zagor
unread,Jun 10, 2006, 12:43:41 PM6/10/06Sign in to reply to author
Sign in to forward
You do not have permission to delete messages in this group
Either email addresses are anonymous for this group or you need the view member email addresses permission to view the original message
to Bahtl...@googlegroups.com
Hükumet Erzurum'a bir yazi göndermis
-Kisin soguk geçecegi anlasilmaktadir..
Kullandiginiz yakitin Cinsini, kod numarasini ve stok durumunu acele bildiriniz.
Erzurumlu bir köy muhtarida hemen Ankara'ya cevap yazmi?.
-Yakitimiz pohtir...
numarasi yohtir...
Stokumuz çohtir...
77
Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.
Turist ingilizce, almanca ve fransizca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
- Ula dursun bir yabanci dil ögrenemedik gitti
- Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamiyo..
78
Kizilderili'nin teki keçilerini otlatiyormus
Derken bir cow-boy gelmis ve sormus:
-Senin köpegin mi?
-O köpek benim olmak!
-Onunla konusabilir miyim?
-Köpek konusamamak!
Cow-boy köpege yaklasir.
-Nasilsin?
-Fena degil! (Kizilderili saskin...)
-Bu kizilderili senin sahibin mi?
-Evet.
Sana iyi davraniyor mu?
-Evet, çok iyi. Günde iki kez tuvalet için dolastiriyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor. (Kizilderili bu arada kafayi yemektedir)
Cow-Boy kizilderiliye sorar. -Senin atin mi?
-O at benim olmak!
-Onunla konusabilir miyim?
-At konusamamak!
Cow-boy ata yaklasir.
-Nasilsin?
-Fena degil! (Kizilderili daha da saskin...)
-Bu kizilderili senin sahibin mi?
-Evet.-Sana nasil davraniyor?
-iyi. Bana her gün gerekli yürüyüsleri yaptiriyor, fazla yük bindirmiyor, günde 2 kere ve her terlememden sonra terimi siliyor, ve içinde yiyecek ve yataklik olan ufak bir ahir insa ediyor. (Kizilderili bu ne gözlerine ne de kulaklarina inanamamaktadir)
Cow-Boy tekrar kizilderilinin yanina gelir.
-Bu Disi Essek senin mi?
-Essek yalan söylemek .....
79
Vezirler padisaha çikmislar: Efendim, hazinede para yok, yeni vergilere ihtiyacimiz var
demisler. Eee iyi ne vergisi koyalim? Köprülere adam koyalim gelip geçenden 1 akçe alalim.
Aradan bir süre geçmis padisah merak etmis halktan bir tepki var mi diye. Hiç birsey yok
demisler. Iyi o zaman köprülerin çikisina da adam koyalim 1 er akçe daha alalim demis.
Aradan bi süre daha geçmis Var mi tepki, sikayet? Yok! Padisah kizmis: Ulan demis,
köprülerin ortasina da birer adam daha koyun gelip geçeni ....(pardon) becersin. Bir kaç
gün daha geçmis gene bir tepki yok. Padisah çok kizmis. Köyün birine gidelim halki
dinleyelim demis. Neyse vatandasi toplamislar meydana... Padisah sormus: Var mi bir
sikayetiniz, derdiniz? ses yok... Var mi bire deyyuslar konusun yoksa tas üstünde tas omuz
üstünde bas birakmayacam. Biri çekine çekine elini kaldirmis. Hah demis Padisah: Padisahim
su köprünün ortasindaki adam varya? Eee? Aksamlari çok kalabalik oluyor, sira uzuyor, bir
kisi daha koysaniz?
80
Öbür dünyaya gelenler sıraya sokuluyor, uygun
adım yürüyüşle
Sırat köprüsü başına sevkediliyordu.
Baş melek, gelen bir grup erkeğe "Durr!!"
buyruğunu verdikten sonra:
- Karısını aldatanlar kendilerini
buradan aşağıya, cehenneme atsınlar!!
Gelenlerin hepsi kendini attı, bir kişi
kaldı. Melek ona döndü:
- Hey sen! Sağır numarası yapma! At
81
bir ögrenci , logistik+organisation dersinin yazili sinavindan kaliyor.
ögrenci: siz beni cezalandiriyorsunuz. bunu hic anliyormusunuz?
profesor:evet tabiki.yoksa nasil profesor olabilirdim.
öğrenci: iyi o zaman. size birsey sormak istiyorum.eger dogru cevabi verirseniz,ben
kötü notumu aliyorum ve gidiyorum.fakat bununla beraber eger cevabi bilemezseniz bana
iyi not vereceksiniz.
prof: anlasildi tamam.sor bakalim.
ögrenci:yasal olupta mantikli olmayan nedir?, mantikli olupta ama yasal olmayan nedir?
vede ne mantikli nede yasal olmayan nedir?
profesor iyice bir düsündükten sonra hic bir cevap veremiyor. ve o ögrenciye iyi not vererek
onu geciriyor. daha sonra profesor en iyi ögrencisini cagiriyor ve ayni sorulari ona soruyor.
ögrenci hemen cevap veriyor: siz 63 yasindasiniz ve 35 yasindaki bir bayanla evlisiniz.bu
yasal ama bununla beraber mantikli degil. karinizin 25 yasinda bir dostu var,bu gerci
mantikli ama yasal degil.siz ,karinizin dostuna iyi bir not veriyor ve onu geciriyorsunuz
oysaki o sinifta kalmisti. bu ise ne mantikli ne de yasal.
82
Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
-Ehliyet ruhsat
lutfen
-Tabi buyrun demis sofor ve vermis Polis bakmis bi
problem yok -Pekii
demis
polis cevre vergisi pulu? -Burada buyrun demis adam
-ilk yardim
cantaniz
varmi? demis polis -Tabii deyip bagaji acmis adam.
polis bakmis icinde
eksik yok -Yangin sondurucu -Burada buyrun -Zincir
Derhal cikarayim
buyrun
Polis daha sonra tekrar sormus: -Mezdeke kaseti
varmi? sofor cok
sasirmis
evet var buyrun demis Polis : Tamam siz onu takin
teybe ve sesini acin
demis ve baslamis oynamaya soforun saskinligi
dahada artmis
dayanamamis
sormus: -Hayrola memur bey? Polis cevap vermis: -
Ee essek degilsin
artik takarsin bi 20 milyon
83
İSVİÇRE laboratuvarlarında 4 kavanoza 4 bağırsak solucanı atmışlar:
1. kavanozda alkol varmış. Solucan hemen ölmüş.
2. kavanozda nikotin varmış. Solucan hemen ölmüş.
3. kavanozda sperm varmış. Solucan hemen ölmüş.
4. kavanozda yeşil yapraklar varmış. Solucan üremeye başlamış.
Deneyden çıkan sonuç:
Alkol ve sigara kullandığınız ve seks yaptığınız sürece bağırsaklarınızda kurt olmaz.
Ot gibi yaşarsanız her tarafınız kurtlanır.
84
Vezir padişahın karşısına çıkmış:
"Padişahım tüm devlet işlerini ben yapıyorum, sarayın herşeyiyle ben ilgileniyorum.
Siz hiçbişey yapmıyorsunuz, ben tahminimce sizden daha önemliyim" demiş. Padişah vezirin
kelleyi alacak ama herif haklı, işler duracak: "Sen öyle san" demiş. "Ben asil kanı temsil
ediyorum, ben her şekilde senden her konuda iyiyim." Vezir: "O zaman halka soralım bunu"
demiş, "Halk kim daha iyi karar versin." Vezirin isteği üzerine tebdil-i kıyafet, bi
çobanın karşısına dikilmişler. Padişah taraflı sorularına başlamış: "Çoban söyle bakalım
horoz mu iyidir, tavuk mu?" Çoban: "Horoz" demiş. Padişah "Peki Koç mu iyidir, koyun mu?"
"Koç" demiş tabi çoban. "Ya boğa mı iyidir, yoksa inek mi?" Çoban: "Boğa iyidir" demiş.
"Peki padişah mı iyidir, vezir mi" demiş son soru. Çoban: "O iki hayvanı tanımıyorum..."
Küçük Ali okuldan eve gelir ve üzgün bir sekilde, "Matematik dersinden 1 aldim" der.
Babasi hemen sorar, "Neden ?" "Ögretmen 3x2 kaç eder?" diye sordu, ben de "6" dedim.
Babasi hemen oglunu tasdikler ve "Fakat bu dogru" der. Ondan sonra da "ögretmen 2x3
kaç eder?" diye sordu.
"Has *iktir, ne farki var ki ?"
"Ben de ögretmene aynisini söyledim....
Ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus.
Dersin bitiminde çocuklara sormus:
-"Kim hangi madene sahip olmak ister çocuklar?"
Önce David cevap vermis: "Platin, ögretmenim. Onunla kendime bir Porsche alirdim."
Ardindan Mike cevaplamis: "Altin, ögretmenim. Altinlarimla kendime son model bir Cadillac
alirdim."
En son Küçük Joe yanitlamis: "Silikon, ögretmenim. Ablamda iki tane var, kapinin önündeki
arabalari hayal bile edemezsiniz!..."
tip fakültesinde profösör derse girer ve ögrencilere tipta önemli iki kuralin oldugunu
söyle...birincisi hiç bir seyden mideniz bulanmayacak hiç bir seyden tiksinmeyeceksiz...
simdi size uygulamali olarak gösterecem der ve masanin üzerinde duran cesedin anüsüne
parmagini batirir ve yalamaya baslar..daha sonra bu isi tüm ögrencilerin yapmasini ister.
bütün ögrenciler siraya girer ve cesedin anüsüne parmagini sokar ve yalarlar.bu is
bittikten sonra profösör "simdi gelelim ikinci kurala" der.
"tipta ikinci önemli kural gözlemdir" der ve ekler "ben cesedin anüsüne isaret parmagimi
soktum ama orta parmagimi yaladim"
Ingiltere'nin saygin kiz kolejlerinden birinde biyoloji ogretmeni ogrencilerden Miss
Perkins'a "Soyle bakalim, insan vucudunda uyarildiginda normal buyuklugunun alti katina
ulasan organ hangisidir?"
Ogrenci yuzu kizararak "bana bu soruyu sordugunuzdan ailemi haberi olacak" demis. Ogretmen
baska bir ogrenciye donmus ve "Sen soyle Miss Sarah" demis. Sarah "los isikta gozbebegi"
yanitini vermis. Ogretmen aferin dedikten sonra Miss Perkins'a donmus ve sana uc sey
soyleyecegim demis:
1- dersine hic calismamissin bundan ailenin haberi olacak
2-aklin fikrin surekli kotu seylerde.
3- ilerde cok buyuk hayal kirikligina ugrayacaksin...
Bir çift , göl kiyisina tatile gider..
Gölde bazi bölümlerde balik avlamak
yasaktir.Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak,
kadin da kitap okuyarak günlerini gecirmektedirler.Derken bir gün adam balik avlamaktan
gelir ve ögleden sonra kestirmek üzere odasina cekilir.Kadinin cani sikilir ve botla golde
bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti umdugu gibi gitmez ve botun hakimitiyetini
yitirir. Bot göl üzerinde serbestce dolasmaya baslar.
Kadin da yapacak bir sey olmadigi icin çikarip kitabini okumaya baslar. Derken devriyeye
cikmis olan serif kadini gorur ve yanina yanasir..
"Hanimefendi burada ne yapiyorsunuz?"
"Görmüyor musunuz kitap okuyorum."
"Ama bu bölgede balik avlamak yasaktir."
"Zaten ben de balik avlamiyorum"
"Ama gerekli butun ekipmana sahipsiniz, sanirim sizi karakola goturup ceza kesmem
gerekiyor."
"Eger boyle bir sey yaparsaniz ben de bana tecavuz ettiginiz soylerim."
"Size dokunmadim bile..!!"
"Ama gerekli tum ekipmana sahipsiniz, degil mi?"
Irgat kosa kosa agasinin yanina gelir;
-Agam aksam rüyamda seni gördüm
-Hayirdir len nasil gördün?
-Ikimizde ayni uçakta seyahat ediyorduk.
-Eeee
-Sonra uçak ariza yapti ve düstü.
-Hayirdir insallah,ne oldu sonra?
-Ben bok çukuruna, sen de bal çukuruna düstün.
-Olacak di mi o kadar fark. Agaligim rüyada bile belli olmus.
-Sonra birbirimizi yalaya yalaya temizledik.
Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarini birbirine sarmis dolasiyorlardi.Erkek
ahtapot egildi hafif bir sesle disi ahtapotun kulagina fisildadi:
-Ne güzel bir gece degil mi sevgilim?...Mehtap,yildizlar,sen,ben...Ve bu güzel
gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola
kolkola kolkola dolasiyoruz...
Amerika'da bir fuar açilmisti. Fuarda zencileri beyaza dönüstüren bir makine tanitiliyordu.
Denemek 10 dolardi. iki zenci fuari gezerken bu makineyi gördüler ve denemeye karar
verdiler. Birinin 11 dolari digerinin ise 9 dolari vardi. 9 dolari olan arkadasina dönüp
-Sen 1 dolarini bana ver. Gidip birlikte beyaz olalim. dedi. Arkadasi ise :
-Dur! Önce ben gireyim, deneyeyim. Eger memnun kalirsam sana 1 dolarimi veririm. Sen de
beyaz olursun. dedi.Anlastilar. Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak
çikti. Disarida kalan zenci duruma çok sevinmis olarak arkadasinin yanina gidip :
-Hadi dedi. 1 dolari ver ben de beyaz olayim.
-Hadi oradan pis zenci!
Alaska'da bir bardan içeri iki Ingiliz girmisler ve içki söylemisler. Bir süre sonra bir tanesi barmene
- Buralarda siyah kadin bulunur mu ?
- Hayir, bulunmaz elbet.
- Peki buralarda siyah beyaz kadin bulunur mu ?
- Bulunmaz tabi
Bunun üzerine Laz arkadasina dönerek :
- Sanirim dün gece iki penguenleydik.
Iki kisi arkadasi konusuyorlarmis :
- Nasil, is bulabildin mi ?
- Elbette, altimda 1500 kisi çalisiyor.
- Vay canina ! Ne isi bu ?
- Mezarlik bekçisiyim.
Iki gey birlikte yasamaktadir. Her sey çok iyi gitmekte oldukça iyi geçinmektedirler. Sonunda evlenmeye karar verirler. Evlilikleride oldukça mutludur ancak tek bir dertleri vardir oda çocuk sahibi olamamak. Bu onlari yiyip bitirmektedir. Birgün akillarina bir fikir gelir kiralik bir anne bulacaklar spermlerini birlestirerek mikroenjeksiyon yöntemi ile hamile birakacaklardir. Operasyon gerçeklesir ve bebeklerinin dogumunu beklemeye baslarlar. Dogum günü gelmistir ve her ikiside heyecanla hastane koridorunda beklemektedir. Sonunda hemsire gelir ve
-"müjde nur topu gibi bir oglunuz oldu" diyerek mutlu haberi verir. Çok heyecanlanan gey ler bir an önce bebeklerini görmek isterler ve yeni dogan bebeklerin oldugu bölüme hemsire ile birlikte giderler. Fakat bütün bebekler feryat figan aglamakta ancak bir bebek mutluluktan uçarcasina gülücükler atmaktadir. Heyecanla hemsireye bebeklerinin hangisi oldugunu sorduklarinda hemsire
- "gülen bebek sizinki" der. Sasiran geyler "nasil olur bütün bebekler aglarken bizim bebegimiz gülüyor" hemsire
- "kiçindaki dereceyi çekeyim siz ozaman görün aglamak nasil oluyor."
Bir grup Ingiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmis. Birden siddetli bir firtina kopmus. Geminin batacagini anlayan kaptan hemen yolculara kosup gemiyi bosaltmalarini istemis. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayi kabul etmemis. Bir süre sonra bütün yolcularin ölüm tehlikesiyle karsi karsiya oldugunu gören kaptan hemen bir tayfasini çagirmis. "Git bir de sen dene onlari gemiden atlamaya ikna etmeyi" demis. Tayfa gitmis ve kisa bir süre sonra geri dönmüs. Kaptan merakla sormus:
-Eee, noldu?
-Hepsi atladilar efendim.
Kaptan çok sasirmis:
-Nasil olur, daha demin killarini bile kipirdatmamislardi. Ne dedin onlara?
-Çok kolay. Ingilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalilar" dedim.
Amerikalilara deniz suyunun insan vücudu için çok faydali oldugunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
Yasli bir amca parkta bir banka çökmüs etrafi seyrediyormus....Derken yanina bir delikanli gelmis ki saçlari yesil, kirmizi, turuncu, mavi, sari renk boyali...
Adam çocuga bakakalmis....çocuk da küstah bir sesle:
- "ne var moruk, sen hayatinda hiç çilginca birsey yapmadin mi" demis.. Adam gülümsemis: "Yaptim.. bir seferinde çok sarhostum ve bir papagani becermistim.. simdi de yoksa bu çocuk benim oglummu diye merak ediyorum..."
Doktor muayene saatini sonuna dogru kapiyi açip, salonda sohbet eden bir hanimla bir bey gördü. Buyurun ikiniz de dedi. Ikisi de muayene odasina girdiler, doktor:
-Soyunun, dedi.
Adam soyunmaya basladi, biraz tereddütten sonra kadin da kizara bozara ve sinirlenerek soyundu. Soyunmalari bittikten sonra doktor adama:
-Bayan hep böyle sinirli midir?
-Vallahi bilmem... Ben de ilk defa görüyorum kendisini.
Eski bir devirde Ingiliz, Fransiz ve Türk arkadaslar haremin camindan içeriyi gözetlerken yakalanmislar. olayi ögrenen Padisah çok sinirlenerek hepsinin meslegine göre hadim edilmesine karar vermis. Ingilize meslegini sormuslar;
-Terziyim...
-Kesin makasla,
Fransiza sormuslar;
-Oduncuyum...
-Kesin baltayla,
Bu sirada Türk gülmekten katiliyormus. merakla sormuslar; -Ya neden gülüyorsun, biraz sonra hadim olacaksin...
-ben dondurmaciyim, yalaya yalaya nasil bitireceksiniz onu merak ediyorum...
Komutan karargah garajina telefon açar:
Komutan: "Zirrr Zarrr..."
Er:"Aluuu"
Komutan: "Su anda garajda kaç tane araç var?"
Er: "Su anda ipne generalin jipinden baska bi moh yokh
Komutan:" Ulan sen kiminle konustugunu biliyor musun lan, ben generalim!
Er: Mosmor bir sekilde yaa öyle mi? Eee peki siz kiminle konustugunuzu biliyor musunuz?
Komutan: "Yooo..."
Er:"O zaman bay bay mina godumun generali! Çatt
Ördek bara girer ve barmen'e:
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok dedik ya
- ekmek var mi
- eger bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
- çivi var mi
- yok
- ekmek var mi
Ücra bir koyun ilkokuluna mufettis gelecegi haberi alinir. Bunu duyan tek sinifli ilkokulun tek ögretmeni panikler çünkü çocuklar 2. sinifta olmalarina ragmen çok zor okumaktadirlar. Ögretmen mufettisin gelecegi gün sinifta ufak bir konusma yapar:
"Bakin çocuklar bugün okulumuza müfettis gelecek. Muhtemelen de tahtaya birseyler yazip okumanizi isteyecek. Müfettis tahtaya birsey yazmaya baslarsa hemen bana bakin ben size ne yazdigini anlatirim, siz de okumus gibi yapip söylersiniz."
Çocuklarin aklina yatmis bu tabii. Müfettis gelmis, kisa hosbesten sonra ögretmen çocuklardan birine "Kalk bakalim" demis "Su tahtaya yazdigimi oku" ve baslamis kocaman harflerle "kaplumbaga" yazmaya. Bunu gören ögretmen müfettise çaktirmadan çocuga bir güzel anlatmis ne oldugunu tahtadakinin.
Müfettis: "Oku bakalim oglum ne yaziyor?"
Ögrenci: "Tos-ba-ga"
Bir zenci ormanda yürüyormus. Birden uzaktan gelen garip sesler isitmis :
"Çan Lin Wang, Wung Çon Li..."
Sesin geldigi yöne dogru yürümeye baslamis. Birkaç saniye sonra sesler yine duyulmus :
"Po Mang Fu,Wong Ton Çi...".
Bu arada adam açik bir alana gelmis, bir de bakmis ki mistik görünümlü bir göl var. Az ötede de bir Çinli duruyor. Hemen yanina gitmis ve bu tuhaf seslerin ne oldugunu sormus.
"Haaa" demis çinli, "Bu göl büyülü. Eger bir tas sektirirsen sana atalarinin isimlerini söylüyor. Bak simdi.." ve bir tas sektirmis. Büyülü ses yine duyulmus :
"Wu Lang Çing, Hung Wong Lu..."
Çinli Zenciye "Haydi sen de dene" demis. Zenci bir tas almis ve sektirmis ve ses duyulmus:
- Sem Pan Ze
Sirkette eski genel müdür kovulmus, yeni bir genel müdür atanmisti. Eski müdür görevi devrederken, yenisine tavsiyelerde bulundu ve 3 adet zarf verdi. Her biri numaralanmisti. Eski müdür yenisine ileride her basi sikistiginda bir zarfi açmasini söyledi. Ve yeni müdür ise basladi. Alti ay isler yolunda gitti. Fakat sonra satislar birdenbire düstü. Ne yapacagini bilemeyen yeni müdür, en sonunda 1. zarfi açti. Zarfta söyle yaziyordu:
- Kendinden önceki müdürü suçla... Yeni müdür hemen bir basin toplantisi ayarladi ve sorunlar için kendinden önceki müdürün politikalarini suçladi. Basin ve borsa bu açiklamalara olumlu bakti, sirket hisseleri toparlandi, bu arada da satislar düzeldi... Isler bir süre daha yolunda gitti. Fakat sonra üretim sorunlari çikti. Önceki olaydan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfi açti. zarfta su yaziyordu:
- Sirketi yeniden organize et. Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu, sorun çözüldü. Bir süre sonra isler yine bozuldu. Yeni müdür kosa kosa gitti ve 3. zarfi açti:
- 3 zarf hazirla...
Cüce kiz kardesler evlenmeye kara verirler. Iki cüce erkek kardes bulup evlenirler. Daha sonra balayina çikarlar. Otelde odalar yanyanadir. Çiftlerden biri bir türlü beceremez. Bu arada yan odadanda sürekli hop hop hooop hop diye sesler geldigini duyar. Bu duruma çok sinirlenir. Tekrar tekrar denerler ama yinede beceremezler. Sabah çiftler kahvaltiya oturduklarinda, birtürlü yapamayan çift diger çifte; biz dün gece birsey yapamadik, sinirlendik uyuduk der. Diger çifette; siz yine uymussunuz biz yataga bile çikamadik der.
Kirsehirli iki arkadas askere gitmisler ikisi de parasütçü olmus. Belli bir egitim gördükten sonra parasütle deneme yapiyorlarmis. Ikisi de uçaktan atlamislar. Ellerinde yüksekligi gösteren bir alet varmis. Arkadaslardan birisi alete bakarak sayiyormus.'250,200,150,100,90,80,70,60,50,40,30,2 0 açmasak da olur. Geldik'
iskoçyada nesli tükenmekte olan dünyanin en uzun ömürlü hayvanlarindan üç kaplumbaga nin canlari sikilmis ve ne yapacaklarini bilmiyorlarmis. Içlerinden biri uzklardaki bir dagi gösterip.
-Hadi biralarimizi da alip su dagin zirvesinde piknik yapalim demis.
-Güzel fikir diye almislar yanlarina soguk biralarini ve yiyeceklerini yola
koyulmuslar.dagin zirvezine ulasmak tam yirmi yilda olmus.soluklandiktan sonra içlerinden biri,
-hadiyemegimizi yiyip biralarimizi içelim. demis sofra hazirlanmis ama o da ne?Biralari açmak için açacak getirmeyi
unutmuslar.kimin gidecegine kararverirken içlerinden yasi küçük olan -Ben giderim ama bir sartla kimse ben gelinceye kadar yemeklere dokunmayacak.demis ve kabul edildikten sonra yola koyulmus.aradan 20 yil 30 yil 40 yil derken 50 yil geçmis hala gelen yok. içlerinden en yasli olani
-Ben artik yaslandim izin verde bir parça ekmek yiyeyim demis arkadasida tamam demis ve yasli kaplumbaga tam agzina lokmasini götürüp isirdigi esnada karsi taraftaki çalilarin arasinda bir hisirti duyulmus ve birden en küçük kaplunbaga firlamis ve
-Yalancilar. e vallahi gitmeyecegim. demis
178
Bir gün iki erkek kedi iki disi kediden konusuyorlarmis. Erkek kediler, disi kedilere
-Aksam 11 de bulusup seviselim demisler, disi kediler de kabul etmisler. Bunu duyan bir yavru kedi de
- Abilerim beni de götürün; sevismek konusunda hala hiçbir sey bilmiyorum demis. Erkek kedilerde tamam gel demis demisler ve bulusma yerine gitmisler, disi kedileri beklemeye baslamislar ama saat 11 olmus yoklar, 12 olmus disi kediler ortada yok, 1 olmus hala yoklar.. Sonunda yavru kedi dayanamamis ve
- Abi demis ben biraz daha sevisirsem soguktan ölecem demis.
179
Ruslar, Kirsehir'de gösteri yapmak için bir sirk getirmis.
Sirk gösterilerinin baslamasina kisa bir zaman kala maymun ölmüs. Yenisini getirmeleri mümkün olmadigindan, çare aramaya baslamislar. Sonunda bir Kirsehirli'ye maymun kiyafeti giydirmeye karar vermisler ve hiç konusmamasi için siki siki uyarmislar.
Kirsehirli, kafesine geçip, hoplayip ziplamaya, çocuklarin attiklari fistiklari yemeye baslamis. Kendisini o kadar kaptirmis ki, ziplarken, birden yandake aslan kafesine düsmüs. Can havliyle 'imdaaat' diye bagirmaya baslamis. Aslan, Kirsehirli maymunun kulagina egilip 'Çaktirma lan, sus. Ben de Kirsehirli'yim' demis.
180
Siverekli bir adam hayatinda ilk defa Istanbul'a gider orada burada dolasirken gözüne bir petshop ilisir ve içeri girer.Pet shop'ta hayinda görmedigi ve adini bile duymadigi renkli bir kusa rastlar ve Pet shop sahibine bunun ne oldugunu sorar..
Pet shop sahibi papagani ve özellikleri anlatir, bizim siverekli bu kusu almak istedigini ve köyüne götürüp herkese göstermek istedigini söyler ve fiyatini sorar. Pet shop sahibi yüksek bir rakam söyleyince siverekli okadar parasi olmadigini ama kusu gerçekten almak istedigini söyler.
Pet shop sahibi sivereklileri cok sevdigini bu nedenle ona papagan yerine onun üç yumurtasini verecegini söyler..
Adam üç yumurtayi alip köyüne sevinçle döner,aradan zaman geçer ve yumurtalardan bir serçe, bir kumru ve bir guvercin çikar..
Siverekli cok sinirlenip istanbul yolunu tutar..Pet shop'a çok sinirli girer ve o anda papagan geri zekali geri zekali diye bagirir.. Buna dahada çok sinirlenen siverekli cevap verir belki ben geri zekali olabilirim ama bizim bütün köy de senin orospu oldugunu biliyor..
181
Yasli borsaci ile genc borsaci parkta sohbet ederek dolasiyorlar. Yasli, gence meslegin puf noktalarini anlatiyor: - Bak evladim. Bu meslekte basarili olmak icin sadece firsatlari degerlendirmek yetmez. Zaman zaman firsatlari da senin yaratman gerekir. Bunun icin surekli dikkatli olman gerekir. Uygun bir yorumla hic umulmadik olaylar bile cok buyuk firsatlara donusebilir. Bak mesela su karsida gordugun taze kopek pisligi sana sadece igrenc bir sey olarak geliyordur. Ama ben eger 'su pislikten bir lokma agzina atarsan sana 1 milyar lira veririm' dersem olay senin acindan nasil da buyuk bir firsata donusuverir degil mi? Yapar misin?' Genc borsaci tabi efendim der. Parmagini pislige daldirir, bir lokma alir yutar. Yasli borsaci cebinden bir milyari cikartir, gence verir. Bir sure yururler, genc dayanamaz sorar: - Hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydim kabul eder miydiniz.? Bakin ileride de baska bir pislik var. Bir milyar karsiligi dener miydiniz? Yasli borsaci tabi ki der. O da bir lokma alip yutar. Genc borsaci da cikartir, biraz once kazandigi 1 milyari iade eder. Bir sure sessiz sessiz yururler. Genc yine dayanamaz sorar: - Hocam. Ne sizin cebinizdeki para miktari degisti. Ne de benim cebimdeki. Soyler misiniz biz bu boku niye yedik ? Kurt borsaci cevap verir: - Oyle deme evladim. 2 milyarlik islem hacmi yarattik!!!
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrinin yaninda bulmuslar. Tanri bunlara dönmüs " Sizi buraya çagirdim çünkü 2000 yilinda kiyametin kopacagini cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demis. Daha ne oldugunu anlayamadan bi de bakmislar ki evlerindeler...
Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarina haber vermis ve canli yayina çikmis. " Sayin vatandaslarim, size bir iyi bir de kötü haberim var. Iyi olani, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman bosuna inanmadiniz. Kötü olan ise 2000 yilinda kiyamet kopacak...
" Kastro'da bos durmamis hemen insanlarinin karsisina geçmis. " Yoldaslar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandirmisiz, tanri gerçekten de varmis! Ikincisi ise daha kötü, daha tanriya inanamadan hepimiz ölecegiz, çünkü 2000 yilinda kiyamet kopuyor.
" Bu arada Gates'de bütün kurmaylarini toplamis havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanri beni dünyanin en önemli üç kisisinden biri olarak görüyor. Ikincisi ise artik "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadi..."