ilk üç bölüm
egemen
Aslında bir iyi bir de kötü haberim var desem daha doğru olacak. Önce
kötü haberden başlıyorum: ben hiç de sizin olumlu çıkarımlarınız gibi
çıkarımlar yapamadım okuduğum ilk üç bölümden. Çünkü giriş hatta
daha önsözde ağır bir saldırı ile başlıyor kitap bu saldırısınada
savunma süsü vererek başlıyor. ODTÜ felsefe bölüm başkanı Prof. Dr.
Ahmet İnam “nasıl bir bilim düşmanıyım” başlıklı bir önsöz ile kitaba
katkıda bulunuyor. Önsözden alıntıları aktarıyorum giriş parağrafını
olduğu gibi yazıyorum ((şöyle diyenler var:”Son zamanlarda Türkiyenin
zaten kötü olan gidişini daha da kötüleştiren bir anlayışın
yayğınlaşmakta olduğunu üzüntüyle gözlüyoruz. Bilim düşmanlığı
tehlikeli boyutlara erişme eğilimi gösteriyor.Birtakım tokumuş yazmış
ve dil bilen kişiler, batıdan bilimin değerini küçülten ve onu
aşağılayan kitapları dilimize aktarmaya çalışıyorlar”. Bunlardan
biride benim. Bu bilim düşmanı sayılmanın arkasında neler var? Bu
yazıda , zaman zaman vugulamak amacıyla tekrarlara düşsem de bunu
açıklamaya çalışacağım)) diye başlıyor önsöz. Dha sonra bilimin tek
bir yöntemi olmadığını bu yönteme larşı çıkanların , eleeştirenlerin
bilim düşmanı olmadığını söyleyerek savunma yapıyormuş kisvesine
bürünerek aslında açıkca saldırıda bulunuyor. Bilimin de eksik
yanlarının olduğunu ve bilimin bu eksik yanları düzelterek
tamamlayarak ilerlediğini, sanki bilim bunu kabul etmiyorda kendisi
yeni bir gerçeği açıklıyormuş havasında aktardıktan sonra ((bilime
haddini bildirmek)) ten bahsediyor. (( “bilimsellik budur. Farklı
düşünürsen bilim düşmanı olursun” demek, hangi psikolojinin, hangi
ideolojinin sonucudur?Nasıl bir inançtır ki o, yaşama sevincimizi,
bilim gönlümüzce yaşamayı, anlamyı önlüyor! Bizi ufuksuz, dar bir
bilim anlayışıyla bırakıp, bilime at gözlüğüyle bakmaya zorluyor! Bu
hakkı nereden buluyor)) diyor ve hemen ardından devam ediyor (( Akıl,
mantık, gözlem, deney, öndeyi(prediction9 gibi kavramlarla
geliştirdikleri bakış biçimi, bakış biçimlerinden biridir; farklı
bakışlarla zengişleştirlmesi, eleştirilmesi , değiştirlmesi,
beslenmesi, belkide yıkılması lazımdır)) diyor. yıkılmaya kadar
vardırabilmek için ciddi bi karşı duruş gerekmektedir.bendeönsözün
satır aralarında bu karşı duruşu aruyor ne önerdiğine bakıyorum ama
herhangi bi yöntem önermesi yok.(( mantıkçı pozitivist olmamak, ne
ideoloji kurbanı, ne psikolojik rahatsızlıklar yaşayan bir varoluşçu,
fenomenolojik, yorumsalcı bir görüşte olmayı gerktiri)) diyor tam bu
noktada Anthony Storr’un Öteki Peygamberler kitabında psikolojik
problemlerinden bahs ettiği Rudolf Steiner veCarl Gustav Jung
bölümlerine bakılmasını öneriyorum. Acaba ben mi yanlış anladım diye
bir araştıma yaptığımda Ahmet İnam hoca ile ilgili olarak
(( Önceki yıllarda Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı'nın şiir
ödülü Seçici Kurul ve Elektrik Mühendisliği Dergisi yayın kurulu
üyeliği yapmıştır. Halen Kitle İletişim Dergisi, Hacettepe
Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, Gazi Üniversitesi İletişim
Fakültesi Akademik dergisi, Doğu Batı Dergisi, Dini Araştırmalar
Dergisi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Bilimname
Dergisi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi yayın
danışmanlığı yapmaktadır Ayrıca Felsefe Dünyası Dergisi yazı işleri
müdürü olarak görev yapmaktadır. Bunlarla birlikte Jahrbuch der
Internationalen Schoupenhauer-Vereinigung, İslami Araştırmalar Dergisi
yazı kurulu, TÜBITAK Bilim ve Teknik Dergisi Yayın Kurulu, Milli
Eğitim Bakanlığı Danışma ve Yayın Kurulu, Milli Eğitim Dergisi Yayın
Kurulu ve Kültür Bakanlığı Araştırma ve İnceleme Eserleri Yayın
Danışma Kurulu üyesidir.)) bilgileri ile karşılaştım ayrıca Vadi yayın
evi ilede mesala kendi sitelerinde yayınladıkları bi şiiri
aktarıyorum.
yaşasın konfederasyon!
yaşasın kamçılar ve köleler!
çünkü siyahlar sevsem de
lincoln'ın bir yalancı olduğunu biliyorum
dengeler adına vuruldu kim vurulduysa
çiftçiler,marilyn monroe,bağdat
dengeler adına bırakıldım kendimle başbaşa
burada şehremini'de
ve bir hallaç pamuğuna dönüşmüş olarak
kimim ben
nereden gelip nereye gidiyorum
bunun ne önemi var
mossad besliyor kafka'yı
zen'i amerika finanse ediyor
çünkü hepimizi uyuşturup,
ortadoğu'yu ateşe vermek istiyorlar
ikilem
üçlem ve dörtlemler
alternatif çöplüğüne döndü üçüncü dünyanın beyinleri
'hiç akletmez misiniz'
hayır etmeyiz!
felsefenin soysuz çarkına teslim ederiz ayetleri
öyle büyüttük öyle büyüttük ki felsefeyi
eylemi de aldı içine
eylemi aldı bizden
ve ateşler içre bağdat'ın orta yerinde
çırılçıplak kalakaldık işte
dengeler adına silahsız
dengeler adına şahsiyetsiz
miskin,geveze,entellektüel..
dengeler adına vuramadı kim vurmadıysa
dengeler adına şair yaptılar bizi
Sanırım yanılmıyorum bendeki çeviri çok kötü ilk üç bölümle ilgili
akşama tekrar yazmaya çalışacağım.