Sezai Karakoç Şiir Programı düzenlendi
31 Mart 2007 (AA)
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş tarafından, Sezai Karakoç
Şiir Programı düzenlendi.
Cemal Reşit Rey Konser Salonundaki etkinlik, 2007 yılı Kültür ve
Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne değer görülen
Karakoç'un şiirsel yönünün anlatıldığı sinevizyon gösterisiyle
başladı.
Daha sonra söz alan şair Osman Sarı, bir şairin şiiriyle dünya
görüşünün birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini belirterek, Karakoç'un
şiiri düşüncesine, düşüncesini de şiirine çok iyi giydirmiş bir şair
olduğunu söyledi.
Sarı, "Sezai Karakoç, sanki annesinden doğrudan şair olarak doğmuş"
dedi.
"Necip Fazıl Kısakürek'e yapılan haksızlığın Sezai Karakoç'a da
yapılmasından korkuyorum" diyen Sarı, "(Necip Fazıl, çok iyi bir şair,
ama düşüncesi tartışılır) diyenler var. Bu bir haksızlık ve bunu kabul
etmek çok zor. Aynı haksızlığın Sezai Karakoç'a yapılır gibi olduğunu
görüyorum" şeklinde konuştu.
-"EVRENSEL BİR ŞAİR"-
Şair Nurettin Durman ise Karakoç'un açık sözlü bir şair olduğunu
belirterek, "Karakoç, evrensel bir şairdir" dedi.
Karakoç'un, Türkiye'nin yetiştirdiği en seçkin şairlerden biri
olduğunu söyleyen Durman, şairin aldığı ödülle daha çok gündeme
geldiğini kaydetti.
Durman, Karakoç'un, kendini gösteren ve duyuran bir şair olduğunu dile
getirerek, "Zaten dikkat edilirse Karakoç, şiirleri günümüze gelinceye
kadar hep böyle yapmıştır. Kendini bir mecburiyet halinde ortaya
koymuş ve mecburen görülmüştür. Çünkü görülmese olmazdı ve hayatın
şiir tarafı eksik kalırdı" şeklinde konuştu.
Şair Haydar Ergülen ise Sezai Karakoç'un sadece doğulu bir şair olarak
nitelendirilemeyeceğini ifade ederek, "Karakoç'un, modern ve modernist
bir şair olduğunu düşünüyorum. Bir şair modern olup, modernist
olmayabilir. Ancak Karakoç her ikisi de" dedi.
-"KENDİNE YAKIŞANI YAPTI"-
Karakoç'un 2007 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük
Ödülüne değer görülmesinin tartışılmasına da değinen Ergülen, şunları
kaydetti:
"Ben de o ödülü almayacağını düşünüyordum. Kendine yakışanı yaptı ve
ödül töreni yaptırtmadığı gibi ödül parasını da bir hayır kurumunda
kullanılmak üzere bakanlığa geri gönderdi."
Şair Sadık Yalsızuçanlar da Karakoç'un ne doğulu, ne de batılı bir
şair olarak tanımlanamayacağını belirterek, Karakoç'un şiirlerini saf
ve katıksız bir ilhamla yazdığını söyledi.
Şair Mevlana İdris de Karakoç'un çağın büyük düşünce adamı ve şairi
olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Karakoç'un şiirlerinin arka planında zamanlar arası bir geçişkenlik,
hakikat arayışı var. O şiirlerinde, düşüncelerinde gelecekte kuracağı
bir yapı için geçmişe gidip bir taş alır, onu şu anda önümüze koyar.
Bu yönüyle Karakoç'un zamanlar arası bir mimar olduğunu
söyleyebiliriz."
Etkinlik, şair Sacit Onan tarafından seslendirilen Karakoç'un "Mona
Rosa" adlı şiiriyle sona erdi.
http://www.hurriyet.com.tr/sondakika/6240858.asp?gid=71
DOĞULU VE BATILI ŞAİR SEZAİ KARAKOÇ
Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'ne değer görülen Karakoç'un şair olarak
doğduğunu belirten şair Osman Sarı, 'Karakoç'a da Necip Fazıl gibi
haksızlık yapılmasından korkuyorum' dedi
01.04.2007 11:02
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2007 Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne
değer görülen Sezai Karakoç için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür
A.Ş tarafından Cemal Reşit Rey Konser Salonunda Sezai Karakoç Şiir
Programı düzenlendi. Sinevizyon gösteriminin ardından söz alan şair
Osman Sarı, 'Sezai Karakoç, sanki annesinden doğrudan şair olarak
doğmuş' dedi. Sarı, bir şairin şiiri ile dünya görüşünün birbirinden
ayrı düşünülemeyeceğini belirterek, Karakoç'un şiirini düşüncesine,
düşüncesini de şiirine çok iyi 'giydirmiş' bir şair olduğunu söyledi.
'Necip Fazıl Kısakürek'e yapılan haksızlığın Sezai Karakoç'a da
yapılmasından korkuyorum' diyen Sarı, 'Necip Fazıl, çok iyi bir şair,
ama düşüncesi tartışılır diyenler var. Bu bir haksızlık. Aynı
haksızlığın Sezai Karakoç'a yapılır gibi olduğunu görüyorum' diye
konuştu.
ÖDÜLÜ ALAMAYACAĞINI ZATEN BİLİYORDUK
Şair Haydar Ergülen ise, 'Karakoç'un, modern ve modernist bir şair
olduğunu düşünüyorum. Bir şair modern olup, modernist olmayabilir.
Ancak Karakoç her ikisi de' diye konuştu. Sezai Karakoç'un 2007 Kültür
ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne değer görülmesine de
değinen Ergülen, şunları kaydetti: 'Ben de o ödülü almayacağını
düşünüyordum. Kendine yakışanı yaptı ve ödül töreni yaptırtmadığı gibi
ödül parasını da bir hayır kurumunda kullanılmak üzere bakanlığa geri
gönderdi.' Şair Mevlana İdris, Sezai Karakoç'un çağımızın büyük
düşünce adamı ve şairi olduğunu söyledi. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Kültür A.Ş Genel Müdürü Nevzat Bayhan'ın da katıldığı
etkinlik, şair Sacit Onan tarafından seslendirilen Karakoç'un 'Mona
Rosa' adlı şiiri ile sona erdi.
Saf ve katkısız bir şiir
Şair Sadık Yalsızuçanlar da Karakoç'un ne doğulu ne de batılı bir şair
olarak tanımlanabileceğini belirterek, Karakoç'un şiirlerini saf ve
katıksız bir ilhamla yazdığını söyledi. Şair Nurettin Durman,
Karakoç'un açık sözlü bir şair olduğunu ifade ederek, 'Karakoç,
evrensel bir şairdir' dedi. Durman, "Karakoç, Kendini bir mecburiyet
halinde ortaya koymuş ve mecburen görülmüştür" dedi. Sezai Karakoç'un
en meşhur şiir kitaplarından bazıları: Körfez (1959), Şahdamar (1962),
Hızır'la Kırk Saat (1967), Sesler (1968), Taha'nın Kitabı (1968),
Kıyamet Aşısı (1968), Mağara ve Işık (düzyazı şiirler, 1969), Gül
Muştusu (1969), Zamana Adanmış Sözler (1970), Ayinler (1977), Leyla
ile Mecnun (1981), Ateş Dansı (1987) Monna Rosa (1998)...
MONNA ROSA'dan...
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller, ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Monna Rosa, bugün bende bir hal var,
Yağmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan...
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi..
Ellerinden belli olur bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Açma pencereni, perdeleri çek:
Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa, ben öteliyim...
Açma pencereni, perdeleri çek.
............................................
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.
............................................
Yeni Şafak
http://www.haber10.com/haber/66338/