SEVGİ
Sevgi, dünyada da ahirette de, tüm mertebelerde ve her şeyde mevcuttur
ve bir adı da Allah'tır.(Elehu-Yelehu).
Kâinattaki sevginin doruk noktası insandır. İnsan hem sevendir hem
sevilen.
Herşeyi birbirine bağlayan ve rapteden sevgidir.
İnsanda sevgi de tekâmül eder; suyun yavaş, yavaş ısınıp sonra
kaynaması gibi; kaynama noktasına "garam" denir.
SALÂT: Füru'nun aslına muhabbeti demektir. Füru' olan kul, asıl olan
Allah'tır.
VUSLAT: Gönül birliği demektir ve ebedidir.
TELVİN: Gezmek.
TEMKİN: Karar kılmaktır.
AŞK: Sevginin en üst mertebesidir; İlâhi aşk ta aşkın en üst
mertebesidir.
Aşk bir ateştir, insanın bedeni su ile ruhu aşk ile arınır. Aşk-ı
ilâhi olmazsa, arınma mümkün olmaz.
Aşkın etkisiyle kişide oluşan "veled-i kalb", ikinci doğuşun
ifadesidir. Bundan sonra kişinin yaşam tarzı değişir.
Seven sevdiğiyle haşır neşir olur.
Sevgi insanda bir zevk yaratır; bu zevk te insanı, çalışmaya,
üretmeye, hizmet yöneltir.
Aşık ile maşuk, naz ve niyaz ile birbirinin etrafında döner durur;
"SEMAH" budur.
SAADET: Sevgi içinde yaşamaktır.
DOST: Âşıkla maşukun birleştiği noktadır ve sevginin kendisidir.
MÂŞUK olabilmek için önce arı duru, yani "mâsum" olmak gerekir.
Aşk olmadığında insan surete tapan bir putperest olur.
Aşk, hak yolcularının rehberidir; onları eğitir ve geliştirir.
Herşey, sevmekle bilmek arasında cereyan eder.
MÂRİFETULLAH, AŞK'tır.
Kendini bilmek, Hak'kı bilmektir; bu bilmek ise "Âşık" olmaktır.
FANİ EFENDİ
Kaynak:Makaracı