Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası 3 ARALIK 2010 Konseri!

105 views
Skip to first unread message

Devlet Senfoni Orkestrasi

unread,
Dec 2, 2010, 12:12:55 PM12/2/10
to cukurov...@googlegroups.com
3 ARALIK 2010 / Cuma 20:00
Adana Büyükşehir Belediyesi Konser ve Tiyatro Salonu
Seyhan 01120 Adana


Şef : Matthias MANASI
Solist : Christiane MEININGER ‘’Flüt’’

Program :
R. Wagner - Flying Dutchman Uvertürü
C. P. E. Bach - Flüt Konçertosu re minör
S. Rachmaninov - Senfoni no.2 Op.27 mi minör


Matthias Manasi

Matthias Manasi yeni nesile getirdiği taze ve yenilikçi klasik müzik fikirleri ile en yetenekli genç şef ve piyanistler arasında gelir.
Sanatçı 1995 yılında Karlsruhe Müzik Okulu’ndan piyano ve 1996 yılında Stuttgart Müzik Okulu’ndan da şeflik diplomalarını almıştır. Manasi, şeflik eğitimi almak amacıyla Viena’da Karl Österreicher, Kanada’da Georg Tintner ve Amerika’da Larry Newland ile çalışmış, ayrıca Sylvain Cambreling, Jorma Panula ve Kurt Masur’un ustalık sınıflarına katılmıştır.
Sanatçı şimdiye dek; Orchestra Camerata Italiana, Punta Klasik Festival Orkestrası, Annaberg Orkestrası, Munchner Rundfung Orkestrası, Kassel Operası, Konstanta Operası, Passau Operası, Eutin Festival Operası, Oldenburg Şehir Tiyatrosu, Silesian Şehir Tiyatrosu, Kiel Operası, Erzgebirgische Filarmoni, Brasov Filarmoni Orkestrası, Sofya Festival Orkestrası gibi dünya çapında birçok orkestrada şef olarak görev almıştır.
Sanatçı konser piyanistliği dalında yaptığı uluslararası kariyerle de adından söz ettirmiştir.
2008 yılında New York Osborne Theatre’da verdiği resitali ses getirmiş,2006 yılında yine New York’ta seslendirdiği Gershwin resitalinin ardından 2007 yılında da New York, Washington, Silver Spring ve Baltimore ‘da oldukça başarılı bir konser turnesi gerçekleştirmiştir. Sanatçının 2004 yılına ait başarılarından biri de Ekvator’da gerçekleştirdiği konserler olarak sayılabilir.
Sanatçı, Uruguay’daki Uluslararası Punta Klasik Müzik Festivali’nin genel müzik direktörlüğünü yapmaktadır.2011 yılının ocak ayında Punta Klasik Festival Orkestrası ile Puccini’nin La Boheme operasının yeni ve büyük bir yapımını sahneye koyacaktır.

Christiane Meininger

Christiane Meininger, Almanya’nın Aachen Müzik Okulu’nda Ricarda Broehl ve daha sonra İtalya’nın Chigiana akademisinde Prof. Severino Gazzelloni’in asistanı olarak öğrenim görmüştür.
Sanatçı; oda orkestralarında flüt sanatçısı olarak görev yapmış ve bu daldaki ününü Meininger Trio ile birkaç yıl çalışmasının ardından kazanmıştır.
Oda müziği icracıları ve bestecileri tarafından, sanatçının yeni müzikal fikirler üretmesi ve bu fikirleri müziğine aktarması ile övgüler almıştır.
Sanatçının yeni müzik türlerine ilgisi ve flütün bu tür müzik dallarında kullanılması ile ilgili çalışmaları 21. Y.Y bestecileri tarafından yakından takip edilmektedir.


Richard Wagner (1813- 1883)

Geliştirdiği birleşik sanat eseri kavramı “Gesamtkunstwerk” ile müzik dünyasını etkiledi. Gerek müzik ve drama alanındaki yenilikleri, gerekse Yahudi karşıtı görüşleri nedeniyle 20.yy.’in en çok tartışılan müzik adamlarından olmuştur.

22 Mayıs 1813’te Almanya’nın Leipzig kentinde doğan Richard Wagner, polis memuru Friedrich Wilhelm – Johanna Wagner çiftinin 9 çocuğundan en küçüğüdür. Henüz 6 aylıkken babasını kaybeden Richard Wagner’in annesi Johanna, 9 ay sonra aile dostu olan ressam, oyun yönetmeni ve yazar Ludwig Geyer ile evlendi ve Dresden’e göçtü. Geyer, 1821’de oldu ve aile 1827’de yeniden Leipzig’e döndü.

Wagner, küçük yaştan itibaren tiyatroya ilgi duymaya başladı. Diğer kardeşleri de meslek olarak oyunculuk ve şarkıcılığı seçmişlerdi. İlk yaratıcı çalışması, 15 yaşında "Leubald and Adelaide" adlı opera metni idi. Weber’in bir operasını ve Beethoven’in bir senfonisini dinledikten sonra ise müzik tutkusu kendisini gösterdi. Leipzig Üniversitesi’ne devam etmeye başlayan Wagner, ayrıca bir sinagogda koro şefi olan Christian Theodor Weinlig’den 6 ay boyunca müzik dersi aldı, armoni ve kontrpuan öğrendi. 1832’de belli başlı eserlerinden ilki olan "Do Major Senfoni"’yi besteledi; eser, Leipzig ve Prag’da seslendirildi ve ilgi gördü. 1833’ten itibaren çeşitli küçük tiyatro topluluklarında orkestra şefi olarak çalıştı; 1834’te "Die Feen” (Periler) operasının müziğini ve metnini yazdı. Bu eser, o hayattayken hiç seslendirilmediyse de ikinci operası olan ve Shakespeare’in "Kısasa Kısas" oyunundan hazırladığı "Das Liebesverbot" (Yasak Aşk) operası 1836’da Magdeburg’da sahnelendi.
1836’da şarkıcı Minna Planer ile evlendi. Eşini evlenmeye razı etmek için 2 yıl uğraştığı halde, bu evlilik kısa zaman sonra sadakatsizlik nedeni ile bir hayal kırıklığına dönecek yine de 1866’ya kadar sürecekti. Evlendiği yıl Konigsberg tiyatrosunda müzik direktörü olduysa da kısa bir süre sonra ayrılıp Riga’da benzer bir göreve başladı. Burada özellikle Beethoven eserlerini yönetti ve “Rienzi” operasını bestelemeye başladı.

1839’da alacaklılarından kaçarak önce Londra’ya gitti. Bir oyununun perdeye aktarılması sırasında yaşanan bir anlaşmazlık nedeni ile değerinin daha iyi anlaşılacağını düşündüğü Paris’e gitti. Berlioz ve başka sanatçılarla tanıştı. Yoksulluk içinde geçen Paris günlerinde Rienzi’yi tamamladı, Uçan Hollandalı operasının taslaklarına başladı.

1842’de Dresden Tiyatrosu Rienzi’yi sahnelemeye karar verince Paris’ten ayrılıp Dresden’e gitti. Eser, 6 saat süren çok uzun bir opera olmasına rağmen seyirciyi coşturmayı başarmıştı. Böylece Rienzi operası, Wagner’in Almanya’da adını duyurmasını sağlayan ilk eser oldu. 1843’de Uçan Hollandalı aynı kentte sahnelendi. Wagner, Dresden’de krallık orkestrası şefliğini yaptı. Romantik operası “Tannhäuser” 1845’de Dresden’de sahnelendiğinde geleneksel formların çok dışında bir eser olduğu için eleştirildi. Buna rağmen Franz Liszt, 3 yıl sonra Weimar’da bu eseri sahneledi ve Wagner’i her zaman destekledi. 1848 tanışan Wagner ile Liszt, ömür boyu dost oldular. Wagner, aynı yıl “Lohengrin” operasını tamamladıysa da sahneleme imkânı bulamadı. Yardımına yine Liszt koştu ve eseri 1850’de Weimar’da sahneledi. Wagner’in devrimci siyasi etkinliklerinden ötürü İsviçre’ye sürgüne gitmesi üzerine kariyerinde yeni bir dönem başladı.
Sürgün yaşamı 1862’ye kadar süren Wagner, İsviçre’de "Der Ring der Nibelungen" (Nibelungen Yüzüğü) adı verilen opera dizisini yazdı. Bu eser 4 ayrı operadan oluşmaktaydı. Eserin Nibelungen yüzüğü adını almasının sebebi ise, hikâyelerin birbirinin devamı olarak yazıldığı bu 4 ayrı operanın artarda sahnelenmesi fikri idi. Bu arada varlıklı ipek tüccarı Otto Wesendonck ve eşi Mathilde ile tanıştı. Otto Wesendock, Zürih yakınlarındaki villasının bahçesindeki küçük bir köşkü Wagner ile eşi Minna’ya kiralayarak Richard Wagner ile eşi arasında doğan aşkın sürmesine farkında olmadan yardımcı oldu. Bu aşk, Wagner’e yeni eserleri için ilham verdi. Wagner böylece, operalarının en uzunu ve en zoru olan "Tristan ve İsolde"’yi (1857-1859) yazdı. Eser, 1865’de Münih’te Bavyera Kralı’nın huzurunda sahnelendi.

Wagner, tahta yeni çıkan Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından davet edilince hemen Almanya’ya gitmişti. Kralın desteği ile ekonomik sıkıntıları sona erdikten sonra tek komik operası "Die Meistersinger von Nürnberg" (Nürnberg'in Usta Şarkıcıları) operasını yazıp besteledi ve bu eser de Münih’te sahnelendi. Bu arada Bavyera Parlamentosu ülke parasının besteciye yedirildiği inancıyla sanatçıyı eleştirmekteydi. Öte yandan Franz Liszt’in ünlü orkestra yöneticisi Hans von Bülow ile evli kızı Cosima ile yaşadığı aşk çevreden tepki toplamaktaydı.

1866’da eşinden ayrılan Wagner, 1870’de Cosima ile evlendiğinde çiftin iki çocukları vardı. Wagner, orkestra eseri "Siegfried İdyll"’i 1870’de Cosima için besteledi. 1869-1870 yıllarında Yüzük operalarının ikisi Liszt tarafından sahnelendi. Bu sırada eserin tamamının sahneleneceği bir opera binası için kaynak bulma çabaları sürüyordu. Ümitsizliğe düştüğü anda Kral II. Ludwig'in desteği ile karşılaştı. Söylentilere göre eşcinsel olan Kral, Wagner'e ve onun müziğine duyduğu büyük aşkını kanıtlamak adına binanın yapımına yardım teklifinde bulundu. Bu büyük aşktan haberdar olan Wagner bu yardımı kabul etti. Opera binası 1874’deBayreuth’ta birleşik sanat eseri (müzik, şiir, görsel sanatlar, dans gibi tüm sanatların operada harmanlanması) kavramına uygun olarak inşa edildi. Opera binasının inşa sürecinde Wagner kendi sanatının gereklerini göz önünde bulundurarak projenin büyük bölümüne çizimleri ile katkıda bulundu. 1876’daki ilk sanat festivalinde tamamı 18 saatlik bir eser olan Nibelungen yüzüğü sahnelendi.

1877’de “Parsifal“ operasını yazmaya başlayan Wagner, “saf ırk” konusundaki polemik yaratan yazılarını yayınlamayı sürdürdü. Parsifal, 1882’de Bayreuth’ta sahnelendi. Wagner, 1883 kişini geçirmek için gittiği Venedik’te kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bayreuth’taki villasının bahçesinde kendi adına hazırladığı mezarına gömüldü.


Uçan Hollandalı

Uçan Hollandalı liberetto ve müzik bestesi Richard Wagner tarafından hazırlanmış üç perdelik bir operadır. Liberetto Richard Wagner tarafından, Heindrich Heide'nin 1834 tarihli eski bir efsanenin hiciv nitelikli olarak yeniden söylemesinden uyarlanmıştır. Uçan Hollandalı efsane hikâyesi kıyamet gününe kadar ilahi güçler tarafından denizlerde yelkenli gemi kullanmaya mahkûm edilmiş olan bir Hollandalı gemi kaptanı hakkındadır. Wagner'in bu operada işlediği ana tema aşk ile insanların kendilerini kurtarabilmeleri hakkındadır.

Opera'nın ilk sahnelenişi 2 Ocak 1843 Semper Oper, Dresden'de yapılmış ve bu sahnelemede orkestra şefi görevini de Richard Wagner yüklenmiştir. Türkiye'de 1961de Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin Ankara Opera Sahnesi'nde ilk defa sahnelenmiştir.

Bu eserde de sonradan Wagner'in opera stilini belirleyen ve devamlı olarak kullandığı içinde birçok laitmotif bulunan opera stilinin ilk belirtileri görülmektedir. Laitmotifler uvertür ile ortaya çıkartılmaktadır ve bunlar okyanus veya fırtına motifi, Hollandalı motifi ve Senta motifidir.

Bu eserinde Wagner daha sonradan kullanacağı blok halinde perde sistemi yani her perdenin baştan sona kadar tek bir beste olarak kurulması stilini daha kullanmamakta ve eserde belirgin aryalar ve diğer belirgin opera müzik parçaları bulunmaktadır. Fakat Wagner Uçan Hollandalı eserinde tekdüzelik sağlamak için perdeler arasında entraktların uygulanmamasını istemiştir ve birçok opera evi, yapımlarında bu direktife uymaktadır. Fakat yine de modern yapımlarda ayrı ayrı aralarında antraktlar bulunan üç perde sistemini uygulayan opera evleri bulunmaktadır.


C. Ph. Emanuel Bach (1717 – 1788)

Ünlü besteci Johann Sebastian Bach’ın müzikçi dört oğlundan ikincisidir. Önceleri babası ile çalıştı, hukuk eğitimi gördükten sonra, 1738’de Prusya veliahtı (sonradan kralı) İkinci Frederic’in orkestrasına klavsenci olarak girdi. Telemann’ın ölümü üzerine, 1767’de Hamburg’da onun yerine geçerek, bu kentin müzik direktörü oldu. Bu görevi yaşamının sonuna kadar sürdü. Çalgı (özellikle klavyeli çalgı) müziğinin büyük bir ustası olarak ünü büyük bir hızla yayıldı, dönemini derinden etkiledi. C. Ph. Emanuel, bütün Bach ailesi içinde, yaşadığı yıllarda en büyük ün yapmış olan bestecidir. Adı, “empfindsamkeit “ (duyarlılık) diye bilinen, “akılcılık” akımının karşıtı müzik akımı ile birlikte anılır. Müziğinde armonik ve ritmik, şaşırtıcı öğeler bolca kullanılır, stili karşıt renklerle, gelgeç duyuşlarla yüklüdür. Haydn ve Mozart, Viyana klasiklerinin bu iki büyük yaratıcısı, C.P.E. Bach’ın müziğinin hayranı olmuşlardır.
Senfonileri
C. Ph. Emanuel Bach, on sekiz senfoni yazmıştır. Bunların her birinin süresi, on-on iki dakikadır. Bu senfoniler, “canlı-yavaş-canlı” ya da “”canlı-yavaş-orta hızda” sırasını izleyen, üçer bölümden oluşur. Birinci bölümler genellikle cüretli, atılgan, ikinci bölümler ağıtsal ve derin düşünceli, son bölümler ise sere serpe neşelidir.
Konçertoları
C. Ph. Emanuel Bach, 1733-1778 yılları arasında çembalo için yaklaşık elli kadar konçerto yazmıştır. Bu bestecinin ayrıca, flüt için ve viyolonsel için 3’er, obua ve org için 2’şer konçertosu da varsa da, bunların tümü, klavsen konçertolarından besteci eliyle bu çalgılara çevrilmiştir.


Sergei Rachmaninov (1873 - 1943)

20. yüzyılın en büyük piyanist ve bestecilerinden birisidir. Rus romantizminin son büyük bestecisi unvanını taşır. Ülkesindeki Bolşevik Devrimi'nden sonra ABD'ye yerleşmiş ve ABD vatandaşı olmuştur.

Sergei Rachmaninov Rusya'nın kuzeybatısında Novgorod şehri yakınlarındaki Semyonovo’da Tatar kökenli aristokrat bir ailenin beşinci çocuğu olarak 1 Nisan 1873'de doğmuştur. Ordudan emekli bir subay olan babası ve bir generalin kızı olan annesi amatör olarak müzikle uğraşmışlardır. Oğullarını da bu yönde yetiştirmişlerdir. Rachmaninov ailesinin maddi durumundaki kötüleşme, St. Petersburg’a yerleşmelerini gerektirmiştir. Bu nedenle Sergei Rachmaninov konservatuara bu şehirde devam etmiştir. Ancak St. Petersburg'daki difteri salgınında kız kardeşi Sofia’nın ölmesinden sonra anne ve babası ayrılan Rachmaninov, bu olaya tepkisini okuldaki tüm derslerinden kalarak göstermiştir. Bunun üzerine Moskova’ya gönderilen ve sert bir öğretmen olan Nikolay Zverev’in evine yerleştirilen Rachmaninov, bu evde diğer öğrenciler ile birlikte yoğun bir tempoda çalışmıştır. Burada Zverev’in müzisyen arkadaşları ile tanışma fırsatı bulmuştur. Yine burada Çaykovski ile tanışması ve öğütler alması ona yeni ufuklar açmıştır.

Aşırı disiplinden hoşlanmadığı için Zverev ile geçinemeyen Rachmaninov, beste yapabilmek için kendisine özel bir oda istediği için evden kovulmuştur. Sonrasında Moskova yakınlarındaki bir akrabalarının yanına taşınarak daha rahat bir ortama kavuşan Rachmaninov, çalışmalarına Franz Liszt’in öğrencilerinden olan kuzeni Siloti ile burada devam etmiştir.

Rachmaninov, 19 yaşında iken yazdığı “Do diyez minör prelüd” ile dikkatleri üstüne çekmiştir. Bu eser, piyano edebiyatının en çok çalınan eserlerinden birisi olarak anılmaktadır. Mezuniyet projesi olarak Puşkin’in Çingeneler Şiiri üzerine bestelediği tek sahnelik operası olan “Aleko”yu yazan Rachmaninov, böylece büyük altın madalyayı kazanarak okuldan mezun olduğu gibi yayıncı Gutheil ile de bir sözleşme yapmıştır.

Mezuniyet sonrasında iki yıl öğretmenlik yaparak geçimini sağlamıştır. Bu arada çeşitli eserler besteleyen sanatçının bu dönemde yazdığı Do-diyez Majör Prelüd daha sonra dünyanın en bilinen piyano parçalarından birisi olmuştur. İlk önemli eseri 1895-1896 yıllarında yazdığı Re Majör 1. Senfoni’dir.

İlk bestelerine yönelik eleştirilerle bağlantılı olarak sıkıntılı ve zorlu bir süreç yaşayan sanatçı bu süre zarfında geçici bir süre için zengin bir işadamının özel operasında yardımcı şef olarak orkestra şefliği yapmıştır. 1900’de Dr. Nikolai Dahl adlı hipnozcudan 3 ay boyunca tedavi gördükten sonra yeniden besteciliğe dönmüş ve İkinci Piyano Konçertosunu yazmıştır. Rachmaninov, doktoruna ithaf ettiği bu eseri Moskova Filarmonisi’nin konserinde çalarak besteci-yorumcu kimliğini tanıtmıştır.

Rachmaninov ‘un borsada tüm varlığını yitirmesi ve 1939’da II. Dünya Savaşı'nın çıkması Avrupa turnelerinin iptal edilmesine neden olmuştur. Bu süre esnasında sağlığı bozulan Rachmaninov’a kanser teşhisi konulmasına rağmen sanatçı, beste yapmaya ve orkestra yönetmeye devam etmiştir. En son büyük eseri olarak “Senfonik Danslar”ı bestelemiştir. 28 Mart 1943‘te California, Beverly Hills'te kanser nedeniyle hayatını kaybetmiştir.


Senfoni No 2

Rachmaninov’un üç senfonisi, Tschaikowski’nin ve Borodin’in yazdıkları gibi, Batının, özellikle de Kuzeyin (bir başka deyişle, Mahler’le Sibelius’ün) post-romantik senfonilerinden, “Rus Senfonisi” diye adlandırılabilecek nitelikleriyle, önemli farklılıklar gösterir. Bu senfonilerden ilk ikisi 1895 ile 1907 yılları arasında, besteci Rusya’dayken, üçüncüsü ise 1936 da ABD’de yazılmıştır.

İkinci Senfoni ilk olarak 26 Ocak 1908 günü St. Petersburg’da, bestecinin yönetiminde seslendirildi. Büyük bölümü 1907’de, Rachmaninov‘un Almanya’da (Dresden) bulunduğu sıralarda yazılmış olan bu senfoni, bestecinin yaratıcılıkta gelişme evresinin ürünlerindendir. 1907, Ölüler Adası adlı senfonik şiirle Üçüncü Senfoni’nin de bestelendiği yıldır; 1895 tarihini taşıyan Birinci Senfoni ile kıyaslanamayacak kadar zengin buluşlar, yoğunluk, ustalık, zenginlik taşır İkinci Senfoni. Besteci burada, kimi zaman “sözü fazlaca uzatıyormuş” izlenimi veren bir anlatım genişliği, rahatlığı içindedir. Senfoninin özellikle birinci bölümünde, Tschaikowski’nin etkilerini görme olanağı vardır; ancak bu etkiler, eserin anlatmak istemedikleriyle, özüyle değil, biçimi, dış yapısıyla ilgilidir.

Birinci bölüm; oldukça uzun tutulmuş olan giriş kesiminde, sakin ama hareketli tema önce yaylı çalgıların en kalın seslerinden, sonra da kemanlardan duyulur. Temanın bütün orkestraya yayılması ile birlikte, kontrpuan-esaslı bir kesimde, “ayna” (temanın tersine çevrilmesi) yöntemi uygulanır ve ilk bölümün Allegro’suna buradan geçilir. Tahta üfleme çalgılardan dinlediğimiz saydam, pırıltılı akorlar, yaylı çalgılar üçlemeleri ile karşılıklı bir konuşma oluşturur; bölümün, birinciyle benzeşen ikinci temasıdır bu. Buradan hareketle, güzel bir melodi ortaya çıkar, sonra durulur ve bölümün ilk kesimi sona erer. Gelişme kesiminde ortam önemli ölçüde değişmektedir; gözdağı verircesine hırçın ritimler, armoniler ve gösterişli orkestral etkiler kendini gösterir. İzleyen kesimde, bakır üfleme çalgıların, Tschaikowski’nin Patetik senfonisinden açıkça etkilendiği hemen belli olan parlak tınıları gelir kulağımıza. Bölüm, enerjik bir koda ile son bulur.

İkinci bölüm; bir yandan sağlam ve canlı, öte yandan düş ve esin doludur. Başlangıçta kornolardan duyulan bir tema, Borodin’in anlatımını anımsatır. Ani bir “piano” geçişte, klarinetten, daha sonra da obuadan, bir dizi kısa arabesk dinleriz; bu süslemeler daha sonra, kemanlardan duyulan, geniş soluklu bir melodiye eşlik eder. Bölümün ikinci kesimi, sürekli bir akışa dayalı bir “perpetuum mobile”dir. Bu fon üzerinde çeşitli ritmik ve tematik öğeler art arda sıralanır. Bölüm bir decrescenco (gitgide sönen hareket) ile sona erer.

Üçüncü bölüm; senfoninin, Rachmaninov’a özgü, hemen ayırt edilen karakterini belirler. Bölümün güzel şarkısı düşündürür bunu dinleyiciye. Orkestra yazısındaki romans karakteri, belli başlı iki tema ile belirginleşir. Bu bölümde, birinci bölümün ana teması da duyulur. Senfoninin ağır tempolu bu bölümü, zengin çoksesliliğiyle dikkati çeker.

Son bölüm; kıpır kıpır, renkli, yaşama sevinci dolu bir tema, iki kez duyurur kendini. Bunu yaylı çalgılardaki uzun, ezgisel, lirik bir cümle izler. Kısa bir “adagio” ile birlikte, önceki bölümün havasına döner gibi oluruz. Yeniden gelişme kesimi, senfoninin, önüne geçilmesi güç, ışıltılı, parlak bir enerjiyle bitmesini sağlar.


--
Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası

Saygilar;
Cukurova Devlet Senfoni Orkestrasi Keman Sanatcisi Ugur YENILMEZ

E-posta:

cukurov...@gmail.com

Web:

http://www.cukurovasenfoni.org

CukurovaSenfoni Toplulugu:

http://groups.google.com/group/cukurovasenfoni

Facebook CukurovaDevletSenfoniOrkestrası Toplulugu:

http://www.facebook.com/group.php?gid=100225645396&ref=mf

Tel:

0322 4545018

Adres:

Cukurova Devlet Senfoni Orkestrasi Buyuksehir Belediye Konser Salonu Atatürk Caddesi 01120 Seyhan/ADANA

> Gondermis oldugumuz e-posta da yazi karaterleri problemli ise ek olarak gonderilen dosyalar dan faydalanabilirsiniz.

> Cukurova Devlet Senfoni Orkestrasi Konserlerini Buyuksehir Belediyesi Konser Salonun da Gerceklestirmektedir.Orkestra Yonetimi Gerektiginde Program Degisikligi Yapabilir.

> Bilgilendirme adina gondermis oldugumuz bu e-postalari almak istemiyorsaniz cukurova...@gmail.com adresimize e-posta gonderiniz.
afis.jpg
3 ARALIK 2010 .doc
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages