Fw: SAHKOMUTANLIK MEYDAN SAVASI!!

1 view
Skip to first unread message

A.Baybars GOGEZ

unread,
Feb 28, 2015, 6:00:09 AM2/28/15
to IIDE GURUP


On Saturday, February 28, 2015 2:02 AM, A.Baybars Gogez <abg...@gmail.com> wrote:


ŞAH KOMUTANLIK!! MEYDAN SAVAŞININ “STRATEJİK DERİNLİĞİ!!”
İktidar seçimlere az bir zaman kala Ülke toprağını terk olarak yorumlanacak, kendi seçmenlerinin bir bölümünü küstürmeyi göze alarak bile bile bu riske niye girdi? Neden bu kadar tepkiyi göze aldı?
ŞAH – FIRAT OPERASYONU, NEDEN ŞAH – MAT OLDU?
 
İfade edilen neden, Türkiye'yi Ortadoğudaki karışıklıktan uzak tutmak ve oradaki askerleri korumak idi. Bu gerekçeler çok zayıftır, kolayca çürütülebilir gerekçelerdir ve sıradan vatandaş sadece askerleri korumaktan anlar, diğerini anlamaz. Dolayısı ile asıl önemli nedenleri iç politika ve ülkemizin stratejik konumuyla ilgili düşünmek lazım.
İÇ POLİTİKA AÇISINDAN BAKILDIĞINDA;
 
1. AKP ve hükümet içinde son zamanlarda Cumhurbaşkanının uygulamalarına karşı hoşnutsuzluk yaratanları böyle çok büyük bir suçlamaya muhatap ederek, "gemi batarsa hepimiz batarız, hizaya gelin" mesajı vermek. Safları kenetlemek.
 
2. TSK komuta kademesini de ileride "anayasaya ve yasalara aykırı bir talimatı neden yerine getirdiniz" suçlaması ile yargı önüne çıkma korkusu içine sokmak, onları kamuoyu önünde yüksek perdeden överek ve yapılan sert eleştirilere karşı cansiperane savunarak sempatilerini ve "aynı gemideyiz" duygusunu taşımalarını sağlamak. Bu manevrayla TSK' nın bildiğimiz Atatürk'çü kültürünü değiştirerek,ileride muhtemel zor günlerde koz elde etmek.
 
3. Kürtlerle arayı ısıtmak, "çözüm süreci"nin aksamakta olan yönleri için enerji toplamak, kürtlerin seçimlerden önce veremiyecekleri tavizleri istemelerini önlemek.(Yeni türbenin yeri)
 
4. İŞİD le muhtemel bir çatışmanın bu örgüte sempati duyan AKP seçmeni üzerinde olumsuz etki yapmasını önlemek.
 
SONUÇ: Bu kadar büyük politik risk içeren bir operasyonu herşeyi göze alarak yapanın beklediği kazanç ta tabii o kadar büyük olmalıdır. Bu kazancı ancak muhalefet birlik halinde önleyebilir. Ancak AKP tarafında beklenti, seçimler öncesinde muhalefetin birleşmeyeceği, hatta ayrışacağı yönünde. 
DIŞ POLİTİKA AÇISINDAN BAKILDIĞINDA;
Şüpheci bir yaklaşımla iç siyasete yönelik yukarıdaki tespitlere katılmamak elde değil. Hepsi de olası senaryolar. Tabii ki gelişmiş demokrasilerde bu tür sapkın düşüncelere yer yoktur.
 
Ben de dış politika açısından ne gibi düşüncelerle bu tür bir operasyonun yapıldığını bir yerlere koymaya çalışıyorum ama hala bulamadım.
 
Konuyla ilgili bir çok yorumcu yazılı ve görsel medyada görüşlerini paylaştı. Kanal B TV de Em. Tug. M.Tevfik BEDÜK paşanın yaptığı tespitler ve yaklaşımlar çok doğru. Aynı zamanda bir STK kuruluşunda görev yapıyor olması, ülkemizin çıkarları için STK kadrolarının üstlenmesi gereken sorumlulukların güzel bir örneğini yansıtması açısından da yön verici nitelikte.
 
Aşağıda açıklamaya çalışacağım nedenlerle bölgesel dış politika pozisyonumuz açısından konuya baktığımızda, aslında çok da uygun avantajlara sahip olduğumuzu ve büyük fırsat teptiğimizi söyleyebilirim.
 
Rusya Kırım'ı işgal ettiğinde orada bulunan soydaşlarımız için sesimizi çıkartmadık. Özellikle batının uyguladığı ambargo sonrasında Rusya ile yakınlaşmamızın ve artan ticari - siyasi işbirliğimizin zarar görmesini istememiş olabilir hükümet.
 
Suriye'nin hamisi durumunda olan Rusya'ya kendi toprağımızı korumak ve bölgede çatışan taraflara düstur çekmek amacıyla, tugay veya üstü seviyesinde birlik konuşlandıracağımızı, kendi topraklarımızdan bölgeye güvenli bir koridor açacağımızı, Suriye'de işlerin düzene girmesi halinde bölgeyi terk edeceğimizi çok rahat anlatabilirdik. (Birleşmiş milletler v.b.uluslararası kuruluşlardan izin alınması, TBMM den karar çıkartılması gibi detaylara da dikkat ederek.) Hatta bölgede jandarmalığa talip olmamız, Rusya'nın ve İran’ın dahi hoşuna gidebilirdi.
 
ABD ve AB ise bölgede bir istikrar istiyorsa bu düşüncemizi zaten kabul ederdi. Biraz mırın-kırın etseler de ısrar edersek kabul edeceklerdi.Böylelikle biz de bir ileri karakol oluşturabilirdik.Bir ara çok konuşulan “kırmızı çizgimiz, tampon bölge ve bilmem kaçıncı paralel” v.b. gibi politikalarımıza ne oldu?
 
Bundan hoşlanmayacak tek taraf kürtler olurdu. Neden burnunuzu sokuyorsunuz diye. Ancak barış süreci nedeniyle onlar da fazla dayatamazdı.
 
Türkmenler ise bundan en çok yararlanacak kesimdi. Şu anda Türkmenler tam anlamıyla ortada bırakılmışlardır. Kurda kuzu teslim edilmiştir.
 
Hatta Suriye'den yapılan kaçakçılığın da ciddi şekilde önüne geçilmiş olurdu.
 
EN ÖNEMLİSİ DE;
Ülkemizin dünya devletleri arasında saygınlığı artardı.Ne yapabilirlerdi ki? En fazla ambargo tehdidi, bir kaç uluslararası toplantıda konuşmalar, bağırış-çağırış.
 
Bölgede güçlü bir Türkiye her zaman güven ve istikrar demektir. Gücünüzü göstermek istiyorsanız, dişinizi göstereceksiniz.
 
Tüm bunlara rağmen askeri stratejide "Geri çekilme" benzeri bir harekat tercih edilmiştir.
Bize öğretilen (Sanırım Necdet ÖZEL zamanında da aynı talimnameler vardı..!!) geri çekilme bir komutan tarafından, daha sonra yapılacak bir karşı taarruz hazırlıkları için tercih edilir. Aksi halde bu bir geri çekilme harekatı olmaz, RİCAD - Muharebe alanını düşmana terk etmek için kaçmak olur. Nitekim göründüğü kadarıyla da öyle olmuştur.
 
SONUÇ;
Operasyon tam bir fiyaskodur. Aramızdan Harp Akademisinde eğitim almış kişiler de dahil aksi yorumlarla hükümete şirin gözükme ve kılıf arama çabası içinde olanlar için üzülüyorum.
 
Durum muhakemesi yapma yeteneği ve görevi olanlar, biraz strateji bilgisine ve vatan sevdasına sahip olsalardı, "Kendi harekat tarzlarımız" içinde 15 nci sıraya bile yazılamayacak böyle bir seçeneği, ilk sıraya koyup uygulayamazlardı.
 
Ayrıca uluslararası anlaşmalarla sahip olduğumuz bir toprağı terk edip, sahibi olmadığımız ve hiç bir uluslararası anlaşmada yazılı olmayan bir başka toprağı işgal etmek ancak akıl fukarası insanların tercih edeceği bir yöntemdir.
 
Kimsenin ülkemizi böyle bir utanca ve zavallılığa düşürmeye hakkı yoktur.
Bu kadrolarla ülkemizin yönetildiğini görmek beni çıldırtıyor.
Sorumlular "Vatan hainliği" mertebesine kendi rızalarıyla ulaşmıştır. Bunun zaman aşımı olamaz.
 
Sevgi ve saygılarımla,
A.Baybars GÖĞEZ


Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages