09 KASIM 2007 CUMA PAZARTESI GUNLU GAZETELERDEN BASINDA YARGI HABERLERI

2 views
Skip to first unread message

Metin OZDERIN

unread,
Nov 9, 2007, 5:14:14 PM11/9/07
to [ O Z D E R I N ]
 

09 KASIM 2007 CUMA PAZARTESI GUNLU GAZETELERDEN BASINDA YARGI HABERLERI

OZDERIN,M.

msn: ozd...@hotmail.com

+90 533 5445522      +90 555  5581289

 


 


 

 9 Kasım 2007 Tarihli ve 26695 Sayılı Resmî Gazete

                                                     MEVZUAT

YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

 

TEBLİĞLER

—   İşkolu Tespit Kararı (No: 2007/60)

—   İşkolu Tespit Kararı (No: 2007/61)

—   İşkolu Tespit Kararı (No: 2007/62)

—   İşkolu Tespit Kararı (No: 2007/63)

 

YARGI BÖLÜMÜ

 

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

—   Anayasa Mahkemesinin E: 2003/81, K: 2007/50 Sayılı Kararı (17/10/1983 Tarihli ve 2926 Sayılı Kanun ile İlgili)


   10 Kasım 2007 Tarihli ve 26696 Sayılı Resmî Gazete

                                                     MEVZUAT

YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

 

YÖNETMELİK

—   Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği

 

TEBLİĞ

—   Nargilelik Tütün Mamulünün Etiketlenmesinde ve Tüketim Yerlerinin İşletilmesinde Uyulması Gerekli Hususlar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ

 

KURUL KARARLARI

—   Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 8/11/2007 Tarihli ve 2366 Sayılı Kararı

—   Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 8/11/2007 Tarihli ve 2374 Sayılı Kararı

—   Marka Bazında Sigara veya Diğer Tütün Mamulleri İthal Etme Hakkını Elde Eden Firmalarca, Yapılacak Tütün Mamullerinin İthalatına İlişkin Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı (No: 3913)


 Şantaj ve cinsel saldırıya 11 yıl
 
Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi `ndeki duruşmada, cinsel saldırıda bulunmak ve şantaj suçundan hakkında dava açılan tutuklu sanık Ömer Asil (32) hazır bulundu.


Ömer Asil, suçsuz olduğunu savunarak, tahliyesini istedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Asil`i önce, ``cinsel saldırı suçundan`` 8 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırdı.


Heyet, saldırı nedeniyle mağdurenin beden ve ruh sağlığı bozulduğu gerekçesiyle Asil`in cezasını 10 yıla çıkarıldı . Mahkeme, Asil`e ayrıca, şantaj suçundan 1 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Araklı ilçesinde yaklaşık 8 ay önce, Ömer Asil, M.U. (30) adlı evli bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu ve cep telefonuyla çıplak fotoğraflarını çekerek şantaj yaptığı iddiasıyla tutuklanmıştı.


AA

2007-11-09 19:10:08 Haber7


 Uzanlar, kara para davasında aklandı
İmar Bankası`nın 17 eski yönetici ve yetkilisinin, `Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun`a muhalefet ettikleri` iddiasıyla yargılandıkları davada, Kemal ve Yavuz Uzan dışındaki sanıkların beraatına karar verildi.
 
Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesi `nde görülen davada kararını açıklayan mahkeme heyeti, Kemal ve Yavuz Uzan hakkındaki dava dosyasının bu davadan ayrılmasına hükmetti. Kemal ve Yavuz Uzan `ın yargılanmasının devamına karar verildi.

2007-11-09 01:46:00 Zaman


 Zana hâkime ifade verdi
 
Diyarbakır `da, Nevruz kutlamalarında "Kürtlerin üç lideri vardır. Birincisi Talabani , ikincisi Barzani ve üçüncüsü Abdullah Öcalan `dır" diyen Leyla Zana `nın 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Zana Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi `nde dün ilk kez hâkim karşısına çıktı. Zana , bazı tespitlerde bulunduğunu savunarak, konuşmasının suç olmadığını ileri sürdü. Mahkeme heyeti, Zana `nın konuşmasının yer aldığı CD `nin yeniden incelenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

2007-11-09 14:50:08 Sabah


 Kurbanlardan özür diledi
 
Ankara `da 2 kişiyi öldürdüğü, maktullerden birinin vücudunun bazı kesimlerini keserek köpeğine yedirdiği iddiasıyla hakkında dava açılan Özgür Dengiz `in yargılanmasına başlandı.


Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi `ndeki davanın dünkü duruşmasına, sanık Dengiz `in yanı sıra kurbanları Sedat Erzurumlu ve Cafer Er`in aileleri katıldı.


3 HAFTA GÖZETİM KARARI


Mahkeme, Dengiz `in akıl ve ruh sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu `nca 3 hafta gözetim altında tutulmasına karar verdi. Sanık Dengiz "Diyecek bir şeyim yok. Şahıslardan özür diliyorum" dedi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. İddianamede, sanığın müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyordu.

2007-11-09 00:35:09 Bugün


 Üskül`den başörtüsü açıklaması
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, türbanlı öğrencilerin Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin (AİHM) verdiği kararlar çerçevesinde şu anda üniversiteler tarafından engellendiğini söyledi.
 
TBMM İnsan Hakları Komisyon Başkanı ve AK Parti Mersin Milletvekili Prof . Dr. Zafer Üskül , türbanlı öğrencilerin öğrenim hakkının, Anayasa Mahkemesi , Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi `nin (AİHM ) verdiği kararlar çerçevesinde şu anda üniversiteler tarafından engellendiğini söyledi. Üskül, bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Mersin `de, parti teşkilatını ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. TBMM `deki insan hakları çalışmalarına değinen Üskül, bazı kız öğrencilerin öğrenim hakkını kullanamamasının söz konusu olduğunu söyledi. Öğrenim hakkı ve ihlallerin sadece türbandan ibaret olmadığına işaret eden Üskül ``Üniversite öğrencileri ile ilgili çok fazla sorun var. Bunların tamamı dün yapılan toplantıda dile getirildi. Bunların bir tanesi de türban . Türbanlı öğrencilerin öğrenim hakkı, Anayasa Mahkemesi , Danıştay ve AİHM `in verdiği kararlar çerçevesinde şu anda üniversitelerimiz tarafından engelleniyor. Ama burada bir insan hakkı ihlali olduğu ortada. Bunun da çözüme kavuşturulması gerekir`` dedi.


-ANAYASA ÇALIŞMALARI-


Yaptıkları anayasa çalışmalarının sadece türban sorununu çözmeye yönelik olmadığını ifade eden Üskül, şöyle devam etti: ``Anayasa çalışmalarımız, Türkiye `de Avrupa standartlarında insan haklarının güvence altına alındığı ve parlamenter sistemin aksamadan işleyebileceği bir sistemi getirmeyi amaçlıyor. Bu Anayasayı yürürlüğe koyabildiğimiz zaman sorunların büyük ölçüde çözülebileceğini göreceğiz. Elbette anayasayı yürürlüğe koyduktan sonra birçok başka yasada değişiklik yapmak gerekecek. Üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde kamuoyunun tartışmasına açılacak. Biz AK Parti olarak kendi anayasamızı yapma peşinde değiliz. Bizim yaptığımız çalışma bir taslak. Bu taslak, kamuoyunun tartışmasına açılacak. 3 ay boyunca tartışılacak. Değişik kurumlardan görüşler alınacak. Taslak metin üzerinde gerekli düzeltmeleri, ortaya çıkan uzlaşma doğrultusunda yapacağız. Muhtemelen 2008`in ilk aylarında bir anayasa teklifi olarak meclise sunacağız.``


-İRTİBAT KESİLEN ASKERLER-


Üskül, irtibat kesilen ve 4 Kasım `da TSK bünyesine katılan askerlerle ilgili bir soru üzerine, ``Askerlerin serbest bırakılma şekillerinde çok açık bir propaganda amacının görüldüğünü`` belirtti. ``Askerlerin serbest bırakılmış olmasından`` dolayı büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Üskül, daha önce kendilerine askerlerin serbest bırakılacakları yolunda bilgiler geldiğini belirterek, ``Bizim komisyonumuza da bir aile başvurdu. Yasanın komisyonumuza verdiği görevler çerçevesine girmediği, başka bir komisyonun görev alanına girdiği için dilekçe komisyonuna gönderdik. Bu, galiba başka bazı düşüncelerin, başka bazı tasarrufların aracı olarak kullanılmak istendi`` diye konuştu. Askerlerin serbest bırakıldığı tarihin dikkat çekici olduğuna işaret eden Üskül, şöyle konuştu: ``Askerler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan `ın ABD Başkanı George W . Bush ile yapacağı görüşme öncesi serbest bırakılıyor. Sanki planlanmış bir uygulama gibi görünüyor. Serbest bırakılmalarından elbette çok memnunuz. Serbest bırakılma şeklini izlediğiniz zaman, fotoğrafları gördüğünüz zaman çok açık bir propaganda amacını görebiliyorsunuz. Neyin propagandası? Bu şiddetle nereye gidilmiş? Dünyanın neresinde bir terör örgütü şiddeti kullanarak başarı elde etmiş? Tabii şiddet örgütüne ne kadar bunları söylerseniz söyleyin bunu anlamak istemiyorlar. Ama şiddetle bir yere gidilemeyeceğini herkesin bilmesi gerekir.``


-AB İLERLEME RAPORUNDAKİ ELEŞTİRİLER-


AB İlerleme Raporunda Türkiye ile ilgili eleştirilerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine Üskül, şunları kaydetti: ``Bunlar, beklenmeyen eleştiriler değildi. Demokratikleşme yolunda AK Parti Hükümeti `nin kararlılığı sürüyor. Bu kararlılık sürdükçe, bu yolda adımlar atıldıkça, bu tür eleştiriler ortadan kalkacaktır. Eleştirinin bir bölümü çok haklı olabilir, bir bölümü o kadar haklı olmayabilir. 301. madde simgesel hale geldi. Onunla ilgili eleştiri öne çıkıyor. Fakat, 301. madde değiştirilecek. Seçimlerden önce de değiştirilmesi gündeme getirilmişti. Ama muhalefetin tutumu nedeniyle o dönemde gerçekleştirilemedi.``


AA

2007-11-09 21:20:05 Cafe Siyaset


 Dink cinayetinde jandarmaya da soruşturma açılmayacak
 
Gazeteci Hrant Dink `in İstanbul `da öldürülmesi olayının ardından Dink ailesinin avukatları, cinayeti gerçekleştiren O. S ve azmettiricisi olduğu iddiasıyla tutuklanan Y.H.`nin Trabzon `un Pelidi Beldesi `nde Hrant Dink `i öldü-rücekleri ile ilgili sözler sarfettikleri ve bunun Jandarma İstihbarat görevlilerine Cİ . isimli şahıs tarafından bildirildiğinin ortaya çıkması üzerine o dönemde Trabzon `da görev yapan 6 jandarma görevlisi hakkında bir süre önce soruşturma açılması yönünde talepte bulunmuşlardı.


SORUŞTURMA İZNİ ÇIKMADI


Dönemin Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz ile aralarında İl Merkez Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü M.Y.`nin de bulunduğu toplam 6 jandarma görevlisi hakkında görevi ihmalden dava açılması talebi üzerine Trabzon Valiliği bir inceleme başlatmış ve bu inceleme sonucunda söz konusu kişiler hakkında soruşturma izni verilmemesine karar vermişti. Bunun ardından Trabzon Bölge İdare Mahkeme -si`ne itiraz edilirken, itiraz reddedilerek kararın kesinleştiği bildirilmişti.


`KOVUŞTURMAYA GEREK YOK`


Tüm bu yaşanan gelişmelerin ardından Trabzon Cumhuriyet Savcılığı şüpheli jandarma görevlileri hakkında 4483 sayılı yasanın 2, 3 ve 9. maddelerince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Trabzon Cumhuriyet Savcılığı `nın kararına karşı tarafların 15 gün içinde Rize Ağır Ceza Mahkemesi `nde itiraz edebilecekleri belirtildi.

2007-11-09 09:52:31 Birgün


 Sigaracılara40 milyar $’lık dava
Nİjerya Hükümeti, Amerikalı ve İngiliz sigara şirketlerine 40 milyar dolarlık dava açtı.
 
Mahkeme dosyasında, tazminat talebinin sigara ve sigaraya bağlı gelişen hastalıkların tedavisinin karşılanması amacıyla açıldığı belirtildi. Dava edilen British American Tobacco Plc , Philip Morris International ve International Tobacco Ltd, sigaranın zararlarını gizlemek ve reşit olmayan çocuklara sigara satılmasına izin vermekle suçlanıyor. Nijerya Hükümeti’ni temsil eden avukat Babatunde Irukera, “Bu para bizim için çok büyük ama Amerika ’da açılan tazminat davalarının yanında devede kulak kalır” dedi. Amerika ’da sigara şirketlerine 286 milyar dolarlık dava açılmıştı.

2007-11-09 05:56:39 Vatan


 Armağan Bülent Ersoy`dan tazminat istiyor
 
Bülent Ersoy ile evlenen Armağan Uzun, boşanmak için avukatı Ahmet Ömer Ayçiçek`e vekalet verdi.


Mazide kalan mutluluğun fotoğrafları için tıklayın...


Bülent Ersoy ile evlenen popstar birincisi Mustafa Armağan Uzun, boşanmak için avukatı Ahmet Ömer Ayçiçek`e vekalet verdi. Avukat Ayçicek, müvekkilinin evlilikten beklediği çok şeyi alamadığını ve yüklü miktarda tazminat isteyeceklerini belirtti.


Bülent Ersoy `la İzmir `in Çeşme İlçesi `nde yatta gösterişli bir düğünle evlendikten sonra, evliliklerinin 20`inci gününde İzmir `de bir kır kahveside Pelin Taşçı adlı genç kızla kameralara yakalanan Armağan Uzun ile eşi arasında soğuk rüzgarlar esmeye başlamıştı. Bülent Ersoy `un, “Ben boşanma davası açmadım. İzmir `de de devlet var, gidip mahkemeye versin” açıklamasının ardından Armağan Uzun, harekete geçti.


Herşeyi paraya çevirecek


Uzun, İzmir Barosu avukatlarından Ahmet Ömer Ayçiçek`e boşanma davası açması için vekalet verdi. Avukat Ayçiçek, artık ikilinin bir arada yaşamalarının mümkün olmadığını ve bu nedenle Bülent Ersoy Uzun`a karşı boşanma davası açacaklarını söyledi. Avukat Ayçiçek, Ersoy `dan yüklü miktarda tazminat isteyeceklerini ve davanın Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi `nde açılacağını söyledi. Ayçiçek, davanın içeriği ile ilgili müvekkili Armağan Uzun`un anlaşacağı bir televizyon kanalında açıklamalarda bulunacağını belirtti. Avukat Ayçiçek, önümüzdeki günlerde davayı açacaklarını da vurguladı.


Ünlü sanatçı Bülent Ersoy `la evlendikten 20 gün sonra İzmir Narlıdere `de genç bir kızla görüntülenen popstar Mustafa Armağan Uzun, görünteleri çekip televizyon ve gazetelere verdiğini belirten kafeteryanın sahibi Ferman Deri ve eşi Serap Deri`ye karşı 40 bin 1 YTL `lik manevi tazminat davası açmıştı. Bu dava henüz sonuçlanmadı.

2007-11-09 19:31:59 Hürriyet


 Kredi kartı hırsızları PKK’nın para kaynağı çıktı
Sıradan bir sahtekarlık davası, terör örgütü PKK’nın uluslararası kara para ticaretinin nasıl işlediğini ortaya çıkardı
 
Kredi ve ATM kartı sahteciliğinden mahkemeye çıkan Gerald Blanchard , liderlerinin soygunlardan elde edilen milyonlarca doları Kuzey Irak ’taki teröristlere aktardığını söyledi


KANADA ’NIN Winnipeg kentinde görülen sıradan bir sahtekarlık davası, terör örgütü PKK ’nın kanlı saldırılarını finanse edebilmek için kullanılan uluslararası kara para ticaretinin nasıl işlediğini ortaya çıkardı. Aralarında kredi kartı sahteciliği ve elmas soygunu da bulunan 16 suçtan hakkında dava açılan Kanadalı Gerald Blanchard , mahkemede, İngiltere ’de yaşayan “Patron” (The Boss ) kod adlı bir adam için çalıştığını ve bu adamın kazandığı paraları K.Irak ’taki PKK militanlarına gönderdiğini itiraf etti. Savcı Sheila Leinburd, Patron’un gerçek kimliğinin İngiliz yetkililerce bilindiğini ancak henüz açıklanmadığını söyledi. Leinburd “Bu para K. Irak ’taki Kürt militanlara gidiyordu. Savunma avukatı da bu iddiayı kabul etti” diye konuştu. Savcı, şebekenin Avrupa ’da birçok çete ile bağlantılı olabileceğini söyledi.


Çarşafla dolaştılar


Patron, geçen kasımda Blanchard ve 3 kişilik ekibini arayarak Kahire ’ye gitmelerini istedi. Ekip buraya gittiğinde, sahte ATM ve kredi kartlarıyla, makinelerden 10 gün boyunca para çekti. Güvenlik kameralarına yakalanmamak için de kadınlar gibi çarşaf giydi. Blanchard daha sonra milyon dolara yakın parayı, İngiltere ’de Patron’a verdi. Kendi payına düşen 65 bin doları alarak Kanada ’ya geri döndü.


PATRONU TANIMIYOR


Gerald Blanchard ’ın avukatı, müvekkilinin Patron’un gerçek kimliğini bilmediğini söyledi. Blanchard 2004’te gerçekleşen 510 bin dolarlık banka soygunu ve Avusturya ’da 1998’de Sisi Elması’nı çalmaktan yargılanıyordu. İşbirliği yaptığı için yalnızca 8 yıl hapse çarptırıldı.

2007-11-09 05:56:39 Vatan


 Dink suikastinde 2 askere dava
 
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı , Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink `in öldürülmesinde ihmalleri olduğu iddiasıyla 2 jandarma görevlisi hakkında "Görevi Kötüye Kullanmak "tan dava açtı.


Trabzon `da asker-polis çok sayıda görevli hakkında inceleme yapılmasına neden olan Dink cinayetiyle ilgili iki asker haklarında dava açılan ilk resmi görevliler oldu. İncelemeyi yürüten müfettişler, Trabzon eski Jandarma Komutanı Albay Ali Öz `ün de aralarında bulunduğu 8 rütbeliden 4`ü için soruşturma istemiş, ancak Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu 4 kişiden 2`si için soruşturma izni vermiş, Trabzon eski Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek ve Reşat Altay `ın da aralarında bulunduğu 8 polis hakında da soruşturmaya gerek olmadığını kararlaştırmıştı.


Haklarında Türk Ceza Kanunu `nun 257`nci maddesinin 2`nci fıkrası uyarınca Sulh Ceza Mahkemesi `nde dava açılan Astsubay O. Ş. ve uzan Çavuş V. Ş. `nin Hrant Dink `e yönelik suikast planından önceden haberdar olmalarına rağmen, ihmal gösterdikleri ve görevlerinin gereğini yapmadıkları iddia ediliyor.


Temmuz ayındaki tayinlerle Trabzon `dan ayrılan iki rütbelinin 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacakları davanın görüşülmesine önümüzdeki günlerde başlanacak.

TRABZON (CİHAN )

2007-11-09 14:32:22 Yeni Şafak


 Yargının görevi; özgürlükleri korumak
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`den sonra Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de kanunların özgürlükçü yorumlanmasını istedi.
 
Yargının, bireyin özgürlüklerinin teminatı olduğuna dikkat çeken Şahin , savcı ve hakimlerin bu görevini tam olarak yerine getirebilmesi için diğer devlet organlarının müdahalesinin önlenmesi ve her türlü dış etkilere karşı bağımsızlığa kavuşturulmasının zorunlu olduğunu söyledi. Şahin , bunun yanı sıra yargıçların bilgi sahibi olmasını yargı bağımsızlığı kadar önemli gördüğünü bildirdi. Ardından şu vizyonu çizdi: "Yeterli bilgiye sahip olmayan hukukçuların, değişen toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek bir yargılamayı gerçekleştirmeleri mümkün değildir. Ayrıca hukukçuların; yalnızca ihtilafları çözen kişiler olarak görülmesi de doğru değildir. İyi bir hukukçu aynı zamanda dünyaya bakış açısı itibarıyla topluma yön verecek, toplumu daha iyiye ve daha ileriye götürecek nitelikte olmalıdır. Bunun da ancak nitelikli bir eğitimle sağlanabileceği kuşku götürmez bir gerçektir." Şahin , dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu `nda, Adalet Bakanlığı `nın 2008 yılı bütçesini anlattı. Komisyon üyelerinin sorularını da cevaplandıran Şahin , TCK `nın 301. maddesinde nasıl bir düzenleme yapılacağı konusunda alınmış bir karar olmadığını açıkladı. AB `nin bu konudaki tavrını eleştiren Çiçek, "Maddeyi yeniden gözden geçirdiğimizi kendilerine ifade ettim. Bu konuyla ilgili çalışmalarımızı aslında biliyorlar. Tabii bildikleri halde de raporlara bunu yansıtıyorlar. AB süreciyle ilgili Türkiye `nin tek sorununun, TCK `nın 301. maddesiymiş gibi ortaya çıkarılmasını da biraz hayretle karşılıyorum. Sanki, 301. maddede değişiklik yapılırsa AB süreci konusunda önümüzde hiçbir engel kalmayacak, her şey halledilmiş olacakmış gibi bir yaklaşımda bulunuluyor." dedi.


AK Partili ve CHPli vekiller tartıştı


Bu arada, toplantıda söz alan AK Parti Kırıkkale Milletvekili Mustafa Özbayrak`ın, "Yargı içinde çürük elmalar var." yönündeki ifadesi tartışmaya yol açtı. Özbayrak, "Sonu `-tay `la biten birçok mahkeme ve bunların içinde de yığınla daire... Ancak, bu mahkemeler ne iş yapar, hangi davalara bakar, bunlara nasıl müracaat edilir, ne tür hizmet sunarlar, doğrusu benim meçhulüm." diye konuştu. Özbayrak`ın sözlerine CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin sert tepki gösterdi. Ergin , Özbayrak`ı eleştirerek, sözlerini geri almasını istedi.


Bunun üzerine tekrar söz alan Özbayrak, "Militanlar arasında nasıl konuşacağım?" ifadesini kullandı. Bunun üzerine tekrar tartışma başladı. Tartışmaların uzaması üzerine Komisyon Başkanı Sait Açba yemek arası verdi. Bazı AK Partili milletvekilleri ile CHP `li milletvekilleri arasındaki tartışma yemek arasında da devam etti. Araya diğer vekillerin girmesi ile tartışma büyümeden sona erdi . Komisyon çalışmalarına verilen aradan sonra devam edildi.

2007-11-09 01:46:02 Zaman


 Savcısını koruyamayan yargı bağımsız olur mu?
 
Yargı bağımsızlığının konuşulduğu TBMM ’de Şemdinli Savcısının görevden alınması damgasını vurdu. DTP ’li Hasip Kaplan , Şemdinli savcısı için isyanlarda olduğunu ifade ederek, “Bir savcısını koruyamayan yargıya bağımsız demek mümkün değildir” dedi.


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ’nda, Adalet Bakanlığı , Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay ve Danıştay başkanlıklarının 2008 yılı bütçeleri ele alındı.


Bütçeyi sunan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin , yargı bağımsızlığının önemine değindi. Şahin , “Yargının görevlerini gereği gibi yerine getirmesini sağlamak için diğer devlet organlarının müdahalesini önlenmesi ve her türlü dış etkilere karşı bağımsızlığa kavuşturulması zorunludur” dedi. Bağımsızlık ilkesinin tam anlamıyla niteliği, muhtevası ve sınırlarının ne olduğu, üzerinde tartışılan konu olarak süre geldiğine dikkat çeken Şahin , “Yargı bağımsızlığı Adalet Bakanı ile müsteşarının Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ’nda bulunmasına indirgenmiştir” şeklinde konuştu.


Yargının bağımsızlığı konusunda endişeleri olduğunu belirten DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan , Şemdinli İddianamesi sebebiyle görevden alınan Ferhat Sarıkaya ’yı gündeme getirdi. “Şemdinli savcısı için hâlâ isyanlardayım” diyen Kaplan , “Savcıyı niçin kurban ettik? Bir savcısını bile koruyamayan yargıya bağımsız demek mümkün değildir. O savcı bugün nasıl geçiniyor doğrusu merak ediyorum” şeklinde konuştu.


HSYK ’dan Adalet Bakanı ve Müsteşarının ayrılmasının yetmeyeceğini vurgulayan DSP ’li Harun Öztürk “hakim ve savcıların nicelik ve niteliğinin arttırılması gerektiğini” hatırlatırken, CHP ’li Mustafa Özyürek de demokratik ülkelerde HSYK üyelerinin Meclis tarafından seçilmesine karşılık “Türkiye ’deki partizanca tutumdan dolayı” aynı uygulamanın gerçekleşmemesi gerektiğini iddia etti.


Kemal BENEK


/ ANKARA


09.11.2007

2007-11-09 08:51:24 Yeni Asya


 Ankara, AİHM için yargıç arıyor
Türkiye`nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`ne (AİHM) göndereceği yeni yargıçla ilgili belirsizlik devam ediyor.
 
Hazırladığı 3 kişilik aday listesi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından `meslekî seviye farkı` gerekçe gösterilerek reddedilen Ankara , önümüzdeki hafta içinde yeni bir liste oluşturacak. Yeni liste Strasbourg `a gönderilmezse `tarafsızlığını yitirdiği` belirtilen mevcut Türk yargıç Rıza Türmen `in görev süresi en az nisan ayına kadar uzayacak. Hükümet daha önce Türmen `in yerine Prof. Dr. Ruşen Ergeç (Brüksel Bağımsız Üniversitesi ), Prof. Dr. Mustafa Erdoğan (Hacettepe Üniversitesi ) ve Prof. Dr. Arzu Oğuz `u (Ankara Üniversitesi ) aday göstermişti.


Ancak, yargıçları seçmek için AKPM bünyesinde kurulan alt komisyon, ekim başında yaptığı toplantıda adaylar arasındaki "mesleki yeterlilik" farkını gerekçe göstererek listeyi Ankara `ya geri gönderdi. Listeyi geri çeviren komisyonda yer alan CHP eski milletvekili Abdülkadir Ateş , Ruşen Ergeç `in tüm ülkelerin gösterdiği adaylar arasında en yetkin isimlerden biri olduğunu belirtiyor. Ancak, Prof. Erdoğan ve Prof. Oğuz `un yabancı dil bilgilerinin yetersiz olması ve hükümetin yargıçları belirleme sürecinde şeffaflık ilkesini gözetmemesi gerekçesiyle listenin reddedildiği savunuluyor. AİHM kulislerinde gözler yeniden önümüzdeki günlerde yeni bir yargıç aday listesi hazırlaması beklenen Ankara `ya döndü. Ocak ayında yapılacak AKPM Genel Kurulu `nda yeni adayları değerlendirecek AKPM komisyonunun da tavrı merakla bekleniyor. Yargıçları seçen heyette bulunan AKPM milletvekilleri, yargıç seçiminde genellikle ülkelerin bir adayı ön plana çıkaran listeler hazırladığını belirtiyor. İsmini açıklamak istemeyen bir komisyon üyesi, Zaman`a yaptığı açıklamada, "Genellikle ülkeler ikinci ve üçüncü sıradaki adayları yer doldurmak için koyabiliyor. Ancak, biz rolünün daha da artmasını istiyoruz. AKPM , sadece üye ülkelerin istediği yargıçları seçerek noter rolü oynamak istemiyor." dedi.


Ankara `nın önümüzdeki hafta içinde yeni bir yargıç aday listesi göndermemesi halinde mevcut Türk yargıç Türmen `in halihazırda ocak ayına kadar uzayan görev süresi 4 ay daha uzayacak. Düşük bir ihtimal olarak görülse de, Rusya `nın yargıçların görev süresini uzatacak 14. Protokol`ü imzalaması halinde Türmen `in görev süresi 2 yıl daha uzayabilir. AİHM `de reform öngören 14. Protokol, iki yıldır Rusya tarafından imzalanmadığı için görev süresi 2009`a kadar sürmesi gereken mevcut 20 yargıcın erken ayrılması gündeme gelmişti. Şimdiye kadar 13 ülkenin sunduğu yargıç listesi onaylanırken, Türkiye dahil 8 ülkenin listesi geri çevrildi.


Türmen , artık tarafsız değil


Bu arada AİHM kulislerinde, yeni hazırlanan listede yer almadığı için Türk basınına verdiği mülakatlarda AK Parti hükümetine tepki gösteren Rıza Türmen `in tarafsızlığını yitirdiği konuşuluyor. Türmen `in, medya aracılığıyla Türk hükümetine tavır alması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi `nin 6. maddesiyle korunan "yargıçların tarafsızlığı ve nesnelliği" ilkesini çiğnediği kaydediliyor. Türmen , kamuoyuna başörtüsü yasağı davası olarak bilinen Leyla Şahin kararındaki tavrı nedeniyle listeden çıkarıldığını savunmuştu. AİHM Başkanı Jean Paul Costa da, geçen nisandaki Ankara ziyaretinde Türk hükümetinin Rıza Türmen `i görevden alma kararını "talihsiz bir karar" sözleriyle eleştirmişti. Avrupa Konseyi `ndeki Türk diplomatik çevreler, Costa `nın Türkiye `nin egemenlik hakkına giren bir konuyla ilgili medyaya görüş bildirmesinin "diplomatik nezaketsizlik" olduğunu belirtmişti.

2007-11-09 01:46:01 Zaman


 Sigaraya ev hapsi yolda
Sigara yasağının kapsamı genişliyor. Adalet Komisyonu"nda benimsenen değişiklik teklifine göre taksiler, oteller, okul ve cami bahçelerinin yanı sıra stadlarda da sigara içilemeyecek
 
TBMM Adalet Komisyonu "nda, geçen dönemden kadük kaldığı için yenilenen ve sigara içme yasağının kapsamını genişleten kanun teklifi aynen benimsendi. Buna göre, bazı bölgelerde açık alanlarda bile sigara içilemeyecek. AK Parti Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl "ün hazırladığı, "Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun "da değişiklik yapılması hakkındaki kanun teklifinin önümüzdeki günlerde Genel Kurul "da ele alınması bekleniyor. Taksilerde, otellerde, kahvehanelerde ve bazı açık alanlarda da sigara içimini yasaklayan kanun teklifi özetle şöyle:


Her türlü eğitim, sağlık, ticaret , sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan binaların kapalı alanlarında sigara yasaklanacak.


Taksiler dahil, kara, deniz , hava yolu toplu taşıma araçlarında sigara içilemeyecek.


OKUL VE CAMİ BAHÇELERİ YASAK


Okul öncesi eğitim kurumlarının, dershaneler dahil olmak üzere ilk ve orta öğrenim kurumlarının, 18 yaşını doldurmamış kişilere yönelik kültür ve sosyal hizmet binalarının, sağlık hizmetlerinin verildiği kurumların ve ibadethanelerin açık alanlarında tütün ve tütün ürünleri tüketilemeyecek.


Otellerde, tütün ürünleri tüketilemeyecek. Ancak özel bölümler tahsis edilecek.


STATLARDA DA SINIRLAMA VAR


Açık havadaki her türlü spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerlerde tütün ürünleri kullanılamayacak. Teklif, statlarda sigara içilmesine de sınırlama getiriyor. Ayrıca statların açık alanlarında sigara içilebilecek bölümler oluşturulacak.


Tütün ürünleri, 18 yaşını doldurmamış kişilere satılamayacak.


Üretici firmalar reklam yapamayacak.


Sigara yasağı bulunan yerlerde sigara içenlere 50 YTL , sigara izmaritini ve paketini yere atanlara 20 YTL ceza verilecek.


Firmalar yakın markajda


SİGARA yasağını genişleten yasa teklifi Komisyon"da kabul edilirken, firmalar da devreye girdi. Yasakları sert bulan üreticiler, milletvekillerini sıkı markaja aldı. Philip Morris Sabancı da bunlardan biri. Milletvekillerine mektup gönderen şirket yönetimi, yasağın genişletilmesine karşı çıkarak, Anayasa Mahkemesi "nde iptal edilebileceği bildirildi. "Okul ve sağlık Kurumları tamam ama açık hava merkezleri yasak dışı tutulsun" dendi.

2007-11-09 07:57:00 Star


 Y A Z A R L A R 


 Emin Pazarcı      
Adliyeyi fareler basınca
09.Kasım .2007

Aslında uzaktan bakıldığında çok da rahatsız edici değiller. Kendi hallerinde koşuşturup duruyorlar. Birbirlerini kovalayıp, oyunlar oynuyorlar.


Her geçen gün sayıları biraz daha artıyor. Kimse onlara dokunmadığı için keyiflerine diyecek yok. Adeta özel bir koruma alanı içinde yaşıyor gibiler. İnsanlardan herhangi bir zarar görmediklerinden gizlenme ihtiyacı da hissetmiyorlar.


Olağanüstü keyifli ve mutlular!.. Çöp poşetlerinin arasında günlerini gün ediyorlar. Biraz dikkatlice baktığınızda, onlarcası ile göz göze geliyorsunuz. Durum bu olunca, asıl sayılarının yüzlerce olduğunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok.


Ankara Adliyesi `ndeki farelerden söz ediyorum. Alt katlardaki pencerelerden çöplüklere doğru baktığınızda bir fare ordusuyla karşılaşıyorsunuz. İrileri neredeyse bir kedi büyüklüğünde. Yiyip içiyor ve obezite sınırlarında dolaşıyorlar. Yavruları ile birlikte mutlu ve mesut bir hayat yaşıyorlar. Ankara Adliyesi `ni yönetenlere şükran borçlular. Yıllardır çevrede fare kolonileri oluşmasına göz yuman Adliye yöneticileri, belli ki onları çok seviyor.


* * *


Ankara Adliyesi `ndeki hayvan sevgisi sadece farelerle sınırlı değil... Bir hâkim dostum anlattı:


- Bir gün mübaşir yanıma gelip, "Hâkim bey duruşma salonunda kanarya besleyebilir miyim?" diye sordu. Hâkim Bey , "Ben hayvanları severim" dedi:


- Bu yüzden "olur" cevabı verdim. Sonradan öğrendim ki, bizim mübaşir onları çoğaltıp, yavrularını satıyormuş. Devlet memurunun hali malum. Böylece kendisine ek gelir elde ediyormuş. Duruşma salonunda kanarya besleme faaliyeti uzun süre devam edip gitmiş. Hâkim Bey , kuş sesleri arasında duruşma yapmanın hazzını duyuyormuş. Mübaşir de kanaryaları çoğaltıp, evine ek gelir götürmenin zevkiyle yaşıyormuş. Bu mutluluk uzun sürmemiş...


Bir gece Ankara Adliyesi `nde büyük bir katliam yaşanmış. Hâkim Bey , sabah duruşma salonuna girdiğinde, yere devrilmiş ve parçalanmış kafesler ile kanarya tüyleriyle karşılaşmış. Olay yeri incelemesi sonucunda, bir fare ordusunun içeri girip, kanaryaları mideye indirdikleri ortaya çıkmış.


Ankara Adliyesi `nin ikinci katında gerçekleşen bu vahim olay, "farelerin kanarya katliamı" olarak zabıtlara geçmiş!


* * *


Demek ki, Ankara Adliyesi `ne yolu düşen pek çok insanın karşılaştığı o görüntülerin fazlası da varmış. Fareler, Adliye yönetiminin kendilerine gösterdiği iyi niyeti istismar etmeye başlamışlar. Çöplükler dar gelmiş, katlara çıkmışlar. Duruşma salonlarını basmışlar.


Asılı kafesleri aşağı indirip, kanaryaları katlettiklerine göre, varın dosyaların halini siz düşünün! Dışarıdaki o görüntü, Adliye içine de yansımışsa, eyvah ki ne eyvah! Böyle giderse, mahkemelerin raflarında yakında dosya kalmayacak.


Hâkimler , "Yaz kızım" diyecekler:


- Dava dosyasının fareler tarafından kemirilip, yok edildiği anlaşılmış olup, elde delil kalmadığı için sanığın beraatine...


Adliye yönetiminin bu hayvan sevgisi pahalıyla mal olacak!


* * *


Şimdi bırakalım hayvan sevgisini biraz da insanlara bakalım... Ankara Adliyesi `nde tuvalet yok biliyor musunuz? Paralı tuvaletleri işleten mahkumlar, saat 12:00`de yemeğe çıkıp, 1,5-2 saat sonra geliyorlar. O süre içinde duruşmanız var ve def -i hacetiniz gelmişse, haliniz harap.


Hâkim karşısında kıvrana kıvrana derdinizi anlatmak zorundasınız! Adliyede geçenlerde yaşanan 4. kattaki su baskını gibi olaylardan hiç bahsetmiyorum. Diyorum ki...


Türkiye Cumhuriyeti Başkenti `nin adliyesinde farelere kol kanat gerenler, biraz da insanlarla ilgilenseler fena olmayacak!

2007-11-09 00:35:10 Bugün


 HÜSEYİN GÜLERCE      
Demokrasiye direnç, parola 301...
Avrupa Birliği`ne üyelik sürecindeki ülkeler için her yıl yayınlanan İlerleme Raporu üç gün önce açıklandı. Bu, Avrupa Komisyonu`nun Türkiye için yayınladığı 10. rapor.
 
Türkiye 50 yıldır AB `ye üye olmak istiyor. Hükümetler değişmiş, başbakanlar değişmiş, hatta darbe dönemleri olmuş ama bu üyelik talebimiz, kararlılığımız hiç değişmemiş. Şimdi bazı emekli Genelkurmay başkanlarımız "AB bizi bölmek istiyor" dese de görevde iken bunu hiç dile getirmemişler. En son DSP , MHP ve ANAP `ın ortağı olduğu koalisyon hükümeti döneminde, AB üyeliğinin Türkiye `nin "devlet politikası" olduğu bir daha ilan edilmiş ve bu üyelik için idam cezası kaldırılmıştır. Yani AB `ye tam üyelik, bizim siyasî irademiz. Uluslararası yarıştan kopmama, çağdaş medeniyet standartlarını yakalama, daha özgür, daha güvenli, daha müreffeh bir ülke olmak için yaptığımız şuurlu bir tercih.


İlerleme Raporu `nu hazırlayan bürokratlar, Kopenhag ve Maastrich kriterlerini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi `ni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını, bizim haberdar olduğumuz, kabul ettiğimiz kriterleri esas aldılar. Buna rağmen raporda yer alan bazı tespitler kimilerini rahatsız ediyor. Bunlar, özellikle özgürlüklerin genişletilmesi, sivil iradenin esas alınması, yargının ve askerî bürokrasinin direncinin artık sona ermesi yönündeki ifadeler. Mesela raporda şöyle deniliyor:


"Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair endişeler sürüyor. Yargı reformunda daha fazla ilerleme gerekiyor.


"Gazeteci, aydın ve şiddet taraftarı olmayan insan hakları eylemcilerine açılan davalar 2007`de arttı. Bu da oto sansüre yol açtı. 301 ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan diğer maddeler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM `nin ilgili yasasıyla uyumlu hale getirilmeli.


"Silahlı Kuvvetler siyasal ağırlık koymayı sürdürdü. Silahlı Kuvvetler `in üst düzey mensupları, Kıbrıs , laiklik, Kürt sorunu gibi iç ve dış politika sorunlarına dair açık yorumlarını artırdı.


"Genelkurmay , hükümetin açıklamalarına veya kararlarına açıkça tepki gösterdi."


"Genelkurmay , Nisan 2007`deki cumhurbaşkanı seçimine doğrudan müdahale etti."


Avrupa Komisyonu `nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn , Türk Ceza Kanunu `nun 301. maddesi değiştirilmediği takdirde müzakere sürecinin tamamlanamayacağını açıkça söylüyor.


Ne var bu 4 paragraflık maddede ve AB üyeliğimiz için neden bu kadar önemli? Şu var:


"Türklüğü, Cumhuriyeti veya TBMM `ni..Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti `ni, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan altı aydan üç yıla.. iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


"Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.."


İlk okuduğunuzda tepkiniz ne oluyor? "Ne yani kanunda sayılan değerlerimizi ve kurumlarımızı aşağılamak serbest mi olsun?" Buna hiçbirimiz "evet olsun" diyemeyiz . Pekiyi o zaman neden bu itiraz?


Şundan: Bundan önce kaldırılan 163 ve 141, 142 ve bunlara benzer hâlâ yürürlükte olan bazı maddelerin uygulamaları, fikir ve ifade hürriyeti, inanç ve ibadet hürriyeti üzerinde tam bir engelleme olarak işledi, işliyor ... Binlerce insan baskı ve işkence gördü, sindirildi, hapislere atıldı, acı çekti.


Yani problem yazılı kurallarda, metinlerde değil. Onların yorumlanması ve uygulamasında... "Eleştiri mi, değil mi?" buna karar verecek zihniyet önemli. O zaman yapılması gereken; yazılı kuralları, demokratikleşmeye direnen zihniyetin istediği yere çekmesini önlemektir.


Üzülmemiz gereken nokta ise; doğru olanı, bize yakışanı yapmak için hep başkalarının taleplerinden sonra harekete geçmemiz...

2007-11-09 01:45:59 Zaman
 


 

 

Canım Babam Hasan ÖZDERIN 'in Aziz Hatırasına,

( 13 Aralık 2004 - Söz Eylemini Yitirdi...)

 

OZDERIN, M.

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages