Hocam, hatırlatmasanız bu kadar zaman geçtiğini fark etmezdim herhalde. 20 sene, dile kolay... Ben de kendi perspektifimden Gmail üyeliğini ve arada geçen zamanı değerlendirmek istedim.
20 sene önce Google'ın herkese 1 GB kotası olan mail hizmeti vermeye başlayacağını okuduğumu hatırlıyorum. Yahoo'nun, Hotmail'in 2 MB kotası olduğu bir dönemde 500 kat daha fazla büyüklükte kota veriyor olmaları Nisan şakası gibiydi gerçekten de. Google, henüz borsaya açılmamış, çok da kurumsal imaj derdinde olmayıp 1 Nisan şakalarını rahatlıkla yapan, dönemine göre "değişik" bir şirket olduğu için şaka olması ihtimali de kuvvetliydi.
Doğruca üyelik sayfasına gittim. Kendinize özel mail şimdilerde olduğu gibi o zamanlarda da kolay kolay değiştirilemeyen, en başta karar verilmesi gereken bir şey olduğu için "ilk sıralardan" bir mail adresi alarak sağında, solunda rakam, alt çizgi olmayan bir mail adresi almak istiyordum. Gerekli bilgileri girdim, submit butonuna bastım. Hizmet tam olarak herkese açıldığında bana haber vereceklerini söyleyen bir sonuç sayfası ile karşılaştım. Şaka mıydı acaba gerçekten de? :-) Ancak kullanan insanların yorumları, ekran görüntüleri vardı webde. Kullanıcılar o zaman kadar görülmemiş hızda bir web uygulamasından bahsediyor, 1 GB kotanın gerçek olup olmadığını büyük attachment'larla test ediyor ve gerçek olduğunu yazıyorlardı.
Daha sonra, o günlerde alışık olmadığımız, artık pek de esamesi okunmayan "invitation ile üyelik" olduğunu gördüm çeşitli haberlerde. Üye olan birinin belirli sayıda invitation gönderme hakkı vardı. Silikon Vadisi yerlileri ve onların tanıdıkları ayrıcalıklı ilk üyeler haline gelmişlerdi. Şimdiki zamanda "ana sınıfı" arkadaşları ömür boyu birbirleri ile bağlantı kurabiliyorlar ama bizim üniversiteden ayrıldığımız zamanlarda cep telefonu bile yeniydi. Yani, invitation gönderecek arkadaş vardıysa bile bildiğimiz bir iletişimimiz yoktu :-)
Sevgili
@Dinçer Mola eBay'in hatırı sayılır müşterisiydi. Alışverişlerinden birinde cüzi bir bedelle (yanlış hatırlamıyorsam 1-2 dolar) invitation satıldığını görmüş. Hemen aldık, davetler geldi ve heyecanla gmail adreslerimizi oluşturduk. Hemen girip kullanmaya başladık.
1 GB kota, conversation grouping, recipient adres tamamlama, otomatik adres ekleme, native bir uygulama gibi kısa yollar, klasik uygulamalardan farklı olarak klasör yerine etiket (label) olması, çok başarılı filtre özellikleri... Ve tüm bu fonksiyonların bir web uygulamasında olması... Bir devrimin başında olduğumuzun, ilk adımlarından geçtiğimizin, ilk kullanıcıları olduğumuzun farkında değildik. Google, dünyanın ilk yaygın kullanılan Ajax uygulamasını devreye almıştı, "uygulama" kavramı kökten değişmişti. Aslında bugünkü kavramlarla değerlendirirsek Gmail ilk "bulut servisi" olarak da değerlendirilebilir.
O dönemlerden bu zamana çok şey değişti. Yukarıda Dinçer'in ismini yazarken ben başına @ karakterini koydum. Bunu yapınca Gmail çeşitli fonksiyonlar sundu; ismini yazmama yardımcı oldu, otomatik tamamladı, link haline getirdi ve to:'ya da emailini ekledi. O yıllarda bu @ karakterinin böyle bir işlevinin olacağını da bilmiyorduk.
1 Nisan şakaları yapan Google da bambaşka bir şirketti. Çıkardığı her özellik, hizmet hayranlık uyandırıyordu. Web'de real time chat Google Talk, online RSS reader Google Reader, tıklamak yerine sürükleten, scroll ile zoom yaptıran, dünyayı gezdiren Google Maps, real time online collaboration sağlayan ofis Docs & Spreadsheets... Şimdilerde mega teknoloji şirketlerinden biri gibi.
"Herkes değişti, sen aynı mı kaldın?" diyecek olanlar demesinler :-) 20 sene az değil. Tabii ki ben de 20 sene önceside olduğum gibi değilim :-)
/tb.