HANIMLAR REHBERİ
18.1.HANIMLAR REHBERİNE İLAVE OLUNACAKTIR
(Üstadımıza, Ramazan-ı Şerifini tebrik münasebetiyle yazılan ve
İzmir, Manisa ve havalisinde Risale-i Nur’un ehemmiyetli ve tesirli hizmet ve
intişarının ve hanımlar arasında hüsn-ü tesirinin bir nümunesi olan bu mektub,
aynen İstanbul’daki Nurcu hanımların yazdıkları mektub nev’inden; İzmir, Manisa
ve havalisinde merhum Hâfız Ali, Hasan Feyzi ve Halil İbrahim (Rahmetullahi
Aleyhim) gibi, kadınlardan da hâlis Nur kahramanları çıktığını
gösteriyor.)
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Ey kalbimizdeki sonsuz sevgilerimizi ifadeden âciz kaldığımız
çok muhterem, çok muazzez ve çok sevgili Üstadımız Efendimiz
Hazretleri!
Hulûlüyle müşerref olduğumuz Ramazan-ı Şerifinizi, bütün ruh u
canımızla tebrik ediyoruz. Kusurlarımızı afv ederek biz bîçareleri Nur
Talebeleri olarak kabul buyurmanızı yalvarıyoruz.
Ey ruhumuzun gıdası ve
kalbimizin ebedî sönmez meş’alesi, maddî ve manevî dertlerimizin dermanı ve ey
Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın azametli, berrak ve safî nurundan fışkıran ve bütün
insanlık âlemini aydınlatmak kudretini haiz olan yüksek eserin tercümanı olan
Üstadımız!
Sen, insanları
Allah ve Resulullah yoluna sevkederek hakikat-ı insaniyyeyi idrak ve iz’an
sahibi her genç ve ihtiyara, avam ve havassa tam manasıyla anlatmağa çalışan ve
bunda muvaffak olan bir hâdim-i imansın.
İşte bu cihetledir ki: Bu asırda
Kur’an-ı Kerim’in bir mu’cize-i maneviyesi olan Risale-i Nur’a bütün ruh u
canımızla ve bütün mevcudiyetimizle sarılıyor; ta’zim, tebcil ve tekrim
ediyoruz. Bizim Risale-i Nur’a olan bu bağlılığımızı gevşetecek hiçbir kuvvet
yoktur. Hattâ bunun tasavvuru dahi imkânsızdır. Çünki o gönüller üzerine müesses
imanî bir rabıtadır. Biz sizin ve Risale-i Nur’un yolundan aslâ ayrılmayacağız.
Ve bu eşsiz Nur’dan daima istifade edeceğiz inşâallah… Çünki o, yer yüzünde
emsaline rastlanmayan ve bundan sonra dahi rastlanmasına imkân olmayan bir
derya-yı iman ve bir tevhid hazinesidir. İşte biz, bize böyle eserler hediye
eden siz mübarek ve aziz Üstadımıza ebediyen medyun ve minnetdarız.
Ey
mübarek ve çok sevgili Üstadımız Efendimiz Hazretleri!
Mensub olduğumuz
mukaddes dinimiz hakkında kâfi derecede bilgi edinmemiz ve istikbalimizi ve
ebedî saadetimizi temin edebilmemiz için dinî bir eser, hem de bu asrın
azgınlaşmış ve önüne geçilmesi pek güçleşmiş küfrî ve gayr-ı ahlâkî
cereyanlarından kurtaracak nurlu ve ışıklı bir eser ararken, nihayet Cenab-ı
Hakk’ın lütf u inayetiyle bize ihsan edilen Risale-i Nur’u bulduk ve okuduk.
Ondaki feyiz hiçbir eserde mevcud olmadığından, onun bir hârika olduğunu idrak
ettik. Çünki Risale-i Nur; kararan kalbleri hidayet nuruyla aydınlatan ve biz
bîçareleri zulmetten nura, dalaletten hakikata, dünya ve âhirette saadet ve
selâmete kavuşturacak bir mürşid-i ekmel ve mürebbi-i a’zamdır.
Biz âcizleri
böyle eserleri okumak şerefiyle müşerref kılan Cenab-ı Hakk’a binler, yüzbinler
defa hamd ü sena ediyoruz. Bütün dünyanın asırlardan beri beklediği ve nurundan
istifade etmek için can attığı, fakat muvaffak olamadığı böyle bir hazine-i
ilmiyeyi bizlere okumayı nasib eden o Hâlık-ı Zîşan’a teşekküren âhir ömrümüze
kadar secdeden başımızı kaldırmasak yeridir… Temenni ediyoruz ki: Cenab-ı Hak
bizleri Risale-i Nur’dan ve sevgili Üstadımızdan ebediyen ayırmasın. Âmîn, âmîn,
âmîn…
Ey kıymetli Üstadımız Efendimiz!
Siz Kur’an ve iman hizmeti için
her şeyinizi feda ettiniz. Maruz kaldığınız o kadar şedid zulüm ve işkencelere
ve giriftar edildiğiniz çok musibet ve belalara karşı, son derece sabır ve
tahammül ettiniz. Din ve İslâmiyet düşmanlarının şiddetli tazyiklerine rağmen
vazifenizden aslâ vazgeçmediniz. Siz mahkemelerde kalbinizde hiçbir korku
hissetmeden, İslâmiyeti bilâperva müdafaa ettiniz. Ettiniz de böyle âlî ve
saadet-i dareyne kâfi ve vâfi eserler vücuda getirdiniz ve en büyük iman dâîsi
oldunuz. Ve böylece bütün beşeriyete son bir defa olmak üzere Din-i Hakk’ı bütün
azamet ve şümulüyle, olanca kuvvet ve şaşaasıyla tanıtmak ve yaymak ve tebliğ
etmek vazife-i kudsiyesiyle muvazzaf bulunduğunuzu ilân ettiniz. Bu cihadınız
size mübarek olsun!..
Bu kudsî vazifeyi îfa ederken şefkatin şahikasına
yükseldiniz. Birkaç bîçarenin Cennet’e girmesi için bütün kuvvetinizle
Cehennem’e girmeğe hazır olduğunuzu söyleyerek ve dünyada emsaline rastlanmamış
ve engizisyon mezalimine rahmet okutturacak derecede şedid zulüm ve belalara
sabır ve tahammül ederek bunu isbat ettiniz.
Sizin o Risale-i Nur’daki
müessir sözleriniz; ruhumuz, irademiz ve ahlâkımız üzerinde büyük tesirler
vücuda getiriyor. Hele o risalelerin şahı “Sözler Mecmuası” defalarca okunmağa
ve okutmağa şâyandır. Ve böyle bir eserin birçok mütefekkir ve allâmelerin dahi
ellerinden ve dillerinden sudûruna imkân olmadığını söylemek, hiç de mübalağa
olamayacağı kanaatindeyiz. Risale-i Nur, her şeyden önce insanlara bir ders-i
ibret veriyor. Âhiret fikrini, hesab ve kitab hissini ihya ediyor. Daha dünyada
iken ehl-i saadet ve ehl-i dalaletin menzillerini tayin ediyor.
Bizler de
Risale-i Nur’un bu derslerinin tesiriyle, fâni hayatın endişelerini
hissetmeyecek dereceye geliyoruz. Ve onu okumakla rıza-yı İlahiyeyi tahsil
edeceğimizi ve Cenab-ı Hazret-i Risaletpenahî’ye ve onun sevgili vekili ve
tercüman-ı hakikîsi olan siz mübarek Üstadımıza kavuşacağımıza son derece
inanmış bulunuyoruz. Ve hayatımızın son nefeslerine kadar bu uğurda her şeyimizi
feda edeceğiz. Ve önümüze gelen her felâketi izn-i İlahî ile ve Üstadımızın
himmetiyle yeneceğiz. Ve bizi bu yoldan çevirmek isteyen gafillere aslâ kulak
vermeyeceğiz inşâallah.
Ey sevgili Üstadımız Efendimiz Hazretleri!
Biz
sizin ve Risale-i Nur’un kıymetinin bir zerresini bile medh ü sena etmeğe
muktedir değiliz. Risale-i Nur’un ve sizin medhiyenizi, kudretli talebeleriniz
coşkun lisanlarıyla, hararetli aşklarıyla terennüm ediyorlar. Biz ise, onların
ayaklarının izlerinde sürüklenerek tâ huzurunuza kadar çıkabilmek için, böyle
bozuk lisanımızla bunları size yazdık. O şüheda-i hakikat Hâfız Ali ve Hasan
Feyzi (Rahmetullahi Aleyhima)nın hatırları için, bizim bu cür’etimizi hoş
görmenizi hazretinizden niyaz ediyoruz.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
İzmir, Manisa ve
havalisindeki evlâdlarınız ve âhiret hemşireleriniz nâmına
Âsıme, Fatma,
Leman, Ayşe, Naile