Kurucusu Buğra Han Baş ile magistra® üzerine bir söyleşi:
Bize biraz üründen söz eder misiniz?
magistra, “Bilgiye ulaşmanın en kolay yolu, kaynağının elinizin altında olmasıdır” düşüncesinden yola çıkarak oluşturuldu. Özellikle sosyal derslerde, öğrencilerin çok fazla bilgi içerisinden, işlerine yarayacak olanları süzmeleri, bunları da doğru yerde kullanabilmelerindeki sıkıntılarını görünce, “Ders çalışmanın, bilgi edinmenin muhakkak eğlenceli ve pratik bir yolu olmalı” dedik ve böylelikle, magistra’yı yaptık.
Aslında bir oyun mu?
magistra ne bir oyun ne de değil. Aslında evet, bir oyun. Öğrencilerin olduğu yerde bıraktığınız bir magistra kutusunu açar açmaz eğlenmeye başlıyorlar. İlk etapta kartların renkleri bile görsel olarak insanı motive ediyor. Burada eğlence var. Bunu anlıyor öğrenci. Desteyi çıkartıp da bilgileri okumaya başladığında ise sadece eğlence değil, bilgi yüklü olduğunu da görüyor. Zaten o noktadan sonra siz odadan çıkıp gidebilirsiniz. Öğrenciler, magistra ile nasıl oynayacağını biliyor.
magistra ile nasıl oynanıyor? Bir de sizden dinleyelim.
Her bir kutuda, konularına göre ayrılmış küçük kutularda bir araya getirilmiş 50’lik kartlardan oluşan desteler var. Hangi konular, ya da neleri anlatıyor, küçük kutunun arkasındaki dizinde görebiliyorsunuz. Diyelim ki edebiyat çalışmak istiyor öğrenci..
Ya da edebiyat “oynamak”…
Evet. Diyelim ki, geçtiğimiz senelerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatına dâhil ettiği “100 Temel Eser” hakkında bir oyun oynamak istiyor. magistra Edebiyat 2 kutusunu alıyor, içinden “100 Temel Eser” destesinin olduğu küçük kutuyu çıkartıyor. Bu kutular, kartların tamamını çıkarmadan okuyabilsinler diye özel olarak tasarlandı. Kartın üzerinde 5 tane bilgi var. Bunlar ipucu. Kartın en altında da ana bilgi var. Bu ipuçları, zordan kolaya göre sıralanmış vaziyette. En üstte en zor bilgi var ve 10 puan. Kartlardan bir tanesini çekiyor, ilk ipucunu okumaya başlıyor. Karşısındaki diğer öğrenciler, bu ipucundan cevabı bilirlerse 10 puan alıyorlar. Cevabı bilen çıkmazsa, bir alt ipucuna geçiliyor. En son ipucu okunana kadar devam ediyorlar. Puanlar toplanıyor, en çok puan almış olan kazanıyor.
Kartlarda koyu renk ve açık renk yazılmış cümleler var. Bu ne anlama geliyor?
Bold cümleler, üniversite sınavlarında şimdiye dek çıkmış soruların yanıtları. Açık renk olanlar ise genel kültür bilgileri. Ama bu bilgiler çıkmayacak diye bir kural yok tabi.
Yani burada yazan her şey önemli öyle mi?
Ben, 2010 yılında, yani öğretmenliğimin 14. yılında, öğrencilerin gerekli olan bilgileri gerekli olmayan bilgi yığınından ayırmada zorluk çektiklerini görerek başladım bu kartları yazmaya. Yani tabir-i caizse bir “bilgi filetosu” hazırlamaya başladım. Bu nedenle burada yazan her bir bilgi aslında önem taşıyor. Ama bold olanlar şimdiye dek çıkmış sorular ile ilintili.
Hangi dersler var?
Edebiyat, Tarih, Coğrafya.
Bu sene hangileri çıkacak?
Felsefe ve İngilizce. Bu sene YDS için de kartlar hazırlıyoruz. YDS öğrencilerinin yakından bildiği bir isim, Suat Gürcan ve Rıdvan Gürbüz ile hazırlıyoruz.
Sayısal dersler için düşünüyor musunuz?
Sayısal derslerde daha çok işlem yapmaya yönelik çalışmaları gerekiyor. Orada ne kadar tekrar yaparsan problemi o kadar hızlı çözebilirsin, gibi bir durum söz konusu. Sözellerde akılda kalması önemli. Sayısallar üzerinde çalışmalarımız devam ediyor, onları daha çok “bil – iki – üç” ismini verdiğimiz soru bankaları ile sunacağız öğrencilerimize.
Soru bankası olarak neler var?
Bizdeki soru bankaları biraz daha farklı. Öğrenci, müfredata uygun olarak düzenlenmiş olan soru bankasının kapağını açtığı anda hem öğrenmeye hem de soruları yanıtlamaya başlıyor.
Bu öğrenme hızını da artırıyor o halde…
Evet, öğrenci için vakit çok önemli. Bilgi yığını içinde boğulmaktansa soruları çözerken öğreniyor olması onun için daha verimli bir çalışma anlamına geliyor. Soru bankalarındaki sistematik bu şekilde tasarlandı. Aynı sistemi, sayısal öğrencileri için hazırladığımız kitaplarda da yapmaktayız. Ancak bu biraz vakit alıyor. Öğrenci, edebiyat soru bankasını bitirdiğinde, bir edebiyat anlatım kitabını da bitirmiş oluyor.
Son olarak ekipten de söz edelim…
Aslında web sitemizde göreceğiniz gibi çok kalabalık bir ekibiz. Sitede görünen kişiler ile çalışan başka hocalar ve öğrenciler de var. Şimdi çeşitli üniversitelerde okuyan ve henüz sınavlara hazırlanan öğrencilerimiz ile sürekli çalışmalar yapıyoruz. Bize göre, açık uçlu soruları cevaplayabilen öğrenci, bir beceri kazanmış demektir. Bu beceri, bilgiyi kullanarak senteze ulaşma becerisidir. magistra yaklaşımı, bilgi yok ise becerinin, beceri yok ise bilginin bir işe yaramayacağını kavramış ekip tarafından hazırlanan ders ürünleri ile öğrencilere sunuluyor. Öğrencinin yapacağı tek şey, bundan önceki senelerde yapıldığı gibi, bir magistra kutusu alıp, içini açmak. Kartlar, ona zaten yol göstereceklerdir.
Teşekkür ederiz
Ben de teşekkür ederim.