YURTSEVER VATANDAŞA SESLENİŞ * EMPERYALİZMİN UZANTISI SİYASAL İSLAMCILAR

5 views
Skip to first unread message

Naci Kaptan

unread,
May 25, 2023, 12:43:43 PM5/25/23
to a...@city.com, Türkiyeyiz Biz, Taner Ertunc


EMPERYALİZMİN UZANTISI  SİYASAL İSLAMCILAR


Dün küfrettiklerini, bunların günahına ortak olmam, hesap sormazsam namussuzum dediklerini bugün övenler, rüzgarla 180 derece dönenler, adam satanlar, ilkeli olmayanlar, dün kara dediklerine bugün ak diyenler, genelde sağcılardan, milliyetçi ve siyasal islamcı olanlardan çıkıyor. Ama haksızlık da etmeyelim,  solcu liberallerden, maskeli Atatürk'çülerden de topaç fırıldaklar çıkar. Her şeye rağmen Siyasal islamcılar, milliyetçi gözüken DÖNGEL TOPAÇLAR daha bir fazladır. En ağır sözleri söyledikleri adamın kapısına giderek kul olurlar.

Geçmişten örnek mi istersiniz; Kurtuluş Savaşı yıllarında işbirlikçi sözde din adamı Mustafa Sabri, Atatürk' ve arkadaşlarına “yankesiciler”, “eşkıyalar”, “hainler”, "Allah'tan korkmayan ve peygamberden utanmayan mahluklar”, “yalancılar”, “caniler”, “zalimler”,“katil canavarlar”,  “alçaklar” diye LANET okumuştu. İskilipli Atıf İngilizler ve Yunanlılarla işbirliği yapmıştı.

Atıf Hoca’nın kurduğu cemiyet, Aralık 1919’da “Teâlî-i İslâm Cemiyeti” adını almıştır. Bundan sonra Atıf Hoca cemiyet başkanı, Mustafa Sabri Efendi ise ikinci başkan olmuştur. Teâlî-i İslâm Cemiyeti “İngiliz yanlısı, Kuvvayi Milliye Düşmanı ve Din İstirmacısı bir cemiyettir”

İngiliz Muhipleri Cemiyetinin kurucusu resmiyette Sait Molla gözükse de, aslında bu faaliyetin baş mimarı İngiliz Gizli Servisi İstanbul Şubesi Başkanı Papaz Frew’dir. Cemiyet, Kurtuluş Savaşına karşı kayıtsız şartsız İngiliz taraftarlığını savunmuştur. Cemiyetin kurucusu Sait Molla, Papaz Frew’e gönderdiği mektupta Mustafa Sabri Efendi ile anlaştığını bildirmiştir.

Görüldüğü gibi Osmanlı'nın son dönemlerinde padişah tarafından İngiliz'lere istanbul'un anahtarı verilirken din adamı giysili, cübbeli sarıklı hocalar işgal güçleri ile işbirliği yapıyordu. Günümüzde de bunların torunları genlerinden aldığı mirasla yine işbirlikçilik yapıyorlar.

Burada tırnak arası bir cümle yazmak isterim; " 1920'lerde İstanbul'un işgalinde İngiliz komiser Ryan Londra'ya gönderdiği telgrafta şöyle diyordu; "İş başına öyle kişiler getiriyoruz ki dindar gözükecekler fakat bize hizmet edecekler". İşte böyle değerli okur, 1920'den buyana değişen birşey yok...

Günümüz siyasal islamcıları, cuma namazlarını kaçırmazlar, dindar görünürler fakat değillerdir. her nasılsa tüm tv yayıncıları camide mevzilenmiştir ve sözde devlet böyüklerinin ne kadar inançlı olduklarını kayda almaktadır. Bunların elleri beytül malın, devlet hazinesinin içindedir. Sürekli olarak topluma yatırıma gidecek olan paraları çalarlar, her bir işten/ ihaleden rüşvet alırlar. Sürekli yalan söylerler. Toplumu Din ve Kuran ile, Allah ve dua ile kandırırlar. Cami avlularında siyasi mitingler, konuşmalar yaparak dini alanları kirletirler. Bilirler ki özellikle eğitimsiz ve mütedeyyin vatandaşı en güzel buralarda kandırırlar.

Türk İslam kelimelerinden hemen İslam kısmına devşirirler. Bunlar devre göre ümmetçi de olurlar. Cumhuriyeti bırakıp saraycı da olurlar.  Bunlara göre; Türkçülük bölücülüktür. Milliyetçiliği yerlere serdik diyene koşarlar. Geçmişte de YUNAN işgali normaldir, din açısından caizdir, halifelik çağrısıdır destek olalım diyen zihniyetle iş tutanlar aynı zihniyetli omurgasızlardır... "Keşke Yunan kazansaydı" diyenler, diyeni onurlandıranlar da bunlardır.

Kendilerine bir VATAN, bağımsızlık armağan eden ulus kahramanına ihanet eden, kötüleyen, yabancıların çıkarlarına hizmet eden nankörler de bunlardan çıkar. Düşünmezler ki O yüce kahraman Gazi Paşa Atatürk olmasaydı, ne yurtları, ne bayrakları, ne ezanları, ne ibadet edecekleri camileri, ne de Türk'lükleri olmayacaktı. Türk'lük ve Türk'ler İç Anadolu'dan Asya'ya sürülecekti... Türk'ler asimile edilerek tarihten silinecekti.

Bugüne kadar ülkeyi soyanlar, yolsuzluğa başvuranlar, halkı yoksulluğa mahkum edip yandaşlarını zengin edenler işte bu dönekler, ne olduğu belirsiz Siyasal İslamcılardır. Dava dedikleri ise TÜRK 'lük ve İSLAM dini değil, paradır...

2 gün sonra sandık başına giderek LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYETİN, PARLAMENTER REJİMİN, İNSANCA HUZURLU YAŞAMIN, BAĞIMSIZLIĞIN, ADALETİN, AYDINLANMA DEVRİMLERİNİN, SOSYAL DEVLETTE EŞİT YAŞAMIN, LİYAKATIN oylamasını yapacağız.

Çocuklarımıza, ya aydınlık, HAK, HUKUK, ADALET, DEMOKRASİ olan bir Türkiye,

Ya da Vahabi islamına bulanmış, hizbullahçı, tek bir adam tarafından yönetilecek TEOKRATİK karanlık bir ülke bırakacağız...

Seçim sizin..

Naci Kaptan - 25 Mayıs 2023


Virüs yok.www.avast.com
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages