Değerli
din kardeşlerim. Vakit geçiyor, emaneti teslim edeceğimiz o an, belki
de çok yakın. Gelin hurafeden, batıldan uzak Allah'ın korumasındaki en
garantili kaynak elimizde Kur’an'ı anlamaya çalışalım ki, kurtuluşa
erebilelim. Unutmayalım Allah bizleri, Kur'an'dan hesaba çekeceğini,
ondan sorumlu olduğumuzu bildiriyor. Sizce bu durumda işimiz kolay değil
mi? Allah'ın bizzat koruduğunu söylediği kitap elimizde. Aslında
işimiz çok kolay, ama inanın bizlerin aklımızı kullanmadığımızdan,
nefsimiz devreye girdiği için İŞİMİZİ ÇOK AMA ÇOK ZORLAŞTIRIDIĞIMIZ GİBİ, GARANTİ YOLDAN GİDECEĞİMİZE, KENDİMİZE İNANIN ŞÜPHELİ VE TEHLİKELİ YOLLAR SEÇİYORUZ. Allah elçisine bakın ne diyor.
Tur 48: ARTIK RABBİNİN HÜKMÜNE SABRET, ÇÜNKÜ GERÇEKTEN SEN, GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDESİN. VE HER KALKIŞINDA RABBİNİ HAMD İLE TESBİH ET.
Ahzab 2: RABBİNDEN SANA VAHYEDİLENE UY! ALLAH, YAPMAKTA OLDUKLARINIZDAN EN İYİ BİÇİMDE HABERDARDIR.
Bu
iki ayette Allah, sana sorulan sorular konusunda acele etme sabret
diyor Resulüne. Ahzab 2. ayetinde ise çok önemli bir uyarıda bulunuyor. Rabbinden sana gönderilene yani vahyedilene uy diyerek, elçisinin görev tanımını açıkça yapıyor. Bu
konuda da Kur’an'da birçok örnekler vardır. Zıhar konusunu düşünün
lütfen. Bir kadının Allah'ın Elçisine gelip, eşinden dolayı
şikayetine karşı Allah'ın Resulü, o devrin geleneği olan boşanma nedeni
ZIHAR konusunda, Allah'ın Resulü bir çözüm getiremiyordu ama Allah, sizi
işittim diyerek, bu konudaki ayetini hemen indiriyor ve konuya çözüm
getiriyor. Aşağıdaki ayet de, yukarıdaki ayetlerin onayı değil mi sizce.
"DE
Kİ: 'NE KADAR KALDIKLARINI ALLAH DAHA İYİ BİLİR. GÖKLERİN VE YERİN
GAYBI O'NUNDUR. O, NE GÜZEL GÖRMEKTE VE NE GÜZEL İŞİTMEKTEDİR. O'NUN
DIŞINDA ONLARIN BİR VELİSİ YOKTUR. KENDİ HÜKMÜNDE HİÇ KİMSEYİ ORTAK KILMAZ." (Kefh 26)
Dikkat ederseniz, Allah kendi hükmüne kimseyi ortak etmez diyor.
Çünkü dinin sahi Allah ve din konusunda hükümler verecekte, yalnız
benim diye açıklık getiriyor. Tüm bu ayetlerden sonra, Allah'ın
vermediği hükümleri de elçisi vermiştir, onun hüküm verme yetkisi vardır
nasıl diyebiliyoruz? Bunu söylersek bu ve buna benzer yüzlerce ayete
iman etmemiş oluruz, lütfen bunu unutmayalım. Bakın bizlerin nereye iman
etmemiz gerektiğini söylüyor Kur’an.
“YİNE ONLAR, SANA İNDİRİLENE VE SENDEN ÖNCE İNDİRİLENE İMAN EDERLER; AHİ RET GÜNÜNE DE KESİNKES İNANIRLAR.” (Bakara 4 )
“İŞTE ONLAR, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER VE KURTULUŞA ERENLER DE ANCAK ONLARDIR.” (Bakara 5 )
Allah gerçek iman edenler, sana indirilene yani Kur’an'a iman ederlerdir diyor. Gerçek kurtuluşa erenlerin ise, ALLAH'TAN
GELEN BİR HİYAT ÜZERİNDE OLANLARDIR DİYOR DEDİKTEN SONRA, BİZLERİN HİÇ
DİKKATE BİLE ALMADIĞIMIZ, BİR UYARIDA BULUNUYOR. KURTULUŞA ERECEK
OLANLARDA, YALNIZ ALLAH KATINDAN GELEN KUR'AN'A TABİ OLANLAR OLACAKTIR
DİYEDE BELİTİYOR. NE DERSİNİZ BİZ MÜSLÜMALARIN GENEL ÇOĞUNLUĞU, SİZCE
KURTULUŞA ERENLERİN SAFINDA MI OLACAK? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Bu
durumda bizlerin sarılması gereken, yalnız Kur’an olduğu apaçık
anlaşılmıyor mu? Allah bizlerin dostu, yol göstericisi, şefaatçisi bakın
kim olduğunu apaçık belirtiyor.
"ALLAH'TIR Kİ GÖKLERİ, YERİ VE İKİSİ ARASINDAKİLERİ ALTI GÜNDE YARATMIŞ, SONRA ARŞ ÜZERİNDE EGEMENLİK KURMUŞTUR. O'NUN DIŞINDAKİLERDEN SİZE NE BİR DOST VARDIR NE DE BİR ŞEFAATÇİ. HÂLÂ DÜŞÜNÜP İBRET ALMAYACAK MISINIZ?" (Secde 4)
Yine
Allah bilerek, hakkı batılla karıştırmayın diye bizleri uyarıyordu
hatırlayanız. Hatta Kur’an'ı kendi koruması altına aldığını da
söylüyordu. "Bakara 42: BİLEREK HAKKI BATIL İLE KARIŞTIRMAYIN, HAKKI GİZLEMEYİN."
Batıl emin olmadığımız, Kur’an'ın onay vermediği bilgilerdir. Batılı,
hurafeyi atalarının inancını yaşayabilmek için, bizlere bugün yüzlerce
yıl öncesinden intikal eden, birbiriyle çelişen rivayetlerinde, Allah
koruması altında olduğunu söylemiyorlar mı? Bakın aşağıdaki ayette
Allah, bizlerin takip etmesi gereken yolu, sizce çok açık anlatmıyor mu?
Muhammet 2: İMAN
EDİP YARARLI İŞLER YAPANLARIN, RABLERİ TARAFINDAN HAK OLARAK MUHAMMED'E
İNDİRİLENE İNANANLARIN GÜNAHLARINI ALLAH ÖRTMÜŞ VE HALLERİNİ
DÜZELTMİŞTİR.3. BUNUN
SEBEBİ, İNKÂR EDENLERİN BATILA UYMALARI, İNANANLARIN DA RABLERİNDEN
GELEN HAKKA UYMUŞ OLMALARIDIR. İŞTE BÖYLECE ALLAH, İNSANLARA
KENDİLERİNDEN MİSALLERİNİ ANLATIR.
Sanırım
bu ayetten sonra, konu çok daha açık anlaşılmıştır. Hala anlamayana
daha doğrusu anlamak istemeyene, hiç kimse anlatamaz. Peki, bizler bu
kadar açık ayetler karşısında neler söylüyoruz? Kur’an tek başına yeterli değildir. Kur’an'da her bilgi detaylı yazmaz, herkes Kur’an'ı anlayamaz. AMAN ALLAHIM BU NE CÜRET, BU NE SAYGISIZLIK, HALA FARKINDA DEĞİL MİYİZ YAPTIĞIMIZ YANLIŞIN ŞİRKİN? Allah
elçisine deki onlara diyerek, bakın ne söylüyor. Beşerin sözlerini
doğrulamak adına, ne yazık ki bu ve buna benzer ayetleri görmezden
gelebiliyoruz.
"DE
Kİ: "BEN, RESULLER İÇİNDEN BİR TÜREDİ DEĞİLİM! BANA VE SİZE NE
YAPILACAĞINI DA BİLMİYORUM. BANA VAHYE DİLENDEN BAŞKASINA DA UYMAM! VE
BEN, AÇIKÇA UYARAN BİR ELÇİDEN BAŞKASI DA DEĞİLİM." (Ahkaf 9)
Ne
dersiniz, bu ayetten de dersimizi almadık mı hala? Allah'ın elçisi bana
vah yedilenden başkasına uymam ben diyor, bizler ise Allah'ın Resulünü,
Kur’an dışından Allah'ın hüküm ortağı yapıyoruz. Daha da dikkat çekici
olan, Allah'ın Resulü yetki ve sorumluluğunu açıkça söylüyor. "VE BEN, AÇIKÇA UYARAN BİR ELÇİDEN BAŞKASI DA DEĞİLİM." Ama
bizler bunca açık ayetleri gördüğümüz halde, batılı aklayıp hakkın
yerini alması adına, Allah'ın vermediği hükümleri, Resulünün verme
yetkisi vardır diye inanabiliyoruz. Öyle olunca da dinde öyle bir açık
kapı bırakıyoruz ki, o kapıdan ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN BATIL
İNANCI, ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYA SALLAYA RAHATLIKLA GİRİYOR
İNANCIMIZA. SEN NEYİN NESİSİN DİYEN BİLE YOK. Öyle
yanlışlar yapıyoruz ki, hesabın görüleceği o çetin gün, yaşanacak o acı
gerçeklerden Rabbimiz bugünden bizleri uyarıyor ve bakın nasıl örnekler
veriyor. “EYVAH! KEŞKE FALANCAYI DOST EDİNMESEYDİN.” (Furkan 28) “BANA GELDİKTEN SONRA KUR'AN, VALLAHİ O BENİ SAPTIRDI." ÖYLE YA ŞEYTAN İNSANI YAPAYALNIZ, YARDIMSIZ BIRAKIR.” ( Furkan 29) Dilerim
Allah'tan o çetin hesap günü geldiğinde, pişmanlık yaşamayan, rivayet
ve sanı bilgilere değil Kur’an'ın ipine sarılan, Allah'ın halis
kullarından oluruz.
“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ? (Enbiya 10)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK