Herbir zihayat, mesela bu süslü çiçek ve şu tatlıcı sinek, öyle manidar, İlahi, manzum bir kasideciktir ki, hadsiz zişuurlar onu kemal-i lezzetle mütalaa ederler. Ve öyle kıymetdar bir mu'cize-i kudrettir ve bir ilanname-i hikmettir ki, Sani'inin san'atını nihayetsiz ehl-i takdire cazibedarane teşhir eder. Hem kendi san'atını kendisi temaşa etmek ve kendi cemal-i fıtratını kendisi müşahede etmek ve kendi cilve-i esmasının güzelliklerini ayineciklerde kendisi seyretmek isteyen Fatır-ı Zülcelal'in nazar-ı şuhuduna görünmek ve mazhar olmak, gayet yüksek bir netice-i hilkatidir.
(Bediüzzaman Said Nursi - 2. Şua'dan)
Lügatler
Âyinecik :küçük ayna, aynacık
Câzibedarane : çekici bir şekilde
Cemâl-i fıtrat : yaratılıştaki güzellik
Cilve-i esma : Allah’ın isimlerinin görüntüsü, yansıması
Ehl-i takdir : bir şeyin değerini bilenler, takdir edenler
Fâtır-ı Zülcelâl : Herşeyi yoktan benzersiz olarak yaratan ve sonsuz büyüklük sahibi olan Allah
Hadsiz :sayısız, sınırsız
İlâhi : Allah’tan gelen
İlânname-i hikmet : her şeyin bir gayeye yönelik olarak anlamlı ve yerli yerinde olmasını ilan eden yazı
Kaside : büyükleri övmek için yazılan şiir
Kemâl-i lezzet : tam lezzet alarak
Kıymettar : kıymetli, değerli
manidar :manalı, anlamlı
Manzum :düzenli,şiir gibi yazılmış
Mazhar olmak : erişmek, nâil olmak
Mucize-i kudret : kudret mucizesi
Müşâhede etmek : gözlemlemek
Mütalaa etmek: okumak, incelemek
Nazar-ı şuhud : Cenâb-ı Hakkın görme sıfatı
Netice-i hılkat : yaratılış neticesi
Nihayetsiz : sonsuz
Sâni : her şeyi sanatla yaratan
Temâşa etmek : seyretmek
Teşhir etmek :sergilemek
zihayat : hayat sahibi, canlı
Zîşuur : şuur sahibi, bilinçli