(1944 yılında Anayurd´a sığınıp bilahare
Ruslara teslim edilen ve Ruslar tarafından hudutta makineli tüfekle
biçilip öldürülen 187 Azerî kardeşimin aziz ruhuna.) Türk
denince özü, sözü mert olur,
Dost deyince ayrılmaz bir fert olur,
Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam,
Şimden geru bu bana bir
dert olur.
Ben ne diyem bu vefasız dağlara,
Öz kardaşı dönek
olan ağlara!
Elmas Yıldırım´ın bu kırgınlık ve serzeniş
dolu şiirini her okuduğumda ürperirim.
Sınır boyunda Ruslara
teslim edilen Azeri Türklerinden biri olurum o an. Yanımda eşim ve
çocuklarımla biraz sonra öldürüleceğimi bilerek Rus sınırına
ilerlerim. Çocuklarım korkuyla ellerimi tutar, ağlaşırlar… Ben onlara
ne söyleyeceğimi bilemem…Kaç bin yıllık Türk tarihini aklıma getirmeye
çalışırım…
Onun hangi sayfalarında böyle onursuzluğun,
dönekliğin yazıldığını hatırlamaya çalışırım…
Bulamam…Türk tarihinin her satırının şeref ve şanla
dolu olduğunu bilirim… Peki ya bu akla sığmaz zulüm ? !
Makineli tüfek takırtıları düşüncelerimi yarım bırakır..
Gözlerim sınırın diğer tarafında ağlaşan Mehmetçiklere takılır bir an…
Sonrası boşluk.. hiçlik…
Günlerdir Türkiye ve Azerbaycan
kamuoyunda bir şok dalgası yayılıyor.. Türkiye Ermenistan´la sınırlar
kapılarını açacakmış…Yıllar önce tamamlanan ve Iğdır´la-İran´ı
birbirine bağlayan Boralan sınır kapısı açılmazken, üstelik bu sınırın
her iki tarafında da Azeri Türkleri yaşadığı halde yaprak bile
kıpırdamıyor da Ermeni kapısı açılmak isteniyor..
Neden?
Tepkiler gün geçtikçe yükseliyor her iki
ülkenin kamuoyunda da ama
Türkiye gazeteleri alayla
karşılıyorlar bu tepkileri …"Hadise Eurovision´a
12 puan eksik başlayacak…Men sana küsmüşem… Azerbaycan´da Türk
şarkıcılara ambargo…Aramıza kara kedi girmesin heyeti…"
Obama´nın okşadığı kediyi neredeyse ermiş seviyesine çıkartan
necip Türkiye basını Azerbaycan´ın duygularını böyle ciddiyetsizce,
alayla yansıtmak istiyorlar Türk halkına… İlişkilerin kırılmasını
istiyorlar sanki, bozulmasını… Senelerce bunun için uğraşmadılar mı?
Peki neden?
Ucunun nereye bağlı
olduğu anlaşılmayan bir cinayet sonucu katledilen ,Türkiye´den çok
Ermenistan sevdalısı ,
"Türklerden boşalacak zehirli kanın yerini
Ermenilerin temiz kanı dolduracak" diyebilen bir Ermeni gazeteci
için her kes Ermeni oldu…
Ama Hocalı´da o temiz
kanlı(!) Ermeniler tarafından vahşice katledilen 615 insan için hiç
kimse Azeri olmadı…
1 yaşındaki şehit Aygün
Hesenova´nın, 2 yaşındaki şehit Samir Quluyev´in hatırları da yetmedi
birilerinin Azeri olmasına…
Oysa soy birliği dolayısıyla
dünyadaki her Türk´ün 1 dakikalığına bile olsa Azeri olması
gerekiyordu.. Ama birileri Ermeni olmayı tercih ettiler…
Neden?
Türk; o Altayların dünkü
eri mi?
Yolunda can koydum, verdim serimi,
Düştüğü
ağlardan kurtulsun diye,
Serdim ayağına doğma
yerimi…
Kardaş armağanı, dökülen kanlar,
Bana
mükâfat mı giden kurbanlar?
***
Ben diyorum,
Kayıhan´dır soyumuz,
Bir kaynaktan varlığımız,
boyumuz,
Dilim dili, yolum yolu, emel bir,
Bir
bayrakta, yıldız´ımız, ay´ımız.
Azerî, Türk, Türkmen; var mı
ayrılık,
Nerden doğdu bu imansız
gayrılık?
Birlik masallarda mı kaldı
yoksa? Türkiye Başbakanı diyor ki
"Ermeni
sınırı açılır ama…" Ama ne? Ermeniler Türk
topraklarından hak iddia etmekten vaz mı
geçtiler?…
Öldürdükleri yüz binlerce Anadolu Türkü´nden,
Azerbaycan Türkü´nden özür mü dilediler ?
Dili bir, dini bir
kanı bir olan Azerbaycan´ın işgal altındaki topraklarından mı
çekildiler?..
İvnovka yeniden Hocalı mı oldu?
Verdan yeniden Fuzuli mi oldu?
Zeve´de, Erzurum´da,
Iğdır´da, Şuşa´da ve daha nice Türk şehirlerinde Ermeni terörüne
kurban giden şehitler size vekâlet mi verdi?..
Memeleri
kesilmiş kadınlardan, iffeti kirletilmiş genç kızlardan, hayatları
daha başlamadan biten çocuklardan ferman mı geldi?
Ermenilerin
şehit ettiği diplomatlarımız mı görüşmelerinizi yaptılar?
Ne oldu?
Neden açılmak istenir sınır?
Neden? ***
Alnımın yazısı,
karadır kara,
Karadan bir mendil yolladım yara,
Yol
uzun, el uzak, yetişmez eller,
Türklüğün kanayan kalbini
sara.
Felek kıymış beslenen bu dileğe,
Lânet Türk´ü
hançerleyen bileğe.
4 milyonluk Ermeni karşısında 300
milyonluk Türk Dünyası…
2,5 milyonluk Ermenistan karşısında 78
milyonluk Türkiye…
Haklısınız güçler denk değil..
Peki
korkmadan, onurlu bir siyaset yürütebilmek için kaç yüz milyon olmak
gerekiyor?
Yunanistan Makedonya´daki hak iddiasından vazgeçti
mi?
Ya Sırbistan Kosova´dan?
Hayır… Peki hakları var
mı Yunanistan´ın Makedonya´da, Sırbistan´ın Kosova´da…Hayır..
Niye korkmuyorlar o zaman?
Orduları mı bizden
fazla, nüfusları mı?
Yoksa nüfûzları mı?
Yoksa
onurları mı?
Hangisi fazla?
Bu nasıl
siyaset ki milli duygudan yoksun… Bu nasıl siyaset ki her dediğimizin
sonradan tersini söylemek zorunda kalıyoruz… Bu ne biçim siyaset ki
kendi bedenimizi kendimiz parçalıyoruz… Kendi dirliğimizi, kendi
birliğimizi kendimiz bozuyoruz…
Ermenilere ne borcumuz var?
Türkiye´de vizesini birkaç gün geçiren
Kazak, Kırgız, Azeri Türkü sınır dışı edilirken 150 bin Ermeni izin
almadan çalışıyor, para kazanıyor… sebep ne?
Yoksa gerçekten
hepimiz Ermeni miyiz?
***
Bir
suç mu düşmana göğüs gerdiğim?
Günah mı Türklüğe gönül
verdiğim?
Rusların açtığı yaradan derin,
Anayurtta
öz kardaştan gördüğüm.
Seslenseydim, ses çıkardı her
taştan,
Ne beklersin sağırlaşan bir baştan.
Türkiye´de kaç tane Azeri Türkü var biliyor musunuz?
Kaç tane kayıtsız şartsız soydaşlarına destek verecek Anadolu
Türkü var biliyor musunuz? Bunların sabrı mı sınanıyor, sadakati mi ?
Söyler misiniz ?
Kerkük´ü Musul´u, Doğu
Türkistan´ı,Tebriz´i, Batı Trakya´yı, duymuyorsun anladık.. Peki
Iğdır´ı, Kars´ı, Anadolu´yu da mı duymuyorsun?
Sağır mı
oldun Ankara ?
Türk olmak teslim olmak
anlamına mı geliyor artık. Açılmak istenen o kapının Ermeni terörü
neticesinde şehit düşen her Türk´ün mezarını çiğnemek anlamına
geleceğinin farkında değil misiniz ?
***
Kaçtır,
eli kanlı çıktı oyundan,
Ne bilem, kahpelik varmış
soyunda,
Girdiğim öz yurttan döndürülürken,
Kanımın
aktığı sınır boyunda
Açan lâlelerden bir çelenk
örsem,
Türklük dünyasına armağan versem.
***
Elmas Yıldırım´ın bu kırgınlık ve serzeniş dolu
şiirini her okuduğumda ürperirim.
Sınır boyunda Ruslara teslim
edilen Azeri Türklerinden biri olurum o an. Yanımda eşim ve
çocuklarımla biraz sonra öldürüleceğimi bilerek Rus sınırına doğru
ilerlerim. Çocuklarım korkuyla ellerimi tutup, ağlaşırlar… Ben onlara
ne söyleyeceğimi bilemem… Kaç bin yıllık Türk tarihini aklıma
getirmeye çalışırım… Onun hangi sayfalarında böyle onursuzluğun,
dönekliğin yazıldığını hatırlamaya çalışırım… Bulamam
…Türk tarihinin her satırının şeref ve şanla dolu olduğunu
bilirim… Peki ya bu akla sığmaz zulüm ? ! Makineli tüfek takırtıları
düşüncelerimi yarım bırakır.. Gözlerim sınırın diğer tarafında ağlaşan
Mehmetçiklere takılır bir an… Sonrası boşluk.. hiçlik…
Kaynak:
Yrd.Doç.Dr.
İrfan Murat Yıldırım - Bakü Stratejik Araştırmalar
Merkezi--
Alanımızı Ziyaret Etmek İçin;
--------------------------------------------------------------------------------
[(
http://groups.google.com/group/TurkArastirmaTeskilati )]
--------------------------------------------------------------------------------
T.A.T. Türk Araştırma Teşkilatı
T.I.O. Turk Investigate Organizations
T.S.T. Türk Sokak Timi
--------------------------------------------------------------------------------