2 views
Skip to first unread message

by - recep

unread,
Dec 20, 2013, 2:35:34 AM12/20/13
to ismail...@armafiltre.com.tr, Rafet jakupovic, Öztürk Meydan, Burhan AKDOĞAN, ALİ RIZA SAVAŞ, doga...@hotmail.com, ekrem afacan, fethi küse, gurgun gurgun, cosk...@hotmail.com, e-tu...@googlegroups.com, yilma...@hotmail.com, Bülent AK, Vedat, ahmet uysal, by_e...@hotmail.com, erdogan erdoğan, yoru...@googlegroups.com, hakki zorlu, ugur dmr, SELAHATTİN TOPCU, mesut oktay, hkul...@muhasebat.gov.tr, mka...@muhasebat.gov.tr, ismail...@gmail.com, tek...@hotmail.com, Nilüfer Kaya, tal...@hotmail.com, ygez...@muhasebat.gov.tr, aal...@muhasebat.gov.tr, vcel...@hotmail.com, emr...@gmail.com, tal...@hotmail.com, aslan...@hotmail.com, burhan...@hotmail.com, hizmete...@googlegroups.com, serseri...@hotmail.com


"ESSELAMU ALEYKÜM VE RAHMETÜLLAHİ VE BERAKATÜHÜ . السلام عليكم ورحمة الله‎,"


Rabbim, dualı bir hayat yaşayan, duasını hayatına taşıyan, başkalarının duasını alan ve duası kabul olan kullardan eylesin. Hayırlı Cumalar diliyorum.


Selam ve saygılarımla..


Hadis

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم

Ümmetim için şu iki şeyden korkuyorum:

Ümmetim için şu iki şeyden korkuyorum: 
1- Bolluk ve rahat içinde iken, şehvetlerine uymalarından,
2- Namazı ve Kur’anı terk etmelerinden. (Taberani)

Ayet

 بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم

Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah`ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.
(Tevbe-24)

 

 

Kulak küpesi 

Vazife vesilesiyle alınan hediye rüşvettir.

şvet; bazı alimlerce bir hakkın iptali veya hakkı olmayan bir şeyin elde edilmesi için verilen şey olarak; diğer bazılarınca mevki sahibinden caiz olmayan bir şey için yardım satın almak maksadıyla verilen mal”, “karşılık verilmeksizin alınan ve alanın da ayıplamasına sebep olan şey vs. olarak tarif edilmektedir. (Kimya-yı Saadet)
"Ümeraya hediyeler hırsızlıktır.
İmama hediye devlet malını yağmalamadır."

Ümeraya hediyeler hırsızlıktır. İmama hediye devlet malını yağmalamadır."
Şu halde memurun hediye alması, memura hediye verilmesi rüşvet sayılmıştır, haram ilan edilmiştir.


Resulullah'ın (asm) zekat toplamak üzere gönderdi
ği memurlardan, dönüşte:
"
Şu zekat malı, şu da bana verilen hediye." diyen olmuştur.
Efendimiz (asm), memurun aldıklarını hediye sayılmayıp rü
şvet olacakları anlamada muteber bir ölçü koyar:
"Sen annenin evinde otursaydın bu sana verilir miydi?
Şu halde, memuriyet vasfı olmadan evinde oturduğu halde verilmeyecek olan bir şey memura verildi mi bu rüşvettir. (Kütüb-i Sitte)

Resulullah (asm) bu hadis-i şerifin başka bir rivayetle gelen devamında şöyle buyurmuştur:
“Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a (cc) yemin ederim ki:
“Böyle devlet hesabına vergi topladı
ğı zaman kendisine hediye ismi altında gayri meşru menfaat temin eden kimse yarın kıyamet gününde o mal sırtında ortaya çıkacak ve bunun hesabını verecektir. Hediye ismi altındaki bu mal deve ise deve sesi çıkararak, sığır ise, sığır gibi böğürerek, koyun ise koyun sesi çıkararak o hayvan sırtında mahşer halkına bu¬nun hesabını verecektir.”

(İmam Suyuti)


Konu
-1


İslamî Cemaatler

1.

Mü’minlerin tamamından oluşan Ümmet’in üzerinde ve dışında göremez

2.

Zaruriyat-ı islamiyenin, Kur’anın Sünnetin Şeriatın kesin hükümlerinin üzerinde ve dışında göremez.

3.

Hiçbir cemaat ve lideri kendini lâ yüs’el ve lâ yuhti (sorumsuz ve hatâsız günahsız) göremez, gösteremez.

4.

Hiçbir islamî cemaatin kendini İslam ile özdeş görmeye ve göstermeye hakkı yoktur.

5.

Hiçbir islamî cemaatin, Müslümanların ehliyetli, liyakatli, mu’temen, ziyalı kişileriyle istişare yapmama lüksü olamaz.

6.

Hiçbir islamî cemaat Kur’ana Sünnete Şeriata fıkha ahlaka aykırı şekilde zekat toplayamaz.,

7.

Hiçbir islamî cemaatin sivil saray darbesi yapmaya hakkı yoktur.

8.

Hiçbir islamî cemaat, diğer islamî cemaatleri yok saymak, görmemek, kale almamak lüksüne sahip değildir.

9.

Hiçbir islamî cemaatin “Allah katında tek hak, makbul, geçerli din İslamdır” zarurî temel inancına aykırı görüş ve inanç belirtmeye hakkı yoktur.

10.

Hiçbir islamî cemaatin geçerli fetva ve ruhsat ile yapılan taqiyye ve kitman haricinde yalan söylemeye, Müslümanları aldatmaya hakkı yoktur.

11.

Hiçbir islamî cemaatin iftira etmeye hakkı yoktur.

12.

Hiçbir islamî cemaatin tecessüse yani şahısların özel hayatlarını, gizli günahlarını ve bilinmeyen ayıplarını araştırmaya ve ifşa etmeye hakkı yoktur.

13.

Hiçbir islamî cemaatin fitne ve fesat çıkartmaya hakkı yoktur.

14.

Hiçbir islamî cemaatin başındaki zatı, onun yardımcılarını ismet sıfatıyla muttasıf mâsum günahsız hatâsız noksansız göstermeye hakkı yoktur. İsmet sıfatı Peygamberan-ı izam hazeratına (AIeyhimüsselam) mahsustur.

15.

Hiçbir islamî cemaatin mü’minler arasındaki kardeşlik bağlarını kopartmaya ve zedelemeye hakkı yoktur.

16.

Hiçbir islamî cemaatin Ehl-i Sünnet ve Cemaat inançlarına aykırı bozuk ve sapık inançlar, fikirler, görüşler sergilemeye hakkı yoktur.

17.

Hiçbir islamî cemaatin, Müslümanları bizden olanlar ve bizden olmayanlar diye ayırmaya, kendi cemaatlerinden olmayan sâlih mü’minleri ötekileştirmeye hakkı yoktur.

(İkinci yazı)

Özel İslam Okulları ve Kolejleri

BİZ Müslümanlar kendimizi aldatmayalım.

Bir özel mektebin, kolejin İslam mektebi veya koleji olması için, vaz geçilemeyecek zarurî temel şartlar vardır.

Bunların birincisi, okulun, bütün Müslüman öğrencileri içine alabilecek genişlikte bir camiinin bulunması ve ders saatlerine rast gelen namazların orada bütün (tekrar ediyorum bütün) Müslüman öğrenciler tarafından, okulun imamının ardında topluca cemaatle kılınmasıdır. Bir okulda bu özellik yoksa o okul İslam mektebi değildir. Lütfen kendimizi kandırmayalım.

İki örnek vereceğim: 1868’den 1912’ye kadar İstanbul’da Galatasaray Sultanîsindeki (lisesindeki) uygulama böyleydi.

İkinci örnek: İngiltere’nin belki de dünyanın en güçlü lisesi olan Eton College’in, okul binalarından daha büyük bir kilisesi vardır ve her gün öğrenciler, sabah derslerine başlamadan orada ibadet ederler. Bu ibadet ve ayine katılmak mecburidir.

Yakın zamana kadar ülkemizde Kemalist vesayet egemen azınlık rejimi terör estiriyor, göz açtırmıyordu ve okulların camileri olması, buralarda talebenin cemaatle namaz kılması yasaktı. Bugün durum değişmiştir, yüzde yüz olmasa bile geniş bir din hürriyeti vardır. Bundan sonra rejim baskısı, devlet terörü bahaneleri geçerli değildir. Allaha, Resulüne (Salat ve selam olsun ona), Kur’ana, Sünnete, Şeriat-i Garra-i Ahmediyyeye iman eden şuurlu, ihlaslı, firasetli, sâdık ve vicdanlı Müslümanlar, açtıkları kolejlerde, Galatasaray lisesinde eskiden olduğu gibi bütün Müslüman talebeye cemaatle namaz kıldırmalıdır. Bunu yapmazlarsa sorumlu ve suçlu olurlar.

Dikkat buyurunuz, Kemalist devlet okullarında böyle olmalıdır demiyorum, Müslümanların açtığı özel okul ve kolejlerde böyle olsun diyorum. Bir de, devlet okulları da olsa, bütün İmama-Hatip okullarında vakit namazları cemaatle kılınmalıdır.

Ülkemizde bir tek islamî cemaat yoktur, birçok islamî cemaat vardır. Bunların hepsinin özel okul ve kolejlerinde namaz ve cemaat mecburî olmalıdır.

İslam okullarının ikinci özelliği şudur: Bu okullarda Ehl-i Sünnet çizgisinde çok güçlü bir din eğitimi verilmelidir.

Beş vakit namazın cemaatle kılınmadığı, öğrencilere İslam ilmihalinin doğru şekilde öğretilmediği okullar, adları İslam bile olsa İslam Mektebi olamazlar.

Bütün cemaatlere duyurulur. Bu tenkitlerim ve uyarılarım için bana kızan ve söven olursa, kızabileceği kadar kızsın ve ne hali varsa görsün!

Mehmed Şevket Eygi-15 Aralık 2013 Pazar 00:15

Konu-2


Noel ve yılbaşı


Ey şeref-i İman ile müşerref olan ehl-i İman,
Mevzuumuz NOEL VE YILBAŞI hakkındadır.
Ezelden ebede kadar insanlığın felahı ve kurtuluşunu hedef alan ve bunun dayandığı umdeleri bir bir açıklayan yegane müessese İslam Dini’dir. Yüce Rabbimiz en üstün bir din olarak İslam Dinini göndermiştir. Bu yüce dinimiz, kendine has hükümleriyle, tazeliğini kıyamet sabahına kadar muhafaza edecek güzellikleriyle ve pırıl pırıl insanlığa ışık saçan hakikatleriyle ondört asırdan beri ayaktadır ve kıyamete kadar da ayakta kalacaktır.
İşte mensubu olmakla şeref duyduğumuz yüce dinimiz, kendi müeyyidelerini tahrif edecek müdahalelere ve beşeri düşünceleri ona karıştırmayı hedef alan her türlü teşebbüse karşı uyanık olmamızı biz mü’minlerden istemiş, ibadetlerde ve adetlerde firenk mukallidliğinden şiddetle kaçınmamızı emretmiştir.
Milletler; dini esaslara bağlılıkla ve milli hasletlerini korumakla ayakta kalmışlardır. İslamiyyete bağlılığı gevşeyen ve milli mefahirini inkar eden milletler ise taklitçisi olduğu topluluğun uydusu haline gelmişlerdir. Peygamberimiz Efendimizde bir Hadis-i Şeriflerinde mealen: “Kim bir kavme benzemeye özenirse, o da onlardandır.” buyurmuşlar ve bu suretle, kof hıristiyanlık ve kokuşmuş yahudilik adetlerine özenti duymaya set çekmiş, taklitçiliği adet haline getirenlerin milli ruhunu kaybedip, özendiği o topluluğun mahiyet ve karakterini elde edeceğine işaret buyurmuşlardır.

Muhterem Mü’min kardeşim,
Yüce dinimiz, biz mü’minlere dini esaslara bağlı kalıp, mukaddesatımıza sahip çıkıp, hiç bir zaman için bizim inançlarımıza ters düşen her türlü hal ve harekata meyl etmememizi emretmiştir. Hal böyleyken, malesef yüce dinimizin mensubu olduğunu ve müslümanca yaşamaya çalıştığını söyleyen nice insanların
müslümanlarla alakası olmayıp temamen başka dinlere mensup insanların adeti olan NOEL, PASKALYA ve benzeri adetlere kendilerini kaptırıp büyük günah bataklıklarına düştükleri bir hakikattir. İşte yukarıda bahsi geçen adetlerden biriside, birkaç gün sonra bütün hıristiyan alemince ve memleketimizde de birçok gafil insan tarafından kutlanacak olan noel ve miladi yılbaşı eğlenceleridir. O noel ve yılbaşı ki; Müslümanlıkla uzaktan yakından hiçbir alakası olmayıp bilakis hıristiyanlığın küfür kokan bir adeti olduğu için hem dinimize hemde özünü dinimizden alan örf ve adetlerimize zıttır.


Noel ve yılbaşı; içki ve fuhşu teşvik edip, yeşeren küçük çam fidanlarının yok edilmesine sebebiyet verdiği, insanları rezalete, sefalete, cinnete ve cinayete teşvik ettiği, israfın ve iflasın amili olduğu için, insanı insanlık tahtından indirip hayvani bir seviyeye düşürdüğü ve süfli bir hayatın zebunu kıldığı için, insanı mümtaz vasıflardan ayırıp Hakk’ın ve halkın nazarında kötü kıldığı için, yine içkinin kontrolü altına giren insana herkesin gözü önünde hertürlü bayağılığı işlettiği, edep ve haya duygularının yok olmasına, birçok fazilet müesseselerinin yıkılmasına sebebiyet verdiği için ve daha bizim bildiğimiz bilmediğimiz nice nice rezaletin işlendiği bir gece olması hasebiyle yüce dinimizin esaslarına, ictimai hayata, akla ve mantığa, edep haya ve ahlak müesseselerine tamamen zıttır.



Muhterem Mü’min kardeşim,
 İşte böyle bir gece, biz mü’minlere duvara astığımız takvimin tükenip bir yenisinin konulacağını hatırlatmaktan başka hiçbir şeyi ihtar etmemelidir. Bir mü’minin bu gece niyyetiyle normal günlük yaşayışına ilaveten en küçük bir değişik davranışta bulunması iman, inanç ve i’tikad noktasından büyük tehlike arz etmektedir. Bu sebeple şuurlu mü’mine bu gecede düşen vazife; yemesinde içmesinde, giyim ve kuşamında en küçük bir değişiklik yapmayıp, sadece Ümmet-i Muhammedin bu gecenin şerrinden, zulmetinden emin olmaları ve hakiki iman ve hidayet üzere hayatlarını tamamlamaları için Cenab-ı Hakk’a çokca dua ve iltica etmektir.


Rabbimizin bir ayet-i Kerimenin meali ile nihayet verelim.
Bırak onları(kendi hallerine) yesinler, eğlensinler! Onları (boş bir) emel oyalayadursun. Yakında bilecekler onlar. 

( islamiyasam.com - ücharfbeşnokta )


ŞİİR


BU YAZ


Dikenler sarmış, al yanaklı kiraz,
Düşünsek deli, hoş akıl mı kalır...
Ne ahmakmışız, ağlaşalım biraz,
Kardeş olmadık, huzur hava alır…

Rağbet görür bak, dinli-dinsiz gâvur,
Gel secdeye, dinim “laiklik” yaz…
İslam’a uyduk, şer tehditler savur,
Gündüzlerim kor, gecelerim ayaz…

Secdede aymaz, müflis boş tam takır,
Yüreğe vuruk, paslı kalın zincir…
Şeytan kınalı, oynar şakır şakır,
Sabırlar biter, dost gönüller incir...

Bulutlar kara, sağnak yağmur biraz,
Boğazlar düğüm, ağlaşır inler saz...
Dikenler sarmış, al yanaklı kiraz,
Bir hoş gidişat, mevsimler çöl bu yaz…

Afaklar kızıl, bet utancın yüzü,
Zulümden yangın, ağlıyor gökyüzü…
Geceye esir, göz görmez gündüzü,
Aslan değişti, aratır öküzü…

Çalsın ne çıkar, mal paraya hürmet,
İdam kalktı ya, “kısasa kısas”a lanet,
Görünen köy bu, zinaya yok zahmet,
Mazlum ahı var, geliyor kıyamet…

Güller kanadı, aktı sahillere,
Sular kurudu, bulamadık dere…
Adalet çıkmış, uzun tatillere…
İşimiz kötü, Hak hayır getire…

Rabbini bilmez, şaşar güdemez kaz,
Kalb şer yuvası, beyin olmuş enkaz…
Gülleri bol dik, bülbül söyler niyaz,
Bir hoş gidişat, mevsim çöl bu yaz…

Yel olsam keşke, hidayet eserim…
Kanım dökülür, boşa akar terim,
Gün gelir bende, hesabı keserim…
Şükrettiğime, Rabbim şükrederim…

Biz bire bağlı, nankör aciz kulduk,
Geldik aradık, umduk neler bulduk…
Şeytana çarptık, keşke de boğulduk,
Tamaha daldık, kaybedenler olduk…

Rabbini bilen ümmete tüm niyaz,
Hidayet nuru, çal yüze bembeyaz…
Adalet huzur, geldiyse mektup yaz,
Emri-hak oldu, gitsek te yaz, bu yaz…
Karadereli’den-Ağu.08


 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages