Ali Bulaç'ın Afganistan Mugalatası

2 views
Skip to first unread message

Hikmet Yıldırım

unread,
Mar 26, 2012, 7:48:04 AM3/26/12
to AKV Ankara
Ali Bulaç

Afganistan mugalatası
"Afganistan'da ne işimiz var?" yazımız Dışişleri canibinden ve
"muhafazakâr mevkute yazarları"ndan tepkiler aldı. Genelde tepkiler
beş ana maddede toplandı:
1) Türkiye'nin Afganistan'la ilişkileri çok eskilere dayanır. Daha
1850'de Afgan liderleri, İstanbul'a heyetler göndererek Osmanlı'ya
bağlanmak istediklerini, bu amaçla padişahtan kendilerine bir vali
tayin etmelerini istemişti. Osmanlı bu teklifi kabul etseydi,
Afganistan, bir Osmanlı toprağı olacaktı. 1919'da İngilizlere karşı
verdikleri destansı mücadeleyi kazanıp da bağımsızlıklarını kazanınca,
yeni devletin dışişlerini düzenlemek üzere bir ekip talep ettiler.
Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu'da şehit düşen çok
sayıda Afganlı var. O gün Afganlılar işgalcilerin yanında değil, bizim
safımızda yer almışlardı. Halife ve Anadolu'nun kurtarılması için Hind
yarımkıtasından gelen 600 bin lira ve Kafkaslar üzerinden gelen
tenekeler dolusu altında Afganlıların payı unutulmaz. Mustafa Kemal,
her zaman Afganlılara minnet duymuştur. Emanullah zamanında Kazım
Orbay komutasında bir askeri heyetle gönderdiği mesajda şöyle diyordu:
"Türk komutan ve zabitleri Türk vatanını müdafaa eder gibi, öz kardeş
bildiğim sizin için hayatlarını feda etme emrini almışlardır."
Sorumuz şu: Bugün NATO veya ISAF şemsiyesi altında bulunan Türk askeri
dün İngilizlere ve Ruslara, bugün işgalci Amerikan, İngiliz, Fransız
vd. ülke askerlerine karşı yurtlarını savunan Afganlıların yanında mı,
yoksa işgalcilerin safında mı yer almış bulunuyor? Mugalataya gerek
yok. Net ve berrak bir soruya net ve berrak cevap bekliyoruz.
2) Türkiye kendi adına veya İslam ülkeleriyle dünyanın her yerinde
asker bulundurabilir, bulundurmalı da. Ama İslam topraklarını işgal
edip kaynaklarını talan edenlerin, yurdunu ve daru'l-İslam'ı
savunanları kitlesel katliamlara, zorunlu göçe tabi tutan işgalcilerin
yanında yer alması caiz mi? Mesela "fakih hocalarımız" kitaba bakıp
bize ne der acaba?
3) En ibretamiz gerekçe Star'dan (22 Mart) Sedat Laçiner'inkiydi ki,
Laçiner hükümetin çeşitli iç ve dış politik tutum alışlarda referans
aldığı bir kuruluşun sembol ismidir:
a) "Varlığın bir nedeni dost ve kardeş bir ülkeye yardımsa ikinci
sebebi Türkiye'nin ekonomik ve siyasî çıkarlarını daha iyi
korumaktır." (Biz ise, Türkiye'nin çıkarlarının asıl bu sebepten zarar
gördüğünü düşünüyoruz);
b) "ISAF bünyesinde Türkiye gibi Müslüman, seküler ve demokratik ve
elbette aynı zamanda Afganistan dostu bir ülkenin olması Batı'nın
aşırılıklarını da bir ölçüde törpülüyor." (Sahi mi? Türkiye 40 bin
sivilin öldürülmesine, son 3 yılda 500 bin Afganlının evini terk
etmesine, misket bombalarının atılmasına, sivillerin katline mani mi
oldu? Olduysa neden bizim haberimiz olmadı? Demek Türkiye'nin orada
bulunmasının 'laik bir sebebi' de varmış, öyle mi?)"
c) "Afganistan'da Türkiye kendi İslam anlayışını, daha doğrusu kendi
yaşam anlayışını temsil ediyor. Mücadele, Türkiye İslam'ı ile El Kaide
anlayışı arasında." (Türkiye'nin yaşama biçimini savunma sınırlarının
Afganistan'da başladığını bilmiyorduk. Meğer ki biz de aynen
Amerikalılar gibi El Kaide dolayısıyla orada bulunuyormuşuz.) Bu yazı
bile 'muhafazakâr değişim' hakkında fikir vermeye yeter. Ne kadar
hüzün verici!
4) Türkiye'nin Afganistan'da çok sayıda Türk okulu, klinik ve hastane
yapması, imar faaliyetlerine katılması, su kuyuları açması, bazı
tarihi binaları restore etmesi vs. Buna kimsenin itirazı yok. Türk
okullarından, imar ve yardım kuruluşlarının faaliyetlerinden gurur
duyarız. İtirazımız, ISAF veya NATO işgal kuvvetleriyle asker
bulundurulmasıdır. Muharip olmasa da, işgalin meşruiyetini reddetmek
amacıyla askerimizi bir an önce çekmemiz lazım.
5) Laik-Batıcı çevreler daha açık bir gerekçe öne sürdüler: "Türkiye
bir NATO ülkesidir. İttifak gereği, Afganistan veya başka yerde asker
bulundurma zorunluluğu var." Bu 'dürüstçe' öne sürülmüş bir
gerekçedir. Biz de diyoruz ki, Türkiye bu zorunluluklar gereği
davrandıkça bölgede hiçbir varlık gösteremez, Batı'nın kolluk
kuvvetlerinden biri olur sadece. Ayrıca bugün "NATO'ya ne kadar
ihtiyaç var?" bunu da tartışmaya açmakta zaruret var.
a.b...@zaman.com.tr


Ali Bulaç'ın bu yazısını sizinle paylaşmak istedim.
Selam ve dua ile...

selami cekmegil

unread,
Apr 1, 2012, 3:26:21 AM4/1/12
to akv-a...@googlegroups.com
Teşekkürler...

26 Mart 2012 14:48 tarihinde Hikmet Yıldırım <akva...@gmail.com> yazdı:
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages