10 Eylül 2025, Çarşamba |
Vakfın idaresi |
Sual: Vakfı kimler idare edebilir? Nakledilen şeyler vakfedilebilir mi? Sarf edileceği cihetleri belli olan vakıf para başka vakıf ihtiyacına sarf edilebilir mi? Cevap: (Fetâvâ-i Hayriyye)de diyor ki, (Vakfın nâzırı veya herhangi vazifelisi, suç işlemedikçe azlolunamazlar. Vakfı kiraya vermek, mütevellinin vazifesidir. Hâkim, vali karışamaz. Bir vakfın, bir nâzırı ve bir mütevellisi olsa, mütevelli nâzırın haberi olmadan bir şey yapamaz. Kayyım, mütevelli ve nâzır aynı hakka maliktirler. Bir kimse bir çadırı veya vagonu mescid yapsa, muhtelif yerlere götürülüp, içinde namaz kılınsa, böyle mescid olmaz. Mescidin yeri değiştirilemez. Nakil olunan şeyin vakfı, âdet olmadıkça câiz değildir. Fakat bunu yapana sevab vardır. Mâni olmamalıdır. Vâkıfın tayin ettiği kimse nâzır ve mütevelli olur. Nâzır ve mütevelli vâkıfdan sonra ölürse, bunların vasiyet ettiği olur. Bunlar yoksa, kadı, yani hâkim bir mütevelli tayin eder. Bu tayinde, vâkıfın evlat ve yakınlarından ehl olanların tercih hakları vardır. Vakfın mütevellisi emir eder, idare eder. Akit yapar. Alış-veriş yapar. Kâtip de, bunları yazar. Deftere geçirir. Mütevelli, yapacağını kâtibe sormaz. Yaptıklarını bildirir. Harap olup istifade edilemeyen bir vakfı, bundan daha faydalı olan başka bir mal ile veya altın, gümüş ile değiştirmek câizdir ve bunu ancak kadı yapar. Hâkim-i şer’in, İslâmiyete uygun hükmü değiştirilemez. Çeşitli ictihad yapılmış olan şeylerde, kadının yani hâkimin hükmü, ihtilâfları ortadan kaldırır). (Behcet-ül fetâvâ) sahibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Gelirinin sarf edileceği cihetleri belli olan vakıf paradan hâsıl olan gelirin bir kısmı bu cihetlere verilip, bir kısmı da mütevellide kalsa, bu para, aynı vâkıfın olsa bile, başka bir vakıf caminin ihtiyaçlarına sarf edilemez). (Tam İlmihal s. 862) | |
| |
| |
| |
Dini sualler için
|
11 Eylül 2025, Perşembe |
Vakfın idaresi |
Sual: Vakfı tescil ettirdikten sonra vazgeçilebilir mi? Cevap: (Fetâvâ-i Feyziyye)de diyor ki, (Bir kimse, sıhhatte iken evini vakıf ve zevcesinin oturmasını, o vefat edince, kirasının Medine-i münevvere fukarasına verilmesini şart etse, mütevelliye teslim edip mahkemede tescil ettirdikten sonra ölse, vârisleri bu vakfı bozamazlar. Bir kimse evini vakıf edip, bunun satılarak parasının fakirlere dağıtılmasını şart etse, böyle vakıf câiz olmaz, bâtıl olur. Çünkü, vakıf malı satmak sahih değildir. Mülkümü vakıf ettim diyen kimse, tescil ettirmeden önce vazgeçebilir. Tescil ettirdikten sonra vazgeçemez. Bir kimse, birisinde olan alacağını bir cihete, [yani bir yere] vakıf etse, parayı alamadan önce ölse, vârisleri bu vakfı bozabilirler. Bir kimse, evini vakıf edip kiraya verilmesini ve kirasının, oğullarından yalnız Ahmet’e verilmesini şart etse, diğer çocuklarına bir şey verilmez. Bir kimse, mütevellisi bulunduğu vakıf paranın bir kısmını tüccara, esnafa mudarebe ve sermeye olarak verip, birkaç sene bunlardan yalnız kârları alıp vakfın masraflarına harç etse, sonra yerine başkası mütevelli olsa, tüccarlar iflas veya firar etseler, yeni mütevelli, eskisine sermayeleri tazmin ettiremez. Vakıf paranın mütevellisi, bunları tüccarlara muamele ile ödünç verse, sonra azil olsa, yeni gelen mütevelli bu paraları geri isteyince, buna vermeğe mecburdurlar. Rehin alarak muamele ile ödünç vermesi şart edilmiş olan vakıf parayı, mütevellisi, rehinsiz ödünç verip, ödünç alan, iflas ederek ölse, para geri alınmasa, bunu mütevelli öder. Bunun gibi, vekil sahibinin bildirdiği şarta uymayarak zarara sebep olursa, bu zararı tazmin eder. Mütevelli, imam-ı Ebû Yusuf’a göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, vakıf sahibinin vekilidir. İmam-ı Muhammede göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, fakirlerin vekilidir. Belli bir yerde saklanması şart edilmiş olmayan vakıf para, mütevellinin evinde yangında zayi olsa, mütevelli ödemez. Bir vakıf dükkanı, mütevelli, ecr-i misli ile kiraya verirken, kiracıdan câize olarak, yani hava parası da alsa, kiracı bu câize parayı geri alabilir. Vakıf parayı, eşkıya, mütevelliden zor ile alsa, mütevelli tazmin etmez. Vedia olan eşya da böyledir. Mütevelli, vakfın kirasını almak için birini vekil etse, vekil aldığı kirayı kendi ihtiyaçlarına sarf etse, bunu mütevelli değil, bu vekil tazmin eder. Kadı, vakıfta şart edilmiş olmayan bir vazife ihdas edemez. Mesela, vakıf Cami’de bir müezzin varken, ikinci müezzin beratı veremez. Zeyd, bir vakfa birkaç sene mütevelli olup, kadı o senelerin hesaplarını tetkik ile kabul ve tasdik eylese, câiz olur. Şüphe eden olursa, cevap talep eder. Bir vakfın nâzırı, bunun tevliyetini de kendi üzerine alamaz. Vakıf sahibinin tayin ettiği mütevelli, nâzırın bilgisi altında, vakfı idare eder). (Tam İlmihal s. 862) |