TILSIMLAR MECMUASI-81-YİRMİ DÖRDÜNCÜ MEKTUP(DEVAMI)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Oct 14, 2025, 9:35:13 AM (4 days ago) Oct 14
to

 

 

 

                              TILSIMLAR MECMUASI

 

8.4.YİRMİ DÖRDÜNCÜ MEKTUP(DEVAMI)

BİRİNCİ MAKAM(DEVAMI)

İKİNCİ REMİZ

On Sekizinci Mektubun âhirki meselesinin âhirinde denildiği gibi, Hâlık-ı Zülcelâl, hayretnümâ, dehşet-engiz bir surette bir faaliyet-i rububiyetiyle mevcudatı mütemadiyen tebdil ve tecdid ettiğinin bir hikmeti budur:

Nasıl ki mahlûkatta faaliyet ve hareket bir iştiha, bir iştiyak, bir lezzetten, bir muhabbetten ileri geliyor. Hattâ denilebilir ki, herbir faaliyette bir lezzet nev’i vardır; belki herbir faaliyet bir çeşit lezzettir. Ve lezzet dahi bir kemâle müteveccihtir; belki bir nevi kemâldir. Madem faaliyet bir kemâl, bir lezzet, bir cemâle işaret eder. Ve madem kemâl-i mutlak ve Kâmil-i Zülcelâl olan Vâcibü’l-Vücud, zât ve sıfât ve ef’âlinde bütün envâ-ı kemâlâta câmidir. Elbette, o Zât-ı Vâcibü’l-Vücudun vücub-u vücuduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğnâ-yı zâtîsine ve gınâ-yı mutlakına muvafık bir surette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsine münasip bir şekilde, hadsiz bir şefkat-i mukaddese ve nihayetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır.

Elbette o şefkat-i mukaddeseden ve o muhabbet-i münezzeheden gelen hadsiz bir şevk-i mukaddes vardır.

Ve o şevk-i mukaddesten gelen hadsiz bir sürur-u mukaddes vardır.

Ve o sürur-u mukaddesten gelen, tabiri caizse, hadsiz bir lezzet-i mukaddese vardır.

Ve elbette o lezzet-i mukaddese ile beraber, hadsiz Onun merhameti cihetiyle, faaliyet-i kudreti içinde, mahlûkatının istidatları kuvveden fiile çıkmasından ve tekemmül etmesinden neş’et eden, o mahlûkatın memnuniyetlerinden ve kemâllerinden gelen, Zât-ı Rahmân ve Rahîme ait, tabiri caizse, hadsiz memnuniyet-i mukaddese ve hadsiz iftihar-ı mukaddes vardır ki, hadsiz bir surette, hadsiz bir faaliyeti iktiza ediyor.

 

Lügatler :

âhir : son
âhirinde : sonunda
câmid : cansız
cemâl : güzellik
cihet : yön, taraf
dehşet-engiz : dehşet verici
ef’âl : fiiler, işler
envâ-ı kemâlât : mükemmellik çeşitleri

faaliyet : çalışma
faaliyet-i kudret : Allah’ın herşeyi kuşatan sonsuz güç ve iktidarının faaliyeti
faaliyet-i rububiyet : herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın faaliyeti
gınâ-yı mutlak : sınırsız zenginlik
hadsiz : sınırsız
Hâlık-ı Zülcelâl : büyüklük sahibi ve herşeyin yaratıcısı olan Allah
hayretnümâ : hayret verici
hikmet : gaye, fayda, anlam

iftihar-ı mukaddes : her türlü noksanlıktan uzak bir övünme

iktiza etme : gerektirme
istidat : yetenek
istiğnâ-yı zâtî : zâtının hiçbirşeye muhtaç olmaması
iştiha : istek ve arzu
iştiyak : kuvvetli arzu ve istek
Kâmil-i Zülcelâl : sonsuz mükemmellik ve büyüklük sahibi, Allah
kemâl : kusursuzluk, mükemmellik
kemâl-i mutlak : sınırsız, sonsuz mükemmellik
kudsiyet : kusur ve noksandan uzak oluş, kutsallık
kuvve : potansiyel, iç dinamik
lezzet-i mukaddese : her türlü noksanlıktan uzak bir lezzet
mahlûkat : varlıklar
memnuniyet : hoşnutluk

memnuniyet-i mukaddese : her türlü noksanlıktan uzak ilâhî memnunluk
merhamet : şefkat, acıma
mevcudat : varlıklar
muhabbet : sevgi
muhabbet-i münezzehe : tertemiz ve kusursuz sevgi
muvafık : uygun, yerinde
münasip : uygun
mütemadiyen : sürekli olarak
müteveccih : yönelik
neş’et etme : meydana gelme
nev’i : tür, çeşit
nihayetsiz : sınırsız, sonsuz
remiz : işaret
sıfât : Allah’ın yüce Zâtını niteleyen kutsal özellikler
suret : biçim, şekil
sürur-u mukaddes : mukaddes bir sevinç ve ferahlık
şefkat-i mukaddese : bütün çirkinliklerden uzak bir şefkat
şevk-i mukaddes : mukaddes bir şevk
tabiri caizse : açıklanması uygunsa
tebdil : değiştirme
tecdid : yenileme
tekemmül : mükemmelleşme
tenezzüh-ü zâtî : kendi zatında her türlü kusur ve noksandan uzak ve temiz oluş
Vâcibü’l-Vücud : varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah
vücub-u vücud : varlığının gerekli ve zorunlu oluşu
Zât-ı Rahmân ve Rahîm : kullarına karşı sınırsız rahmeti olan ve rahmetinin eserleri dünya ve âhireti dolduran Zât, Allah
Zât-ı Vâcibü’l-Vücud : varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Zât, Allah

 

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages