Saygın Türker ERTÜRK Açıklıyor:
“…Atilla Kart' ın Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlığı açıklaması hem CHP'ye, hem Cumhuriyetin kurucu ideolojisine ihanetin tezahürüdür….”
Sayın Atilla Kart,
Siz Batı Merkezli Tarih’in esirisiniz. Bu tarih, Türklerin Anadolu’ya M.S. 1071’de geldiğini tekrar tekrar yazar. Maalesef büyük Hititolog Ordinaryüs Profesör Ekrem Akurgal da bu tarihi, hissî nedenlerle, kabul eder. Bunun sonucu, Akurgal ekolü ki onlar şimdiki akademisyenlerimizdir, onlar da 1071’e takılıp kalırlar; bu da Emperyalistlerin Türkleri Anadolu’dan kovmak ya da onları zayıflatmak için, Batı Merkezli Tarihi ele alıp, daima 1071 tarihini ileri sürmelerine imkân sağlar. Siz de Sayın Kart, Emperyalistlerin – vatan sevginizden asla şüphelenmiyorum-paralelinde, farkında olmadan yer alırsanız, Anadolu’nun parçalanmasına âlet olursunuz.
İnternette 1990 yılından beri en aşağı 10 kere yazdım:
· Türkler, Ön-Atalarımız, Anadolu’ya M.Ö. (onüçbinlerde) girmişlerdir (Prof. Afif ERZEN, Doğu Anadolu ve Urartular, 1984 TTK)
· Ön-Atalarımız yazı sahibi dirler, kaya üstlerine yazı öğelerini içeren resimler yapmışlar, damgalar ve yazılar yazmışlardır
· Kâzım Mirşan bunları Ön-Türkçe olarak okumuştur, tarihleri M.Ö. 13bin, yazı içeren resimler
· M.Ö. 10binlerden, bin yılına inen kayaüstü ve mağara içi yazıtlar…
Bugün, Göbekli Tepe’de Kâzım Mirşan’ın okuduğu Ön-Türkçe yazıt ve
· Saymalı Taş’ta bulduğumuz, Göbekli Tepe’nin kayaüstü resmi olarak ortaya çıkan plânı ile
· Prof. Erzen’in Arkeoloji yoluyla tespit ettiği Doğu Anadolu’dan M.Ö. 13bin tarihi ve bu tarihte Ön- Atalarımızın Anadolu’ya girişi
· İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Prof. Alpay Pasinli’nin , İstanbul Fikirtepe’de bulduğu, üzeri OQ ve OZ damgaları olan toprak kaplar Ön-Ataların Balkanlar üzerinden M.Ö. altıncı binde İstanbul yöresine yerleştiklerinin delilidirler
Bu yazılı belgeler sonucu:
· ANADOLU’NUN DİP KÜLTÜRÜ ÖN-ATALARIMIZA AİTTİR. Bu kültür
· YAZI VE YAZININ İÇERDİĞİ ORTA VE ÜST ASYA’NIN KÜLTÜRÜYLE OLUŞMUŞTUR. BU DURUMDA
· ANADOLU’NUN TAPUSU BİZE AİTTİR
· M.Ö.13 binlerden sonra gelenler bu dip kültürü olduğu gibi almışlar, ya da bu kültür üzerine sentezler vermişlerdir. Bu sentezleri analiz ettiğinizde karşınıza Ön-Türkçe çıkar. Örneğin:
· KÜRT kelimesi, Ön-Türkçe ÖKÜ-ERT‘in sıkışmasından oluşmuştur (K. Mirşan)
· Kürtçe’de mevcut olmadığı Kürtler tarafından ifade edilen KÜRT kelimesinin ÖKÜ-ERT halinde anlamı, “Aşiretini yönetme yetkisi”dir; Yâni, ”Etnik bir anlam değildir, Yönetime aittir”
· Alt kimlik, üst kimlik, Türk yurttaşlığı, vb. Emperyalistlerin Anadolu’yu parçalamak için icat ettiği - bu onların, 1774’tenberi hayâlleridir - uydurdukları SAFSATADAN, SAÇMADAN İBARETTİR, HİÇ BİR BİLİMSEL ANLAMI VE DEĞERİ YOKTUR.
Sayın Atillâ KART’a ve değerli Vatandaşlarımıza saygılarla bildiririm.
Halûk Tarcan (CNRS- Paris)
TÜRKİYE'DE TEK KİMLİK TÜRKLÜK'TÜR.
"M. K. Atatürk"
TÜRKLERE '1071' TUZAĞI
Devlet Bahçeli de sık sık 1071 Malazgirt Savaşı’nı yâd ederek o tarihten bu yana Türklerin Anadolu’da olduklarını belirtir.
Tarihi ve ilmi hata burada başladığı gibi birleştirmek isterken
ayrıştırma faaliyetleri de bu noktada odaklaşıyor.
Evvelinde, Malazgirt özellikle bazı odaklar tarafından Türk
çocuklarını yanlış bilgilendirmek için hazırlanmış bir tuzaktır. Malazgirt’ten
daha önce 1041 Dandanakan Savaşı vardır. Eğer Anadolu’nun kapısı açılmışsa -ki
ben bu mantığa karşıyım- Dandanakan Savaşı ile açılmıştır.
Ahirinde, Anadolu’nun 1071’den sonra Türklerin vatanı
olduğunu söylemek tamamıyla ve özellikle Amerikan toplum mühendislerinin
1945’den sonrasında yazılan tarih kitaplarındaki dayatmasından ibarettir. Türk
çocuklarını tarih bilincinden yoksun kılmanın ilk aşamasıdır.
Malazgirt’i temel almak, Aka’ların, Sümerlerin ve Eti’lerin Türk olduklarını
inkâr etme yoluyla Türklerin göçebe kavim olduklarını, dolayısıyla barbar
olduklarını ve medeniyet kurmaktan uzak olduklarını zihinlere kazıyarak bir tür
‘mankurtlaştırma’ taktiklerinden biridir.
Gazi Paşa bu tarihsel hatayı ortadan kaldırıp atmak için yerin altını işlemekle
mükellef kuruluşun adını Etibank, oradan gelecek ürünü işleyebilmek için
gerekli maddiyeti temin ve teşvik için de Sümerbank adını kullanarak tarihsel
bütünlüğü Türk insanına yeniden hatırlatmak istemiştir.
‘1071’ BİR TUZAKTIR.
1071 MESELESİNİN ZAHİRİNDEKİ HUSUS İSE BU TARİHİN TAMAMIYLA TUZAK OLMASIDIR.
Bu konuda biri çok ilmi ve tarihi kaynak mevcuttur.
Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ekrem
Memiş Hoca’nın çok önemli çalışmaları bu tarihi saptırmayı ve yalanı ortaya
çıkartan ilmi çalışmalardan sadece biri, ama en önemlilerinden biridir.
Ekrem Memiş hoca konuyla ilgili açıklamalarını birlikte okuyalım:
”Anadolu Türklerin ikinci yurdu değildir. Anadolu Türklerin
anayurdudur. Anadolu’da bundan 8 bin yıl önce de Türk devletinin var olduğu
belgelerle kendini göstermektedir” demiştir.
Memiş Hoca MÖ. 2 bin 200’lere ait bir olayı anlatarak Akat Kralı
Mezopotamya’dan gelmiş Fırat Nehri’ni geçerek Anadolu’ya gelmiş. Anadolu’da o
zaman küçük küçük şehri devletleri var. Bu küçük şehir devletlerinden 17’si
Hatti Kralı Pampa’nın önderliğinde bir araya gelmişler ve Akat Kralına karşı
vatanlarını korumak için mücadele etmişler. Bu 17 kraldan biri de çivi yazılı
metnin 15. Satırında geçen Türkî Kralı İlşu-Nail’di.
(Anadolu’da bu gün dahi rastladığımız ‘Pampa’ veya ‘Pampal’
soyadlarının olması sizce bir tesadüf müdür?)
Burada geçen ‘Türkî’ kelimesinin Türk olduğuna şüphe yok. 2 bin
yıl da buradan koyduğumuz zaman 4 bin 250 yıl önce Anadolu’da Türk kavmi olduğu
gerçeği karşımıza çıkıyor.
Memiş Hoca açıklamalarını şöyle sürdürüyor: “ Bu Türk Krallığının da Hurri
isimli bir kavimden gelmektedir. Bu kavim MÖ 3 binli yıllarda Anadolu’da
yaşamıştır. İlmi verilerin ışığında çok daha gerilere gidildiğinde kavmin
soyunun 6 binlere dayanmaktadır. 2 bin
sene de Milattan sonraki dönem eklendiği zaman karşımıza 8 bin yıllık dev bir
tarih çıkmaktadır.”
Toplamda ise, 13 bin senelik bir TÜRK tarih sayfası vardır.
Memiş Hoca açıklamalarında işin arkeolojik boyutlarına da
değinerek,” o günlerden bu güne gelen 3 kültür var. İlki; neolitik köy kültürü.
Onu takip eden 5 binlerde kalkolitik kültür var. Köylerin yerini şehirlere terk
ettiği dönem 3. dönem. Bu dönem ise eski Tunç Çağı. Bu üç kültür arasında
hiçbir kopukluk yok. Bu kopukluğun oluşmaması ise kavmin değişmediğine işaret
etmektedir” diyor.
Türk adını ilk taşıyanlar Hunlar mı, Türkîler mi?
Bildiğimiz ya da bilmemizi istenilen tarihteki bilgilerimizin yanlışlığının da altını çizen Prof. Dr Ekrem Memiş. Hurilerin Anadolu’nun Doğu bölgelerinde yaşayan en eski sahiplerinden biri olduğunu ve Anadolu’nun Türk’ün ikinci vatanı olmadığı, hatta anavatanı olduğunu belirterek Göktürk Devleti’nin de ilk Türk adını taşıyan devlet olduğu tezine de karşı çıkmakta.
Memiş Hoca Hurrilerin devamı olan ve MÖ binlerde yaşayan Türkî Krallığının Türk
adını taşıyan ilk devlet olduğunun da altını önemle çiziyor.
Memiş Hoca bununla da yetinmeyerek Evet hunlar Orta Asya’da bir Türk devleti
kurmuşlardır ama bu devlet ilk Türk devleti değildir. Biz buralara sonradan
gelmedik. Hep vardık. Ders müfredatında bunlar mutlaka işlenilmelidir.” Diye
feryat ediyor.
Hadi son fasılda birkaç örnek daha vereyim.
Tanrı ömrünü uzun eylesin de Türk’e hizmetinden eksik eylemesin.
Muazzez İlmiye Çığ hanımefendinin bir sözünü aktarmak istiyorum. “Yahu
biz Türkler Anadolu’nun bizim olduğunu anlatabilmek için daha kaç sefer
fethetmek zorunda kalacağız”?!
.. Dahası….. Amerika’da yapılan Sümer araştırmalarında Sümerlerin
müzik aletinin bilgi ve bulguları tespit edilmiştir. Sümer kayıtları bu
tınıları elde edebilmek için bir çalgının olduğunu belirterek çalgının tarifini
de yapmışlardır.
Ayrıntıları bir kalem geçelim. Kısacası bu çalgının adı nedir, biliyor musunuz?
“BAĞ”
Yani; şu bizim bildiğimiz, meftunu olduğumuz Milli Sazımız “ Bağlama’nın atasıdır yahu..
Ne dersiniz, bağlamaya da 1071’den sonra mı kavuştuk?
… ve sözün sonu
Özellikle adında ‘Milliyetçi’ ibaresi olan bir siyasi partinin başta genel başkanı olmak üzere bütün mensupları şu 1071 meselesini bir kez gözden geçirmek zorundadırlar.
Tarihi ve ilmi gerçekler Türk ve Kürt meselesinin daha iyi anlaşılmasına
yardımcı olacaktır.
Ayrıca çok önemli bir husus daha vardır ki ‘ayrışma’nın asıl
kodları bu nokta kilitlenmiştir.
“Biz sizinle 1071’den beri kardeşiz” demek, aslında ‘siz ayrı bir milletsiniz
ama biz sonradan, 1071’den beri kardeş olduk” demektir. Birleştirelim
derken ayrışmaya hizmet etmek tam olarak bu cümlede şifrelenerek
yönlendirme demektir.
Ezcümle bütün ‘Milliyetçiler’ Amerikan
dayatmasında basılan 1945 sonrası ders kitaplarına ve zihniyetli
sözde ilim adamlarının kaleme aldığı safsatalara kapılarak değil. Tarafsız, yansız sadece ilmi ve bilgisi olan ilim adamlarından
faydalanabilirler.
İsimlerini bilmiyorlarsa listesini verebilirim.
Prof. Dr. Ekrem Memiş Hoca’nın adını zaten verdim.
Memiş Hoca’nın feryadına kulak tıkamasınlar yeter!
***********************************************************************************
HAKKÂRİ’DE 4 BİN YILLIK TÜRK MEZARI
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Veli Sevin de Anadolu kapılarının Malazgirt’le açılmadığını Türklerin binlerce yıl önce Anadolu’da var olduklarını iddia etti Türklerin Anadolu’ya 1071 Malazgirt Zaferi’yle girmediği tezini öne süren Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ekrem Memiş‘ten sonra, Türk Tarih Kurumu adına Anadolu’da kazı çalışmaları yürüten Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Veli Sevin’den de önemli açıklamalar geldi. Sevin, Hakkâri Bölgesi’nde milattan önce 2 binli yıllara uzanan Türk mezar taşları bulduklarını belirtti.
Anadolu’da binlerce yıl öncesinde Türklerin yaşadığı tezi destek buldu. Prof. Dr. Ekrem Memiş’in yıllarını vererek araştırdığı, milattan önce 2 binli yıllarda bir Türk krallığının bulunduğu ve bu krallığın soylarının Hurilere dayandığı gerçeği, arkeolojik kazılar yapan Prof. Dr. Veli Sevin tarafından da savunuldu. Sevin, Yakındoğu, Ön Asya, İran, Azerbaycan, Hatay ve Hakkari bölgelerinde Türklerin binlerce yıldır yaşadığına ilişkin bulguları olduğunu aktardı.
Hakkâri bölgesinde milattan önce 2 binli yıllara ait Türk mezar taşları bulduk. Bu da Türklerin Anadolu’ya Malazgirt’le girdiği tezini çürütüyor. Hatta ben Orta Asya’dan geldiğimize de inanmıyorum. Olsa olsa Anadolu’dan oralara bir gidiş olabilir. Çok uzaklardan gelmedik. Zaten buradaydık?
Kaynak: www.ttk.gov.tr
http://www.yenidenergenekon.com/711-hakkaride-4-bin-yillik-turk-mezari/
************************************************************************
********************************************************
BU YAZIYI SİZLERE İLETEN YAZARIN DİKKATİNİZE VE TAKDİRİNİZE SUNMAK İSTEDİĞİ ÖNEMLİ NOT:
1) 1953 senesinde, İsmet İnönü Başkanlığında bir heyet toplanır. Bu heyette 2 Türk ve 2 Amerikalı bulunmaktadır.
2) 2 Türk Delegenin oyları kişi başı birer olduğundan toplam 2 iken, Amerikalı heyetin Başında ABD Ankara Büyükelçisi vardır ve bildiğiniz gibi Büyükelçilerin bu gibi durumlarda oy hakkı 2 olarak verilmiştir. Toplam da 3 oy hakkı olan Amerikalılar her zaman masaya 1 adım önde oturmuşlardır.
Bu heyete İ.İnönü ne görev vermiştir:
İNANMAYABİLİRSİNİZ ANCAK TARİH ÇOK UZAK DEĞİL ARAŞTIRIP GERÇEKLERİ BULABİLİRSİNİZ;
Bu heyet, Türklere evet yanlış okumadınız Amerikalı bu heyet Türklere, Türk Tarihini okuyabilecekleri bir “Tarih Dersi Kitabı” hazırlayacaklardı ve öyle de oldu.
1953 sonrası, Aziz Ülkemizde okutulan Tarih kitaplarında Amerikalıların Hollywood senaryolarını aratmayacak düzmece, yalan ve kandırmaca konularla dolu “Hikâyeler” bulacaksınız. Böylece İ.İnönü “Büyük Şef” rolünü iyi oynayarak Türklerin kendi tarihlerini unutmasını, bilmemesini böylece kişisel çıkarlarını ABD koruması altına almayı hedeflemiş gibi görünmekteydi.
Bu bağlamda, Türklerin Anadolu topraklarındaki 8.000 yıldan fazla olan mevcudiyetleri bir kalemde silinmiş ve el çabukluğu marifeti ile hemen 1000 seneye indirilmiş oldu. Türklerin Anadolu topraklarındaki medeniyet ışığını yakmalarını ve Avrupa’ya çaldırdıkları onlarca tıbbi, ilmi ve edebi eserlerinin esas sahiplerinin TÜRKLER olduğu gerçekleri unutturulmuş oldu.
Tabii bu Brutüsçülük oyunları, tek başına kalmamalıydı ve öyle de oldu. 1968 kuşağı çok iyi hatırlayacaktır, A.Türkeş, sessiz sedasız ABD’ye gitmiş oradan aldığı icazet ve görev aşkı ile Guatemala’ya gidip orada 1 sene kalıp “GÖREVLİ” olarak Türkiye’ye dönmüştü.
Bu arada söylentilere göre 10 milyon dolar Rusya üzerinden Türkiye’ye aktarılmıştı. Daha sonra bu paranın 4 milyon doları İsviçre Bankalarındaki kasalarından çıkacaktı. Bu 4 milyon ve geri kalan anapara 6 milyon doların ne olduğu hiçbir hükümet tarafından bu güne değin açıklanmadı.
Gelelim, paraların nasıl harcandığına: Bildiğiniz gibi Türkeş 1968 senesinde Adana’da bir kurultay toplamış ve o zamanki adı ile motosikletliler grubu kurmuştu. İkişer kişiden oluşan bu gruplar Adana sokaklarında bir hayli gürültü kopardıktan sonra ellerinde sopalarla Türk gençliğinin bel kemiği olan Bozkurtları/ Ülkücüleri kovalamış ve kurultaya almamışlardı. Kurultay ABD güdümündeki Türkeş’in istediği gibi devam etmiş ve sonuç olarak artık >Kurt başlı yerine İslamiyeti ve Osmanlıyı temsilen 3 Hilal Bayrak getirilmişti. Hatta daha da ileri giden Türkeş, bozkurt bayraklarını ve sembollerini yakıp yırtmış ve parçalamış, bundan sonra ilk önce İslam sonra olursa Türklük gelecek demiştir.
Bu düşüncesini taçlandıran o meşhur, kurt başı işareti ile yeni İslam düşüncelerinin tohumunu atmıştı.
Şimdi gelelim en can alıcı noktaya. Nedir bu kurt başı işareti?!. Değerli okuyucularımıza ufak bir anahtar vermek istiyorum. Google arama motoruna girip, tüm Batı ve Emperyalist ülke başkanlarının yaptığı o meşhur el işaretine bakınız. Hepsi aynı kurt başı işareti yapmaktadır.
Hayır, onlar, Türklere özenmemiş aksine yaptıkları bu işaret ile en büyük mason locasının işareti olan “Bilderberg” kurt başı işaretini yaparak birbirlerini selamlamaktadırlar. Yani diyorlar ki ben de bir Bilderberg üyesiyim.
MHP’NİN KULLANDIĞI KURT İŞARETİNİ ASLINDA KİMLER KULLANIYORMUŞ?
SONUNA KADAR İZLEYİN VE PAYLAŞIN!
Reptilianos entre nosotros
http://www.youtube.com/watch?v=zPuF7-kqRDg
Biraz uzun oldu ama ülkemizin başındakileri iyi tanıyıp onların hangi işaretlerle kimlere mesaj gönderdiklerini bilip anlayamaz isek, bugünlerimizi daha çok ararız.
Büyük bir ihtimaldir ki bu günlerimizi aramamıza da izin vermeyeceklerdir!
UYUMAYA DEVAM EDERSENİZ UYANDIĞINIZDA ELİNİZDE HAÇ DÜŞMANLARINIZIN ELLERİNDE SİZİN TOPRAKLARINIZ OLACAKTIR!
*******************************************************
CAMİLER Mİ NE OLACAK?
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
NE DEMİŞTİ?
TÜRKİYE’DE 100 BİNDEN FAZLA CAMİ VAR VE İNSANLAR CAMİLERİ YAPIYOR AMA CAMİLER BİR TÜRLÜ “İNSAN” YAPAMIYOR, SİZCE DE BİR TUHAFLIK YOK MU?
********************************************************
BENİM SÖZÜM: KANITLANMIŞ SEBEPLER KAÇINILMAZ SONUÇLAR DOĞURUR - ANC
****************************************************
--
Sayın "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubu üyesi.
grubumuzla ilgili şikayetleriniz ve tavsiyeleriniz grup yönetimine " erzinca...@gmail.com " adresimize bildirin,
Grubumuzda yayınlanan iletilerin yasalar karşısında tüm sorumluluğu yazarına ve iletinin üzerinde değişiklik yapıp yayınlayan üyeye ait olacaktır, İletilerin mutlaka konu başlıklarını yazınız. İletilerinizde Başka bir grubun tanıtımı, url adresleri yada benzeri ibareler bulunması halinde o iletiler yayınlanmayacaktır.. önemle duyurulur. saygılarımızla
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba yayın göndermek için, Turkiye-i...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele adresinde ziyaret edebilirsiniz.