Cüzde, cüz’îde, küllde, küllîde, küll-i âlemde, hayatta,
zîhayatta, ihyâda olan sikkelerden, hâtemlerden, turralardan bazılarına
işaret ettik. Şimdi, nevilerde hesapsız sikkelerden bir sikkeye işaret
edeceğiz.
Evet, nasıl ki meyvedar bir ağacın hesapsız semereleri,
bir terbiye-i vâhide, bir kanun-u vahdetle, birtek merkezden idare
edildiklerinden, külfet ve meşakkat ve masraf o kadar suhulet peydâ eder
ki, kesretle terbiye edilen tek bir semereye müsâvi olurlar. Demek kesret
ve taaddüd-ü merkez, her semere için, kemiyetçe bütün ağaç kadar külfet ve
masraf ve cihazat ister. Fark yalnız keyfiyetçedir. Nasıl ki, birtek
nefere lâzım techizat-ı askeriyeyi yapmak için, orduya lâzım bütün
fabrikalar kadar fabrikalar lâzımdır. Demek, iş vahdetten kesrete geçse,
efrad adedince, kemiyet cihetiyle külfet ziyadeleşir. İşte, her nevide
bilmüşahede görünen suhulet-i fevkalâde, elbette vahdetten, tevhidden
gelen bir yüsr ve suhulet eseridir.
Elhasıl: Bir cinsin
bütün envâı, bir nev’in bütün efradı, âzâ-yı esasîde muvafakat ve
müşabehetleri nasıl ispat ederler ki, tek bir Sâniin masnularıdır. Çünkü
vahdet-i kalem ve ittihad-ı sikke öyle ister. Öyle de, bu meşhud suhulet-i
mutlaka ve külfetsizlik, vücub derecesinde icab eder ki, bir Sâni-i
Vâhidin eserleri olsun. Yoksa, imtinâ derecesine çıkan bir suubet, o cinsi
in’idâma ve o nev’i ademe götürecekti.
|
Lügatler :
cihazat : donanım cüz :
parça cüz’î : ferd efrad : fertler envâ :
çeşitler, türler hatem : mühür, damga hazine-i rahmet
: rahmet hazinesi hemcins : aynı cinsten olan ihyâ :
diriltme, hayat verme ittihad-ı sikke : mühür
birliği kanun-u vahdet : birlik kanunu kemiyetçe :
sayıca kesret : çokluk keyfiyet : nitelik,
özellik küll-i âlem : âlemin bütünü küllî : fertlerden
oluşan topluluk, tür, cins lisan-ı hâl : hâl ve beden
dili masnu : sanat eseri meşakkat : zahmet,
zorluk meyvedar : meyveli muvafakat :
uygunluk münteşir : yayılmış olan müsâvi : eşit,
denk müşabehet : benzeme nevi : tür,
çeşit sefine : gemi semere : meyve suhulet-i
fevkalâde : olağanüstü kolaylık suhulet-i mutlaka : tam bir
kolaylık taaddüd-ü merkez : merkezin çokluğu techizat-ı
askeriye : askerî donanım terbiye-i vâhide : tek
terbiye teşkil : oluşma turra : padişah mührü,
imzası vahdet : birlik, teklik vahdet-i kalem : kalem
birliği vücub : zorunluluk yüsr : kolaylık
|