Arab edib ve beliglerinin Hazret-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselam'ın davasını kalem ile ibtal etmeye, tarife gelmez derecede ihtiyaçları vardı. Ve o hazrete karşı olan kin, adavet ve inadlarıyla beraber; en kolay, en yakın, en selim olan kalem ve yazı ile muarazayı terk ve en uzun, en müşkil, en tehlikeli ve şübheli seyf ve harb ile mukabeleye mecburen iltica ettiler. Suret-i kat'iyyede bundan anlaşıldı ki, Kur'anın benzerini yapmaktan aciz kalmışlardır.
(Bediüzzaman Said Nursi - İşarat-ül İ'cazdan)
Lügatler
Âciz :güçsüz, zayıf Adavet: düşmanlık Aleyhissalâtü Vesselam :selam ve dua onun üzerine olsun Beliğ : maksadını noksansız ve güzel sözlerle anlatabilen Dava :takip edilen fikir, iddia Edib : Edebiyatçı. Güzel ve san'atlı söz söyleyen veya yazan Harb :savaş Hazret :hürmet edilecek büyük, önder İbtal :çürütmek, hükümsüz bırakmak İhtiyaç :muhtaç olunan şey, gereksinim İltica: sığınma İnad : ısrar, dediğinden vazgeçmeme
|
İşârât-ül i’caz :insanı âciz bırakan işaretler, Risale-i Nur eserlerinden birinin adı Kin :gizli düşmanlık Mecburen :zorunlu olarak, ister istemez Muaraza : Birbirine karşı gelmek. Sözle karşılıklı mücadele. Söz mücadelesi Mukabele : karşılık verme Müşkil :zorluk, zor olan iş Selim :sağlam, kusursuz Seyf :kılıç Suret-i kat’iye :kesin bir şekilde Şüphe :kuşku doğuran şey, kafada tam cevaplanmamış şey Tarif :inceden inceye anlatma, bildirme Terk :bırakmak, salıvermek, vazgeçmek
|