Arkadaşlarımızdan -Allah rahmet etsin- iki genç vardı. Biri İlama'lı Sabri, diğeri İslamköy'lü Vezirzade Mustafa. Bu iki zat, talebelerim içinde kalemsiz oldukları halde, samimiyette ve iman hizmetinde en ileri safta olduklarını hayretle görüyordum. Hikmetini bilmedim. Vefatlarından sonra anladım ki; her ikisinde de ehemmiyetli bir hastalık vardı. O hastalık irşadıyla, sair gafil ve feraizi terkeden gençlere bedel, en mühim bir takva ve en kıymetdar bir hizmette ve ahirete nafi' bir vaziyette bulundular. İnşaallah iki senelik hastalık zahmeti, milyonlar sene hayat-ı ebediyenin saadetine medar oldu. Ben onların sıhhatı için bazı ettiğim duayı, şimdi anlıyorum dünya itibariyle beddua olmuş. İnşaallah o duam, sıhhat-ı uhreviye için kabul olunmuştur.
İşte bu iki zat, benim itikadımca, on senelik bir takva ile elde edilecek bir kazanç kadar bir kar buldular. Eğer ikisi, bir kısım gençler gibi sıhhat ve gençliğine güvenip, gaflet ve sefahete atılsaydılar; ölüm de onları tarassud edip tam günahlarının pislikleri içinde yakalasaydı; o nurlar definesi yerine, kabirlerini akrepler ve yılanlar yuvası yapacaklardı.
Madem hastalıkların böyle menfaati var, ondan şekva değil tevekkül, sabır ile belki şükredip, rahmet-i İlahiyeye itimad etmektir.
(Bediüzzaman Said Nursi – 25. Lem’adan)
Lügatler
Âhiret : öteki dünya, öldükten sonra yaşanacak olan sonsuz hayat Beddua :kötü dilek içeren dua Bedel: karşılık Belki :bilakis, aslında Define : hazine, kıymetli eşya Dua :yalvarma, yakarma, isteme Ehemmiyet: önem Feraiz : farzlar, Allah’ın kesin emirleri Gâfil : dikkatsiz, uyanık olmayan, iyi düşünmeyen Gaflet :dikkatsizlik, vurdumduymazlık, en mühim vazifeyi düşünmeyip kıymetsiz işlerle uğraşmak, sorumsuzluk, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma Günah :cezayı gerektiren amel, hata, isyan, islama aykırı iş Hayat-ı ebediye :sonsuz hayat Hayret :şaşkınlık, ne yapacağını bilememek Hikmet :Herkesin bilmediği gizli sebeb, gizli sır, sebeb, fayda, gaye, her şeyin belirli gayelere yönelik olarak, manalı, faydalı ve tam yerli yerinde olması ve yaratılması Hizmet :iş görme, yardım etme, vazife yapma İman :inanmak, kabul etmek İnşaallah :Allah izin verirse, Allah nasip ederse İrşad :uyarmak, doğru yolu göstermek, Hak ve hakikatı öğretmek İtibarıyla :yönüyle, şekliyle, bunun gibi İtikad :inanmak, kalben tasdik ederek kabul etmek İtimad :inanmak, güvenmek Kabir: mezar Kâr :kazanç, güç Kısım :parça, bölüm
|
Kıymetdar : kıymetli, önemli, değerli Lem’a :parıltı, parlamak Medar :sebeb, vesile, kaynak, dayanak noktası, eksen Menfaat :fayda, kâr, gelir Mühim :önemli, kıymetli, değerli Nafi :menfaatli, faydalı, yararlı Nur : ışık,aydınlık, parlaklık Rahmet :merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek Rahmet-i ilâhiye :ilâhi rahmet ve merhamet Saadet : mutluluk, mes’ud oluş Sabır :acıya ve zorluğa katlanmak Saf : katışıksız, temiz, bozuk olmayan, arınmış Sair :diğeri, başkası, gerisi, kalanı Samimiyet :içtenlik, içten ve kalbi olarak sevgi ve bağlılık Sefahet :zevk ve eğlenceye,yasak şeylere düşkünlük Sıhhat :sağlık, sağlamlık Sıhhat-ı uhreviye : ahiret hayatında sağlıklı olma Şekva: şikâyet Şükür :Allah’a teşekkür, Allah’a karşı minnet duymak Takva : Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma Talebe: öğrenci Tarassud :gözetleme Tevekkül :sebebleri işledikten sonra işi başkasına bırakmak, Allah’a güvenme ve Onu vekil kabul etme Vaziyet :durum, hal Vefat :ölüm, âhirete göçmek Zahmet :sıkıntı, eziyet, yorgunluk Zat : hürmete layık kimse, kişi
|