Huber - Semer!

2 views
Skip to first unread message

Ufuk Şentürk

unread,
Oct 28, 2014, 3:28:57 AM10/28/14
to 374...@yahoogroups.com, AYDIN' LI EFELER

Tarabya'daki HUBER köşkü: 

HUBER - SEMER !
                                                    Fransa İmparatoru
                                                    III. Napolyon’un eşi
                                                    İmparatoriçe
                                                    Eugenie, 1869’un
                                                    Ekim ayında
                                                    İstanbul’a gelir...
                                                    Amacı, Sultan
                                                    Abdülaziz’in Fransa
                                                    ziyaretini iade
                                                    etmektir. Sultan
                                                    Abdülaziz,
                                                    İmparatoriçe’nin
                                                    nedimesi için
                                                    Tarabya’da bir köşk
                                                    yaptırıp hediye
                                                    eder. Nedime Hanım
                                                    bu köşkü o kadar
                                                    beğenir ki Eugenie
                                                    ile birlikte
                                                    Fransa’ya dönmez...
                                                    Görevden azlini
                                                    isteyip burada kalır
                                                    ve uzun süre bu
                                                    köşkte yaşar. Köşk,
                                                    daha sonra Fransız
                                                    Sefarethanesi’nin
                                                    mülkiyetine geçer.
                                                    *** Sultan II.
                                                    Abdülhamid ‘in
                                                    iktidarında Alman
                                                    silah üreticileri
                                                    ülkemizi mesken
                                                    tutar... Çünkü
                                                    Osmanlı, ballı
                                                    müşteridir! Silah
                                                    üreticisi Krupp
                                                    firmasının
                                                    temsilcisi Joshep ve
                                                    Aguste Huber
                                                    kardeşler de bu
                                                    baldan nasiplenir.
                                                    Sattıkları
                                                    silahlardan
                                                    aldıkları
                                                    komisyonlar
                                                    sayesinde kısa
                                                    sürede bir hayli
                                                    zengin olurlar ve
                                                    1898’de o köşkü
                                                    satın alırlar.
                                                    Köşkün adı artık
                                                    Huber Köşkü’dür...
                                                    Burada 20 yıl kadar
                                                    yaşayan Huber
                                                    ailesi, Birinci
                                                    Dünya Savaşı’nın
                                                    ardından İstanbul’un
                                                    işgali gündeme
                                                    gelince şehri terk
                                                    etmek zorunda kalır.
                                                    *** 1922’de köşkün
                                                    tapusu önce Mahmut
                                                    Nedim Bey’e, hemen
                                                    sonra da Kavalalı
                                                    Mehmet Ali Paşa’nın
                                                    soyundan gelen Mısır
                                                    Hidivi Hüseyin Kamil
                                                    Paşa’nın kızı
                                                    Prenses Kadriye’ye
                                                    geçer... Ancak
                                                    Prenses Kadriye, çok
                                                    beğendiği köşkte
                                                    uzun süre oturamaz.
                                                    Bir rivayete göre
                                                    boğazın nemli havası
                                                    prensese dokunur.
                                                    Köşk bu yüzden
                                                    1928’de Fransız
                                                    Katolik Lisesi Notre
                                                    Dame de Sion’a
                                                    kiralanır ve
                                                    1970’lere kadar
                                                    Levantenleri ve
                                                    renkli misafirleri
                                                    ağırlar. Köşkün
                                                    tapusu, rahibe
                                                    Therese Clement ve
                                                    Marie Aimee Odent’e
                                                    geçer. 1973’te bir
                                                    kez daha el
                                                    değiştiren köşkün
                                                    yeni sahibi Boğaziçi
                                                    İnşaat Turizm Anonim
                                                    Şirketi olur.
                                                    Restorasyon izni
                                                    verilmediği için
                                                    yaklaşık 15 yıl boş
                                                    kalan köşk, 1988’de
                                                    kamulaştırılır.
                                                    Çünkü 12 Eylül
                                                    darbesinin mimarı
                                                    Kenan Evren,
                                                    İstanbul’da kendisi
                                                    için bir yazlık
                                                    istemiştir ve bu
                                                    köşk tam da onun
                                                    istediği gibidir.
                                                    ***
                                                    Kamulaştırıldıktan
                                                    sonra köşkün
                                                    bahçesine önce bir
                                                    havuz yapılır, sonra
                                                    20 daireli personel
                                                    lojmanı ile 150
                                                    kişilik güvenlik
                                                    binası inşa
                                                    edilir... Yabancı
                                                    devlet başkanlarının
                                                    ağırlanacağı ve
                                                    büyük
                                                    resepsiyonların
                                                    verileceği
                                                    tamamlayıcı mekanlar
                                                    da 2000 yılında
                                                    devreye girer...
                                                    Yerleşke bugün
                                                    Cumhurbaşkanlığı
                                                    Konutu, Yabancı
                                                    Devlet Başkanlıkları
                                                    Konukevi, Resepsiyon
                                                    Alanları,
                                                    Misafirhane ve
                                                    Sosyal Merkez
                                                    bölümlerinden
                                                    oluşmaktadır. ***
                                                    Neden mi bu kadar
                                                    uzun, uzun anlattım
                                                    Huber Köşkü’nü ?
                                                    Söyleyeyim : Bu
                                                    köşkü bugüne kadar
                                                    beş cumhurbaşkanı
                                                    kullandı : Evren,
                                                    Özal, Demirel, Sezer
                                                    ve Gül... Önceki
                                                    dört
                                                    cumhurbaşkanının
                                                    dördü de görev
                                                    süreleri bittiğinde
                                                    nasıl Çankaya’yı
                                                    boşalttılarsa,
                                                    Huber’i de boşaltıp
                                                    kendi özel
                                                    mülklerine gittiler.
                                                    Bir tek Gül gitmedi
                                                    ! O gideceğine tersi
                                                    oldu;
                                                    “cumhurbaşkanlığı
                                                    forsu” gitti. Peki;
                                                    yeni Cumhurbaşkanı
                                                    Erdoğan yaz
                                                    aylarında nerede
                                                    çalışacak ? Onun
                                                    yeri çoktan hazır;
                                                    Kandilli’deki yeni
                                                    sarayda yazlayacak !
                                                    Bu yüzden Gül
                                                    ailesi, yüzlerce
                                                    görevlinin çalıştığı
                                                    Huber’i babalarının
                                                    çiftliği gibi tepe
                                                    tepe
                                                    kullanabilecek...
                                                    *** Ne diyeyim
                                                    sevgili halkım ? Sen
                                                    böyle sessiz,
                                                    tepkisiz, uysal
                                                    oldukça...
                                                    Birilerinin payına
                                                    Huber düşer... Senin
                                                    payına ise hep
                                                    “semer” kalır !

 

HUBER - SEMER !

Fransa İmparatoru III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugenie, 1869’un Ekim ayında İstanbul’a gelir... Amacı, Sultan Abdülaziz’in Fransa ziyaretin...i iade etmektir.

Sultan Abdülaziz, İmparatoriçe’nin nedimesi için Tarabya’da bir köşk yaptırıp hediye eder. Nedime Hanım bu köşkü o kadar beğenir ki Eugenie ile birlikte Fransa’ya dönmez... Görevden azlini isteyip burada kalır ve uzun süre bu köşkte yaşar.

Köşk, daha sonra Fransız Sefarethanesi’nin mülkiyetine geçer.

***

Sultan II. Abdülhamid ‘in iktidarında Alman silah üreticileri ülkemizi mesken tutar...

Çünkü Osmanlı, ballı müşteridir!

Silah üreticisi Krupp firmasının temsilcisi Joshep ve Aguste Huber kardeşler de bu baldan nasiplenir. Sattıkları silahlardan aldıkları komisyonlar sayesinde kısa sürede bir hayli zengin olurlar ve 1898’de o köşkü satın alırlar.

Köşkün adı artık Huber Köşkü’dür...

Burada 20 yıl kadar yaşayan Huber ailesi, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İstanbul’un işgali gündeme gelince şehri terk etmek zorunda kalır.

***

1922’de köşkün tapusu önce Mahmut Nedim Bey’e, hemen sonra da Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın soyundan gelen Mısır Hidivi Hüseyin Kamil Paşa’nın kızı Prenses Kadriye’ye geçer...

Ancak Prenses Kadriye, çok beğendiği köşkte uzun süre oturamaz. Bir rivayete göre boğazın nemli havası prensese dokunur.

Köşk bu yüzden 1928’de Fransız Katolik Lisesi Notre Dame de Sion’a kiralanır ve 1970’lere kadar Levantenleri ve renkli misafirleri ağırlar.

Köşkün tapusu, rahibe Therese Clement ve Marie Aimee Odent’e geçer.

1973’te bir kez daha el değiştiren köşkün yeni sahibi Boğaziçi İnşaat Turizm Anonim Şirketi olur.

Restorasyon izni verilmediği için yaklaşık 15 yıl boş kalan köşk, 1988’de kamulaştırılır. Çünkü 12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren, İstanbul’da kendisi için bir yazlık istemiştir ve bu köşk tam da onun istediği gibidir.

***

Kamulaştırıldıktan sonra köşkün bahçesine önce bir havuz yapılır, sonra 20 daireli personel lojmanı ile 150 kişilik güvenlik binası inşa edilir...

Yabancı devlet başkanlarının ağırlanacağı ve büyük resepsiyonların verileceği tamamlayıcı mekanlar da 2000 yılında devreye girer...

Yerleşke bugün Cumhurbaşkanlığı Konutu, Yabancı Devlet Başkanlıkları Konukevi, Resepsiyon Alanları, Misafirhane ve Sosyal Merkez bölümlerinden oluşmaktadır.

***

Neden mi bu kadar uzun, uzun anlattım Huber Köşkü’nü ?

Söyleyeyim :

Bu köşkü bugüne kadar beş cumhurbaşkanı kullandı :

Evren, Özal, Demirel, Sezer ve Gül...

Önceki dört cumhurbaşkanının dördü de görev süreleri bittiğinde nasıl Çankaya’yı boşalttılarsa, Huber’i de boşaltıp kendi özel mülklerine gittiler.

Bir tek Gül gitmedi !

O gideceğine tersi oldu; “cumhurbaşkanlığı forsu” gitti.

Peki; yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan yaz aylarında nerede çalışacak ?

Onun yeri çoktan hazır; Kandilli’deki yeni sarayda yazlayacak !

Bu yüzden Gül ailesi, yüzlerce görevlinin çalıştığı Huber’i babalarının çiftliği gibi tepe tepe kullanabilecek...

***

Ne diyeyim sevgili halkım ?

Sen böyle sessiz, tepkisiz, uysal oldukça...

Birilerinin payına Huber düşer...

Senin payına ise hep “semer” kalır !

 

 

                             

 

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages