carl Eert

0 views
Skip to first unread message

yosi

unread,
Dec 13, 2007, 7:51:53 AM12/13/07
to dostluk...@googlegroups.com

Yaşamdan Damlalar

 

Yakup ALMELEK

 

 

Carl Ebert

 

Sanılanın aksine Carl Ebert Yahudi değildi. Şüphesiz Nazi zulmüne karşı durmak veya Hitler’e karşıt olmak için Yahudi olmaya gerek yoktur. İnsan olmak yetişir. 
Carl Ebert bir insandı. Salt sözlüklerdeki anlamıyla görünüşte değil, temelde de bir insandı. Gerçek bir Alman, gerçek bir kişilik, gerçek bir Avrupalı ve gerçek bir dünya vatandaşı.  Bu şekilde tanımlanıyordu.Ruhsal kimliği bunları içeriyordu.
1887 de Berlin’de doğdu.  Tiyatro eğitimi aldı. 1931 de Berlin Operasının genel  yönetmeni oldu. 1933 de Hitler rejimini eleştirmeye başlayınca işine son verildi. Arjantin’e kaçtı. 1936 yılında Atatürk tarafından Türkiye’ye davet edildi. On yıl kaldı Ankara’da.
Neler yaptı Ankara’da ?
Ankara’da Devlet Tiyatrosuyla, Konservatuarını geliştirdi,çağdaş bir hale getirdi, öğrenci yetiştirdi. O öğrencilerin içinden değerli hocalar yetişti.
Doğumunun 120 inci yılında İstanbul’da Profilo Center’da tertiplenen bir panelde öğrencileri Carl Ebert’i sevgiyle, saygıyla anlattılar.
İzleyiciler de alkışlarıyla eşlik ettiler.
Oyunlarıyla ve köşe yazılarıyla izleyicinin ve okurun takdirini taşıyan Refik Erduran paneli yönetiyordu.
Öğrencisi değildi ancak değerli tiyatro adamı Can Gürzap ta anlattı Ebert’i.
Ayten Gökçer okudu öğrenci Cüneyt Gökçer’in hocası Ebert’e yazdığı mektubu. Ne güzel anlatıyordu büyük Ebert’i. İçtenlikli ve hiç abartmadan.
Macide Tanır tek kelimeyle o gün şaheserdi. Özeleştirisi ve sampatik tavırlarıyla. Şaheser sözcüğü yetişmezse özür diliyorum çünkü daha başka bir anlatım aracı bulamadım onu anlatabilmek için.
Kültür Üniversitesi’nin dekanı da Ebert’e karşı olan takdirlerini belirtti. 
Prof. Mesut İktu’yu panelcilerin arasında görünce kısa da olsa bir müzik ziyafetine tanık olacağımızı sanmıştım ancak hoca konuşmayı yeğledi.  
Sona doğru anladık ki müziği Suat Arıkan’a ve eşlik
eden piyaniste tahsis etmişler. Her birini bir diğerinden daha fazla beğendiğimiz aryalar dinledik. 
Kulaklarımız daha bayram gelmeden bayramı idrak etmiş oldular.
Tiyatro ve opera seven kadirşinaslar geceyi tertip
eden Emre Erdem’e teşekkür borçlu olmalılar. Canla başla çalıştığını ve kendisine verilen “Hayır” cevaplarından yılmadığını ve ‘’ evet’’ yanıtı verecekleri bulmak için tabir caizse terlediğine tanık oldum.
Başardı da.
Erdem kısa bir konuşma da yaptı. Bu konuşmada sponsorlara minnet duygularını belirtmesi şıktı, zarifti. Şalom Gazetesinin etkin seslerinden Tilda Levi’ye teşekkür etmesi de güzeldi. Bir Şalom köşe yazarı olarak bundan kıvanç duyduğumu belirtmek isterim.Viki Habif de unutmadığı adlar arasındaydı.
Ankara Devlet Tiyatro ve Konservatuarı Carl Ebert’e sahip çıkmalı. Senede bir anma günü tertiplemeleri bugünün ve geleceğin kuşaklarınca bir örnek davranış olarak betimlenir sanırım.
Carl Ebert’i tanıyanlar onun insani yönünü vurguluyorlar. İnsanlığın şarkısı adlı bir şiirle onu rahmetle analım:  

İnsanlık bir ideal, en zor ulaşılanı
Sonsuzlukta bir hilal, severiz ufukları

Duvarcı ustasıyız, gönye pergel elimiz
Nur peşinde koşarız, güzelliktir ismimiz

Din, ırk farkı bilmeyiz, eşit kardeşleriz biz
Şarkılar söyleyelim, insanlık hedefimiz,
İnsanlıktır azmimiz.

 

 

 

 

 

Leyla Aglamaz

unread,
Dec 14, 2007, 12:30:04 AM12/14/07
to Dostluk Bat-Yam
Carl Ebert elbette onemli katkilarda bulunmus Turk Tiyatrosuna; fakat
onu unutmayip hatirasini yasatmak icin caba gosterenler de takdir
edilmeli bence.
Leyla

Sesim

unread,
Dec 14, 2007, 8:10:08 AM12/14/07
to dostluk...@googlegroups.com
Ben de TV'de izledim o anma törenini.
 
Gercekten cok etkileyici idi.
 
Macide Tanir o hüzünlü sesi ile ne güzel konustu.
 
Kimler gelmis kimler gecmis, dedirtti bana izlerken.

yosi <yosi...@gmail.com> wrote:
Yaþamdan Damlalar
 
Yakup ALMELEK
 
 
Carl Ebert
 
Sanýlanýn aksine Carl Ebert Yahudi deðildi. Þüphesiz Nazi zulmüne karþý durmak veya Hitler’e karþýt olmak için Yahudi olmaya gerek yoktur. Ýnsan olmak yetiþir. 
Carl Ebert bir insandý. Salt sözlüklerdeki anlamýyla görünüþte deðil, temelde de bir insandý. Gerçek bir Alman, gerçek bir kiþilik, gerçek bir Avrupalý ve gerçek bir dünya vatandaþý.  Bu þekilde tanýmlanýyordu.Ruhsal kimliði bunlarý içeriyordu.
1887 de Berlin’de doðdu.  Tiyatro eðitimi aldý. 1931 de Berlin Operasýnýn genel  yönetmeni oldu. 1933 de Hitler rejimini eleþtirmeye baþlayýnca iþine son verildi. Arjantin’e kaçtý. 1936 yýlýnda Atatürk tarafýndan Türkiye’ye davet edildi. On yýl kaldý Ankara’da.
Neler yaptý Ankara’da ?
Ankara’da Devlet Tiyatrosuyla, Konservatuarýný geliþtirdi,çaðdaþ bir hale getirdi, öðrenci yetiþtirdi. O öðrencilerin içinden deðerli hocalar yetiþti.
Doðumunun 120 inci yýlýnda Ýstanbul’da Profilo Center’da tertiplenen bir panelde öðrencileri Carl Ebert’i sevgiyle, saygýyla anlattýlar.
Ýzleyiciler de alkýþlarýyla eþlik ettiler.
Oyunlarýyla ve köþe yazýlarýyla izleyicinin ve okurun takdirini taþýyan Refik Erduran paneli yönetiyordu.
Öðrencisi deðildi ancak deðerli tiyatro adamý Can Gürzap ta anlattý Ebert’i.
Ayten Gökçer okudu öðrenci Cüneyt Gökçer’in hocasý Ebert’e yazdýðý mektubu. Ne güzel anlatýyordu büyük Ebert’i. Ýçtenlikli ve hiç abartmadan.
Macide Tanýr tek kelimeyle o gün þaheserdi. Özeleþtirisi ve sampatik tavýrlarýyla. Þaheser sözcüðü yetiþmezse özür diliyorum çünkü daha baþka bir anlatým aracý bulamadým onu anlatabilmek için.
Kültür Üniversitesi’nin dekaný da Ebert’e karþý olan takdirlerini belirtti. 
Prof. Mesut Ýktu’yu panelcilerin arasýnda görünce kýsa da olsa bir müzik ziyafetine tanýk olacaðýmýzý sanmýþtým ancak hoca konuþmayý yeðledi.  
Sona doðru anladýk ki müziði Suat Arýkan’a ve eþlik
eden piyaniste tahsis etmiþler. Her birini bir diðerinden daha fazla beðendiðimiz aryalar dinledik. 
Kulaklarýmýz daha bayram gelmeden bayramý idrak etmiþ oldular.
Tiyatro ve opera seven kadirþinaslar geceyi tertip
eden Emre Erdem’e teþekkür borçlu olmalýlar. Canla baþla çalýþtýðýný ve kendisine verilen “Hayýr” cevaplarýndan yýlmadýðýný ve ‘’ evet’’ yanýtý verecekleri bulmak için tabir caizse terlediðine tanýk oldum.
Baþardý da.
Erdem kýsa bir konuþma da yaptý. Bu konuþmada sponsorlara minnet duygularýný belirtmesi þýktý, zarifti. Þalom Gazetesinin etkin seslerinden Tilda Levi’ye teþekkür etmesi de güzeldi. Bir Þalom köþe yazarý olarak bundan kývanç duyduðumu belirtmek isterim.Viki Habif de unutmadýðý adlar arasýndaydý.
Ankara Devlet Tiyatro ve Konservatuarý Carl Ebert’e sahip çýkmalý. Senede bir anma günü tertiplemeleri bugünün ve geleceðin kuþaklarýnca bir örnek davranýþ olarak betimlenir sanýrým.
Carl Ebert’i tanýyanlar onun insani yönünü vurguluyorlar. Ýnsanlýðýn þarkýsý adlý bir þiirle onu rahmetle analým:  
Ýnsanlýk bir ideal, en zor ulaþýlaný
Sonsuzlukta bir hilal, severiz ufuklarý
Duvarcý ustasýyýz, gönye pergel elimiz
Nur peþinde koþarýz, güzelliktir ismimiz
Din, ýrk farký bilmeyiz, eþit kardeþleriz biz
Þarkýlar söyleyelim, insanlýk hedefimiz,
Ýnsanlýktýr azmimiz.
 
 
 
 
 


Never miss a thing. Make Yahoo your homepage.

Leyla Aglamaz

unread,
Dec 14, 2007, 8:58:32 AM12/14/07
to Dostluk Bat-Yam
Sesim'cigim,
Sen o gunlerde daha dogmamistin, bizim kucuklugumuzun en guzel
atraksoynu radyo piyesleri dinlemekti. Her Pazartesi aksami saat 21:00
de temsil saati vardi. Ne guzel oyunlar dinlerdik. Butun aile radyonun
basina toplanirdik. Macide Tanir, Cuneyt Gokcer, Mediha Gocer, Ayten
Kacmaz (Sonradan Gokcer oldu) Semih Sergen, Handan Uran, simdi ilk
anda aklima gelenler. Televozyon cikinca bunlarin tadi kacti tabii. O
artistlerin sesini dinleyerek olayi hayal etmek cok hos bir seydi.
Leyla

On 14 Aralık, 15:10, Sesim <sesimse...@yahoo.com> wrote:
> Ben de TV'de izledim o anma törenini.
>
>   Gercekten cok etkileyici idi.
>
>   Macide Tanir o hüzünlü sesi ile ne güzel konustu.
>
>   Kimler gelmis kimler gecmis, dedirtti bana izlerken.
>
> ---------------------------------

Sesim

unread,
Dec 17, 2007, 10:44:28 AM12/17/07
to dostluk...@googlegroups.com
Yok yok Leyla, yetistim :)
 
Evde tam on üc torunduk. "Radyo tiyatrosu" aksamlarinda, duvarda yüksek bir noktada raf icinde duran kocaman radyoyu indirsin diye dedemden rica ederdik. Dibimizde olmazsa oyundan bir tat alamayacakmisiz gibi gelirdi bize. Dedem sonunda bakti olacak gibi degil, daha kücük ama bugünkülere kiyasla yine heyula gibi bir rayo da bize alip, yerde bir sephanin üstüne koydu. Hepimiz cevresine tüner, dikkatle dinlerdik oyunlari.
 
Sonra dedigin gibi televizyon geldi.
 
Sabahlari saat onda baslayan "arkasi yarin"i, cuma sabahlari okula gitmeden evvel "halk hikayeleri"ni, okul dönüsünde "okul saati"ni dinlerdik.
 
Sanirim biz o yüzden "söz dinleyen" cocuklar olduk.
 
Hep dinlerdik...

Leyla Aglamaz <leyla....@gmail.com> wrote:

Sesim'cigim,
Sen o gunlerde daha dogmamistin, bizim kucuklugumuzun en guzel
atraksoynu radyo piyesleri dinlemekti. Her Pazartesi aksami saat 21:00
de temsil saati vardi. Ne guzel oyunlar dinlerdik. Butun aile radyonun
basina toplanirdik. Macide Tanir, Cuneyt Gokcer, Mediha Gocer, Ayten
Kacmaz (Sonradan Gokcer oldu) Semih Sergen, Handan Uran, simdi ilk
anda aklima gelenler. Televozyon cikinca bunlarin tadi kacti tabii. O
artistlerin sesini dinleyerek olayi hayal etmek cok hos bir seydi.
Leyla

On 14 Aralık, 15:10, Sesim wrote:
> Ben de TV'de izledim o anma törenini.
>
>   Gercekten cok etkileyici idi.
>
>   Macide Tanir o hüzünlü sesi ile ne güzel konustu.
>
>   Kimler gelmis kimler gecmis, dedirtti bana izlerken.
>
> yosi wrote:
>
>                           Yaþamdan Damlalar
>
>       Yakup ALMELEK
>
>       Carl Ebert
>
>       Sanýlanýn aksine Carl Ebert Yahudi deðildi. Þüphesiz Nazi zulmüne karþý durmak veya Hitler’e karþýt olmak için Yahudi olmaya gerek yoktur. à nsan olmak yetiþir.  
> Carl Ebert bir insandý. Salt sözlüklerdeki anlamýyla görünüþte deðil, temelde de bir insandý. Gerçek bir Alman, gerçek bir kiþilik, gerçek bir Avrupalý ve gerçek bir dünya vatandaþý.  Bu þekilde tanýmlanýyordu.Ruhsal kimliði bunlarý içeriyordu.
> 1887 de Berlin’de doðdu.  Tiyatro eðitimi aldý. 1931 de Berlin Operasýnýn genel  yönetmeni oldu. 1933 de Hitler rejimini eleþtirmeye baþlayýnca iþine son verildi. Arjantin’e kaçtý. 1936 yýlýnda Atatürk tarafýndan Türkiye’ye davet edildi. On yýl kaldý Ankara’da.
> Neler yaptý Ankara’da ?
> Ankara’da Devlet Tiyatrosuyla, Konservatuarýný geliþtirdi,çaðdaþ bir hale getirdi, öðrenci yetiþtirdi. O öðrencilerin içinden deðerli hocalar yetiþti.
> Doðumunun 120 inci yýlýnda à stanbul’da Profilo Center’da tertiplenen bir panelde öðrencileri Carl Ebert’i sevgiyle, saygýyla anlattýlar.
> à zleyiciler de alkýþlarýyla eþlik ettiler.
> Oyunlarýyla ve köþe yazýlarýyla izleyicinin ve okurun takdirini taþýyan Refik Erduran paneli yönetiyordu.
> Öðrencisi deðildi ancak deðerli tiyatro adamý Can Gürzap ta anlattý Ebert’i.
> Ayten Gökçer okudu öðrenci Cüneyt Gökçer’in hocasý Ebert’e yazdýðý mektubu. Ne güzel anlatýyordu büyük Ebert’i. à çtenlikli ve hiç abartmadan.
> Macide Tanýr tek kelimeyle o gün þaheserdi. Özeleþtirisi ve sampatik tavýrlarýyla. Þaheser sözcüðü yetiþmezse özür diliyorum çünkü daha baþka bir anlatým aracý bulamadým onu anlatabilmek için.
> Kültür Üniversitesi’nin dekaný da Ebert’e karþý olan takdirlerini belirtti.  
> Prof. Mesut à ktu’yu panelcilerin arasýnda görünce kýsa da olsa bir müzik ziyafetine tanýk olacaðýmýzý sanmýþtým ancak hoca konuþmayý yeðledi.  
> Sona doðru anladýk ki müziði Suat Arýkan’a ve eþlik eden piyaniste tahsis etmiþler. Her birini bir diðerinden daha fazla beðendiðimiz aryalar dinledik.  
> Kulaklarýmýz daha bayram gelmeden bayramý idrak etmiþ oldular.
> Tiyatro ve opera seven kadirþinaslar geceyi tertip eden Emre Erdem’e teþekkür borçlu olmalýlar. Canla baþla çalýþtýðýný ve kendisine verilen “Hayýr†cevaplarýndan yýlmadýðýný ve ‘’ evet’’ yanýtý verecekleri bulmak için tabir caizse terlediðine tanýk oldum.
> Baþardý da.
> Erdem kýsa bir konuþma da yaptý. Bu konuþmada sponsorlara minnet duygularýný belirtmesi þýktý, zarifti. Þalom Gazetesinin etkin seslerinden Tilda Levi’ye teþekkür etmesi de güzeldi. Bir Þalom köþe yazarý olarak bundan kývanç duyduðumu belirtmek isterim.Viki Habif de unutmadýðý adlar arasýndaydý.
> Ankara Devlet Tiyatro ve Konservatuarý Carl Ebert’e sahip çýkmalý. Senede bir anma günü tertiplemeleri bugünün ve geleceðin kuþaklarýnca bir örnek davranýþ olarak betimlenir sanýrým.
> Carl Ebert’i tanýyanlar onun insani yönünü vurguluyorlar. à nsanlýðýn þarkýsý adlý bir þiirle onu rahmetle analým:  
>   à nsanlýk bir ideal, en zor ulaþýlaný
> Sonsuzlukta bir hilal, severiz ufuklarý
>   Duvarcý ustasýyýz, gönye pergel elimiz
> Nur peþinde koþarýz, güzelliktir ismimiz
>   Din, ýrk farký bilmeyiz, eþit kardeþleriz biz
> Þarkýlar söyleyelim, insanlýk hedefimiz,
> à nsanlýktýr azmimiz.
>
> ---------------------------------
> Never miss a thing.   Make Yahoo your homepage.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages