Safvet Senih'in "Hz. Meryem" başlıklı şiirini Sezai Coşkun'un "Sezai
Karakoç'un Şiirlerinde Hz. İsa - Hz. Meryem" başlıklı incelemesi takip
ediyor. Modern Türk edebiyatında İncil etrafında gelişen kültür ve
mitolojiyi postmodernist ve egzotist bir tavırla işleyen pek çok yazar
ve şairin aksine, Hz. İsa ve Hz. Meryem motiflerini İslâm kaynakları
ekseninde ve klasik mazmunların ışığında işleyen Sezai Karakoç'un
şiiri üzerine eğilen bu çalışma, hayli ilginç tespitleri içeriyor.
Coşkun, Karakoç'un şiirlerinde Hz. İsa'nın doğumu ile bir medeniyet
tasavvuru olarak sunulan "Diriliş" arasında bağ kurulduğunu, Hz.
Meryem'in saflığın, masumiyetin ve temizliğin timsali olarak yer
aldığını şairin dizelerinden örnekler vererek açıklıyor.
wwww
İslam kültürünün Hz. Meryem'i
Zaman Gazetesi'nden
http://arsiv.zaman.com.tr/2003/09/03/kultur/butun.htm
23 Aralık 1999 tarihli Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi, haftalık
magazin ekinde Kur'an-ı Kerim'deki Meryem Suresi'nin Almanca mealini
yayınlamış ve tanıtım spotunda şu ifadeye yer vermişti: "En güzel Noel
hikayelerini İncil'de değil, Kur'an'da buluyoruz. Bir Cizvit papazı
bunun niçin böyle olduğunu açıklıyor." 70 yaşındaki Cizvit papazı
Prof. Dr. Ruport Lay, "Neden Kur'an'ın öğretisi, İncil'den daha
İsevîdir?" başlıklı gazetedeki yorumunda şöyle diyordu: "Kur'an
sürekli Meryem'in oğlu İsa'dan bahseder. Muhammed için 'Yusuf'un oğlu
İsa' ifadesini kullanmak günah olurdu. Zira onun için İsa, Meryem'in
oğlu Mesih'tir.
Birçok Hıristiyan'ın belki de Tanrı'nın İsa'da diğer insanlardan daha
mükemmel şekilde tecelli ettiği konusunda şüpheye düştüğü bir zamanda
Kur'an'ın öğretisi, bazı Hıristiyan din adamlarından çok daha
İsevî'dir. (...) Muhammed, şüphesiz Meryem'e en büyük saygı
duyanlardan biridir. Zira o, Mesih'in annesidir. (...) Eğer yolunuz
bir gün Efes'e düşerse, Meryem'in son yıllarını geçirdiği evi mutlaka
ziyaret ediniz. Orada kimlerin dua ettiğini görünce çok hayret
edeceksiniz: Birçok Müslüman'ı, ama çok az Hıristiyan'ı..." Abdullah
Aymaz, 'Yağmur' dergisinin son sayısında yer alan "Kur'an'da Hz.
Meryem ve Hz. İsa'nın Doğumu" başlıklı makalesinde, Süddeutsche
Zeitung gazetesinin bu yayınına ve papaz Prof. Lay'ın ifadelerine de
yer veriyor. Kur'an ayetlerinin ışığında Hz. Meryem ve Hz. İsa'yı
anlatan Aymaz, yazısını, bu tür yayınların Müslüman-Hıristiyan
diyaloğuna vesile olması temennisiyle tamamlıyor.
Üç ayda bir yayımlanan kültür, sanat ve edebiyat dergisi Yağmur,
temmuz-ağustos-eylül sayısının sayfalarını, ağırlıklı olarak Hz.
Meryem ve Hz. İsa ile ilgili yapılmış çalışmalara ayırdı. Dergide
dosya diyebileceğimiz bütünlük içinde şiir, Hz. Meryem'in hayatını
konu alan İran yapımı "Meryem" filminin eleştirisi, Türk edebiyatının
klasik ve modern metinlerinde kullanılan Hz. Meryem ve Hz. İsa
mazmunları üzerine yapılmış incelemeler, Hz. Meryem ve Hz. İsa ile
ilgili Kur'an ayetlerinden hareketle kaleme alınmış çalışmalar yer
alıyor. Sahip olduğu güçlü yorum ve tahrif edilmemiş özelliği ile
'İncil'den daha İsevî' olan İslam kaynaklarının verileri ekseninde
konuyu ele alan çalışmalar, dikkatleri, İslam toplumlarındaki Hz.
Meryem ve Hz. İsa'ya duyulan muhabbete ve bu muhabbeti ölümsüz kılan
eserlere çekiyor.
Dergide Abdullah Aymaz'ın makalesinden sonra Doç. Dr. Hüseyin
Özcan'ın, Türk edebiyatında süslü nesrin en başarılı örneklerinden
sayılan Sinan Paşa'nın 'Tazarruname'si üzerinden yaptığı bir çözümleme
yer alıyor. Özcan, Sinan Paşa'nın, daha sonraki devirlerde üslup
olarak taklit edilmiş; ancak geçilememiş bu eserinde, yaygın olarak
Hz. Peygamber için yazılmış örneklerine şahit olduğumuz 'na't' türünün
bir örneğini Hz. İsa için kaleme aldığını aktarıyor. Çalışmada, Hz.
Adem'den Efendimiz Hz. Muhammed (sas)'e kadar yedi peygamberin
hayatlarının ve vasıflarının işlendiği "Tazarruname"den Hz. İsa ile
ilgili bölüm, günümüz Türkçesi ile de veriliyor.
Safvet Senih'in "Hz. Meryem" başlıklı şiirini Sezai Coşkun'un "Sezai
Karakoç'un Şiirlerinde Hz. İsa - Hz. Meryem" başlıklı incelemesi takip
ediyor. Modern Türk edebiyatında İncil etrafında gelişen kültür ve
mitolojiyi postmodernist ve egzotist bir tavırla işleyen pek çok yazar
ve şairin aksine, Hz. İsa ve Hz. Meryem motiflerini İslâm kaynakları
ekseninde ve klasik mazmunların ışığında işleyen Sezai Karakoç'un
şiiri üzerine eğilen bu çalışma, hayli ilginç tespitleri içeriyor.
Coşkun, Karakoç'un şiirlerinde Hz. İsa'nın doğumu ile bir medeniyet
tasavvuru olarak sunulan "Diriliş" arasında bağ kurulduğunu, Hz.
Meryem'in saflığın, masumiyetin ve temizliğin timsali olarak yer
aldığını şairin dizelerinden örnekler vererek açıklıyor.
İlhan İşler ve Nurgül Özcan'ın klasik Türk edebiyatındaki Hz. İsa ve
Hz. Meryem mazmunları üzerine kaleme aldıkları incelemeleri ise Hz.
İsa ve Hz. Meryem'e karşı dilimizde deyimlere, kültürümüzde çiçek
adlarına girecek kadar derinleşen bir sevginin beyitlerdeki incelikli
yansımalarına dikkat çekiyor. İşte buna Nazim'den güzel bir örnek:
"Meryem-i fikrime olup hâmile feyz-i Hüda / Doğdu gevhâre-i tab'ıma
Mesih-i mâna" (Fikrimin Meryem'i Allah'ın feyzinden hamile kalınca
tabiatımın beşiğinde mana Mesih'i doğdu.) Bir örnek de Şeyh Galip'ten:
"Bir nefha-i cânla eyle pür cûş / İsî zamîrim etme hamûş" (Can
bahşeden bir nefesle coştur beni. Şair tabiatımın İsa'sını susturma.)
Derginin sayfalarında konu etrafındaki son çalışma ise İranlı yönetmen
Şehriyar Behrani'nin çektiği "Meryem" filmi ile ilgili kaleme alınmış
bir eleştiri... Derginin imzasıyla yayınlanan eleştiride, kimi şerhler
koyularak filmin genel görünüm itibariyle Hz. Meryem'in hayatının
Kur'an ayetleri ışığında yansıttığı belirtiliyor. (216) 522 11 88
Kur'an ayetlerinde Hazreti Meryem kıssası
"Meryem, 'Benim nasıl oğlum olabilir ki? Bana hiçbir insan dokunmadı'
dedi, 'Ben kötü bir kadın da değilim.' Cebrail, 'Öyle ama Rabbin,
'Bana göre kolaydır, ayrıca onu insanlara gücümüzün bir delili ve
tarafımızdan bir rahmet kılacağımız için böyle yapacağız.' buyurdu.
Hem de o, karara bağlanmış bir iştir.' dedi. Bu şekilde (Hz. Meryem)
ona (oğlu İsa'ya) hamile oldu ve bu haliyle uzak bir yere çekildi.
(Meryem Suresi, 20-22 )
"Çocuğunu kucağına alıp kavmine gelince, onlar "Hey Meryem, sen Allah
biliyor ya yumurcak bir şey getirdin! Ey Hârûn'un kız kardeşi, baban
fena bir adam değildi, annen de kötü bir kadın değildi.' (dediler.)
Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. 'Beşikteki bir çocukla nasıl
konuşuruz?' dediler. O (Hz. İsa), 'Haberiniz olsun ben Allah'ın
kuluyum. O, bana bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı. Beni her
nerede olursam mübarek kıldı, hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve
zekatı tavsiye buyurdu. Beni anneme saygılı kıldı, beni eşkıya bir
zorba yapmadı. Selam bana; hem doğduğum gün, hem öleceğim gün, hem de
diri olarak kaldırılacağım güne!" (Meryem Suresi, 27- 33)
Berkay Çiftçi / Zaman
03.09.2003
KAYNAK: