Nur deryasından damlalar (10.06.2024)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Jun 10, 2024, 6:14:27 AMJun 10
to

Hırs ihlâsı kırar, amel-i uhreviyeyi zedeler. Çünki bir ehl-i takvanın hırsı varsa, teveccüh-ü nası ister. Teveccüh-ü nası müraat eden, ihlâs-ı tammı bulamaz. Bu netice çok ehemmiyetli, çok cay-ı dikkattir.

Elhasıl: İsraf, kanaatsızlığı intac eder. Kanaatsızlık ise çalışmanın şevkini kırar, tenbelliğe atar; hayatından şekva kapısını açar, mütemadiyen şekva ettirir. Hem ihlâsı kırar, riya kapısını açar. Hem izzetini kırar, dilencilik yolunu gösterir. İktisad ise, kanaatı intac eder. ("Kanaat eden aziz olur; tamah eden zillete düşer.") hadisin sırrıyla; kanaat, izzeti intac eder. Hem sa'ye ve çalışmaya teşci' eder. Şevkini ziyadeleştirir, çalıştırır. Çünki mesela bir gün çalıştı. Akşamda aldığı cüz'i bir ücrete kanaat sırrıyla, ikinci gün yine çalışır. Müsrif ise; kanaat etmediği için, ikinci gün daha çalışmaz. Çalışsa da şevksiz çalışır. Hem iktisaddan gelen kanaat; şükür kapısını açar, şekva kapısını kapatır. Hayatında daima şakir olur. Hem kanaat vasıtasıyla insanlardan istiğna etmek cihetinde teveccühlerini aramaz. İhlâs kapısı açılır, riya kapısı kapanır.

 

(Bediüzzaman Said Nursi – 19. Lem’adan)

 

Lügatler

Amel-i uhreviye : âhireti kazanmak için yapılan amel, iş

Aziz :izzetli,sevgili, dost, çok nurlu

Ca’y-ı dikkat :dikkat edilecek nokta veya şey

Cihet :yön, taraf

Cüz’î: azıcık

Daima :devamlı

Ehemmiyet: önem

Ehl-i takva :takva sahipleri

Elhasıl :özetle, sonuç olarak

Hadis : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış

Hırs :şiddetli istek, açgözlülük

İhlâs :sırf Allah rızası için beklentisiz ve samimi iş yapmak

İhlâs-ı tamm : tam bir ihlâs ve samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah’ın rızasını gözetme

İktisad :tutum, biriktirme, lüzumundan fazla veya noksan sarfetmemek

İntac :neticelenme, meydana getirme, doğurma

İsraf :lüzumsuz yere harcamak, boşa götürmek

İstiğna :tok gönüllülük, ihtiyaç duymama

İzzet :üstünlük, değer, kıymet, muhterem ve muteber olmak

Kanaat :helalle yetinmek, kısmetine razı olmak, aç gözlü olmamak, tatmin olmak, inanmak

 

Lem’a :parıltı, parlamak

Mesela :örnek olarak

Müraat : riayet etmek, uymak

Müsrif : israf eden, savurgan

Mütemadiyen: devamlı, sürekli olarak

Netice :sonuç, son, gaye, semere, hülâsa, özet

Riya : gösteriş, yapmacık, özü sözü bir olmamak

Sa’y :çalışma, gayret etme, emek

Sır :herkesin bilmediği gizli hakikat

Şakir: şükreden

Şekva: şikâyet

Şevk :şiddetli arzu ve istek

Şükür :Allah’a teşekkür, Allah’a karşı minnet duymak

Tamah : Bir şeye göz dikip bakma

Tenbel : İşte ağır, davranan ağır yürüyen, ağır hareketli, üşenen, üşengeç

Teşci’ : Şecâatlandırma, cesaret verme. Bahadırlık etme.

Teveccüh :bir şeye doğru yönelmek, alaka duymak

Teveccüh-ü nas :insanların ilgisi

Ücret :hizmet karşılığı verilen şey

Vasıta :aracı, iki şeyi birbirine ulaştıran

Zedelemek :vurmak, çarpmak

Zillet :alçaklık, aşağılık

Ziyade : fazla, daha çok, fazlasıyla

 

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages