TILSIMLAR MECMUASI-73-YİRMİ İKİNCİ SÖZÜN İKİNCİ MAKAMI(DEVAMI)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Oct 6, 2025, 8:03:47 AM (12 days ago) Oct 6
to

                              TILSIMLAR MECMUASI

 

7.21.YİRMİ İKİNCİ SÖZ İKİNCİ MAKAM(DEVAMI)

ONUNCU LEM’A(DEVAMI)

Meselâ, nasıl ki kusursuz bir kasrın mükemmel olan nukuş ve tezyinatı, arkalarında bir usta ef’âlinin mükemmeliyetini gösterir. O ef’âlin mükemmeliyeti, o fâil ustanın rütbelerini gösteren ünvanları ve isimlerinin mükemmeliyetini gösterir. Ve o esmâ ve ünvanlarının mükemmeliyeti, o ustanın san’atına dair sıfatlarının mükemmeliyetini gösterir.

Ve o san’at ve sıfatların mükemmeliyeti, o san’at sahibinin “şuûn-u zâtiye” denilen kabiliyet ve istidad-ı zâtiyesinin mükemmeliyetini gösterir. Ve o şuûn ve kabiliyet-i zâtiyenin mükemmeliyeti, o ustanın mahiyet-i zâtiyesinin mükemmeliyetini gösterdiği misillü, aynen öyle de:

Şu kusursuz, fütursuz,
هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ 1 sırrına mazhar olan şu âsâr-ı meşhude-i âlem, şu mevcudat-ı muntazama-i kâinatta olan san’at ise, bilmüşahede, bir Müessir-i Zi’l-iktidarın kemâl-i ef’âline delâlet eder. O kemâl-i ef’âl ise, bilbedâhe, o Fâil-i Zülcelâlin kemâl-i esmâsına delâlet eder. O kemâl-i esma ise, bizzarure, o esmânın Müsemmâ-i Zülcemâlinin kemâl-i sıfatına delâlet ve şehadet eder. O kemâl-i sıfat ise, bilyakîn, o Mevsûf-u Zülkemâlin kemâl-i şuûnuna delâlet ve şehadet eder. O kemâl-i şuûn ise, bihakkılyakîn, o zîşuûnun kemâl-i Zâtına öyle delâlet eder ki, bütün kâinatta görünen bütün envâ-ı kemâlât, Onun kemâline nisbeten sönük bir zıll-i zâif suretinde bir Zât-ı Zülkemâlin âyât-ı kemâli ve rumûz-u celâli ve işârât-ı cemâli olduğunu gösterir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :

1 : “En küçük bir kusur görüyor musun?” Mülk Sûresi, 67:3.

 

Lügatler :

âlem-i İslâmiyet : İslam dünyası
âsâr-ı meşhude-i âlem : âlemdeki görünen eserler
âyât-ı kemâl : mükemmelliğin delilleri
âyet-i kübrâ : en büyük delil
bedr-i münevver : parlak dolunay
bihakkılyakîn : yaşamış gibi birşeyi kesin olarak bilme
bilbedâhe : açık bir şekilde
bilmüşahede : görüldüğü gibi
bilyakîn : kesinlikle
bizzarure : zorunlu olarak
delâlet : işaret etme, delil olma
dellâl-ı saltanat : saltanatın ilancısı
envâ-ı kemâlât : mükemmelliklerin türleri, çeşitleri
Fâil-i Zülcelâl : sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Fâil, Allah
fütursuz : usanmadan
istidad-ı zâtiye : zâtındaki istidat, kabiliyet, yetenek
işârât-ı cemâl : sonsuz güzelliğin işaretleri
kâinat : evren, yaratılmış herşey
kemâl : kusursuzluk, mükemmellik
kemâl-i ef’âl : fiillerdeki mükemmellik
kemâl-i esmâ : isimlerin mükemmelliği
kemâl-i sıfat : sıfatların mükemmelliği
kemâl-i Zât : Zâtın kemâli, mükemmelliği
keşşâf-ı zîhikmet : hikmet sahibi keşfedici
kitab-ı kebir : kainat
Kur’ân-ı Kebir : büyük Kur’an
mahiyet-i zâtiye : zâtının niteliği, özelliği
mazhar : ayna olma
mevcudat-ı muntazama-i kâinat : kâinattaki düzenli varlıklar
Müessir-i Zi’l-iktidar : güç ve iktidar sahibi Yaratıcı
münevver : nurlu
nisbeten : kıyasla
rumûz-u celâl : sonsuz haşmet ve görkemin işaretleri
saray-ı âlem : dünya sarayı
şecere-i kâinat : kâinat ağacı
şehâdet : şahitlik
şuûn ve kabiliyet-i zâtiye : zâti nitelikler
şuûn-u zâtiye : zâtî nitelikler, özellikler

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages