Hem,
fermân-ı âzam olan Kur’ân-ı Hakîm, binler âyât ve beyyinâtıyla ve
berâhin-i sadıka-i kat’iyesiyle o hakikati gösteriyor ve talim ediyor. Ve
nev-i beşerin mâbihi’l-iftiharı olan Habib-i Ekrem, binler mu’cizât-ı
bâhireye istinad ederek, bütün hayatında, bütün kuvvetiyle o hakikati ders
vermiş, ispat etmiş, ilân etmiş, görmüş ve göstermiş. اَللّٰهُمَّ
صَلِّ
وَسَلِّمْ
وَبارِكْ
عَلَيْهِ
وَعَلٰۤى
اٰلِهِ
وَصَحْبِهِ
بِعَدَدِ
اَنْفَاسِ
اَهْلِ
الْجَنَّةِ
فِى
الْجَنَّةِ
وَاحْشُرْنَا
وَنَاشِرَ
-هٰذَا
الْمَكْتوُبِ-
وَرُفَقَاۤئَهُ
وَصَاحِبَهُ
سَعِيدًا
وَوَالِدَيْنَا
وَاِخْوَانَنَا
وَاَخَوَاتِنَا
تَحْتَ
لِواَۤئِهِ
وَارْزُقْنَا
شَفَاعَتَهُ
وَاَدْخِلْنَا
الْجَنَّةَ
مَعَ
اٰلِهِ
وَاَصْحَابِهِ
بِرَحْمَتِكَ
يَاۤ
اَرْحَمَ
الرَّاحِمِينَ
اٰمِينَ
اٰمِينَ 1
رَبَّنَا
لاَ
تُؤَا
خِذْنَاۤ
اِنْ
نَسِينَاۤ
اَوْ
اَخْطَاْنَا
2
رَبَّنَا
لاَ
تُزِغْ
قُلُوبَنَا
بَعْدَ
اِذْ
هَدَيْتَنَا
وَهَبْ
لَنَا
مِنْ
لَدُنْكَ
رَحْمَةً
اِنَّكَ
اَنْتَ
الْوَهَّابُ
3
رَبِّ
اشْرَحْ
لِى
صَدْرِى -
وَيَسِّرْلِۤى
اَمْرِى -
وَاحْلُلْ
عُقْدَةً
مِنْ
لِسَانِى -
يَفْقَهُوا
قَوْلِى4
رَبَّناَ
تَقَبَّلْ
مِنَّاۤ
اِنَّكَ
اَنْتَ
السَّمِيعُ
الْعَلِيمُ5
وَتُبْ
عَلَيْناَ
اِنَّكَ
اَنْتَ
التَّوَّابُ
الرَّحِيمُ6
سُبْحَانَكَ
لاَعِلْمَ
لَنَاۤ
اِلاَّ
مَاعَلَّمْتَنَاۤ
اِنَّكَ
اَنْتَ
الْعَلِيمُ
الْحَكِيمُ7
Dipnotlar - Arapça İbareler -
Haşiyeler :
1 : Allahım! Ona, âline ve ashabına,
Cennetteki ehl-i Cennetin nefesleri sayısınca salât ve selâm et ve bereket
ihsan et. Bizi, bu kitabın naşirini, arkadaşlarını, sahibi olan Said’i,
anne ve babalarımızı, erkek ve kız kardeşlerimizi, onun sancağı altında
saidler olarak haşret; bizi onun şefaatiyle rızıklandır; bizi, onun âl ve
ashabıyla beraber, rahmetinle Cennete koy, ey Erhamürrâhimîn. Âmin, âmin.
2 : “Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir
kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme.” Bakara Sûresi, 2:286.
3 : “Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten
sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet
bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize
bağışlayan Sensin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:8. 4 : “Ey
Rabbim, gönlüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu
çöz—tâ ki sözümü iyice anlasınlar.” Tâhâ Sûresi, 20:25-28.
5 : “Dualarımızı kabul et, ey Rabbimiz. Herşeyi
hakkıyla işiten de, herşeyi hakkıyla bilen de ancak Sensin.” Bakara
Sûresi, 2:127. 6 : “Tevbemizi kabul et. Muhakkak ki
tevbeleri çok kabul eden ve rahmeti herşeyi kuşatan ancak Sensin.” Bakara
Sûresi, 2:128. 7 : “Seni her türlü noksandan tenzih
ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki ilmi
ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin.” Bakara Sûresi, 2:32.
|
Lügatler :
âyât : âyetler, deliller berâhin-i sâdıka-i
katiye : kesin ve dosdoğru burhanlar, deliller
beyyinât : açık deliller, burhanlar
ferman : emir, buyruk Ferman-ı Âzam : en
büyük buyruk olan Kur’ân-ı Kerim Habib-i Ekrem : Allah’ın
sevgilisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) hakikat : gerçek,
esas istinad etme : dayanma, güvenme
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet
ve faydalar bulunan Kur’ân mâbihi’l-iftihar : övünç kaynağı,
iftihar vesilesi mu’cizât-ı bâhire : ap açık
mu’cizeler
Nev’i beşer :insan cinsi,
insanlar
Talim :öğretme
|