Meselâ,
nasıl ki kusursuz bir kasrın mükemmel olan nukuş ve tezyinatı, arkalarında
bir usta ef’âlinin mükemmeliyetini gösterir. O ef’âlin mükemmeliyeti, o
fâil ustanın rütbelerini gösteren ünvanları ve isimlerinin mükemmeliyetini
gösterir. Ve o esmâ ve ünvanlarının mükemmeliyeti, o ustanın san’atına
dair sıfatlarının mükemmeliyetini gösterir.
Ve o san’at ve
sıfatların mükemmeliyeti, o san’at sahibinin “şuûn-u zâtiye” denilen
kabiliyet ve istidad-ı zâtiyesinin mükemmeliyetini gösterir. Ve o şuûn ve
kabiliyet-i zâtiyenin mükemmeliyeti, o ustanın mahiyet-i zâtiyesinin
mükemmeliyetini gösterdiği misillü, aynen öyle de:
Şu kusursuz,
fütursuz, هَلْ
تَرٰى
مِنْ
فُطُورٍ
1 sırrına mazhar olan şu âsâr-ı meşhude-i âlem, şu mevcudat-ı
muntazama-i kâinatta olan san’at ise, bilmüşahede, bir Müessir-i
Zi’l-iktidarın kemâl-i ef’âline delâlet eder. O kemâl-i ef’âl ise,
bilbedâhe, o Fâil-i Zülcelâlin kemâl-i esmâsına delâlet eder. O kemâl-i
esma ise, bizzarure, o esmânın Müsemmâ-i Zülcemâlinin kemâl-i sıfatına
delâlet ve şehadet eder. O kemâl-i sıfat ise, bilyakîn, o Mevsûf-u
Zülkemâlin kemâl-i şuûnuna delâlet ve şehadet eder. O kemâl-i şuûn ise,
bihakkılyakîn, o zîşuûnun kemâl-i Zâtına öyle delâlet eder ki, bütün
kâinatta görünen bütün envâ-ı kemâlât, Onun kemâline nisbeten sönük bir
zıll-i zâif suretinde bir Zât-ı Zülkemâlin âyât-ı kemâli ve rumûz-u celâli
ve işârât-ı cemâli olduğunu gösterir.
Dipnotlar - Arapça İbareler -
Haşiyeler :
1 : “En küçük bir kusur görüyor musun?”
Mülk Sûresi, 67:3.
|
Lügatler :
âlem-i İslâmiyet : İslam dünyası âsâr-ı
meşhude-i âlem : âlemdeki görünen eserler âyât-ı kemâl :
mükemmelliğin delilleri âyet-i kübrâ : en büyük
delil bedr-i münevver : parlak dolunay bihakkılyakîn :
yaşamış gibi birşeyi kesin olarak bilme bilbedâhe : açık bir
şekilde bilmüşahede : görüldüğü gibi bilyakîn :
kesinlikle bizzarure : zorunlu olarak delâlet : işaret
etme, delil olma dellâl-ı saltanat : saltanatın
ilancısı envâ-ı kemâlât : mükemmelliklerin türleri,
çeşitleri Fâil-i Zülcelâl : sonsuz haşmet ve yücelik sahibi
Fâil, Allah fütursuz : usanmadan istidad-ı zâtiye :
zâtındaki istidat, kabiliyet, yetenek işârât-ı cemâl : sonsuz
güzelliğin işaretleri kâinat : evren, yaratılmış
herşey kemâl : kusursuzluk, mükemmellik kemâl-i ef’âl
: fiillerdeki mükemmellik kemâl-i esmâ : isimlerin
mükemmelliği kemâl-i sıfat : sıfatların
mükemmelliği kemâl-i Zât : Zâtın kemâli,
mükemmelliği keşşâf-ı zîhikmet : hikmet sahibi
keşfedici kitab-ı kebir : kainat Kur’ân-ı Kebir :
büyük Kur’an mahiyet-i zâtiye : zâtının niteliği,
özelliği mazhar : ayna olma mevcudat-ı muntazama-i
kâinat : kâinattaki düzenli varlıklar Müessir-i Zi’l-iktidar
: güç ve iktidar sahibi Yaratıcı münevver :
nurlu nisbeten : kıyasla rumûz-u celâl : sonsuz haşmet
ve görkemin işaretleri saray-ı âlem : dünya
sarayı şecere-i kâinat : kâinat ağacı şehâdet :
şahitlik şuûn ve kabiliyet-i zâtiye : zâti
nitelikler şuûn-u zâtiye : zâtî nitelikler,
özellikler
|