (Bell)
Saydam film (Eastman)
Lamba (Edison)
Kaydetme, silindir (Bell)
Kaydetme, disk (Berlinger)
AC motor (Tesla)
Fotoğraf (Beakeland)
Kablosuz telefon (Collins)2. Yüzyıl Kağıt ve mürekkep 5. Yüzyıl Blok basım 9. Yüzyıl Kitaplar 15. Yüzyıl Matbaa (Gutenberg) 18. Yüzyıl
1793
Değişebilen bölümlerin kullanımı (Whitney)19. Yüzyıl
1837
1867
1876
1878
1879
1887
1892
1898
1899
Telgraf (Manyetik) (Morse)
Yazı makinesi (Sholes)
Telefon (Bell)
Saydam film (Eastman)
Lamba (Edison)
Kaydetme, silindir (Bell)
Kaydetme, disk (Berlinger)
AC motor (Tesla)
Fotoğraf (Beakeland)
Kablosuz telefon (Collins)20. Yüzyıl
1907
1909
1913
1927
1935
1938
1944
1945
1946
1947
1948
1954
1962
1965
1967
1972
1978
1981Radyo tüpleri ve amplifikatörler (De Forest)
Kütle üretim teknikleri (Ford)
Heterodyne radyo (Fessender)
Televizyon (Farnsforth)
Sesli filmler (Warner Brothers)
FM radyo (Armstrong)
Xerography (Carlson)
Dijital bilgisayarlar - otomatik (Aiken ve diğerleri)
Bilgisayar hafızası (Von Neumann)
Elektronik dijital bilgisayarlar (Eckert)
Transistörler (Bareen ve diğerleri)
Cybernotic teori (Weiner)
Bilgi teorisi (Shannon)
LP kaydı (Goodmark)
Öğrenme bilimi ve öğretme sanatı, Skinner
Uydu iletişimi (Pierce)
Öğretim teknologlarını eğitmek için NDEA sermayesi
İngiltere'de açık üniversite planları
Bilgisayarla metin işleme
Bilgisayarla yüksek hızda çıktı alma
Ucuz kişisel bilgisayarlar![]()
ÖĞRENME TEKNOLOJİSİ
Geçtiğimiz yıllarda, öğrenme teorisindeki gelişmeler küçümsenemeyecek düzeydedir. Yeni bilgi işleme ve teknoloji kullanımındaki gelişmeler sürekli katlanan bir oranda artmaktadır.
1926'da Ohio Üniversitesinde, Sidney L. Pressey, öğrencilerin cevaplarını değerlendiren ve arkasından soruların doğru cevaplarını veren, başta test-değerlendirme amaçlı bir öğretim makinesi geliştirdi. Herkesi şaşırtan, öğrencilerin test alarak öğrenmesiydi.
Bu on yıl içerisinde, birçok sesli-görüntü (audio-visual) cihazları öğretmene yardımcı olarak kullanıldı. Bu tür cihazlar çoğunlukla sesli-görüntü yardımı diye adlandırıldı. Öğrencilere, soruları cevaplamak için mi ihtiyaç duyuluyordu, yoksa sunum devam etmeden önce öğrencinin anladığını garantilemek amacıyla düğmelere basması için mi ihtiyaç duyuluyordu? Programlar, öğrencilerin, öğrenmeleri konusunda ödüllendirildikleri için zor ve ilginç bir soruya genellikle doğru cevap verebilmelerini sağlayacak kadar iyi tasarlanmış olabilir miydi? Bu ve buna bağlı sorular, insanların nasıl öğrendikleri ve etkili öğretim tasarlama alanında araştırmaları başlattı.
Birçok çalışma bir yaklaşımı diğeriyle karşılaştırmak için yapıldı. Öğretmen-tabanlı sistemler çoğunlukla diğer yaklaşımları karşılaştırmada referans olarak alınıyordu. En sık sorulan soru, "Medya öğretmen kadar iyi sonuç verir mi?" idi. Her ne kadar bazı çalışmalar öğretmenlerden taraf olduysa da, diğer çalışmaların çoğunluğu "çok belirgin bir fark yok" sonucunu verdi. Günümüzde artık, birçok bilişsel amaca göre, sistematik tasarlanmış medya sunumlarının öğretmen-tabanlı öğrenim kadar iyi sonuç vereceği kabul edildi. ÖT'yi basma kalıp eğitim öğretim ilkelerinden ayıran; öğrencinin öğrenmenin merkezinde olması, öğretim tekniklerini öğrenmek zorunda kalmamasıdır.
Wayne Üniversitesi'nden Robert Kilbourn "sesli-görüntü eğitimi" departmanının adını öğretim teknolojisi olarak değiştiren ilk kişiydi. Bu sadece isim değiştirme dışında başka şeyleri de yansıttı, öğretmenlere öğretmeyi öğretmek gerektiği ve en azından bazı materyallerin doğrudan öğrenci tarafından -öğretmensiz- kullanılabileceğini vurguladı. Eğitimin bu alandaki felsefesi genellikle, "öğretim teknolojilerini" ilk kez tanımlayan, Kaliforniya Üniversitesi 'nden James Finn ile anılır. Finn aynı zamanda ÖT alanındaki araştırmalar için 1950-1960lı yıllarda Birleşmiş Milletler kongresine destek vermesi için girişimlerde bulunmuştur. Finn ve diğerlerinin çabaları sonucunda öğretim teknologlarını eğitmek için de maddi yardım alınmıştır.
Bilim ve teknoloji arasında onları birbirine bağlayan bir ilişki vardır: DNA araştırmalarının genetik alanında bir çok endüstrinin gelişmesine yol açtığı gibi, öğrenme teorisindeki gelişmeler öğretim teknolojilerinin gelişmesine yol açtı. ÖT üzerinde etkisi olan bazı bilim dalları Tablo 1.2 de bulunmaktadır.
![]()
Tablo 1.2
Davranışçı Bilimler İdari Bilimler Fiziksel bilimler Öğrenme teorisi Muhasebe Fizik Hissel Sistem teorisi Kimya İletişim Ekonomi teorisi Elektronik Motivasyon Görev analizi Optik Ölçme Sistemlerin analizi İletişim mühendisliği Programlanmış bilgi Maliyet - etki analizi Öğrenci analizleri PERT, PPBS Öğretimsel tasarım Test tasarımı İhtiyaç değerlendirmesi ![]()
METOD TEKNOLOJİSİ
Gemi tasarımı ve imalatı ya da bilgiyi aktarmak gibi karmaşık problemler büyük miktarlarda bilgiyi kullanmayı gerektirir. Eğitimciler öğrencileri, onların hislerini ve ihtiyaçlarını ne kadar çok anlarlarsa öğretimi tasarlamak da o kadar kolay olacaktır. O halde, öğretim teknolojileri sadece donanımın ve araçların kullanımı değil, aynı zamanda öğretimsel problemleri çözmek için öğrenimi yapılandırmak, bu amaçla da yordamları belirleyip kullanılmaktır. Bu işlemler davranışsal, sosyal ve fiziksel bilimler tarafından geliştirilmiş, öğretim teknologları tarafından da eğitimcilerin kullanılması amacıyla alana uyarlanmıştır. Teknolojinin işlemsel elemanı genellikle, bir model ya da akış diyagramında işlemin adım adım gösterilmesiyle tanımlanır.
![]()
ÖZET
50'li ve 60'lı yılların eğitimcileri öğretimin bir teknolojisi olabileceğinin farkına varmışlardı. Beklenen sonuca ulaşmak için, öğretim bilimi değil öğretim teknolojisi kullanmak bu amaca ulaşma olasılığını artıracaktır. Öğretim teknolojileri, donanım kullanımı, öğrenme teorileri ve öğrenme/öğretme problemlerine yardımcı olmak için geliştirilen sistematik işlemler üzerine kurulmuştur. Çözümler öğretmenleri, medyayı, materyalleri kapsayabilir ya da kapsamayabilir -gerekli olan çözümün gerçekten çalışmasıdır.
![]()
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNE TARİHSEL BİR BAKIŞ
1950'lerden itibaren, öğretim teknolojisi alanını oluşturmada üç temel görüş etkili olmuştur (Knirk&Gustafson, 1986: 1-7):
- Öğretmen tarafından dersin sunumunda kullanılacak görsel-işitsel materyallerin tasarımı yerine, öğretimin doğrudan öğrenci için tasarlanması kavramı.
- B.F.Skinner, Sidney L. Prsessey, N. A. Crowder ve diğer araştırmacılar tarafından tanımlandığı şekliyle, öğrenme teorisindeki gelişmeler.
- 3. "Sistem Anlayışı" olarak adlandırılmış ve iş tanımı prosedürleri, etkin öğretim ve yeni iletişim teknolojilerine olan gereksinimi ortaya koyan 2. Dünya savaşı ve sonrasında görülen ileri donanım teknolojisinin etkisi
Öğretim teknolojisinin gelişimindeki en önemli etken, öğrenme-öğretme kavramının algılanışında ve yorumlanmasında meydana gelen değişimdir. Klasik anlayış şekliyle öğretmen, bilgiye sahip olan ve onu aktaran en önemli kaynak olarak görülmektedir. Her ne kadar bilginin depolanmasında kitapların ve diğer öğretim araçlarının kapasitesi yadsınamamış olsa da, öğretmen bu bilgilerin aktarılmasında yine başrolü oynamıştır. Anck, bilginin depolanmasında ve kullanılmasında yaşanılan gelişmeler, hem bilginin türünü hem de miktarını artırmıştır. Bunun sonucu olarak, bilgiyi depolayan ve sunan öğretmenin rolü değişmeye başlamıştır. Öğretmen sadece bilgiyi depolayan ve onu öğrenciye sunan tek kaynak olmaktan çıkmış, öğrenciyi bilgiye yönlendiren kiş halini almıştır. Bu yeni anlayış, öğretmenin öğrenme ortamındaki etkinliğinin azaltmanın aksine, öğretmenin öğretme ortamındaki etkinliğini ve sorumluluğunu daha da artırmıştır.
Bu anlayışın yaygınlaşmasının yanı sıra, öğrenme psikolojisinde yaşanan gelişmeler, bireylerin nasıl öğrendiğine, öğrenme sürecinde gösterdikleri bilişsel faaliyetlere ve öğrencilerin bilişsel yeteneklerine etki edebilecek dış etkenlerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur. Bu gelişmeler ışığında, etkin bir öğretim ortamının tasarlanmasında kullanılacak strateji ve yöntemlerin tanımlanması ile yöntemlerin etkinliğini artıcı fiziksel koşulların ve araçların öğretim ortamına entegrasyonu, etkin bir öğretim ortamının yaratılmasında vazgeçilemeyecek ilkeler olarak öne çıkmıştır. Bu anlayışın kabul görmesiyle, öğretim ortamlarının tasarımı, bilimsel verilerin kullanımı ve sistematik anlayışın öğretime uygulanamsı gerekliliğini beraberinde getirmiştir.
Son olarak, sistem anlayışının eğitim programlarına uygulanışı, öğrenme-öğretme ortamının tasarımında yeni bir anlayışın kabul görmesine neden olmuştur. Bu anlayışın bir sonucu olarak, öğrenme-öğretme ortamının girdi (birey, kaynak, vb.), süreç (öğretim yöntemi, materyal, vb.), çıktı (öğrencinin davranışlarındaki bilişsel, duyuşsal, psikomotor değişiklikler) ve dönüt öğelerinden oluştuğu görüşü yaygınlık kazanmıştır.
Yukarıda açıklanan üç temel görüş, öğretim teknolojisinin bir bnilim dalı olarak tanımlanmasına ve gelişmesine neden olmuştur. Bunun sonucu olarak, Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden (University of Southern California) Dr. James Finn, ilk defa, 1960'larda öğretim teknolojisi alanında araştırma yapmak amacıyla Amerikan Federal Devleti'nden kaynak sağlamış ve öğretim teknolojisinin tanımını yaprak bu bilim dalının gelişmesinde öncülük etmiştir.
![]()
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNE GENEL BAKIŞ
Teknolojiyi kullanarak öğrenciyi aktif hale getiren uygulamalı bir eğitim vermektir.
DERSTE EĞİTİM TEKNOLOJİSİ KULLANIMI
Günümüz dünyasının en temel özelliklerinden biri bilgi ve teknoloji alanındaki gelişmelerin insanlık tarihinde görülmedik bir hıza ulaşmasıdır. Bu, varolan bilginin hızla eskimesi demektir ki, bilgiyi güncelleştirmenin önemini vazgeçilmez kılar. Bu iki alandaki çelişki HİE'in sürekli kılınmasını gerektirmektedir.
Bilgisayar her alanda ve eğitimde de artan bir şekilde kullanılmaktadır. Bu kaçınılmaz görünmektedir. Teknoloji, eğitim ve toplum arasında çok yakın, neredeyse olmazsa-olmaz tarzında bir ilişki vardır. Teknoloji toplumu değiştirdikçe, genel beceri düzeyleri değişir ve doğal olarak eğitimden beklentiler de bunu takip eder.
Öğrencileri toplumda üretken birer rol almaya hazırlamak için, okullar öğrencilere ihtiyaç duyacakları bilgi ve becerileri vermelidirler. Yeni "Bilgi Çağı", kendisiyle birlikte sadece elektronik ve bilgisayar teknolojisinde değil aynı zamanda uygulama ve ürettikleri bilgiyi kullanma alanında da yetenekli bireylere olan ihtiyacı beraberinde getiriyor. Şimdi bilgiyi bulan, toplayan, sunan, eleştiren ve hatta yaratan öğrencilere (bireylere) değer veriyoruz. Okul öncesinden itibaren, olguların ve biçimlerin ezberlenerek öğrenilmesi üzerine kurulu olan alışkanlık yerini daha özgür, daha etkileşimli bir öğrenme yöntemine bırakıyor. Amaç, çocukların doğal meraklarını kullanarak keşfetmenin, dünyayı öğrenmenin sırrını ve zevkini yavaş yavaş yaşamlarının bir parçası haline getirmelerini sağlamaktır.
*İNSAN doğumundan itibaren bilinçli veya bilinçsiz sürekli bir şeyler öğrenir.
*HEDEF arzu edilen bilinçli ve ihtiyaca uygun bilgilerdir.
*ÖĞRETMENLER olarak unutmamalıyız ki mesleki bilgilerimiz hayatımız boyunca ihtiyaca cevap vermeyecektir.
*Her geçen gün yeni bilgilere ihtiyacımız artmaktadır
*Bu da en kolay yoldan teknoloji kullanarak elde edilebilir.
BİLGİ ÇAĞININ ÖĞRENCİSİ;
Görsel işitsel araçlarla donatılmış
Eğitim ortamında yetişen
Yaparak- yaşayarak eğitim-öğretimin uygulandığı
Düşünen ve düşündüklerini ortaya koyan
Araştıran ve sonuçlarını toplum yararına sunan öğrencidir.
OKULDA VERİLMESİ GEREKEN
ŞÜPHELENMEK VE DOĞRU SORU SORMAK
ile
NEYİ, NEREDEN, NASIL ÖĞRENEBİLECEĞİNİ ÖĞRENMEKTİR.
EĞİTİM TEKNOLOJİSİ
Kuram ile uygulama arasındaki köprüdür.
felsefe
kuram
ilke
süreç
ortam
uygulama
EĞİTİM TEKNOLOJİSİNİN AMAÇLARIEğitim hizmetlerini daha geniş kitlelere götürmek
Öğretme ve öğrenme süreçlerini daha verimli hale getirmek
Öğretme ve öğrenme etkinliklerini bireyselleştirmek
Öğretme ve öğrenme ile ilgili uygulama süreçlerini düzenlemek
Eğitim ihtiyaçlarını ve imkanlarını bilimsel araştırma konusu yapmak
Eğitim kurumlarını uygulamalı hale dönüştürmek
Öğretim programlarında sürekliliği sağlamak sürekliliği sağlamak
Eğitim personelinin etkinliğini ve verimliliğini artırmak
Çevre faktörlerini düzenlemek ve kontrol etmek
Öğretme - öğrenme süreçlerini öğrenci yeteneklerine uyarlamak
Eğitimle ilgili sorunların çözümünde uygulamaya koymak
Eğitim teknolojisinde kullanılan araçlar
KARA TAHTA -TEBEŞİRKİTAP-DEFTER-KALEMBASKI MAKİNESİ (MATBAA)MODEL-MAKETRESİM-SLAYT-FİLMRADYO , TV- VİDEOÖĞRETME MAKİNALARIBİLGİSAYARLARBİREYSEL VE KİTLESEL OTOMASYON :
AĞ SİSTEMLERİ
TELEKOMÜNİKASYON
GENEL BİLGİ
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümleri ilk kez 1998 yılında eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması çerçevesinde Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından açılmıştır Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, 1998-1999 öğretim yılında eğitime başlamıştır. Bölümde halen 1 Profesör, 2 Yardımcı Doçent,2 doktoralı öğretim görevlisi, 4 Öğretim Görevlisi görev yapmaktadır. Bölümün temel amacı, bilgisayar ve diğer bilgi teknolojileri konusunda lisans eğitimi vererek ilk ve orta öğretime bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmeni yetiştirmektir. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü mezunları T.C. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı devlet ve özel statülü okullarda öğretmen, öğretim teknoloğu ve üniversitelerin ilgili bölümlerinde akademisyen olarak çalışabilirler
AMAÇ
İlk ve orta öğretimde çalışacak bilgisayar öğretmenlerini bilgisayar ve diğer bilgi teknolojileri hakkında güncel bilgi ile donatmaktır. Bölümümüz mezunları Milli Eğitim Bakanlığı?na bağlı devlet ve özel okullarda bilgisayar öğretmeni, öğretim teknoloğu ya da üniversitelerde akademisyen olarak çalışabilmektedirler.
AÇILAN PROGRAMLAR
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü lisans, yüksek lisans ve doktora programları sunmaktadır.. Lisansüstü programlar Eğitim Bilimleri Enstitüsü tarafından yürütülmektedir. Master ve doktora programlarına öğrenci seçimi için üniversite ve bölüm gerekli şartları duyururlar. Lisans Öğrenciler lisans programına Öğrenci Seçme Sınavı? nda (ÖSS) almış oldukları puana göre Öğrenci seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yerleştirilir. Her yıl yaklaşık 50 öğrenci bölüme alınmaktadır. Programın süresi 4 yıldır. Öğrenciler mezun olabilmek için almış oldukları bütün dersleri başarıyla tamamlamalı ve en az 2.00 genel not ortalamasını sağlamış olmalıdırlar. Programın resmi öğretim dili Türkçe? dir. Öğrenciler isteğe bağlı olarak 1 yıl süreyle İngilizce hazırlık programına devam edebilmektedirler. Yüksek Lisans Öğrenciler sunulan dersleri almalı ve araştırmalarına dayalı olan bir tez hazırlayıp sunmalıdır. Öğrencilerin yüksek lisans derecesini alabilmeleri yaklaşık olarak 2 yıl sürmektedir. Doktora Doktora derecesi ders ve araştırmaları kapsar. Öğrenciler orijinal bir araştırma yürütmeli ve bir tez hazırlamalı, tamamlamış olduğu bu tezi sözlü olarak savunmalıdır. Yüksek lisans derecesinden sonra doktora programını tamamlamak için yaklaşık 4 yıl gerekmektedir.
ARAŞTIRMA FAALİYETLERİ
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri eğitimi Bölümü öğretim elemanları 2000-2002 yılları arasında 14 uluslar arası ve 13 ulusal yayın gerçekleştirmişlerdir. Bölüm öğretim elemanlarının üzerinde çalışmakta olduğu konulardan bazıları şunlardır:
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri eğitimi Bölümü öğretim elemanları 2000-2002 yılları arasında 14 uluslar arası ve 13 ulusal yayın gerçekleştirmişlerdir. Bölüm öğretim elemanlarının üzerinde çalışmakta olduğu konulardan bazıları şunlardır:
SUNULAN OLANAKLAR
Bilgisayar Laboratuarları Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümüne ait 2 adet bilgisayar laboratuarı bulunmaktadır. Her bir laboratuar içerisindeki bilgisayarlara ait teknik özellikler şu şekildedir:
Bunlar dışında Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümüne ait:
Kütüphane Öğrenciler merkez kütüphaneyi kullanabilirler. Merkez kütüphanede kitap, süreli yayın, veri tabanı ve elektronik dergi gibi olanaklar öğrenci kullanımına açıktır. Diğer olanaklar Fakültemizde, sandviç türü yiyecekler, sıcak ve soğuk içecekler satan sigara içilmeyen bir kantin vardır. Aynı zamanda sigara içen öğrenciler için ise bir sigara odası vardır. Kampüsümüzde öğrenci yemekhanesinin yanı sıra, değişik lezzetler sunan kafe ve lokantalar da bulunmaktadır.
ÖDÜLLER
1994 AVRUPA AKADEMİK YAZILIM BİRLİĞİ, En İyi Yabancı Dil Yazılımı Ödülü. (Steve Neufeld ile birlikte.)., 01/01/1994 |
ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ Kurumsal, tasarlanmış, müfredatlandırılmış ortamlardaki "istendik öğrenme"nin geliştirilmesi için kullanılabilecek süreç ve araçların çözümlenmesini, tasarlanmasını, geliştirilmesini, uygulanmasını ve değerlendirilmesini inceleyen bilim dalıdır.
Eğitim teknolojisi bir bilim dalının adı olmakla birlikte hem bu bilim dalı çerçevesinde geliştirilen tek bir uygulamanın ifadesi olarak hem de uygulayıcıların meslek adı olarak da kullanılır. Bu durumda "Eğitim Teknolojisi" bilim dalının içinde çalışanlara Eğitim teknoloğu denir. Ortaya çıkarılan teknolojilerin tamamına Eğitim teknolojileri denir.
EĞİTİM TEKNOLOJİSİ NEDİR?
Eğitim teknolojisinin sürekli gelişen ve değişimler gösteren bir alandır. Kısa sayılabilecek bir süreç içerisinde, eğitim teknolojisi kendisine oldukça geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Bu da alanın amaçları ve sınırları ile ilgili karışıklıkların oluşmasına sebep olmuştur. Makine kullanımının yanı sıra teknoloji, sistemler, işlemler, yönetim ve kontrol mekanizmalarıyla hem insandan hem de eşyadan kaynaklanan sorunlara, bu sorunların zorluk derecesine, teknik çözüm olasılıklarına ve ekonomik değerlerine uygun çözüm üretebilmek için bir bakış açısıdır. Eğitim teknolojisi öğretme/öğrenme biliminin sınıf ortamı aracılığıyla gerçek dünya şartlarına uygulanmasıyla elde edilen bilgiler bütünüdür. Bu süreç içerisinde geliştirilen her türlü yöntem ve araç da bu uygulamaya yardım etmek amacını taşır.
Eğitim teknolojisi, öğretim ilkelerinin uygulanabilmesi için oluşturulmuş bütün metodolojiler ve tekniklerdir. Eğitim teknolojisi öğrenme sürecini geliştirmek için oluşturulan her türlü sistemi, tekniği ve yardımı içerir. Böyle bir yapıda şu 4 özellik önemlidir: öğrencinin ulaşması hedeflenen amaçların tanımlanması; öğrenilecek konunun öğretim ilkelerine göre analiz edilip, öğrenilmeye uygun şekilde yapılandırılması; konunun aktarılabilmesi için uygun medyanın seçilip kullanılması; dersin ve derste kullanılan araçların etkililiğini ve öğrencilerin başarı durumlarını değerlendirmek için uygun değerlendirme yöntemlerinin kullanılması
Eğitim teknolojisi "her türlü öğrenme koşullarında problemlerin ortaya konmasından, bu problemler için çeşitli (değerlendirme, yönetim, uygulama) çözümler üretilmesine kadar her aşamada insanların, yöntem ve fikirlerin, çeşitli araçların ve örgütsel fikirlerin de içinde bulunduğu karmaşık ve tümleşik bir süreçtir
Kitap, tebeşir, öğretmen gibi temel öğretim araçları ve yöntemleri çok uzun zamandan beri kullanılmaktadır. Bugün öğretmenler daha iyi hazırlanmakta, kitaplar daha iyi tasarlanıp daha iyi yazılmakta ve renkli tebeşirler kullanılmaktadır; ama bu araçların işlevleri ve öğrenci için anlamları yüzyılı aşkın bir süredir hiç değişmeden kalmıştır. Ayrıca bu süre zarfında öğretimin nasıl uygulanacağına ilişkin her hangi bir temel değişiklik de yapılmamıştır. Öğretim hâlâ, öğretmen merkezli, gruba yönelik ve ders kitabı tabanlı hazırlanmakta ve uygulanmaktadır. Bu yöntem 19.yy' da İngiltere ve Amerika'da başlayıp yayılan Lancastrian modelinin devamı niteliğindedir Bir buçuk yüzyıldır birçok değişikliğe uğramasına rağmen bu model endüstriyel üretim mantığının sonucu olan eğitimde seri üretimi geleneğine sıkı sıkıya bağlı durmaktadır.
Eğitim teknolojisi, eğitimsel sorunlara çözüm üretmek amacıyla öğretim, öğrenme, gelişim, yönetim teknolojilerinin ve diğer teknolojilerin bir arada kullanılmasından meydana gelmiştir.
1. Hem öğretim hem de eğitim teknolojisi için çıkış noktası olan kavram teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat burada ayrıca "eğitim" kavramı üzerinde de durulması gerekir. Olgunlaşmayı yaşam yeterliklerini sağlamak üzere yaştan bağımsız olarak yapılan her türlü girişim eğitim kapsamına girer.
Eğitimin beceri, tavır, tutum veya inanç kazandırma şeklinde bir uygulaması olduğu gibi, ayrıca öğrencinin kritik düşünme, bağımsız düşünme ve karar verme yeteneklerini geliştiren (eğitim tanımı ile asıl anlatılmak istenen de budur) önemli bir yönü de vardır.
Eğitim ve öğretim ile ilgili anlamların eğitim ve öğretim teknolojileri konularıyla bağlantısı bazılarını eğitimi destekleyecek teknolojiler ile ilgili olarak insanoğlunun bugüne kadar yaptığı en büyük keşfin ne olduğuna dair sıkıntılı düşüncelere sürüklemesi mümkündür.
Alfabe, insanoğlunun bilgiyi paylaşması, kaydetmesi ve saklaması için entelektüel bir araç olmuştur. Kâğıdın icadı ve yazım araçlarının geliştirilmesi, alfabe yardımıyla yapılan işlemlerin daha kolay gerçekleştirilebildiği bir süreci başlatmıştır. Kitap, birçok sayfadan oluşan, değişik tasarımlara sahip, sunmak istediği bilgiyi sıralı olarak veren bir araç olarak düşünülebilir. Kısaca kitap, teknik açıdan bakıldığında televizyon gibi, bilgisayar gibi vermek istediği bilgiden farklı bir yapıya sahip bir araçtır. Matbaanın icadından sonra kitap yaygınlaşarak hemen herkesin ulaşabildiği bir araç oldu. Karatahta hem öğrencinin hem de öğretmenin aynı anda aynı konu üzerinde çalışabilmesine olanak sağlayan ilk sınıf içi iletişim araçlarından birisidir. Okul otobüsü öğrencilerin uzak yerlerden öğretim yerlerine taşınması ve dolayısıyla uygun eğitim ortamının sağlanması açısından bir öğretim aracı olarak görülebilir. Eğitim her yönüyle öğretmen, öğrenci ve çevre arasındaki bir iletişim ağı olarak görülürse, o zaman öğretim teknolojisinin bu ilişkileri tanımlamada önemli bir görevi olduğu anlaşılabilir
Bilim ve teknolojinin çağdaş insan yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldiği bu günlerde eğitimcilerin eğitim teknolojisi alanındaki gelişmelerle yakından ilgilenmeleri ve bu gelişmelerin kendi alanlarına uygulama olanaklarını araştırmaları kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bugün bu alanda karşılaşılan başlıca sorunlar: 1) Teknolojinin olası kullanılma olanaklarını araştırmak ve bu konudaki bulguları yaymak, 2) Gerekli personeli yetiştirmek ve 3) Uygulamaya geçebilmek için üç yönlü bir nitelik taşımaktadır.
Günümüzde eğitim teknolojisi iki temel boyutta gelişme göstermektedir. Bu boyutlardan birisi daha çok ürünün ön plana alındığı ortam teknolojileri (eğitimde yeni teknolojiler) ile ilgilidir. Eğitim teknolojisinin süreç olarak ele alındığı ikinci boyut ise öğretim tasarımı alanı ile ilgilidir. Eğitimde etkililiği ve verimliliği sağlayacak öğrenme-öğretme süreçlerinin tasarımlanmasında öğrenme kuramlarının insan öğrenmesiyle ilgili olarak sağladığı bilgilerden yararlanılarak, öğrencilerin özellikleri, beklentileri, süreçteki rolleri ve etkinlikleri, öğretmenin süreçteki rolü ve etkinlikleri, öğretim materyallerinin hazırlanması, gerekli teknolojik araçlar, uygun yöntem ve teknikler gibi pek çok değişken dikkate alınmalıdır. Öğrenme - öğretme süreçlerinin tasarımlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesinde bilimsel araştırma bulgularının esas alınması gerekmektedir.
EĞİTİM TEKNOLOJİSİNİN DİĞER BİLİMLERLE İLİŞKİSİ
Psikoloji |
Teknoloji |
Öğrenme Tasarımı |
Eğitim Bilimleri |
İletişim Bilimleri |
Bilgisayar Bilimleri |
Felsefi Bilimler |
Sosyoloji |
Fizik |
Kimya |
Matematik |
İstatistik |
Ekonomi Bilimleri |
Yönetim Bilimleri |
Diğer |
Psikolojiyle ilişkisi; psikoloji bireyleri inceleyen bir bilim dalıdır. Psikoloji, bireylerin karakter, zekâ, yetenek, beceri, tutum ve istekler gibi geniş çaptaki özellikleri inceler. Psikoloji öğrenmelerin bireylerin zihninde nasıl meydana geldiği konusunda kuramsal olarak bilgi vermektedir.
Tasarım faaliyetleriyle ilişkisi; öğretim ortamlarının tasarımında, öğretmenin, öğrencinin, hedefin ve eğitim teknolojilerinin genel özelliklerini analiz eder. Genel olarak eğitim ve öğretim ortamlarının uygun bir şekilde tasarımıyla ilgilenmektedir.
Sosyoloji ile ilişkisi; toplumun ve toplumda yaşayan grupları inceleyen bir bilim dalıdır. Eğitim teknoloji ile sosyoloji arasındaki ilişki, toplumların genel özelliklerine uygun olan eğitim teknolojilerinin seçimidir. Burada, sosyoloji içinde bulunan toplumun genel özellikleri konusunda bilgi verir, eğitim teknoloji de uygun olan yöntemin araç, gereç ve özelliklerini sunar.
Fizik ile ilişkisi; mercek, ayna, ses ve elektrik gibi konular temel fiziğin kapsamı içerisindedirler. Eğitim/öğretimde kullanılan araçların birçoğu fizikçiler tarafından bulunmuştur. Bu araçlar bulunurken eğitim bilimleriyle ilişkilendirilmemiştir, daha sonradan bu araçlar eğitim teknolojileri olarak kullanılmıştır.
Felsefe ile ilişkisi; belli bir toplumda yaşamın temellerini oluşturan amaçları çizmektedir. Felsefe, eğitim teknolojisinin genel amaçlarını vermektedir. Bu amaçların uygulanması eğitim ve öğretimin başlangıç noktasını oluşturan özel hedeflere dönüştürülmesi gerekir ve bu görevde eğitim teknolojisine düşmektedir.
Kimya ile ilişkisi; kimya öğretiminde kullanılan kalem, tebeşir, mürekkep, yapıştırıcı, kâğıt vs. gibi materyaller kimyacıların icatları arasımdadır. Bu buluşlar olmadan etkili bir eğitim/öğretim sağlanamaz. Buradan da anlaşılacağı üzere kimya ile eğitim bilimleri arasında sıkı bir iş birliğinin olduğu görülmektedir.
Matematik ile ilişkisi; tüm bilim dallarının temeli matematiktir. Eğitim teknolojilerine baktığımız zaman matematiğin kullanıldığını çok rahatlıkla görmekteyiz. Üretilen her teknoloji iç hesaplamalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun için de matematik eğitim bilimleri ile birlikte hareket etmek zorundadır.
Ekonomi ile ilişkisi; ekonomi biliminin temel amacı var olan kaynakların amaçlarına uygun bir şekilde kullanılmasını planlamaktadır. Eğitim teknolojisinin ekonomik yapısı daha çok, belirlenen hedef ve davranışları etkili olarak gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu yüzden eğitim teknolojisinde yapılan faaliyetlerde ekonomi bilimi mutlaka kullanılmalıdır.
ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ
Öğretim Teknolojisi, kurumsal, tasarlanmış, müfredatlandırılmış ortamlardaki "istendik öğrenme"nin geliştirilmesi için kullanılabilecek süreç ve araçların çözümlenmesini, tasarlanmasını, geliştirilmesini, uygulanmasını ve değerlendirilmesini inceleyen bilim dalıdır.
Tanımdan da anlaşıldığı üzere öğretim teknolojisi Eğitim Teknolojisi'nin eğitim teknolojisi bilim dalının uluslararsı örgütü olan Association for Educational Communications and Technology (AECT, Eğitimsel İletişimler ve Teknoloji Derneği) tarafından oluşturulmuş tanımına oldukça benzemektedir.
Zaten eğitim teknolojisi ve öğretim teknolojisi arasındaki temel fark eğitim teknolojisi tüm eğitimsel faaliyetleri göz önünde bulunduruyorken öğretim teknolojisinin daha çok örgün eğitim kurumlarındaki öğrenmeler üzerinde duruyor olmasıdır. Bu bağlamda öğretim teknolojisinin eğitim teknolojisinin bir dalı olduğu söylenebilir. Veyahut da eğitim teknolojisinin öğretim teknolojisini de kapsayan daha geniş bir paradigma olduğu belirtilebilir.
KAYNAKÇA:
Cass G. Gentry'nin "Eğitim Teknolojisi, Anlamın Sorgulanması" adlı
makalesinden çevirilmiştir.
Cass G. Gentry
College Of Education, Michigan State University
East Lansing, Michigan
Konu alanı uzmanları bir taraftan eğitim teknolojisinin sürekli
gelişen ve değişimler gösteren bir alan olduğunu belirtirken diğer
taraftan halâ eğitim teknolojisini tanımlamaya çalışıyorlar. Kısa
sayılabilecek bir süreç içerisinde, eğitim teknolojisi kendisine
oldukça geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Bu da alanın amaçları ve
şöyle demektedir: "Makine kullanımının yanı sıra teknoloji, sistemler,
işlemler, yönetim ve kontrol mekanizmalarıyla hem insandan hem de
eşyadan kaynaklanan sorunlara, bu sorunların zorluk derecesine, teknik
a) Alfabe, insanoğlunun bilgiyi paylaşması, kaydetmesi, ve saklaması
için entelektüel bir araç olmuştur. Kağıdın icadı ve yazım araçlarının
geliştirilmesi, alfabe yardımıyla yapılan işlemlerin daha kolay
gerçekleştirilebildiği bir süreci başlatmıştır. Kitap, birçok sayfadan
oluşan, değişik tasarımlara sahip, sunmak istediği bilgiyi sıralı
olarak veren bir araç olarak düşünülebilir. Kısaca kitap, teknik
açıdan bakıldığında televizyon gibi, bilgisayar gibi vermek istediği
bilgiden farklı bir yapıya sahip bir araçtır. Matbaanın icadından
sonra kitap yaygınlaşarak hemen herkesin ulaşabildiği bir araç oldu.
Karatahta hem öğrencinin hem de öğretmenin aynı anda aynı konu
üzerinde çalışabilmesine olanak sağlayan ilk sınıf içi iletişim
araçlarından birisidir. Okul otobüsü öğrencilerin uzak yerlerden
öğretim yerlerine taşınması ve dolayısıyla uygun eğitim ortamının
sağlanması açısından bir öğretim aracı olarak görülebilir (Knezevich &
Eye, 1970, ss.19-22).
b) Engler teknolojiyi eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak
görmektedir. Şöyle der: "eğer eğitim her yönüyle öğretmen, öğrenci, ve
çevre arasındaki bir iletişim ağı olarak görülürse, o zaman öğretim
teknolojisinin bu ilişkileri tanımlamada önemli bir görevi olduğu
teknolojisi öğretme/öğrenme biliminin sınıf ortamı aracılığıyla gerçek
dünya şartlarına uygulanmasıyla elde edilen bilgiler bütünüdür. Bu
süreç içerisinde geliştirilen her türlü yöntem ve araç da bu
uygulamaya yardım etmek amacını taşır" (Dieuzeide, 1971, s.1).
2. Eğitim teknolojisi, öğretim ilkelerinin uygulanabilmesi için
oluşturulmuş bütün metodolojiler ve tekniklerdir (Cleary et al.,
1976).
3. Eğitim teknolojisi öğrenme sürecini geliştirmek için oluşturulan
her türlü sistemi, tekniği ve yardımı içerir. Böyle bir yapıda şu 4
özellik önemlidir: öğrencinin ulaşması hedeflenen amaçların
tanımlanması; öğrenilecek konunun öğretim ilkelerine göre analiz
edilip, öğrenilmeye uygun şekilde yapılandırılması; konunun
aktarılabilmesi için uygun medyanın seçilip kullanılması; dersin ve
derste kullanılan araçların etkililiğini ve öğrencilerin başarı
durumlarını değerlendirmek için uygun değerlendirme yöntemlerinin
kullanılması (Collier et al., 1971, s.16).
4. Silverman eğitim teknolojisini iki alt gruba ayırmıştır: göreceli
eğitim teknolojisi (relative educational technology) yöntemler ve
araçlar üzerinde durur; yapısal eğitim teknolojisi (constructive
educational technology) ise öğretiimsel problemlerin analizi,
değerlendirme araçlarını seçme ve geliştirme ve istenilen öğretimsel
çıktıları elde etmek için kullanılacak teknikler ve araçlar üzerinde
durur (Silverman, 1968, s.3).
5. Eğitim teknolojisi "her türlü öğrenme koşullarında problemlerin
ortaya konmasından, bu problemler için çeşitli (değerlendirme,
yönetim, uygulama) çözümler üretilmesine kadar her aşamada insanların,
yöntem ve fikirlerin, çeşitli araçların ve örgütsel fikirlerin de
eski teknoloji ürünü olduklarıdır. Kitap, tebeşir, öğretmen gibi temel
öğretim araçları ve yöntemleri çok uzun zamandan beri
kullanılmaktadır. Bugün öğretmenler daha iyi hazırlanmakta, kitaplar
daha iyi tasarlanıp daha iyi yazılmakta, ve renkli tebeşirler
kullanılmaktadır; ama bu araçların işlevleri ve öğrenci için anlamları
yüzyılı aşkın bir süredir hiç değişmeden kalmıştır. Ayrıca bu süre
zarfında öğretimin nasıl uygulanacağına ilişkin her hangi bir temel
değişiklik de yapılmamıştır. Öğretim halâ, öğretmen merkezli, gruba
yönelik ve ders kitabı tabanlı hazırlanmakta ve uygulanmaktadır. Bu
yöntem 19.yy'da İngiltere ve Amerika'da başlayıp yayılan Lancastrian
modelinin devamı niteliğindedir Birbuçuk yüzyıldır birçok değişikliğe
uğramasına rağmen bu model endüstriyel üretim mantığının sonucu olan
eğitimde seri üretimi geleneğine sıkı sıkıya bağlı durmaktadır (The
Impact of an Industrial Society on the Role and Methods of Education
adlı makaleden derlenmiştir) (Engler, 1972, s.61).
2. U.S. Agency for International Development'dan Clifford H. Block,
İngiliz Hükümetinin gerçekleştirdiği çok büyük ölçekli uzaktan eğitim
denemesini şu şekilde yorumluyor: "Televizyon, radyo ve posta gibi
iletişim araçlarının etkin kullanımı, BBC'nin üretim yetenekleri,
öğretim tasarımları için görevlendirilmiş eğitim teknolojisi grubunun
mükemmel başarısı, ve normal bir üniversiteden farklı olmayan
ders/konu içeriğiyle 65.000 öğrencisi olan İngiliz Açık Öğretim
1. "Bütünsel bir uygulama" olduğundan söz edildi; çünkü bütünsellik
anlayışı sistem fikri ile paralellik göstermektedir, şöyle ki; sistem
içerisinde yer alan her türlü birim, sistemin diğer birimleri üzerinde
etkili olduğu gibi sistemin diğer sistemlerle ve çevreyle de
etkileşimi söz konusudur. Yeni bir sistem oluşturmaktan bahsedilecekse
bu etkileşimlerin etkili, verimli ve amacına hizmet eder biçimde ele
alınması ve öyle değerlendirilmesi gerekecektir.
2. "Sistematik bir uygulama" olması; öğrenme gibi karmaşık bir sistem
içerisinde yer alan birçok önemli değişkenin kolayca ihmal edilebilir
ya da kontrol dışı kalabilir olması sebebiyle böyle bir yaklaşıma
ihtiyaç duyulmasındandır.
3. "Uygulama", problem çözümü için bilimsel ve diğer bilgilerin,
tasarlanan teknik ve strateji sistemlerine dönüştürülmesidir. Böylece
stratejiler (nasıl yapılacağının tasarlanması) ve teknikler (bir şeyi
oluşturmak için kullanılacak yöntem ve araçlar) teknoloji için birinci
derecede önemli birimler haline gelmektedir. Diğer bir deyişle problem
çözümü için belirlenen stratejiler işin nasıl yapılacağının
tasarlanması, bu stratejiler için uygun yöntem ve araç seçimi de
kullanılacak teknik olarak adlandırılabilir.
Aşağıda belirtilen görüşler de yazarın yaptığı bu tanımlamaları
destekleyici niteliktedir:
1. Teknoloji eğitim/öğretim sürecinde bağımsız bir değişkendir;
yerinde kullanılıp kullanılmaması, kullanacak kişinin
sorumluluğundadır.
2. Bir problem için teknolojik çözüm uygulamaları üretmek, çok daha
ciddi başka problemlerin oluşmasına yol açabilir.
3. Teknoloji uygulamaları için karar verilecekse, bu seçim istenmeyen
sonuçların, istendik sonuçlara göre göz ardı edilebilir ölçülerde
olmasına göre yapılmalıdır.
4. Tereddüt ve korku gelişmiş teknoloji kullanımında önceden tahmin
edilemeyecek kötü sonuçlar doğurabilir. Seçilecek teknolojilerin uygun
ve destekleyici olabilmesi için bireylerin kabullenme ve adaptasyon
süreçlerinde başarılı olması; yani kullanılacak teknolojiden haberdar
olması, buna ilgi duyması, ve yeni teknolojiyi deneyerek görmesi
gerekir (Rogers Shoemaker, 1971, s.100).
Öğretim Teknolojisi
Tanım. Öğretimsel problemlerin çözümü için davranış ve fizik bilimi
kavramlarından, ve diğer bilimlerden derlenen strateji ve tekniklerin
bütünsel ve sistematik bir uygulama çerçevesinde ele alınmasıdır.
Çözümleme. Öğretim teknolojilerinin tanımıyla ilgili diğer konular şunlardır:
1. Öğretim teknolojileri daha dar tanımlı gruplara bölünebilir;
örneğin mesaj tasarımı, mesaj dağıtımı, ve mesaj verimliliği
değerlendirmesi konuları öğretim teknolojilerinin bir alt dalı olarak
gruplandırılabilir. Verimli bir iletişim sağlayabilmek için
kullanılacak teknoloji tabanının sınırlandırılması önemlidir.
2. Öğretim teknolojileri, daha geniş bir uygulama alanının; yani
eğitim teknolojisinin bir alt dalı olarak görülebilir. Açıklamak
gerekirse eğitim teknolojisi, öğretim (instructional), öğrenme
(learning), gelişim (developmental), ve yönetim (managerial)
teknolojilerinin birleşmesinden oluşmuştur. Buradan çıkışla, eğitim
teknolojisi de başka benzer teknoloji gruplarıyla birleşerek daha
büyük ve geniş teknoloji ortamlarını oluşturabilir.
3. Belirtilen anlamdaki teknoloji gruplarından birisinde uygun bulunan
ve kullanılan strateji ve teknikler, başka teknolojiler içinde yararlı
olabilir.
4. Teknolojinin kullanılacağı alan ne olursa olsun, teknoloji seçimi
için temel kriter teknolojinin ne için kullanılacağı (amaçlar) ve
bunun o alan için nasıl bir değer taşıdığı olmalıdır. Bazı strateji ve
teknikler diğerlerine göre çok daha üstündür, değerlendirme bu tür
durumlar göz önüne alınarak yapılmalıdır.
Eğitim Teknolojisi
Tanım. Yapılması en güç tanım "eğitim teknolojisi" tanımıdır. Gene de
şöyle bir tanımlama uygun bulunabilir: Eğitim teknolojisi, eğitimsel
sorunlara çözüm üretmek amacıyla öğretim (instructional), öğrenme
(learning), gelişim (developmental), yönetim (managerial)
teknolojilerinin ve diğer teknolojilerin bir arada kullanılmasından
meydana gelmiştir.
Çözümleme. Yukarıdaki tanımın yanı sıra şu durumları da göz önünde
bulundurmak yararlı olacaktır:
1. 1. Hem öğretim hem de eğitim teknolojisi için çıkış noktası olan
kavram teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat burada ayrıca
"eğitim" kavramı üzerinde de durulması gerekir. John Dewey'in (1916)
eğitim tanımı şöyledir: "olgunlaşmayı yaşam yeterliklerini sağlamak
üzere yaştan bağımsız olarak yapılan her türlü girişim eğitim
kapsamına girer" (s.61).
2. 2. Bazıları eğitim ile ifade edilen durumlar arasındaki farkları
tanımlamışlardır: "eğitimin beceri, tavır, tutum veya inanç kazandırma
şeklinde bir uygulaması olduğu gibi, ayrıca öğrencinin kritik düşünme,
bağımsız düşünme, ve karar verme yeteneklerini geliştiren (eğitim
tanımı ile asıl anlatılmak istenen de budur) önemli bir yönü de
vardır" (Smith, 1965, s.23).
3. 3. Good öğretimi (öğretme başlığı altında) "örgün veya yaygın
öğrenmeyi kolaylaştırıcı faaliyetlerin, araçların ve rehberlik
hizmetinin sağlanması" olarak tanımlamaktadır (Good, 1959, s552).
ÖZET
Eğitim ve öğretim ile ilgili anlamların eğitim ve öğretim
teknolojileri konularıyla bağlantısı bazılarını eğitimi destekleyecek
teknolojiler ile ilgili olarak insanoğlunun bugüne kadar yaptığı en
büyük keşfin ne olduğuna dair sıkıntılı düşüncelere sürüklemesi
mümkündür.
açılacağı zamanları müjdeler…
BİLİM VE TEKNOLOJİ HAFTASI - ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ |
![]() |
ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ (ÖT) NEDİR?
Zaman zaman eğitim teknolojisiyle eş anlamlı olarak kullanılan öğretim teknolojisi terimi, eğitim teknolojisi tanımı içinde yer almayan durumlar ve olguları ifade etmek için kullanılmaktadır.
1. Commission on Instructional Technology öğretim teknolojilerini iki şekilde tanımlamaktadır:
(1) iletişim devrimi ile birlikte şekillenen medyanın, öğretmen, kitap, yazı tahtası ile beraber öğretimsel amaçlar için kullanılmaya başlamasıdır.
(2) Belirlenmiş hedefler uyarınca, daha etkili bir öğretim elde etmek için, öğrenme ve iletişim konusundaki araştırmaların ve ayrıca insan kaynakları ve diğer kaynakların beraber kullanılmasıyla tüm öğrenme/öğretme sürecinin sistematik bir yaklaşımla tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesidir". (Commission on Instructional Technology, 1970, s.19)
2. ÖT'nin anlamı üzerinde çalışan David Engler de iki tanım üzerinde durmuştur: "Birinci ve yaygın bilinen anlamıyla televizyon, hareketli resimler, kasetler diskler, kitaplar ve yazı tahtası gibi donanımı ifade eden iletişim araçlarını (medya) anlatır. İkinci ve daha dikkat çekici anlamı ise davranış biliminin bulgularının öğretimsel problemlere uygulanması sürecini ifade eden anlamıdır. Her iki tanımda da ortak olan, öğretim teknolojilerinin bağımsız değişken (objektif) olmasıdır; örneğin Gutenberg teknolojisi (matbaa) yardımıyla basılan önemli bir dini eser de herhangi bir eser de aynı derecede birbirinden farksızdır". (Engler, 1972, s.59)
3. Saettler, "öğretim teknolojilerinin fiziksel kavramlarının, fizik bilimi ve mühendislik teknolojisinin, (projektörler, kasetler, televizyon, bilgisayar gibi) grup ya da birey ağırlıklı sunumlar için öğretim materyali olarak uygulamaları şeklinde anlaşıldığını belirtmektedir" (s.2). "Diğer yönden bu fiziksel kavramlar şunu da öngörmektedir: davranış bilimcilerin ortaya koydukları bilimsel yöntemler eğitim uygulamaları için daha bağlayıcı olmalıdır; bunun için geniş anlamda psikoloji, antropoloji, sosyoloji ve bu bölümler içerisinde de öğrenme, grup süreçleri, dilbilgisi, iletişim, yönetim, sibernetik, algı ve psikometri önem kazanmaktadır. Ayrıca, öğretim teknolojileri kavramı, mühendislik araştırma ve geliştirmelerini (insan faktörü mühendisliği ), bazı ekonomi dallarını, öğretim personelinin ve binaların (öğrenme alanları) etkin biçimde uygulanması (utilization) amaçlı lojistik bilgisini ve de veri işleyen, bilgiyi bulup getiren (retrive) bilgisayar tabanlı sistemleri de bünyesinde barındırmaktadır". (Saettler, 1968, ss.4–5)
4. Öğretim teknolojileri, 'öğrenme nesnelerini'; yani öğrenme ve öğretme sürecinde yer alacak her türlü materyal ve aracı anlatır. (Armsey & Dahl, 1973, s.vii)
5. Öğretim teknolojisi, davranış değişikliği ya da başka herhangi bir öğrenme sonucunu elde etmek için sarfedilen araç, kullanarak ya da kullanmadan, hali hazırda var olan veya kazanılacak (oluşturulacak) her türlü çabayı anlatır. (Knezevich & Eye, 1970, s.16)
6. Öğretim teknoloğu bir grup üyesi olarak öğrenme süreci konusunda uzman olan kişidir. Görevi öğretilecek konunun hedeflerinin belirlenmesinde, öğrenme stratejileri seçilmesinde ve so
Eğitim Teknolojileri, insanların öğrenmelerini geliştirmek için kullanılabilecek süreç ve araçlara verilen genel addır. Eğitim teknolojileri "eğitim teknologları" tarafından ve eğitim teknolojisi bilimi ışığında tasarlanmakta ve geliştirilmektedir.
Geliştirilen teknolojileri insanlar örgün eğitim kurumlarında ve/veya diğer alanlarda "daha iyi" öğrenmek için kullanırlar. Bir eğitim teknolojisi, öğretici veya öğrenici tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış olabilir veyahut da her iki kullanıcı topluluğu da hedeflenmiş olabilir. Her iki durumda da amaç öğrencinin öğrenmesini geliştirmektir.
Eğitim teknolojilerine örnek vermek gerekirse kalem, kağıt ve kitap gibi en eski teknolojiler sıralabilir. Günümüzde elektronik donanımlar ve bu donanımlar üzerinde çalışan yazılımlar biçiminde de eğitim teknolojileri geliştirilmektedir.
| |||||||||
|
|
nuçların değerlendirilmesinde öğretim üyesine yardım etmektir. (Carnegie Commission On Higher Education, 1972, s.71)
7. Commission on Instructional Technology tarafından sunulan bir özette öğretim teknolojilerinin amacı şöyle belirtilmektedir: eğitimi daha üretken ve daha bireysel yapmak, daha bilimsel bir öğretim sağlamak ve herkesin ulaşabildiği, eşitliği öngören, daha güçlü ve daha hızlı bir öğretime ulaşmak. (Tickton, 1971, s.23)
|
| |
Eğitim ve Yaşam Kalitesi İçin, Eğitimle Teknoloji, Teknolojiyle Eğitim |
EĞİTİM TEKNOLOJİSİ
Eğitim teknolojisi; fiziksel bilimler, davranışsal bilimler veya medya kavramlarını içeren eğitsel bir bilim dalıdır. Bu tanıma göre, medya, fizik bilim dalı ve davranış bilim dalı arasında bilgi alışverişi vardır. Bu alanlar arasındaki ortak uygulamalar, öğrenme ve öğretme ortamlarında zaman zaman uygulanmaktadır. Çünkü, davranış bilim dallan, öğrenmenin insan beyninde nasıl oluştuğunu açıklarken medya da bu öğrenme ortamlarında etkili öğrenmeler ortaya çıkaracak olan uygun araç ve gereç seçimi ve uygulama konuları ile ilgilenmektedir.
Eğitim teknolojisi; öğrenme için gerekli olan düzenlemelerin, gelişimlerin, kullanımların, yönetimin ve kaynakların işlevlerinin değerlendirilmelerinin pratiği ve teorisidir. Zaten günümüzde, eğitim teknolojilerinin kullanılması kaçınılmaz hal almıştır. Bunun nedeni ise, çevrenize şöyle bir baktığınızda kaliteli eğitim veren okulların yapısı araştırıldığı zaman ortaya çıkan sonuç, eğitim teknolojilerinin etkili bir şekilde kullanıldığıdır.
ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ
Bu dersin amacı öğretim materyallerinin geliştirilmesinde gerekli olan öğrenme kuramlarının önemini belirtmek, öğretim ortamlarında kullanılan görsel, işitsel, görsel-işitsel, bilgisayar vb. araç-gereçleri tanıtmak ve öğretim ortamlarının seçilmesi, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili bilgi-becerileri kazandırmaktır
iletişim devrimi ile birlikte şekillenen medyanın, öğretmen, kitap, yazı tahtası ile Öğretim teknolojileri, 'öğrenme nesnelerini'; yani öğrenme ve öğretme sürecinde yer alacak her türlü materyal ve aracı anlatır beraber öğretimsel amaçlar için kullanılmaya başlamasıdır
Eğitim teknolojisi ile öğretim teknolojisi arasındaki temel fark: eğitim teknolojisi eğitimsel faliyeti göz önünde bulunduruyorken öğretim teknolojisinin daha çok örgün eğitim kurumlarındaki öğrenmeler üzerinde duruyor olmasıdır.Bu bağlamda öğretim teknolojisi eğitim teknolojisinin bir dalı olduğu söylenebilir.Veyahut da eğitim teknolojisinin öğretim teknolojisini de kapsayan daha geniş bir paradikma olduğu belirtilebilir.
KAYNAK:Demirel O. ve diğerleri (2002), Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme, 2002, Pegama Yayıncılık, Ankara