|
« : Aralık 12, 2006, 11:07:36 ÖÖ » |
|
İslam kültürünün Hz. Meryem'i
23 Aralık 1999 tarihli Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi, haftalık magazin ekinde Kur'an–ı Kerim'deki Meryem Suresi'nin Almanca mealini yayınlamış ve tanıtım spotunda şu ifadeye yer vermişti: "En güzel Noel hikayelerini İncil'de değil, Kur'an'da buluyoruz. Bir Cizvit papazı bunun niçin böyle olduğunu açıklıyor." 70 yaşındaki Cizvit papazı Prof. Dr. Ruport Lay, "Neden Kur'an'ın öğretisi, İncil'den daha İsevîdir?" başlıklı gazetedeki yorumunda şöyle diyordu: "Kur'an sürekli Meryem'in oğlu İsa'dan bahseder. Muhammed için 'Yusuf'un oğlu İsa' ifadesini kullanmak günah olurdu. Zira onun için İsa, Meryem'in oğlu Mesih'tir.
Birçok Hıristiyan'ın belki de Tanrı'nın İsa'da diğer insanlardan daha mükemmel şekilde tecelli ettiği konusunda şüpheye düştüğü bir zamanda Kur'an'ın öğretisi, bazı Hıristiyan din adamlarından çok daha İsevî'dir. (...) Muhammed, şüphesiz Meryem'e en büyük saygı duyanlardan biridir. Zira o, Mesih'in annesidir. (...) Eğer yolunuz bir gün Efes'e düşerse, Meryem'in son yıllarını geçirdiği evi mutlaka ziyaret ediniz. Orada kimlerin dua ettiğini görünce çok hayret edeceksiniz: Birçok Müslüman'ı, ama çok az Hıristiyan'ı..." Abdullah Aymaz, 'Yağmur' dergisinin son sayısında yer alan "Kur'an'da Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın Doğumu" başlıklı makalesinde, Süddeutsche Zeitung gazetesinin bu yayınına ve papaz Prof. Lay'ın ifadelerine de yer veriyor. Kur'an ayetlerinin ışığında Hz. Meryem ve Hz. İsa'yı anlatan Aymaz, yazısını, bu tür yayınların Müslüman–Hıristiyan diyaloğuna vesile olması temennisiyle tamamlıyor.
Üç ayda bir yayımlanan kültür, sanat ve edebiyat dergisi Yağmur, temmuz–ağustos–eylül sayısının sayfalarını, ağırlıklı olarak Hz. Meryem ve Hz. İsa ile ilgili yapılmış çalışmalara ayırdı. Dergide dosya diyebileceğimiz bütünlük içinde şiir, Hz. Meryem'in hayatını konu alan İran yapımı "Meryem" filminin eleştirisi, Türk edebiyatının klasik ve modern metinlerinde kullanılan Hz. Meryem ve Hz. İsa mazmunları üzerine yapılmış incelemeler, Hz. Meryem ve Hz. İsa ile ilgili Kur'an ayetlerinden hareketle kaleme alınmış çalışmalar yer alıyor. Sahip olduğu güçlü yorum ve tahrif edilmemiş özelliği ile 'İncil'den daha İsevî' olan İslam kaynaklarının verileri ekseninde konuyu ele alan çalışmalar, dikkatleri, İslam toplumlarındaki Hz. Meryem ve Hz. İsa'ya duyulan muhabbete ve bu muhabbeti ölümsüz kılan eserlere çekiyor.
Dergide Abdullah Aymaz'ın makalesinden sonra Doç. Dr. Hüseyin Özcan'ın, Türk edebiyatında süslü nesrin en başarılı örneklerinden sayılan Sinan Paşa'nın 'Tazarruname'si üzerinden yaptığı bir çözümleme yer alıyor. Özcan, Sinan Paşa'nın, daha sonraki devirlerde üslup olarak taklit edilmiş; ancak geçilememiş bu eserinde, yaygın olarak Hz. Peygamber için yazılmış örneklerine şahit olduğumuz 'na't' türünün bir örneğini Hz. İsa için kaleme aldığını aktarıyor. Çalışmada, Hz. Adem'den Efendimiz Hz. Muhammed (sas)'e kadar yedi peygamberin hayatlarının ve vasıflarının işlendiği "Tazarruname"den Hz. İsa ile ilgili bölüm, günümüz Türkçesi ile de veriliyor.
Safvet Senih'in "Hz. Meryem" başlıklı şiirini Sezai Coşkun'un "Sezai Karakoç'un Şiirlerinde Hz. İsa – Hz. Meryem" başlıklı incelemesi takip ediyor. Modern Türk edebiyatında İncil etrafında gelişen kültür ve mitolojiyi postmodernist ve egzotist bir tavırla işleyen pek çok yazar ve şairin aksine, Hz. İsa ve Hz. Meryem motiflerini İslâm kaynakları ekseninde ve klasik mazmunların ışığında işleyen Sezai Karakoç'un şiiri üzerine eğilen bu çalışma, hayli ilginç tespitleri içeriyor. Coşkun, Karakoç'un şiirlerinde Hz. İsa'nın doğumu ile bir medeniyet tasavvuru olarak sunulan "Diriliş" arasında bağ kurulduğunu, Hz. Meryem'in saflığın, masumiyetin ve temizliğin timsali olarak yer aldığını şairin dizelerinden örnekler vererek açıklıyor.
İlhan İşler ve Nurgül Özcan'ın klasik Türk edebiyatındaki Hz. İsa ve Hz. Meryem mazmunları üzerine kaleme aldıkları incelemeleri ise Hz. İsa ve Hz. Meryem'e karşı dilimizde deyimlere, kültürümüzde çiçek adlarına girecek kadar derinleşen bir sevginin beyitlerdeki incelikli yansımalarına dikkat çekiyor. İşte buna Nazim'den güzel bir örnek: "Meryem–i fikrime olup hâmile feyz–i Hüda / Doğdu gevhâre–i tab'ıma Mesih–i mâna" (Fikrimin Meryem'i Allah'ın feyzinden hamile kalınca tabiatımın beşiğinde mana Mesih'i doğdu.) Bir örnek de Şeyh Galip'ten: "Bir nefha–i cânla eyle pür cûş / İsî zamîrim etme hamûş" (Can bahşeden bir nefesle coştur beni. Şair tabiatımın İsa'sını susturma.) Derginin sayfalarında konu etrafındaki son çalışma ise İranlı yönetmen Şehriyar Behrani'nin çektiği "Meryem" filmi ile ilgili kaleme alınmış bir eleştiri... Derginin imzasıyla yayınlanan eleştiride, kimi şerhler koyularak filmin genel görünüm itibariyle Hz. Meryem'in hayatının Kur'an ayetleri ışığında yansıttığı belirtiliyor. (216) 522 11 88
Kur'an ayetlerinde Hazreti Meryem kıssası
"Meryem, 'Benim nasıl oğlum olabilir ki? Bana hiçbir insan dokunmadı' dedi, 'Ben kötü bir kadın da değilim.' Cebrail, 'Öyle ama Rabbin, 'Bana göre kolaydır, ayrıca onu insanlara gücümüzün bir delili ve tarafımızdan bir rahmet kılacağımız için böyle yapacağız.' buyurdu. Hem de o, karara bağlanmış bir iştir.' dedi. Bu şekilde (Hz. Meryem) ona (oğlu İsa'ya) hamile oldu ve bu haliyle uzak bir yere çekildi. (Meryem Suresi, 20–22 )
"Çocuğunu kucağına alıp kavmine gelince, onlar "Hey Meryem, sen Allah biliyor ya yumurcak bir şey getirdin! Ey Hârûn'un kız kardeşi, baban fena bir adam değildi, annen de kötü bir kadın değildi.' (dediler.) Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. 'Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?' dediler. O (Hz. İsa), 'Haberiniz olsun ben Allah'ın kuluyum. O, bana bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı. Beni her nerede olursam mübarek kıldı, hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekatı tavsiye buyurdu. Beni anneme saygılı kıldı, beni eşkıya bir zorba yapmadı. Selam bana; hem doğduğum gün, hem öleceğim gün, hem de diri olarak kaldırılacağım güne!" (Meryem Suresi, 27– 33)
Berkay Çiftçi / İstanbul