Her şeyi kanun ve nizamına itaat ettiren hikmet-i amme ve her şeyi süslendirip yüzünü güldüren inayet-i şamile ve her şeyi sevindirip memnun eden rahmet-i vasia ve zihayat her şeyi beslendirip lezzetlendiren rızk-ı umumi-i iaşe ve her şeyi umum eşyaya münasebettar ve müstefid ve bir derece malik eden hayat ve ihya gibi kainatın yüzünü güldüren, ışıklandıran bedihi hakikatlar ve vahdani fiiller; ziya güneşi gösterdiği gibi, bir tek Zat-ı Hakim, Kerim, Rahim, Rezzak, Hayy ve Muhyi'yi bilbedahe gösteriyorlar. Eğer herbiri birer bürhan-ı bahir-i vahdaniyet olan o yüzer geniş fiillerden tek birisi Vahid-i Ehad'e verilmezse, yüzer vecihte muhaller lazım gelir.
(Bediüzzaman Said Nursi - 30. Lem'adan)
Lügatler
bedihi :aşikâr, apaçık, delile ihtiyaç bırakmayan
Bilbedahe :açık olarak, aşikar
Bürhan-ı bahir-i vahdaniyet :birliğinin denizler kadar geniş delilleri
fiil :amel, iş, faaliyet
Hakikat: gerçek
Hayy :diri ve devamlı hayat sahibi olan(Allah)
hikmet-i âmme :yaratılıştaki kâinattaki umumi ve ilâhi fayda ve gayeler
İhya :diriltme, hayat verme
inayet-i şamile :herkese ait umumi yardım
İtaat :söz dinlemek, alınan emre uymak, boyun eğmek
Kâinat : evren, yaratılanların hepsi
Kerim :şerefli, izzetli, ihsan ve inayet sahibi
Lem’a :parıltı, parlamak
Malik: sahib
Muhal :imkansız, olması mümkün olmayan
Muhyi :maddi manevi hayat veren, canlandıran, dirilten, can ve ruh veren
münasebettar :ilgili, alakalı, yakışan, uygun olan
müstefid :istifade eden, fayda gören, faydalanan
Nizam :düzen, kanun
Rahîm :rahmet edici, merhamet eden
Rahmet-i vasia :geniş-sınırsız rahmet
Rezzak :bütün rızıkları ve faydalanacak şeyleri yaratan ve ihsan eden(Allah)
rızk-ı umumi-i iaşe :bütün varlıkların rızık ve geçimlikleri
Umum : bütün,tüm, tamam, hepsi
vahdani :Allah’ın birliği ile alakalı, birliğe ait
Vâhid-i Ehad :benzeri olmayan tek
Vecih :yön, tarz, metod, üslub
Zat-ı Hakim :her şeyde hikmet koyan, hikmetle yaratan zat
zihayat : hayat sahibi, canlı
Ziya :ışık, aydınlık