Yargı Ülkesi

6 views
Skip to first unread message

Metin Atamer

unread,
Nov 6, 2025, 11:53:57 AM (5 days ago) Nov 6
to Talas2050

Yargı Ülkesi 

 

Güzel insanların yaşadığı bir ülkede çirkin insanlara yer olup olmaması sizin kararınız diye düşünmekteyim. Bir haber okuyucunun söylediği gibi, patron sizsiniz , kimi istiyorsanız onu getirin ülke yönetiminin başına . İstemediğiniz insanlar yönetmesin bu ülkeyi. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların tarihçesi yaklaşık iki yüz yıla dayanır. Olayları tekrar sizin bilginize aktarmak istememekle beraber, Amerika’nın  büyük orta doğu projesinin başlama  tarihi yaklaşık 1790 lı senelere dayanmakta. Akdeniz Osmanlı gölü iken, haraç vermeyen 5 Amerikan bayraklı gemi Cezayir limanına çektirilir. 

Orta doğunun yer altı zenginlikleri, Amerika’nın çok ilgisini çektiği bu seneler, yakın tarihimizin gerçeği. Mutlaka biliyorsunuz, Amerika’da New York  şehrinde  Özgürlük adası üzerinde  devasa bir kadın heykeli durur. Aslında bu heykeli tarif edenler, ‘ Dünyayı Aydınlatan Özgürlük ‘ diye bilinir. 1886 senesinden bu yana duran bu anıtsal heykel simgelediği konuyu bir kadın figürü ile temsil ettirmişler. Bakırdan yapılan bu heykelin yüksekliği 46 metredir. 

 

Heykelin ilginç birde hikayesi vardır. Doğru olup olmadığı konusunda tereddütlerim bulunmakta. Sultan II Mahmud’ un oğlu olan Abdülaziz, 1861 yılında başlayan ve  15 sene süren  saltanatı sürecinde Süveyş Kanalı projesine de müdahil olduğu bilinir. Hatta  bu kanalın girişine bir de heykel dikilmesi için Fransa nın ünlü heykeltraş Frederic Auguste Bartholdi ye bir heykel sipariş edilir. Bartholdi 3 senelik bir çalışma ile 350 parçadan oluşan bu heykeli tamamlar. Bir elinde meşale tutan , başında 7 oklu 7 kıtayı simgeleyen taç bulunan kadın figürü,  dönemin Mısır valisi İsmail Paşatarafından Padişaha, Kanalın girişine konulması yakışık almayacağı konusunda fikir beyan etmesi : ‘KADIN figürünün Müslüman Mısır halkı arasında rahatsızlık vereceği ‘ konusunda beyanda  bulunması sonrası , heykelin Süveyş Kanalına gönderilmesi durdurulmuş. Marsilya’ da bekleyen 214 sandık gemiye yüklenmesi durdurulmuş, sandıklar bir depoya gönderilmiş. 

Fransa da bir depoya kaldırılan bu devasa heykel, kaderine terk edilmiş halde  beklerken, Fransa ile  Amerika Birleşik Devletleri arasında dostluk gurubu başkanı Eduard Rene Lefebvre de Labaulaye,  iyi ilişkiler göstergesi olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluşunun 100 yıl anısına bir heykel yapılması için yine Frederic Auguste Bartholdi‘den rica ederler. Bir elinde HUKUK kitabı diğer elinde bir meşale olan bir kadın heykeli isterler.  

Bartholdi, Fransa da  depolarda bekleyen ve Süveyş Kanalı için tasarlanan bu heykelde bazı değişiklikler yaparak, Eyfel Kulesininin mühendisi Gustave Eiffel ile birlikte çalışarak heykeli  restore ederek tamamlarlar. Amerika’nın bağımsızlığının 110 uncu yılına yetiştirirler.  

Heykeldeki kadının bir elinde tuttuğu hukuk kitabının üzerinde  JULY IV  MDCCLXXVI yazılı olduğu görünür. Hatta Heykelin 28 Ekim 1886 tarihinde açılışına, Süveyş Kanalını yapan ve heykele ilk sipariş veren Ferdinand  de Lesseps de hazır bulunmuş olur. 

Amerika da bu heykelin sembolik olarak elinde tuttuğu HUKUK düzeni, mümkün olduğu kadar ülkede düzgün işler. Bir gecenin yarısında ıssız bir yolda, boş yolların kesiştiği  bir kavşakta trafik ışığı kırmızı yanıyorsa ve de araçlar durup bekliyorsa , o ülkede hukuk düzeni olduğuna inanırım. Bu ‘LİBERTY’ Bağımsızlık heykeli içinde, kaideden tepeye kadar 168 basamaklı merdiven bulunmakta. 

Hani bizim Kayseri deki  okulumuzun  merdivenleri de 147 basamaklı olduğundan, bu yüksekliğin ne demek olduğunu çok iyi anlarız. 

Hukuk ve yasalar bir ülkenin vaz geçilmez tek ögesidir. Bir ülkede yaşayan insanların, sade vatandaşından tutunda, ülke Cumhuruna kadar herkesin uyması gereken tek bir kural vardır , o da HUKUKUN önünde her birey eşittir ve kişiye veya kurumlara göre hukuk uygulanmaz.  

Dikkat ediyor musunuz, ÖZGÜRLÜK bir kadın figürü ile temsil etmekte.  Ancak biz kadınlarımızı ‘özgürlük’anlamında ‘özgürce’ yaşamalarını temin etmekten aciz olduğumuzu üzülerek ifade etmek isterim. Sadece 2025 yılı 10 ay içinde ülkemizde  cinayete kurban giden 390 kadınımız, ve  286 da kayıp kadınımız bulunmakta . Bu bir utanç tablosu olduğuna inanmaktayım. 

Kimse ekranlara çıkıp ‘ Burası bir Yargı Ülkesidir ‘ diye abes bir cümle kurmasın , uluslararası  anlatımda Yargı  Devleti diye bir tanım bulunmamakta, ne anlama geldiğini de merak etmekteyim. Yasaların uygulanması icraatla olur. ‘Keyfi İdareyi’ hangi kelime ile tarif edersiniz bilmiyorum,  Hele ‘BURASI YARGI ÜLKESİDİR cümlesinin ne anlama geldiğini ben bile anlamadım , hani bilen varsa anlatsın, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

 

Metin Atamer 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages