Program :
R. Wagner - Flying Dutchman Uvertürü
C. P. E. Bach - Flüt Konçertosu re minör
S. Rachmaninov - Senfoni no.2 Op.27 mi minör
Matthias Manasi
Matthias Manasi yeni nesile getirdiği taze ve yenilikçi klasik müzik
fikirleri ile en yetenekli genç şef ve piyanistler arasında gelir.
Sanatçı 1995 yılında Karlsruhe Müzik Okulu’ndan piyano ve 1996
yılında Stuttgart Müzik Okulu’ndan da şeflik diplomalarını almıştır.
Manasi, şeflik eğitimi almak amacıyla Viena’da Karl Österreicher,
Kanada’da Georg Tintner ve Amerika’da Larry Newland ile çalışmış,
ayrıca Sylvain Cambreling, Jorma Panula ve Kurt Masur’un ustalık
sınıflarına katılmıştır.
Sanatçı şimdiye dek; Orchestra Camerata Italiana, Punta Klasik Festival
Orkestrası, Annaberg Orkestrası, Munchner Rundfung Orkestrası, Kassel
Operası, Konstanta Operası, Passau Operası, Eutin Festival Operası,
Oldenburg Şehir Tiyatrosu, Silesian Şehir Tiyatrosu, Kiel Operası,
Erzgebirgische Filarmoni, Brasov Filarmoni Orkestrası, Sofya Festival
Orkestrası gibi dünya çapında birçok orkestrada şef olarak görev
almıştır.
Sanatçı konser piyanistliği dalında yaptığı uluslararası kariyerle de adından söz ettirmiştir.
2008 yılında New York Osborne Theatre’da verdiği resitali ses
getirmiş,2006 yılında yine New York’ta seslendirdiği Gershwin
resitalinin ardından 2007 yılında da New York, Washington, Silver
Spring ve Baltimore ‘da oldukça başarılı bir konser turnesi
gerçekleştirmiştir. Sanatçının 2004 yılına ait başarılarından biri de
Ekvator’da gerçekleştirdiği konserler olarak sayılabilir.
Sanatçı, Uruguay’daki Uluslararası Punta Klasik Müzik
Festivali’nin genel müzik direktörlüğünü yapmaktadır.2011 yılının ocak
ayında Punta Klasik Festival Orkestrası ile Puccini’nin La Boheme
operasının yeni ve büyük bir yapımını sahneye koyacaktır.
Christiane Meininger
Christiane Meininger, Almanya’nın Aachen Müzik Okulu’nda Ricarda
Broehl ve daha sonra İtalya’nın Chigiana akademisinde Prof. Severino
Gazzelloni’in asistanı olarak öğrenim görmüştür.
Sanatçı; oda orkestralarında flüt sanatçısı olarak görev yapmış ve
bu daldaki ününü Meininger Trio ile birkaç yıl çalışmasının ardından
kazanmıştır.
Oda müziği icracıları ve bestecileri tarafından, sanatçının yeni
müzikal fikirler üretmesi ve bu fikirleri müziğine aktarması ile
övgüler almıştır.
Sanatçının yeni müzik türlerine ilgisi ve flütün bu tür müzik
dallarında kullanılması ile ilgili çalışmaları 21. Y.Y bestecileri
tarafından yakından takip edilmektedir.
Richard Wagner (1813- 1883)
Geliştirdiği birleşik sanat eseri kavramı “Gesamtkunstwerk” ile
müzik dünyasını etkiledi. Gerek müzik ve drama alanındaki yenilikleri,
gerekse Yahudi karşıtı görüşleri nedeniyle 20.yy.’in en çok tartışılan
müzik adamlarından olmuştur.
22 Mayıs 1813’te Almanya’nın Leipzig kentinde doğan Richard Wagner,
polis memuru Friedrich Wilhelm – Johanna Wagner çiftinin 9 çocuğundan
en küçüğüdür. Henüz 6 aylıkken babasını kaybeden Richard Wagner’in
annesi Johanna, 9 ay sonra aile dostu olan ressam, oyun yönetmeni ve
yazar Ludwig Geyer ile evlendi ve Dresden’e göçtü. Geyer, 1821’de oldu
ve aile 1827’de yeniden Leipzig’e döndü.
Wagner, küçük yaştan itibaren tiyatroya ilgi duymaya başladı. Diğer
kardeşleri de meslek olarak oyunculuk ve şarkıcılığı seçmişlerdi. İlk
yaratıcı çalışması, 15 yaşında "Leubald and Adelaide" adlı opera metni
idi. Weber’in bir operasını ve Beethoven’in bir senfonisini dinledikten
sonra ise müzik tutkusu kendisini gösterdi. Leipzig Üniversitesi’ne
devam etmeye başlayan Wagner, ayrıca bir sinagogda koro şefi olan
Christian Theodor Weinlig’den 6 ay boyunca müzik dersi aldı, armoni ve
kontrpuan öğrendi. 1832’de belli başlı eserlerinden ilki olan "Do Major
Senfoni"’yi besteledi; eser, Leipzig ve Prag’da seslendirildi ve ilgi
gördü. 1833’ten itibaren çeşitli küçük tiyatro topluluklarında orkestra
şefi olarak çalıştı; 1834’te "Die Feen” (Periler) operasının müziğini
ve metnini yazdı. Bu eser, o hayattayken hiç seslendirilmediyse de
ikinci operası olan ve Shakespeare’in "Kısasa Kısas" oyunundan
hazırladığı "Das Liebesverbot" (Yasak Aşk) operası 1836’da Magdeburg’da
sahnelendi.
1836’da şarkıcı Minna Planer ile evlendi. Eşini evlenmeye razı
etmek için 2 yıl uğraştığı halde, bu evlilik kısa zaman sonra
sadakatsizlik nedeni ile bir hayal kırıklığına dönecek yine de 1866’ya
kadar sürecekti. Evlendiği yıl Konigsberg tiyatrosunda müzik direktörü
olduysa da kısa bir süre sonra ayrılıp Riga’da benzer bir göreve
başladı. Burada özellikle Beethoven eserlerini yönetti ve “Rienzi”
operasını bestelemeye başladı.
1839’da alacaklılarından kaçarak önce Londra’ya gitti. Bir oyununun
perdeye aktarılması sırasında yaşanan bir anlaşmazlık nedeni ile
değerinin daha iyi anlaşılacağını düşündüğü Paris’e gitti. Berlioz ve
başka sanatçılarla tanıştı. Yoksulluk içinde geçen Paris günlerinde
Rienzi’yi tamamladı, Uçan Hollandalı operasının taslaklarına başladı.
1842’de Dresden Tiyatrosu Rienzi’yi sahnelemeye karar verince
Paris’ten ayrılıp Dresden’e gitti. Eser, 6 saat süren çok uzun bir
opera olmasına rağmen seyirciyi coşturmayı başarmıştı. Böylece Rienzi
operası, Wagner’in Almanya’da adını duyurmasını sağlayan ilk eser oldu.
1843’de Uçan Hollandalı aynı kentte sahnelendi. Wagner, Dresden’de
krallık orkestrası şefliğini yaptı. Romantik operası “Tannhäuser”
1845’de Dresden’de sahnelendiğinde geleneksel formların çok dışında bir
eser olduğu için eleştirildi. Buna rağmen Franz Liszt, 3 yıl sonra
Weimar’da bu eseri sahneledi ve Wagner’i her zaman destekledi. 1848
tanışan Wagner ile Liszt, ömür boyu dost oldular. Wagner, aynı yıl
“Lohengrin” operasını tamamladıysa da sahneleme imkânı bulamadı.
Yardımına yine Liszt koştu ve eseri 1850’de Weimar’da sahneledi.
Wagner’in devrimci siyasi etkinliklerinden ötürü İsviçre’ye sürgüne
gitmesi üzerine kariyerinde yeni bir dönem başladı.
Sürgün yaşamı 1862’ye kadar süren Wagner, İsviçre’de "Der Ring der
Nibelungen" (Nibelungen Yüzüğü) adı verilen opera dizisini yazdı. Bu
eser 4 ayrı operadan oluşmaktaydı. Eserin Nibelungen yüzüğü adını
almasının sebebi ise, hikâyelerin birbirinin devamı olarak yazıldığı bu
4 ayrı operanın artarda sahnelenmesi fikri idi. Bu arada varlıklı ipek
tüccarı Otto Wesendonck ve eşi Mathilde ile tanıştı. Otto Wesendock,
Zürih yakınlarındaki villasının bahçesindeki küçük bir köşkü Wagner ile
eşi Minna’ya kiralayarak Richard Wagner ile eşi arasında doğan aşkın
sürmesine farkında olmadan yardımcı oldu. Bu aşk, Wagner’e yeni
eserleri için ilham verdi. Wagner böylece, operalarının en uzunu ve en
zoru olan "Tristan ve İsolde"’yi (1857-1859) yazdı. Eser, 1865’de
Münih’te Bavyera Kralı’nın huzurunda sahnelendi.
Wagner, tahta yeni çıkan Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından davet
edilince hemen Almanya’ya gitmişti. Kralın desteği ile ekonomik
sıkıntıları sona erdikten sonra tek komik operası "Die Meistersinger
von Nürnberg" (Nürnberg'in Usta Şarkıcıları) operasını yazıp besteledi
ve bu eser de Münih’te sahnelendi. Bu arada Bavyera Parlamentosu ülke
parasının besteciye yedirildiği inancıyla sanatçıyı eleştirmekteydi.
Öte yandan Franz Liszt’in ünlü orkestra yöneticisi Hans von Bülow ile
evli kızı Cosima ile yaşadığı aşk çevreden tepki toplamaktaydı.
1866’da eşinden ayrılan Wagner, 1870’de Cosima ile evlendiğinde
çiftin iki çocukları vardı. Wagner, orkestra eseri "Siegfried İdyll"’i
1870’de Cosima için besteledi. 1869-1870 yıllarında Yüzük operalarının
ikisi Liszt tarafından sahnelendi. Bu sırada eserin tamamının
sahneleneceği bir opera binası için kaynak bulma çabaları sürüyordu.
Ümitsizliğe düştüğü anda Kral II. Ludwig'in desteği ile karşılaştı.
Söylentilere göre eşcinsel olan Kral, Wagner'e ve onun müziğine duyduğu
büyük aşkını kanıtlamak adına binanın yapımına yardım teklifinde
bulundu. Bu büyük aşktan haberdar olan Wagner bu yardımı kabul etti.
Opera binası 1874’deBayreuth’ta birleşik sanat eseri (müzik, şiir,
görsel sanatlar, dans gibi tüm sanatların operada harmanlanması)
kavramına uygun olarak inşa edildi. Opera binasının inşa sürecinde
Wagner kendi sanatının gereklerini göz önünde bulundurarak projenin
büyük bölümüne çizimleri ile katkıda bulundu. 1876’daki ilk sanat
festivalinde tamamı 18 saatlik bir eser olan Nibelungen yüzüğü
sahnelendi.
1877’de “Parsifal“ operasını yazmaya başlayan Wagner, “saf ırk”
konusundaki polemik yaratan yazılarını yayınlamayı sürdürdü. Parsifal,
1882’de Bayreuth’ta sahnelendi. Wagner, 1883 kişini geçirmek için
gittiği Venedik’te kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
Bayreuth’taki villasının bahçesinde kendi adına hazırladığı mezarına
gömüldü.
Uçan Hollandalı
Uçan Hollandalı liberetto ve müzik bestesi Richard Wagner
tarafından hazırlanmış üç perdelik bir operadır. Liberetto Richard
Wagner tarafından, Heindrich Heide'nin 1834 tarihli eski bir efsanenin
hiciv nitelikli olarak yeniden söylemesinden uyarlanmıştır. Uçan
Hollandalı efsane hikâyesi kıyamet gününe kadar ilahi güçler tarafından
denizlerde yelkenli gemi kullanmaya mahkûm edilmiş olan bir Hollandalı
gemi kaptanı hakkındadır. Wagner'in bu operada işlediği ana tema aşk
ile insanların kendilerini kurtarabilmeleri hakkındadır.
Opera'nın ilk sahnelenişi 2 Ocak 1843 Semper Oper, Dresden'de
yapılmış ve bu sahnelemede orkestra şefi görevini de Richard Wagner
yüklenmiştir. Türkiye'de 1961de Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin
Ankara Opera Sahnesi'nde ilk defa sahnelenmiştir.
Bu eserde de sonradan Wagner'in opera stilini belirleyen ve devamlı
olarak kullandığı içinde birçok laitmotif bulunan opera stilinin ilk
belirtileri görülmektedir. Laitmotifler uvertür ile ortaya
çıkartılmaktadır ve bunlar okyanus veya fırtına motifi, Hollandalı
motifi ve Senta motifidir.
Bu eserinde Wagner daha sonradan kullanacağı blok halinde perde
sistemi yani her perdenin baştan sona kadar tek bir beste olarak
kurulması stilini daha kullanmamakta ve eserde belirgin aryalar ve
diğer belirgin opera müzik parçaları bulunmaktadır. Fakat Wagner Uçan
Hollandalı eserinde tekdüzelik sağlamak için perdeler arasında
entraktların uygulanmamasını istemiştir ve birçok opera evi,
yapımlarında bu direktife uymaktadır. Fakat yine de modern yapımlarda
ayrı ayrı aralarında antraktlar bulunan üç perde sistemini uygulayan
opera evleri bulunmaktadır.
C. Ph. Emanuel Bach (1717 – 1788)
Ünlü besteci Johann Sebastian Bach’ın müzikçi dört oğlundan
ikincisidir. Önceleri babası ile çalıştı, hukuk eğitimi gördükten
sonra, 1738’de Prusya veliahtı (sonradan kralı) İkinci Frederic’in
orkestrasına klavsenci olarak girdi. Telemann’ın ölümü üzerine, 1767’de
Hamburg’da onun yerine geçerek, bu kentin müzik direktörü oldu. Bu
görevi yaşamının sonuna kadar sürdü. Çalgı (özellikle klavyeli çalgı)
müziğinin büyük bir ustası olarak ünü büyük bir hızla yayıldı, dönemini
derinden etkiledi. C. Ph. Emanuel, bütün Bach ailesi içinde, yaşadığı
yıllarda en büyük ün yapmış olan bestecidir. Adı, “empfindsamkeit “
(duyarlılık) diye bilinen, “akılcılık” akımının karşıtı müzik akımı ile
birlikte anılır. Müziğinde armonik ve ritmik, şaşırtıcı öğeler bolca
kullanılır, stili karşıt renklerle, gelgeç duyuşlarla yüklüdür. Haydn
ve Mozart, Viyana klasiklerinin bu iki büyük yaratıcısı, C.P.E. Bach’ın
müziğinin hayranı olmuşlardır.
Senfonileri
C. Ph. Emanuel Bach, on sekiz senfoni yazmıştır. Bunların her
birinin süresi, on-on iki dakikadır. Bu senfoniler, “canlı-yavaş-canlı”
ya da “”canlı-yavaş-orta hızda” sırasını izleyen, üçer bölümden oluşur.
Birinci bölümler genellikle cüretli, atılgan, ikinci bölümler ağıtsal
ve derin düşünceli, son bölümler ise sere serpe neşelidir.
Konçertoları
C. Ph. Emanuel Bach, 1733-1778 yılları arasında çembalo için
yaklaşık elli kadar konçerto yazmıştır. Bu bestecinin ayrıca, flüt için
ve viyolonsel için 3’er, obua ve org için 2’şer konçertosu da varsa da,
bunların tümü, klavsen konçertolarından besteci eliyle bu çalgılara
çevrilmiştir.
Sergei Rachmaninov (1873 - 1943)
20. yüzyılın en büyük piyanist ve bestecilerinden birisidir. Rus
romantizminin son büyük bestecisi unvanını taşır. Ülkesindeki Bolşevik
Devrimi'nden sonra ABD'ye yerleşmiş ve ABD vatandaşı olmuştur.
Sergei Rachmaninov Rusya'nın kuzeybatısında Novgorod şehri
yakınlarındaki Semyonovo’da Tatar kökenli aristokrat bir ailenin
beşinci çocuğu olarak 1 Nisan 1873'de doğmuştur. Ordudan emekli bir
subay olan babası ve bir generalin kızı olan annesi amatör olarak
müzikle uğraşmışlardır. Oğullarını da bu yönde yetiştirmişlerdir.
Rachmaninov ailesinin maddi durumundaki kötüleşme, St. Petersburg’a
yerleşmelerini gerektirmiştir. Bu nedenle Sergei Rachmaninov
konservatuara bu şehirde devam etmiştir. Ancak St. Petersburg'daki
difteri salgınında kız kardeşi Sofia’nın ölmesinden sonra anne ve
babası ayrılan Rachmaninov, bu olaya tepkisini okuldaki tüm
derslerinden kalarak göstermiştir. Bunun üzerine Moskova’ya gönderilen
ve sert bir öğretmen olan Nikolay Zverev’in evine yerleştirilen
Rachmaninov, bu evde diğer öğrenciler ile birlikte yoğun bir tempoda
çalışmıştır. Burada Zverev’in müzisyen arkadaşları ile tanışma fırsatı
bulmuştur. Yine burada Çaykovski ile tanışması ve öğütler alması ona
yeni ufuklar açmıştır.
Aşırı disiplinden hoşlanmadığı için Zverev ile geçinemeyen
Rachmaninov, beste yapabilmek için kendisine özel bir oda istediği için
evden kovulmuştur. Sonrasında Moskova yakınlarındaki bir akrabalarının
yanına taşınarak daha rahat bir ortama kavuşan Rachmaninov,
çalışmalarına Franz Liszt’in öğrencilerinden olan kuzeni Siloti ile
burada devam etmiştir.
Rachmaninov, 19 yaşında iken yazdığı “Do diyez minör prelüd” ile
dikkatleri üstüne çekmiştir. Bu eser, piyano edebiyatının en çok
çalınan eserlerinden birisi olarak anılmaktadır. Mezuniyet projesi
olarak Puşkin’in Çingeneler Şiiri üzerine bestelediği tek sahnelik
operası olan “Aleko”yu yazan Rachmaninov, böylece büyük altın madalyayı
kazanarak okuldan mezun olduğu gibi yayıncı Gutheil ile de bir sözleşme
yapmıştır.
Mezuniyet sonrasında iki yıl öğretmenlik yaparak geçimini
sağlamıştır. Bu arada çeşitli eserler besteleyen sanatçının bu dönemde
yazdığı Do-diyez Majör Prelüd daha sonra dünyanın en bilinen piyano
parçalarından birisi olmuştur. İlk önemli eseri 1895-1896 yıllarında
yazdığı Re Majör 1. Senfoni’dir.
İlk bestelerine yönelik eleştirilerle bağlantılı olarak sıkıntılı
ve zorlu bir süreç yaşayan sanatçı bu süre zarfında geçici bir süre
için zengin bir işadamının özel operasında yardımcı şef olarak orkestra
şefliği yapmıştır. 1900’de Dr. Nikolai Dahl adlı hipnozcudan 3 ay
boyunca tedavi gördükten sonra yeniden besteciliğe dönmüş ve İkinci
Piyano Konçertosunu yazmıştır. Rachmaninov, doktoruna ithaf ettiği bu
eseri Moskova Filarmonisi’nin konserinde çalarak besteci-yorumcu
kimliğini tanıtmıştır.
Rachmaninov ‘un borsada tüm varlığını yitirmesi ve 1939’da II.
Dünya Savaşı'nın çıkması Avrupa turnelerinin iptal edilmesine neden
olmuştur. Bu süre esnasında sağlığı bozulan Rachmaninov’a kanser
teşhisi konulmasına rağmen sanatçı, beste yapmaya ve orkestra yönetmeye
devam etmiştir. En son büyük eseri olarak “Senfonik Danslar”ı
bestelemiştir. 28 Mart 1943‘te California, Beverly Hills'te kanser
nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Senfoni No 2
Rachmaninov’un üç senfonisi, Tschaikowski’nin ve Borodin’in
yazdıkları gibi, Batının, özellikle de Kuzeyin (bir başka deyişle,
Mahler’le Sibelius’ün) post-romantik senfonilerinden, “Rus Senfonisi”
diye adlandırılabilecek nitelikleriyle, önemli farklılıklar gösterir.
Bu senfonilerden ilk ikisi 1895 ile 1907 yılları arasında, besteci
Rusya’dayken, üçüncüsü ise 1936 da ABD’de yazılmıştır.
İkinci Senfoni ilk olarak 26 Ocak 1908 günü St. Petersburg’da,
bestecinin yönetiminde seslendirildi. Büyük bölümü 1907’de,
Rachmaninov‘un Almanya’da (Dresden) bulunduğu sıralarda yazılmış olan
bu senfoni, bestecinin yaratıcılıkta gelişme evresinin ürünlerindendir.
1907, Ölüler Adası adlı senfonik şiirle Üçüncü Senfoni’nin de
bestelendiği yıldır; 1895 tarihini taşıyan Birinci Senfoni ile
kıyaslanamayacak kadar zengin buluşlar, yoğunluk, ustalık, zenginlik
taşır İkinci Senfoni. Besteci burada, kimi zaman “sözü fazlaca
uzatıyormuş” izlenimi veren bir anlatım genişliği, rahatlığı içindedir.
Senfoninin özellikle birinci bölümünde, Tschaikowski’nin etkilerini
görme olanağı vardır; ancak bu etkiler, eserin anlatmak
istemedikleriyle, özüyle değil, biçimi, dış yapısıyla ilgilidir.
Birinci bölüm; oldukça uzun tutulmuş olan giriş kesiminde, sakin
ama hareketli tema önce yaylı çalgıların en kalın seslerinden, sonra da
kemanlardan duyulur. Temanın bütün orkestraya yayılması ile birlikte,
kontrpuan-esaslı bir kesimde, “ayna” (temanın tersine çevrilmesi)
yöntemi uygulanır ve ilk bölümün Allegro’suna buradan geçilir. Tahta
üfleme çalgılardan dinlediğimiz saydam, pırıltılı akorlar, yaylı
çalgılar üçlemeleri ile karşılıklı bir konuşma oluşturur; bölümün,
birinciyle benzeşen ikinci temasıdır bu. Buradan hareketle, güzel bir
melodi ortaya çıkar, sonra durulur ve bölümün ilk kesimi sona erer.
Gelişme kesiminde ortam önemli ölçüde değişmektedir; gözdağı
verircesine hırçın ritimler, armoniler ve gösterişli orkestral etkiler
kendini gösterir. İzleyen kesimde, bakır üfleme çalgıların,
Tschaikowski’nin Patetik senfonisinden açıkça etkilendiği hemen belli
olan parlak tınıları gelir kulağımıza. Bölüm, enerjik bir koda ile son
bulur.
İkinci bölüm; bir yandan sağlam ve canlı, öte yandan düş ve esin
doludur. Başlangıçta kornolardan duyulan bir tema, Borodin’in
anlatımını anımsatır. Ani bir “piano” geçişte, klarinetten, daha sonra
da obuadan, bir dizi kısa arabesk dinleriz; bu süslemeler daha sonra,
kemanlardan duyulan, geniş soluklu bir melodiye eşlik eder. Bölümün
ikinci kesimi, sürekli bir akışa dayalı bir “perpetuum mobile”dir. Bu
fon üzerinde çeşitli ritmik ve tematik öğeler art arda sıralanır. Bölüm
bir decrescenco (gitgide sönen hareket) ile sona erer.
Üçüncü bölüm; senfoninin, Rachmaninov’a özgü, hemen ayırt edilen
karakterini belirler. Bölümün güzel şarkısı düşündürür bunu
dinleyiciye. Orkestra yazısındaki romans karakteri, belli başlı iki
tema ile belirginleşir. Bu bölümde, birinci bölümün ana teması da
duyulur. Senfoninin ağır tempolu bu bölümü, zengin çoksesliliğiyle
dikkati çeker.
Son bölüm; kıpır kıpır, renkli, yaşama sevinci dolu bir tema, iki
kez duyurur kendini. Bunu yaylı çalgılardaki uzun, ezgisel, lirik bir
cümle izler. Kısa bir “adagio” ile birlikte, önceki bölümün havasına
döner gibi oluruz. Yeniden gelişme kesimi, senfoninin, önüne geçilmesi
güç, ışıltılı, parlak bir enerjiyle bitmesini sağlar.
> Gondermis oldugumuz e-posta da yazi karaterleri problemli ise ek olarak gonderilen dosyalar dan faydalanabilirsiniz.
> Cukurova Devlet Senfoni Orkestrasi Konserlerini Buyuksehir Belediyesi Konser Salonun da Gerceklestirmektedir.Orkestra Yonetimi Gerektiginde Program Degisikligi Yapabilir.
> Bilgilendirme adina gondermis oldugumuz bu e-postalari almak istemiyorsaniz cukurova...@gmail.com adresimize e-posta gonderiniz.