06 KASIM 2007 SALI GUNLU GAZETELERDEN BASINDA YARGI HABERLERI

1 προβολή
Παράβλεψη και μετάβαση στο πρώτο μη αναγνωσμένο μήνυμα

Metin OZDERIN

μη αναγνωσμένη,
6 Νοε 2007, 3:39:27 μ.μ.6/11/07
ως [ O Z D E R I N ]
 

06 KASIM 2007 SALI GUNLU GAZETELERDEN BASINDA YARGI HABERLERI

OZDERIN,M.

msn: ozd...@hotmail.com

+90 533 5445522      +90 555  5581289

 


 


 

   6 Kasım 2007 Tarihli ve 26692 Sayılı Resmî Gazete

                                                     MEVZUAT

YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

 

BAKANLAR KURULU KARARI

2007/12710    Bazı Mahalli İdare Birliklerinin Kurulmasına İzin Verilmesi Hakkında Karar

 

CUMHURBAŞKANLIĞINA VEKÂLET ETME İŞLEMİ

—   Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal TOPTAN’ın Vekâlet Etmesine Dair Tezkere

 

BAKANLIKLARA VEKÂLET ETME İŞLEMİ

—   Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN’e, Devlet Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU’nun Vekâlet Etmesine Dair Tezkere

—   Devlet Bakanı Nimet ÇUBUKÇU’ya, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in Vekâlet Etmesine Dair Tezkere

—   Devlet Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’e, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY’ın Vekâlet Etmesine Dair Tezkere

—   Maliye Bakanlığına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım EKREN’in Vekâlet Etmesine Dair Tezkere

—   Sanayi ve Ticaret Bakanlığına, Adalet Bakanı Mehmet Ali ŞAHİN’in Vekâlet Etmesine Dair Tezkere

—   Çevre ve Orman Bakanlığına, Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM’ın Vekâlet Etmesine Dair Tezkere

 

 YÖNETMELİKLER

—   Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

—   Hiberbarik Oksijen Tedavisi Uygulanan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

—   Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

—   Evde Bakım Hizmetleri Sunumu Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

—   Ölçü ve Ölçü Aletleri Tip Onay Belgesi Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

—   Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim ve Sınav Yönetmeliği

 

TEBLİĞ

—   Oyuncak ve Çocuk Bakım Eşyalarındaki Phthalatlar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ


 Ve bir Türk daha vatanını terk etti
 
İhsan Yılmaz `ın haberi


Suikasta kurban giden gazeteci Hrant Dink `in oğlu Arat Dink , tehdit mesajlarının bitmek bilmemesi, TCK `nın 301. maddesinden de ceza almasının ardından Belçika `ya yerleşti. Dink , Agos gazetesindeki görevini de bıraktı


Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink `in oğlu Arat Dink , hakkındaki mahkûmiyet kararı ve ailesine yönelik tehditler devam edince Türkiye `den ayrılma kararı aldı. Eşi ve iki çocuğuyla Brüksel `e yerleşen Arat Dink `in adı, "Sorumlu Yazı İşleri Müdürü " olarak görev yaptığı Agos gazetesinin künyesinden de çıkarıldı . Dink ailesi, Arat Dink `in Türkiye `den ayrılık kararının geçici olduğunu söyledi.


Suikast sonucu öldürülen Hrant Dink , "Ruh halimin güvercin tedirginliği" başlıklı yazısında, Türkiye `de kalıp yaşamak arzusunda olduklarını dile getirdikten sonra, "Dilerim, böylesi bir terk edişi hiç ama hiç yaşamak mecburiyetinde kalmayız" temennisinde bulunuyordu.


Bu yazıdan kısa süre sonra Dink suikasta uğradı. Rakel Dink cenaze töreninde yaptığı konuşmada, "Sevdiklerinden ayrıldın. Çocuklarından ayrıldın, torunlarından ayrıldın. Kucağımdan ayrıldın. Ülkenden ayrılmadın sevgilim!" diye eşine sesleniyordu. Dink ailesinin sıkı sıkıya bağlı olduğu Türkiye `de yaşama isteği tehditler nedeniyle sona erdi .


Ceza alması da etkili oldu


Dink cinayetinin ardından özellikle e-posta yoluyla Arat Dink `e ve ailesine tehdit mesajları gelmeye devam etti. Bu tehdit mailleriyle ilgili soruşturmalar yapıldı. Tehditler devam ederken, "Agos Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü " olan Arat Dink ile imtiyaz sahibi Serkis Seropyan , Dink `in ölümünden önce Reuters `a verdiği demeç nedeniyle yargılandıkları davada 1`er yıl hapis cezasına çarptırıldılar.


TCK `nın 301. maddesine göre, "Türklüğü aşağıladıkları" gerekçesiyle mahkûm olan Dink ve Seropyan `ın cezası, sabıkaları olmaması dikkate alınarak ertelendi. Dava temyiz aşamasında.


Aile büyükleri, Agos `un "sorumlu yazı İşleri müdürü" olması nedeniyle sürekli dava tehditi altında olan Arat Dink `in yurtdışına yerleşmesini istedi. Arat Dink `in Brüksel `deki doktor ablası Delal Dink de kardeşinin yanına gelmesi konusunda ısrarcı oldu. Uzun süre direnen Arat Dink , gözyaşları içinde eşi Karolin ve iki çocuğuyla gitme kararı verdi. Brüksel `de bir eve yerleşen Arat Dink ve ailesi şu anda Belçika `da bulunuyor. Arat Dink `in bugün İstanbul `a döneceği ve eksik kalan hukuki işlemleri tamamlayacağı öğrenildi.


Dink , Agos `taki görevinden de ayrıldı. "Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü " görevine Aris Nalcı getirildi. Dink ailesi ise bu gidişin bir süreliğine olduğunu, tamamen Türkiye `den ayrılmanın söz konusu olmadığını bildirdi.


(Milliyet )

2007-11-06 11:02:37 Haber7


 Bakan Şahin"e protestoya polisten sert müdahale
 
soL (Ankara ) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi "nin 82"nci kuruluş yıldönümü nedeniyle Cebeci Kampusu "na gelen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin "i protesto eden öğrenciler, hem Özel Güvenlik Birimleri (ÖGB) hem de çevik kuvvetin sert saldırısına uğradı. Çevik kuvvetin okulun içerisinde girdiği olaylarda yaka paça ve son derece sert bir müdahale eşliğinde yaklaşık 10 öğrenci gözaltına alındı. "Onlar herhalde görevlerini yaptılar ama bu görevlerin mutlaka hukuk kuralları içerisinde yapılması gerekir. Hukuk kurallarını zorlayan bir muamele oldu mu, bilmiyorum" diyen Bakan Şahin , "yasalara aykırı bir durum varsa" Emniyet Müdürü ve ilgili savcıyla görüşeceğini de açıkladı. Öte yandan Hukuk Fakültesi Dekanı Metin Feyzioğlu "nun, "can güvenliği nedeniyle polise haber verildiği" sözleri, "Öğrenciler katil mi" sorusunu akıllara getirdi.


Polis kampusun önüne yığınak yaptı


Bakan Şahin ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç başta olmak üzere yüksek yargı organları başkanları Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi "nin 82"nci kuruluş yıldönümü nedeniyle fakültenin bulunduğu Cebeci Kampusu "na geldi. 6 Kasım YÖK"ün kuruluş yıldönümünün yanı sıra polis, söz konusu törenden dolayı da kampusun önü ve girişine tam anlamıyla yığınak yaptı. Pek çok çevik kuvvet otobüsü, gözaltı aracı ve panzerlerle okulun önünde bekleyen çevik kuvvet, kampusun girişini de tuttu. Bu arada tören nedeniyle okula sadece Bakan Şahin "in değil, kimi komutanların da geldiği gözlemlendi.


Öğrencilere hem ÖGB hem polis saldırdı


Hukuk Fakültesi "nde gerçekleştirilen tören, bir müzik grubunun 10"uncu Yıl Marşı "nı söylemesiyle başladı. Şahin `in konuşmasında önce salon dışında bulunan kimi öğrenciler "YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek" şeklinde slogan atarken, Şahin "in konuşması sırasında kimi öğrenciler kendisini ve AKP hükümetini protesto etmek istedi. Öğrenci, tepkisini yüksek sesle ifade etmek istemesinin ardında salonda bulunan sivil polisler ve ÖGB"ler tarafından son derece sert bir biçimde ve yaka paça salon dışarısında çıkarılmak istendi. Buna tepki gösteren bir grup da yine polis tarafından sert bir biçimde dışarı çıkartıldı.


Şahin : Onlar herhalde görevlerini yaptılar


Öğrencilerin dışına çıkartılmasının ardından okul içerisine girmiş olan onlarca çevik kuvvet öğrencilerin üzerine saldırdı. "Sakin olun" dedikten sonra, gürültüyü bastırmak için yüksek sesle konuşmasına devam eden Şahin , törenden sonra bir gazetecinin "Polisin müdahalesi biraz sert oldu" sözleri üzerine, dışarıda olanları takip edemediğini ifade etti. Şahin , ÖGB"lerin ve polisin talimatı kendisinden almadığını dile getirerek, "Onlar herhalde görevlerini yaptılar, ama bu görevlerin mutlaka hukuk kuralları içerisinde yapılması gerekir. Hukuk kurallarını zorlayan bir muamele oldu mu bilmiyorum" dedi.


Şahin , "Ben o tür sözlerden, bağırmalardan rahatsız olacak biri değilim" demesine karşın, öğrencilere saldırılırken herhangi bir müdahalede bulunmadı.


Dekan: Can güvenliği nedeniyle polise haber verildi


Rektör Aras , "okuldaki bazı öğrencilerin güvenliklerinin sağlanması için" talepte bulunduklarını, okula polisin bu kapsamda alındığını ifade ederken, Dekan Prof . Feyzioğlu "törene üst düzey katılım olduğu için can güvenliği nedeniyle polise haber verildiğini" açıklaması, "Öğrenciler katil mi" sorusunu akıllara getirdi.

2007-11-06 11:14:41 soL


 İşte YÖK’ün üniversitesi


Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin, Anayasa Mahkemesi Başkanı başta olmak üzere yüksek yargı organları başkanları ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in de katıldığı 82. kuruluş yıldönümü törenlerinde polisin öğrencilere yönelik saldırısı damgasını vurdu.
 
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ’nin, Anayasa Mahkemesi Başkanı başta olmak üzere yüksek yargı organları başkanları ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ’in de katıldığı 82. kuruluş yıldönümü törenlerinde polisin öğrencilere yönelik saldırısı damgasını vurdu.


Toplantı öncesi Rektörlk tarafından ‘güvenlik’ gerekçesiyle okula çağrılan polisler bakanın protesto edilmesi üzerine öğrencileri salon dışına çıkararak tartakladı. 5 öğrenci gözaltına alındı.


Sivil polisler dışarı çıkardı


Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ’in konuşmaya başlamasından önce salon dışında bulunan öğrencilerin “YÖK kalkacak, polis çıkacak”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek” şeklinde slogan attılar. Salondaki bir öğrenci de Adalet Bakanlığı ’na tepki gösterdi. Bunun üzerine salonda bulunan sivil polisler öğrenciyi ağzını kapatarak dışarı çıkardı. Polise tepki gösteren öğrenciler de yine polis tarafından dışarı çıkarıldı.


Öğrencilerin salon dışına çıkarılmasıyla kapıda bekleyen çevik kuvvet ekipleri ve öğrenciler arasında arbede yaşandı. Olayda 5 öğrenci gözaltına alındı. Bu sırada salonda bulunan bazı öğrenciler de dışarı çıktı.


Okuldaki emniyet mensuplarının talimatı kendisinden almadıklarını belirten Şahin , “Onlar herhalde görevlerini yaptılar ama bu görevlerin mutlaka hukuk kuralları içerisinde yapılması gerekir. Hukuk kurallarını zorlayan bir muamele oldu mu bilmiyorum” diye konuştu.


Okula neden polis çağırıldı?


Rektör Prof . Dr. Nusret Aras da, okuldaki bazı öğrencilerin güvenliklerinin sağlanması için talepte bulunduklarını, okula polisin bu kapsamda alındığını söylerken, Dekan Prof . Metin Feyzioğlu “törene üst düzey katılım olduğu için can güvenliği nedeniyle polise haber verildiğini” bildirdi. (Ankara /EVRENSEL )

2007-11-06 10:50:28 Evrensel


 Adalet bakanına bak
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, 8 askerin teslim edilmesiyle ilgili, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi.
 
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin , 8 askerin teslim edilmesiyle ilgili, “Türk Silahlı Kuvvetleri ’nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum” dedi.


Şahin , Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ’nin 82. kuruluş yıl dönümü töreninde gazetecilerin sorularını yanıtladı.


Şahin şunları söyledi: “Öncelikle askerlerimizin, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının herhangi birinin ya da bir bölümünün bölücü terör örgütünün eline geçmiş olmasından, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak büyük üzüntü duyduğumu belirtmeliyim. Türk Silahlı Kuvvetleri ’nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum. Bu benim kişisel değerlendirmemdir.” (HABER MERKEZİ )

2007-11-06 10:50:27 Evrensel


 Şehit eşinden ABD`ye dava
 
İzmirli şehit Kara Pilot Kıdemli Üsteğmen Bülent Öztürk `ün öğretmen eşi Deniz Öztürk , eşinin kullandığı helikopterin ABD yapımı stinger füzesi tarafından düşürülmesini dikkate alarak ABD aleyhine 100 bin dolarlık manevi tazminat davası açtı. Avukatı Tarcan Ülük tarafından Ankara 10 Asliye Hukuk Mahkemesi `nde açılan dava sonrası kazanılacak paranın Mehmetçik Vakfı `na bağışlanacağı belirtildi.


10 yıl önce Kuzey Irak `ta düzenlenen "Çekiç" operasyonu sırasında Kara Pilot Kıdemli Üsteğmen Bülent Öztürk , operasyonda kullandığı Süper Kobra helikopterin teröristler tarafından stinger füzesiyle vurularak düşürülmesiyle şehit olmuştu. Evli ve bir çocuk babası şehit Üsteğmen Bülent Öztürk `ün eşi öğretmen Deniz Öztürk acısını dindirmek için füzeyi üreten ABD aleyhine dava açmaya karar verdi. Öğretmen olduğu için konuşmayan Öztürk `ün yerine Avukatı Tarcan Ülük bir açıklama yaparak açılan manevi tazminatın örnek olacağını söyledi.


İHMAL OLDUĞU İÇİN DAVA AÇTIK


Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi `ne başvuruyu yapan Avukat Tarcan Ülük , "Helikopterin düşürülmesine neden olan füzenin ABD yapımı olduğunu belirledik. Füzenin terör örğütünün eline geçmesinden dolayı pilotumuz şehit olmuştur. Şehit pilotun eşi Deniz hanım, ABD menşeli füzenin sağlanmasından kastı olmasa dahi ağır ihmali bulunduğunu düşündüğü için 100 bin dolarlık manevi tazminat davası açtı. Bu dava örnek olacak bir pilot davasıdır" dedi.


Açılan davanın sonuçlanmasının ardından alınacak 100 bin doların Mehmetçik Vakfı `na bağışlanacağını söyleyen Tarcan Ülük , sözlerine şöyle devam etti: "Şehidimizin eşine, devlet tarafından maaş verilmekte ve bütün ihtiyaçları karşılanmaktadır. Deniz hanımın açtığı davada elde edilecek para tamamen Mehmetçik Vakfı `na bağışlanacaktır. Vakfın alacağı bir silah şehit ailesini manevi olarak sevindirecektir."

İZMİR (İHA )

2007-11-06 13:18:11 Yeni Şafak


 Tıpta yan dal uzmanlık sınavına iptal davası
 
Bir doktor, "adayların yeterlilik koşulları araştırılmadan yapıldığını" ileri sürerek, 20 Ekim 2007’de gerçekleştirilen Tıpta Yan Dal Uzmanlık Sınavı’nın iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Ankara İdare Mahkemesi ’nde dava açtı.


Talat Ayyıldız adlı doktor, Ankara İdare Mahkemesi ’ne sunduğu dava dilekçesinde, Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı Yönetmeliği ’nde, sınava girecek erkek adayların askerlikle ilgisinin bulunmaması şartının arandığına yer verilerek, buna rağmen sınava başvuru sırasında erkek adaylardan askerlik durumlarını gösterin belgelerin istenmediği ileri sürüldü.


Dilekçede, mevzuatın aradığı şartlara uygun olup olmadığına bakılmaksızın tüm isteklilerin sınava kabul edildiği ve sınava giriş hakkı olmayan erkek adayların sınava kabul edilmesiyle, sınava giriş engeli bulunmayan adayların yan dal puanlarının önemli ölçüde sapmaya uğradığı ve bu adayların yan dal uzmanlığa kabulü şansının hukuka aykırı bir şekilde ellerinden alındığını savunuldu.


Doktor Talat Ayyıldız ’ın da dava konusu sınavdan 52.512 puan aldığı belirtilen dilekçede, Ayyıldız ’ın atamaya hak kazandığı, ancak tercih durumuna göre daha uygun bir hastaneye atama şansı varken, standart sapmanın etkisiyle bu hakkını kaybettiği iddia edildi.


Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi ’nin (ÖSYM ) sınav başvurusu sırasında istenen belgeler arasına "askerlik terhis veya tecil veya askerlikle ilişiksizlik belgesi"ni ekleyebileceğine işaret edilen dilekçede, bu yolla sınav başarı ortalamasının doğru bir ölçümleme ile tespitinin sağlanabileceği öne sürüldü.


Dilekçede, dava konusu işlemin adayların yeterlilik koşulları araştırılmadan, hukuka aykırı şekilde yapıldığını iddia edilerek, sınavın iptali ve yürütmesinin durdurulması talep edildi.


Tıpta uzmanlık yapan personelin bir başka uzmanlık alanında eğitim yapmasına olanak sağlayan Tıpta Yan Dal Uzmanlık Sınavı, ÖSYM tarafından 20 Ekim 2007 tarihinde yapılmıştı.

2007-11-06 11:50:45 Milliyet


 Danıştay"dan yasağa karşı özgürlük gerekçesi


Danıştay Kurulu, Başbakanlık"ın Hakkari olaylarıyla ilgili yayın yasağıyla halkın bilgi edinme yollarını tümüyle kapatarak yetkisini aştığına hükmetti; "Düşünce özgürlüğü, düşüncenin yayılması ve öğrenilmesi özgürlüğünü de içerir dedi.
 
ANKARA - Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu "nun Başbakanlık "ın 13. Daire"nin yayın yasağının yürütmesinin durdurulması kararına yaptığı itirazın reddine ilişkin gerekçesi belli oldu. Kurul, Hakkari saldırısının kamu düzenini ciddi şekilde bozacağını belirtti; ancak bu konudaki yasağın hukuka uyması için, hem hükümetin yetkisini aşmaması, hem de yasağın demokratik toplumun gereklerine ve ölçülülük ilkelerine uygun olması gerektiğini vurguladı. Kurul kararını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına dayandırdı.HAKKARİ OLAYLARI ÜZERİNE YASAK GETİRİLMİŞ


Hakkari "nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen saldırılarla ilgili yayınların durdurulmasına ilişkin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek imzalı 23 Ekim 2007 tarihli kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay "da dava açılmış; Danıştay 13. Dairesi, söz konusu kararın yürütmesini oy birliğiyle durdurmuştu.


Davalı Başbakanlık , Danıştay 13. Dairesi"nin kararına itiraz ederek, kararının kalldırılmasını istedi. Ancak Genel Kurul , bu istemi 1 Kasım "da 1"e karşı 28 üyenin oyuyla reddetti.


ANAYASA "YA GÖRE TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ


Genel Kurul "un itirazın reddine ilişkin gerekçeli kararda, "dava konusu işlemle getirilen yayın yasağının, Anayasa ile güvenceye bağlanan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ve basın özgürlüğüyle bağlantısı nedeniyle öncelikle bu yönüyle değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, Anayasa "nın 2. maddesinde belirtilen "hukuk devleti tanımlamasına atıfta bulunuldu.


TEMEL HAKLAR ANCAK KANUNLA SINIRLANABİLİR


Anayasa "nın düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, basının hür olduğu, sansür edilemeyeceği ve basın özgürlüğünün sınırlanmasında uygulanacak kurallara ilişkin hükümlerinin anımsatıldığı kararda, Anayasa "nın 13. maddesinde ise temel hak ve hürriyetlerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa "nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunda sınırlanabileceğinin öngörüldüğü belirtildi.


AİHM "E GÖRE MEŞRU BİR AMAÇ OLMALI


Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi "nin (AİHS ) "ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesine de atıfta bulunulan kararda, bu çerçevede, Anayasa "nın AİHS "nin hükümleriyle AİHM kararlarının birlikte değerlendirilmesinden düşünceyi açıklama özgürlüğüne getirilecek sınırlamanın yasa tarafından öngörülmesi, meşru bir amaç taşıması demokratik toplum için zorunla olması ve ölçülü kullanılması gerektiğinin anlaşıldığı vurgulandı.


DÜŞÜNCE ÖZGÜRCE YAYILMALIDIR


Kararda, "Basın özgürlüğü, düşünce ve kanaat özgürlüğünü tamamlayan ve onun kullanılmasını sağlayan bir özgürlüktür. Düşünce özgürlüğü düşüncelerin özgürce açıklanması yanında bunların yayılması ve öğrenilmesi özgürlüğünü de içerir denildi.


İSTİSNAİ OLARAK MEŞRU MÜDAHALE


Kararda, dava konusu olayda Başbakan"a verilen ve Daire kararında da belirtildiği gibi "istisnai nitelikte bulunan radyo ve televizyon yayınlarını durdurma yetkisinin Anayasa "nın 13, 26, 28. maddelerine ve AİHS "in 10. maddesine uygun olarak yasayla düzenlendiği, yasada bu yetkinin ancak Anayasa ve AİHS "te düzenlenen ve meşru bir müdahale olarak kabul edilen kamu düzeni ve kamu güvenliğine dayanılarak kullanılabileceğinin öngörüldüğünün anlaşıldığı kaydedildi.


DEMOKRASİ VE ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİNE UYGUNLUK


Yayın yasağını öngören idari işlemlerin de yasaya dayalı olması, yasada öngörülen amacı taşıması, amaç ile bu amaca varmak için öngörülen araç arasında makul bir dengenin bulunmasının zorunlu olduğu kaydedilen kararda, şöyle denildi:


"Bu bağlamda 21 Ekim 2007 tarihinde Hakkari "nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırının kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına neden olacak bir olay olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, yukarıda da değinildiği üzere yayın yasağına ilişkin işlemin hukuka uygun olduğunun kabul edilebilmesi için yürütme organının bu konuda yasayla yetkilendirilmesi ve olayda yasada öngörülen nedenlerin gerçekleşmiş olması yeterli olmamakta, getirilen yasağın aynı zamanda demokratik toplumun gereklerine ve ölçülülük ilkelerine uygun kullanılması gerekmektedir.


YASAĞIN KAPSAMI VE SINIRI BELİRSİZ


Radyo ve televizyon yayıncılığında eyayın" kavramı, radyo ve televizyondan yayınlanan (haber, yorum, bilgilendirme, drama, reklam, karikatür, ses, fotoğraf v.b.) ürünleri kapsamaktadır. Bu kapsamın genişliği dikkate alındığında yayın yasağına ilişkin işlemlerde yasaklamanın hangi tür yayınları kapsadığı ve sınırlarının açıkça belirtilmesi ve buna bağlı olarak da radyo ve televizyon kuruluşlarının yasağın kapsamını öngörebilmelerinin sağlanması zorunludur. Oysa dava konusu işlemde, durdurulan yayınların hangi tür yayınlar olduğu hususu açıkça ortaya konulmamakta, işlem, yasağın kapsamı ve sınırları konusunda bir belirsizlik içermektedir.


HALKIN BİLGİ EDİNMESİNİN YOLLARI KAPATILMIŞTIR


Bu itibarla, Anayasa ve yasaya göre yürütme organına istisnai olarak kullanılmak üzere tanınan eyayınların yasaklanması" konusundaki yetkinin sınırlarının aşıldığı, böylece halkın bir olay hakkında bilgi edinme hakkının tüm yollarının kapatıldığı ve eölçülülük" ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.


Karar katılmayan 11. Daire Üyesi Selçuk Hondu, yayın yasağının yasayla öngörüldüğü, bu yasaya dayanılarak tesis edilen işlemin, olay, yer ve tarih itibariyle sınırlarının belli olduğunun anlaşıldığını, itirazın kabul edilmesi gerektiğini savundu .


Danıştay 13. Dairesi, dava konusu kararın iptal istemini daha sonra esastan karara bağlayacak.

2007-11-06 16:58:40 NTV-MSNBC


 
 
Din ve ifade özgürlüğü artmalı
Türkiye demokrasisinin AKP`yle orduyu karşı karşıya getirdiği kaydedilen cumhurbaşkanlığı seçim süreci krizinden güçlenerek çıktığı belirtiliyor. Avrupa Birliği Komisyonu`nun Türkiye İlerleme Raporu açıklandı..İşte Rapor`dan ayrıntılar
 
Avrupa Birliği Komisyonu `nun Türiye İlerleme Raporu açıklandı..


Türkiye `ye ilişkin ilerleme raporunda daha önceki ilerleme raporlarından çok farklı ifadeler yer almıyor.


Raporda Türk Ceza Kanunu `nun 301. maddesi ve ifade özgürlüğüne yönelik uyarılar öne çıkıyor.


Raporda ayrıca sivillerin ordu üzerinde kontrolü, Kürtler ve gayrimüslimlerin haklarının korunması için daha çok ve kaydadğer adımlar atması gerektiği belirtiliyor.


İlerleme raporuna göre, Türk hukuk sistemi ifade özgürlüğünü tam olarak garanti altına almıyor.


Ayrıca, Ankara `nın Avrupa standartlarına uygun bir şekilde, Kürtler gibi azınlıkları koruyarak kültürel çeşitliliği sağlama konusunda hiçbir ilerleme kaydetmediği belirtiliyor.


Raporda, Türkiye demokrasisinin AKP `yle orduyu karşı karşıya getirdiği kaydedilen cumhurbaşkanlığı seçim süreci krizinden güçlenerek çıktığı belirtiliyor.


Bu noktadan itibaren Türkiyenin artık 2005`ten bu yana yavaşlayan reform sürecine yeniden ivme kazandırması çağrısı yapılıyor.


Ordunun sivil denetim altında olması gerektiğinin de altı çiziliyor.


Komisyon, Türkiye `ye komşularıyla iyi ilişkileri sürdürme çağrısında bulunuyor, ancak Ankara `nın Kuzey Irak `a olası sınır ötesi operasyonundan bahsedilmiyor.


Bu konuya raporun açıklanmasından sonra bir basın toplantısı düzenleyen genişlemeden sorumlu komisyon yetkilisi Olli Rehn değindi.


Rehn , PKK `nın düzenlediği saldırıları kınarken, sorunun Türkiye ve Irak arasında işbirliği yoluyla çözülmesi çağrısında bulundu.


301 değişsin ya da kalksın


Rehn , basın topantısında özellikle 301. maddeden hareketle aakdemisyen ve gazetecilerin yargılanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti ve bu yasanın derhal değiştirilmesini ya da kaldırılmasını istedi.


Rehn , bu konuda adım atılmaması halinde insan hakları ve yargıyla ilgili başlıkların müzakereye açılmayacağını söyledi.


Avrupa Birliği Kıbrıs `a limanların açılmaması dolayısıyla 35 başlıktan sekizini zaten askıya almıştı.


Rehn bununla birlikte AB `nin de sözünü tutarak yeni başlıkları açması gerektiğini kaydetti.


Olli Rehn basın toplantısında ayrıca, Türkiye ile aynı zamanda müzakerelere başlayan Hırvatistan ile sürecin büyük bir hızla ilerlemesinden övgüyle söz etti.


Rehn , 2008 yılı sonuna dek Balkanların batısındaki tüm ülkelerle üyelik yolunda ilk adım kabul edilen İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları imzalanmış olacağını da açıkladı.


Rehn , Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ile işbirliği yapan Sırbistan yönetimi ile anlaşmanın bu hafta imzalanacağını duyurdu.


Bir Avrupa Birliği yetkilisine göre ilerleme raporunun metni sert bir dille kaleme alınmış.


Yetkiliye göre bu durum, Ankara `nın temel hakların geliştirilmesi konusunda iki yıl üst üste pek bir şey yapmamasından kaynaklanıyor.


Birliğin etkili ülkelerinden Fransa `nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy , Türkiye `ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık sunulması fikrini savunuyor.


Avrupa Komisyonunun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero Waldner ise, Fransa `nın Akdeniz ülkelerinden birlik oluşturma teklifinin Türkiye için AB adaylığının alternatifi olmadığını söyledi.


Lizbon `da AB ve Akdeniz Ülkeleri Bakanlar Toplantısına katılan Ferrero Waldner , Reuters haber ajansına verdiği mülakatta Sarkozy tarafından ortaya atılan Akdeniz Birliği fikriyle Türkiye `nin AB `ye girme planının birbirinden farklı olduğunu kaydetti.


bbc

2007-11-06 17:25:45 Cafe Siyaset


 Hipermarket yasası kuşa çevrilmesin
 
Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER ) Başkanı Mahmut Çelikus , hiper ve gros marketlerin 63 sektörün yok olmasına zemin hazırladığını savunarak, “Kadük hale getirilecek Hipermarket Yasası ’nın kimseye faydası olmaz.


Korkumuz odur ki yasa, kuşa çevrilip çıkar” dedi. Hiper ve gros marketlerin yol açtığı tahribatın, üretici, tedarikçi, esnaf ve sanatkar ile tüketici boyutunun bulunduğunu vurgulayan Çelikus , “Dünyanın hiçbir ülkesinde yasası olmadan bir market açılmaz. Ancak, ülkemizde burada büyük boşluk var. Mutlaka bir düzenlemeye ihtiyaç var” dedi.

2007-11-06 02:37:47 Bugün


 AB içinde `terörle mücadele` hazırlıkları
AB Komisyonu, kapsamlı uçuş bilgilerinin derlenmesi ve internet yasalarının sıkılaştırılması gibi önlemlerin yeraldığı `terörle mücadele` paketi hazırlıyor. Böylece AB ile ABD aynı çizgide olacak.
 
Plan uyarınca AB üyesi 27 ülkede, insanları terör niteliğindeki faaliyetler için işe almak, eğitmek ve bu tür eylemleri kışkırtmak, yasa dışı hale getirilecek.Avrupa Komisyonu , İngiltere `de, `daha ağır cezalar verilecek belli bazı terör suçları` şeklinde bir sınıflandırma bulunmamasını eleştiriyor.Komisyon, İngiltere `nin, beş yıl önce bu konuda taahhüde girmesine rağmen, yasalarında gereken eşghüdümü sağlayamayan birçok ülke arasında yeraldığına işaret ediyor.Avrupa Komisyonunun önlem paketinde internetteki faaliyetlere özel vurgu yapılıyor.Şiddeti teşvik eden veya bomba yapımını öğreten internet siteleri kurulması bir suç haline getiriliyor.Planda uçakla yolculuk edenlere ilişkin bilgilerin toplanması da ağırlık kazanıyor. AB üyesi ülkelere veya bu ülkelerden seyahat eden uçak yolcuları hakkında 19 ayrı kişisel bilginin derlenmesi öngörülüyor.Bu bilgiler arasında yolcunun telefon numarası, elektronik posta adresi, yaptığı ödemenin ayrıntıları da yeralıyor ve bu bilgilerin 13 yıl boyunca dosyalanması planlanıyor.`Yolcu İsim Kaydı` bilgilerinin toplanması ve saklanması planı, AB `yi, 11 Eylül saldırılarından sonra benzer önlemler alan ABD `deki uygulamalara yaklaştırıyor.Avrupa Komisyonu `nun Adalet işlerinden sorumlu bakanı Franco Frattini tarafından hazırlanan önlemler, AB üyesi ülkeler arasında yapılan uçak yolculukları kapsamayacak.Avrupa Komisyonunun planını eleştirenler, bu önlemlerin kişisel özgürlükleri çiğneyeceği ve gereksiz düzeyde bir izleme/gözetleme faaliyeti başlatacağı kaygısını dile getiriyorlar.Sözkonusu planın yasalaşabilmesi için tüm AB üyelerince onaylanması gerekiyor.

2007-11-06 11:00:55 BBC Türk


 Zorunlu müdafilik ücretlerinin vergilendirilmesi
 
Ceza Muhakemeleri Yasası `nın 150/1`inci maddesi uyarınca "şüpheli veya sanık, müdafi yani avukat seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde kendisine bir müdafi (avukat) görevlendirilir."


Yasal düzenleme gereği olarak "Şüpheli veya sanık onsekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz" veyahut da "kendisini savunamayacak derecede malul olur ve bir müdafi de bulamazsa istemi aranmaksızın" kendisine bir müdafi görevlendirilir.


Diğer yandan üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturma aşamasında mutlaka müdafiinin (avukatının) bulunması gerekmektedir.


Cezam Muhakemesi Yasası gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine, bu bağlamda müdafii (avukatı) bulunmayanlara müdafii görevlendirilir.


"Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerinin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliği "n 5/1 maddesi uyarınca şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafii seçmesi istenir. Müdafii seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, görevlendirilecek müdafie yapılacak ödemelerin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkumiyet halinde kendisinden (bu bedelin) tahsil edileceği hususu hatırlatılarak talep ettiği taktirde, barodan bir müdafi (avukat) görevlendirilmesi istenir.


Vekili bulunmayan mağdur, şikayetçi ve katılanın istemi halinde de barodan vekil görevlendirilmesi istenebilir.


Müdafi veya vekil görevlendirilmesi; soruşturma evresinde ifadeyi alan merci veya sorguyu yapan hakim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından barodan talep edilmektedir.


Ceza Muhakemeleri Yasası uyarınca baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile Avukatlık Ücret Tarifesi`nden ayrık olarak hazırlanması öngörülen "Ceza Muhakemeleri Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife" gereğince ödenecek meblağ Adalet Bakanlığı bütçesinden bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanmaktadır." Bu bağlamda müdafi veya vekilin görevi gereğince yaptığı zorunlu yol giderleri de ayrıca ödenmektedir.


Ancak, bu bağlamda zorunlu müdafilere (avukatlara) bu hizmetleri karşılığı yapılan ödemeler vergi uygulaması açısından zaman içersinde duraksama yaratmıştır.


Ağırlıklı bir görüşe göre Ceza Muhakemesi Yasası `na göre "barolar tarafından görevlendirilen ve yukarıda belirtilen yönetmelik hükümleri çerçevesinde ödenmesi zorunlu olan Avukatlık Hizmeti bedelleri, baro tarafından görevlendirilen avukatın verdiği hizmetin karşılığı ve müvekkil adına yapılan ödemeler "Serbest Meslek Kazancı " niteliğindedir.


Buna göre, baro tarafından görevlendirilen avukatlara zorunlu avukatlık hizmeti nedeniyle yapılan ödemelerin serbest meslek kazancı kabul edilerek, ödemelerden Gelir Vergisi Yasası `nın 94`üncü maddesinin 2/b bendi uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen yüzde 20 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir. (Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Başakanlığı`nın 27.02.2007 gün ve 16949 sayılı özelgesi mevcuttur.)


Ancak bazı hallerde zorunlu avukatlık hizmeti vermesi konusunda serbest meslek faliyeti yanında ücretli olarak avukatlık hizmeti veren avukatların da görevlendirildiği gözlenmektedir. Böyle bir durumda kendisi ücretli çalışan bir avukata zorunlu müdafilik görevinin verilmesi halinde, bu nedenle kendisine ödenen ücretin vergisel açıdan nasıl değerlendirileceği konusu önem kazanmaktadır.


Bu durumda oluşan bir görüşe göre "Zorunlu müdafilik hizmeti veren ve serbest meslek erbabı avukatın yanında ücretli olarak çalışan avukatın, konuya ilişkin olarak kendisine yapılacak zorunlu müdafilik ödemeleri için serbest meslek makbuzu düzenleme olanağı bulunamayacağından "ödemenin işvereni durumundaki avukata ait serbest meslek makbuzu karşılığında yapılması gerekmekte olup, işvren konumundaki avukatın geliri olarak değerlendirilmesi ve bilahere zorunlu müdafilik ödemesinin bu görevi üstlenen işveren konumundaki avukat tarafından ücret bordrosu ile ödenmesi gerekmektedir. (Eraslan , Cevdet "Avukatlara Zorunlu Müdafilik Dolayısıyla Yapılan Ödemelerin Vergilendirilmesi ve Belge Düzeni" Diyalog Dergisi Sayı: 234, Sf: 145)


Diğer yandan avukatlık ortaklığı şeklinde faliyet gösteren avukatlara zorunlu müdafilik dolayısıyla yapılan ödemelerde ise avukatlık ortaklığının çalışması meslek çalışması niteliğinde olduğundan, burada şahıs şirketlerine uygulanan vergilendirme ilkeleri geçerli olacaktır. Bu bağlamda da zorunlu müdafilik ücretinin avukatlık ortaklığı adına düzenlenen serbest meslek makbuzu ile tahsil edilmesi gerekmektedir.


Tüm bu açıklamalar yanında zorunlu müdafilik nedeniyle ödenen bedelin ücret niteliğinde olduğu, dolayısıyla serbest meslek kazancından farklı olduğu konusunda var olan tartışmalar da hali hazırda devam etmektedir.

2007-11-06 02:17:34 Referans


 Eski valiye hapis cezası onandı
 
Yargıtay Ceza Genel Kurulu , emekliye ayrılan ayrılan Akif Tığ `ı, Mersin Valisi olduğu dönemde ``usulsüz silah ruhsatı verdiği`` iddiasıyla yargılandığı davada, ``görevi kötüye kullanma`` suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptıran ve bu cezayı adli para cezasına çevirerek erteleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi `nin kararını onadı.


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı , Tığ hakkında, sorumluluk bölgesinde toplam 431 kişiye ``Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğe`` aykırı silah taşıma onayı verildiği iddiasıyla dava açmıştı.


Yargıtay 4. Ceza Dairesi , Tığ `ı eski Türk Ceza Kanunu `nun (TCK ) 240. maddesinde düzenlenen ``görevi kötüye kullanma`` suçundan 11 ay 20 gün hapis, 333 YTL adli para ve 2 ay 27 gün kamu hizmetlerinden men cezasına çarptırmıştı.


Daire, hapis cezasını 3 bin 150 YTL adli para cezasına çevrildikten sonra, toplam 3 bin 483 YTL adli para cezası ve 2 ay 27 günlük memuriyetten men cezasını, Tığ `ın sosyal ve kişisel durumunu dikkate alarak ertelemişti. Akif Tığ `ın, kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu , Yargıtay 4. Ceza Dairesi `nin kararını usul ve yasaya uygun bularak onadı.


AA

2007-11-06 18:10:02 Haber7


 İdam sehpasında ney çaldı, kurtuldu
 
İran `da cinayetten idama mahkum olan bir genç , idam sehpasında ney çalınca, maktulün ailesi davadan vazgeçti ve idam mahkumu 165 bin dolar kan parasıyla serbest bırakıldı.


İtimad -ı Milli gazetesinin haberine göre, 16 yaşında işlediği cinayetten idama mahkum olan Sina `yı ipten alan olay şöyle gelişti:Başkent Tahran `da 3 yıl önce Siruz (30) adlı arkadaşıyla tartışan Sina (16), arkadaşını bıçaklayarak öldürdü .


Polis tarafından tutuklanarak mahkemeye çıkarılan Sina , devrim mahkemesince idama mahkum edildi, ülke yüksek divanı da idamı onadı. Onayın ardından yargı yetkilileri, İran `daki yasalar uyarınca aileleri anlaşmaları için görüştürdü. Kan parasına razı olmayan maktulün ailesi, idam cezasının infazını istedi.


Yaşı küçük olduğu için 18 yaşını doldurması beklenen Sina , geçen yıl idam sehpasına çıkarıldı . İdamdan önce son arzusu sorulan genç, günlük yaşamında çok sevdiği neye son kez üflemek istedi. Son arzusu yerine getirilen Sina , idam sehpasında ney çaldı. Bundan etkilenen maktulün ailesi idamın 6 ay ertelenmesini istedi. Erteleme süresi içerisinde iki aile görüştü ve maktulün ailesi 150 milyar riyal (165 bin dolar) kan parasına razı oldu. Ancak karşı taraf 6 ay içerisinde gerekli parayı ödeyemediği için Sina ikinci kez idam sehpasına çıkarıldı. Bu arada devreye giren yetkililer, mahkuma son bir fırsat daha verilmesini istedi ve infaz kararı bir kez daha ertelendi.


Aile, belirlenen kan parasını hazırlayarak 3 gün önce yetkililere teslim edince, şu anda 19 yaşında bulunan Sina idamdan kurtuldu . İran `da vatana ihanet, cinayet, tecavüz, silahlı soygun, hırsızlık, uyuşturucu kaçakçılığı ve dinden dönme suçları idamla cezalandırılıyor. İran , dünya genelinde idam kararını en fazla uygulayan ülkeler arasında yer alıyor. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre İran `da geçen yıl 177 kişi idam edildi.

2007-11-06 14:50:39 Sabah


 Kurusıkı kullanana ceza
 
Kurusıkı tabancalarla ilgili yeni düzenlemeler içeren ``Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun Tasarısı ``, bir dizi yeni düzenleme getiriyor.


TBMM İçişleri Komisyonu `nda görüşülecek olan tasarıyla, ses ve gaz fişeği atabilen silahların nitelikleri , imali, ithali, ihracı, satışı, edinilmesi, bulundurulması ve taşınması hakkındaki usul ve esaslarla, bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemlerini kapsıyor. Geçen dönem TBMM gündemine gelen ancak kadük kalan tasarı, yarın İçişleri Komisyonunda ele alınacak.


KURU SIKI TAŞIMAK SUÇ SAYILACAK


Düzenlemeyle, söz konusu silahların taşınmasının başlı başına suç olarak kabul edilmesini öngörülüyor. Bu silahların nakillerinin her an kullanıma elverişli olmayacak şekilde kutu içerisinde yapılması sağlanarak, kişilerin üzerinde taşınmasının ve suçta kullanılmasının önüne geçilmesini düzenliyor.


Ayrıca bu silahların satışının, mermi veya av malzemesi ya da yivsiz tüfek satışı yapmak için valiliklerce ruhsatlandırılmış yerlerce yapılması ile bunları satanların, ellerinden çıkaranların veya yeni edinenlerin bir ay içinde mahalli kolluğa bildirimde bulunmaları zorunluluğu getiriliyor.


İZİNSİZ KULLANIMA HAPİS CEZASI


Bu yasa kapsamındaki silahları yetkili mercilerden izin almadan imal edenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezası öngörülüyor.


Silahları yetkili mercilerden izin almadan veya üretim için belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edenler, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden 500 güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacak.


Bu silahları, yönetmelikle belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edenlere 5 bin YTL `den 20 bin YTL `ye kadar idari para cezası verilecek. Suçun tekrarı halinde idari para cezası 2 katına kadar artırılabilecek. Belirlenen yasaklara aykırı davranışta bulunanlara 500 YTL idari para cezası verilecek. Ayrıca silahın mülkiyeti kamuya geçirilecek. Ses ve gaz fişeği atan silahların imal, ithal, ihraç, bulundurma, nakil, satış veya edinilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemleri, Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.


(ANKA)

2007-11-06 15:49:52 Sabah


 Polis saldırısına işçilerden büyük öfke
Yüzlerce Telekom işçisi gerçekleştirdikleri yürüyüşle grevci arkadaşlarına yönelik polis saldırısını ve baskıları protesto etti
 
Telekom işçileri Sultançiftliği , Ayazağa köyü ve Kilyos ’ta grev gözcüleri ile şube yöneticilerine saldıran polisi protesto etti. Mecidiyeköy ’de toplanan yüzlerce Telekom işçisi, “Baskılar, gözaltılar bizi yıldıramaz”, “Direne direne kazanacağız”, “Taşeron mafyasına hayır”, “Yılgınlık yok direniş var” sloganları ile baskıları kınadı. Yoğun yağmur katılımı azaltmazken, işçiler, ne olursa olsun başarıya ulaşana kadar grevi sürdüreceklerini haykırdılar.


Telekom Avrupa Yakası Bölge Müdrülüğü’ne yapılan yürüyüş boyunca işçiler grevlerini karalayan basına da tepki gösterdi. “Satılmış basın istemiyoruz” sloganları atan grevci işçiler, Sabah gazetesi ile ATV ’nin önüne yürümek istedi. Polis, işçilerin önüne barikat kurarak yürüyüşe izin vermedi.


Polis grevi kırmasın


Taşeron firmaların grevi kırma çabalarının sürdüğünü söyleyen Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu , polisin de yasaları çiğneyerek grevi kıranları koruduğunu söyledi. Dokuyucu , “Polis önceki gün grev gözcüsü arkadaşlarımıza saldırarak ben de dahil olmak üzere 7 işçiyi gözaltına aldı. Bizzat grevin kırılması için taşeron firma elemanlarını koruyor. Birazdan ifade vermeye gideceğiz. Bu tür baskılar bizi mücadelemizden geri döndürmeyecek çünkü biz işimizin, ekmeğimizin mücadelesini veriyoruz” diye konuştu. Saldırgan polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden Dokuyucu , polisin grevcilerin üzerindeki baskısının son bulmasını istedi.


Türk-İş Başkanlar Kurulu ’nun uzlaşma için patronlara bir hafta süre tanıdığını hatırlatan Dokuyucu , “Eğer patronlar toplusözleşme masasına oturup taleplerimizi kabul etmezse Türk-İş de iş bırakmayla yanımızda olacak. Bizim Türk-İş’ten istediğimiz tam da buydu. Türkiye ’nin her yerinde işçilerin Telekom işçileri için eylem yapmasıydı. Çünkü bu grev sadece bizim değil bütün işçi sınıfının grevidir” diye konuştu.


İşçilere erzak yardımı


21 gündür grevde olan Telekom işçilerine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak destek ziyaretinde bulundu. Büyükkucak , 7 işçiye yapılan polis saldırısını Türk-İş olarak kınadıklarını belirterek, “Telekom işçisi yasal olarak grevini sürdürüyor. Patronları da yasalara uymaya çağırıyoruz” dedi.


Grevci işçilere bir kamyonet erzak yardımında bulunan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ise alın terinin karşılığını isteyen Telekom işçilerini destekleme sözü verdi. Türk-İş Başkanı ve bakanlar ile grevin masa başında bitmesi için görüşeceğini belirten Sarıgül , “Siz sadaka istemiyorsunuz, bir lütuf istemiyorsunuz sadece insanca yaşamak istiyorsunuz” dedi.


Grevci işçilere Belediye-İş, Harb -İş, Selüloz -İş şube başkanları ve yöneticeleri, Emek Partisi (EMEP ) yöneticileri ve üyeleri de destek verdi. (İstanbul /EVRENSEL )


Grev çadırı kuruldu


Antalya Arapsuyu Telekom Müdürlüğü ’nde ise yöneticilerin işçilere karşı saldırgan tutumu nedeniyle işçiler grev çadırı kurdu. Telekom müdürü, grev çadırını kaldırmak için “Çevredekiler rahatsız oluyor” gerekçesiyle polise başvururken, müdürlüğe gelen polis, halkın “Rahatsız olmuyoruz” açıklaması üzerine geri dönmek zorunda kaldı. Telekom müdürünün sürekli olarak kendilerini kışkırtmaya dönük davranışlar içinde olduğunu söyleyen işçiler, greve sahip çıkmakta kararlı.


Kadın işçiler kararlı


Çorlu ’da kadın işçiler, greve kararlı bir şekilde devam ediyor. Grevdeki kadınların çoğu, her sabah grev yerine gelerek halkla iletişim kurma görevini üstleniyor ve greve çıkma nedenlerini anlatıyor. Sendikaların ve üniversite öğrencisi gençlerin ziyaretlerinin kendilerine güç verdiğini dile getiren işçiler, “Basın, hain ve sabotajcı olduğumuzu yazarken, bir tek Evrensel ve yerel basın bizi destekliyor” dediler. Ailelerinin de kendilerini desteklediğini, yoksa her gün grev yerine gelemeyeceklerini anlatan kadın işçiler, “Sabah evden çıkarken, çocuğumuzun ‘Hayırlı grevler anne’ diye yollaması ve eşlerimizin akşam grev yerine gelerek destek vermesi bizi mutlu ediyor” diyorlar.


Ali Akcan Sultançiftliği ’ni ziyaret etti


Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan , önceki gün polis saldırısının yaşandığı Sultançiftliği Santrali’ni ziyaret ederek işçilere destek verdi. Burada işçilere seslenen Akcan , Oger ’in köşeye sıkıştığını, baskıların ve saldırıların bu nedenle arttığını ifade etti. İşçilerden grevlerini kararlılıkla sürdürmelerini isteyen Akcan , grevin başarıya ulaşmasına az kaldığını dile getirdi.


İşçilere destek vermek için dün öğleden sonra Haber-İş 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu ile birlikte santrale gelen Akcan ’ı işçiler, “Direne direne kazanacağız”, “Yılgınlık yok direniş var” sloganları ile karşıladılar. Tüm Türkiye ’nin Sultançiftliği ’ni duyduğunu dile getiren Akcan , taşeron firmaların kanunsuz bir şekilde grevi kırma girişimlerine tepki gösterdi. Türkiye ’nin her tarafında baskıların arttığa dikkat çeken Akcan , halkla işçilerin karşı karşıya getirme girişimlerinin de devam ettiğini ifade etti. İşçilerden evlerinde oturmamalarını isteyen Akcan , “Özellikle şebekelerin olduğu yerlerde olacağız. Taşeronların grevi kırmasına izin vermeyeceğiz. Yoksa bu grevi kazanamayız” diye konuştu. Grevin başarıyla bitmesine az kaldığını belirten Akcan , “İlk günkü kararlılığımızla mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu. Konuşmasının ardından işçilerle birlikte santralde sohbet eden Akcan , emniyet yetkilileri ile da bir görüşme yaptı. (İstanbul /EVRENSEL )

2007-11-06 10:50:29 Evrensel


 1500 avukata gözaltı
 
ABD Başkanı Bush, olağanüstü hal ilan ederek anayasayı askıya alan Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref ’e en kısa zamanda üniformasını çıkartarak, seçime gitmesi çağrısında bulundu


Pakistan ’da Devlet Başkanı Pervez Müşerref ’in olağanüstü hal ilanından sonra aralarında avukat ve hakimlerin bulunduğu 3 bin 500 kişi gözaltına alınırken, ABD Başkanı George Bush Müşerref ’e acilen demokrasiye dönme çağrısı yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrasında, Müşerref ’ten üniformasını çıkartarak seçime gitmesini isteyen Bush, Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ’ın bu taleplerini iletmesi için Müşerref ’i aradığını açıkladı. Bush, El Kaide ’ye karşı mücadelede kilit müttefiki olan ve 6 yılda toplam 9.6 milyon dolarlık yardım yaptığı Müşerref ’in bu tavsiyesine uymasını umut ettiğini söyledi. Müşerref , daha önce yabancı diplomatları kabulünde üniformasını çıkartarak sivil devlet başkanı olacağını açıklamıştı. Müşerref ’in görev süresinin sona erdiği 15 Kasım ’a dek genel kurmay başkanlığını bırakması gerekiyor. Bu arada dün Pakistan gündemine bomba gibi bir haber düştü. Kulaktan kulağa Müşerref ’in evinde Genelkurmay Başkan Yardımcısı Eşfak Kiyani tarafından göz hapsine alındığı söylentisi yayıldı. Ancak Müşerref iddiayı yalanlarken, “Bunun bir şaka” olduğunu söyledi. Aynı zamanda genelkurmay başkanı olan Müşerref , ikinci kez başkan olduktan sonra üniformasını çıkaracağını açıklamış ve Eşfak Kiyani’yi birkaç hafta önce genelkurmay başkan yardımcısı yaparak halefi ilan etmişti. Ülkenin dört bir yanında sokaklara dökülen hukukçular polisle çatışmaya girerken, polis avukatlara gözyaşartıcı gaz sıktı ve coplarla dövdü. Yüksek Mahkeme etrafında toplanmak isteyen hukukçular yaka paça sürüklenerek gözaltına alındılar.


Seçimler ocak ortasında olacak


İslamabad ’da büyükelçileri kabul eden Müşerref , tarih belirtmeden seçim sözü verirken, Başsavcı Malik Abdul Kayyum Meclis ’in olağanüstü hal ilanından önce öngörüldüğü gibi 15 Kasım ’da feshedileceğini ve seçimlerin ocak ayı ortasında yapılacağını açıkladı. Pakistan ’ın Batılı müttefikleri, İslamabad yönetiminden seçimlerin planlandığı tarih olan ocakta yapılması konusunda güvence istiyordu.


MEYDAN DAYAĞI


Lahor ve Karaçi kentlerinde polis ve binlerce avukat arasında çatışmalar çıktı. Yüksek Mahkeme ’nin bulunduğu araziye giren yüzlerce polis göz yaşartıcı bomba kullanarak avukatlarla çatışmaya girdi. Avukatlar da polise taş ve sopalarla karşılık verdi

2007-11-06 04:19:29 Akşam


Küçük ve Kerinçsiz`e takipsizlik
 
Tekirdağ F Tipi Cezaevi `nde tutuklu bulunan 29 sanığın şikayeti üzerine Hrant Dink cinayeti kapsamında "suçu ve suçluyu övme" iddiasıyla emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Büyük Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Kemal Kerinçsiz hakkında yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
 

Tutuklu 29 sanık, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı `na şikayet dilekçesi sunarak, avukat Kemal Kerinçsiz ve Veli Küçük `ün Hrant Dink `in öldürülmesi kapsamında suç örgütünün yöneticiliğini yaptıkları, faillere önderlik ettikleri, toplumu ve failleri Hrant Dink `e karşı kışkırtarak linç girişimlerine yönlendirdikleri ve Dink `in öldürülmesine neden oldukları iddiasıyla şikayette bulunmuşlardı. Şikayeti değerlendiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmaya görevsizlik kararı vererek, dosyayı Beşiktaş `ta bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği `ne göndermişti.
 

Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği , Kemal Kerinçsiz ve Veli Küçük hakkında, Dink soruşturması kapsamında dava açılan 18 sanığı yönlendirdikleri, suç işlemeye kışkırttıkları, suçu ve suçluyu övdükleri, Erhan Tuncel , Yasin Hayal ve arkadaşları tarafından oluşturulan örgütü yönettikleri konusunda herhangi bir bilgi, bulgu ve delile rastlanmadığından haklarında kamu davası açmaya gerek olmadığına hükmederek takipsizlik kararı verdi.
 
İSTANBUL (İHA )

 Kameramana tacizden 21 yıl
Otomobiline aldığı 5 yaşındaki çocuğa cinsel tacizde bulunan DHA kameramanı Taner Çelik, toplam 21 yıl hapis cezasına çarptırıldı..
 
Küçükçekmece Atatürk Olimpiyat Stadı civarındaki boş arazide otomobiline aldığı 5 yaşındaki Y.İ.`ye cinsel tacizde bulunan Doğan Haber Ajansı kameramanı Taner Çelik , 21 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bakırköy Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi `nde görülen davanın karar duruşmasına 16 aydır tutuklu olarak yargılanan sanık Taner Çelik , mağdur Y.İ.`nin annesi Sabriye İ. ve avukatlar katıldı. Son sözü sorulan Çelik suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Kendisine komplo kurulduğu yönünde savunma yapan Çelik, "Ben bu yaşıma kadar düzgün bir aile babası olarak yaşadım. Bu suçlama beni ve ailemi çok mağdur etmiştir" dedi.


TCK ARTIRIMI UYGULANDI


Yeterli delillerin toplandığını ve tanıkların dinlendiğini belirten mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme, sanık Çelik`i, 5 yaşındaki çocuğu cinsel emelleri için kandırarak hürriyetinden yoksun bıraktığı için 6 yıl, cinsel tacizde bulunduğu için ise 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Toplam 21 yıl hapis cezası veren mahkeme, Türk Ceza Kanunu `nun artırım maddelerini uyguladı. Hapis cezasının yüksek sınırdan verilmesinin gerekçesi olarak cinsel istismar eyleminin çocuğa karşı işlenmesi, hile ile kandırılarak hürriyetinden yoksun bırakılması, mağdurun psikolojisinin bozulması gibi sebepler gösterildi. Geçtiğimiz yıl haziran ayında meydana gelen olayda DHA kameramanı Çelik, Sefaköy `den otomobiline aldığı 5 yaşındaki Y.İ.`yi ıssız bir araziye götürmüş ve cinsel tacizde bulunduğu sırada üç kişi tarafından farkedilince otomobilini bırakarak kaçmıştı. Olayın ardından görgü şahitlerinin ifadeleri ve otomobildeki kimlikler üzerine polis Taner Çelik `i yakalamıştı. Çelik, ifadesinde, otomobilinin çalındığını belirterek suçlamaları reddetmişti.

2007-11-06 02:51:30 Sabah


 Tarih tezi gibi mahkeme kararı
AGOS`ta 1915 olaylarına ilişkin çıkan yazı nedeniyle Hrant Dink`in oğlu ile sorumlu müdüre ceza veren Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçesinde 1. Dünya Savaşı`ndan başlayıp ASALA`ya çıkan analizler yaptı. Mahkeme, `PKK`da Ermenilerin olduğu da bir gerçek` dedi
 
RADİKAL - İSTANBUL - AGOS Gazetesi `nde 1915 olaylarıyla ilgili çıkan bir yazı nedeniyle Hrant Dink `in oğlu Arat Dink ile gazetenin imtiyaz sahibi Sarkis Seropyan `a `Türklüğü aşağılamak`tan birer yıl hapis cezası veren mahkeme, gerekçeli kararında tartışılacak saptamalara yer verdi. `Soykırım tartışmalarının tarihçilere bırakılmadığı` mahkeme kararında, bol bol tarih, felsefe ve siyasal analizler yapıldı, Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halçoğlu`nun kitaplarına atıfta bulunuldu. Dava konusu yazının `Türk kamu düzenine karşı eylemsel tehdit riski oluşturduğu` savunularak, `ifade özgürlüğü` kapsamına girmeyeceği belirtildi.


AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink , 1915 olaylarıyla ilgili Reuters haber ajansına 2006 yılının temmuz ayında verdiği bir demeçte, "Elbette bu bir soykırımdır diyorum, çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor ve adını koyuyor. 4 bin yıldır bu topraklarda yaşayan halkın bu


olanlarla birlikte artık ortadan yok olduğunu görüyoruz" demişti. Daha sonra bu açıklamasını AGOS `ta `301`e karşı 1 oy` başlığı altında yayımlamıştı. Yazı hakkında milliyetçi avukatlarla hareket eden gruptan olan Recep Akkuş `un suç duyurusu üzerine Şişli Cumhuriyet Savcılığı , Hrant Dink , gazetenin yazıişleri müdürü olan oğlu Arat Dink ve imtiyaz sahibi Sarkis Seropyan hakkında 301. maddeye göre `Türklüğü aşağılamak` suçundan dava açmıştı.


Hrant Dink öldürüldüğü için hakkındaki suçlama düşerken, Arat Dink ile Sarkis Seropyan , geçen ekim ayında birer yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Verdiği hapis cezasını erteleyen Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını da yazdı.


`Yazı tehdit riski oluşturdu`


Kararda, yazı `rencide edici` olarak nitelendirilerek, şu yorum yapıldı: "Ülkemizde soykırım gerçekleştiği iddiasının teyidi niteliğindeki yazının Türkiye `de yayımlanan bir gazetede yazılması iç içe sade yaşam süren Ermeni ve Türk kökenli vatandaşlarımızın birlikte rencide olmasına sebep olmaktadır. Türkler hakkındaki soykırım söylemi sıradan entellektüellerin kendilerini geliştirebilecekleri özgür iradenin olmadığı atmosferde her türlü ilkelliğin yaşanmasına neden olan ifade özgürlüğünün yasaklanması kavramıyla ilgili değildir. İddialar, Türk halkı üzerinde olumsuz psikolojik etki yapmakta, toplumsal huzursuzluk kaynağı olmaktadır. Yıllarca teröre kurban veren Türk halkının psikolojisi kısa sürede durumdan kendine vazife çıkarmaya hazır vaziyette, infiale sürüklenebilecek, aşırı duyarlı ve kırılgan bir noktaya gelmiştir. Sözkonusu yazı Türk kamu düzenine karşı eylemsel tehdit riski oluşturmaktadır."


Gerekçeli kararda siyasal analizler de dikkat çekti: "Türklere yöneltilen Ermeni soykırımı iddiaları, çeşitli devletlerin siyasi amaçlarına ve kişisel politik güç mücadelesine malzeme olmakta, bilimsel incelemeden öteye siyasi iradenin tezahürü olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti gıyabında adeta yargılanmakta, peşinen ağır suçlu ilan edilmektedir. Türkiye hasmane girişimlerle adeta diplomatik soykırım kararları kuşatma çemberine alınmaktadır. Bu hasmane girişimlerin yurt


içinde tekrarı faaliyetleri, Türk karma düzenini ağır şekilde etkilediğinden ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. "


20 sayfalık gerekçeli kararda iddialı açıklamalar var. Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası, ASALA eylemleri, Rus işgali detaylı biçimde anlatıldı. Kararda "PKK `nın silahlı kanadında faaliyet gösteren Ermeni kökenli Suriye uyruklu teröristlerin olduğu gerçektir" de denildi.

2007-11-06 04:55:53 Radikal


 İlhan Cavcav`a hapis cezası
 
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav `a, karıştığı bir trafik kazasıyla ilgili olarak görülen davada, `taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak` suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi.


Mahkeme daha sonra bu cezayı 12 bin 100 YTL adli para cezasına çevirdi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi `nde görülen davanın bugünkü karar duruşmasına İlhan Cavcav `ın avukatı Gökçen Kaya , kazaya karışan diğer aracın sürücüsü sanık Ahmet Esmeray ve avukatı katıldı. Duruşmada söz alan Cavcav `ın avukatı Kaya , bilirkişi raporuna itiraz ederek bu raporun çelişkilerle dolu olduğunu savundu. Müvekkili Cavcav `ın gerek kaza sırasında, gerekse kazadan sonra insani sorumluluğunu yerine getirdiğini belirten Kaya ,mahkemeden beraat talebinde bulundu. Duruşmada söz alan sanık Esmeray da mahkemeden beraat talebinde bulundu.


CEZA 12 BİN 100 YTL PARA CEZASINA ÇEVRİLDİ


Kararını açıklayan mahkeme, İlhan Cavcav hakkında Türk Ceza Kanunu `nun `taksirle bir kişinin ölümüne sebep olmak suçunu` düzenleyen 85/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme daha sonra cezada indirim uygulayarak Cavcav `ın cezasını 1 yıl 8 aya indirdi . Mahkeme daha sonra bu cezayı da 12 bin 100 YTL adli para cezasına çevirdi. Cavcav ile birlikte yargılanan diğer sanık Ahmet Esmeray da aynı cezaya çarptırıldı ve cezası yine 12 bin 100 YTL adli paraya çevrildi.

ANKARA (İHA )

2007-11-06 12:19:14 Yeni Şafak


 Minibüsten ateş eden polise 14 yıl
 
İzmİr ’de minibüsten ateş ederek Taner Sak ’ın ölümüne neden olan polis, 13 yıl 9 ay hapse mahkum oldu. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada polis memuru Serkan Eroğlu , olayın Buca ’da düğünden dönerken meydana geldiğini belirtti. Ailesiyle olduğu minibüsün bir otomobil tarafından sıkıştırıldığını, daha sonra da bu otomobilden ateş edildiğini savunan Eroğlu , minibüsten dışarıya ateş ettiğini söyledi. Sanığı kasten bir kişiyi öldürmekten müebbet hapse çarptıran mahkeme, eylem olası kasıtla işlendiği için cezayı önce 22 yıla sonra da 13 yıl 9 ay hapis cezasına indirdi.

2007-11-06 04:59:42 Vatan


 Çoban köpeğini öldürmekten yargılanan sanık beraat etti
 
ESKİŞEHİR , (DHA )


ESKİŞEHİR ’de, Kangal cinsi çoban köpeğini av tüfeğiyle vurarak öldürdüğü iddiasıyla Asliye Caza Mahkemesi ’nde yargılanan Yücel Demirtaş (27) beraat etti.


Merkeze bağlı Ağapınar Köyü’nde 9 Ocak 2007 tarihinde meydana gelen olayda, Kamil Akkaya ’nın (39) Kangal cinsi köpeği av tüfeği ile vurularak öldürüldü. Kamil Akkaya , köpeğini avdan dönen köylüsü Yücel Demirtaş’ın öldürdüğünü öne sürerek şikayetçi oldu.


Şikayet üzerine Yücel Demirtaş hakkında Eskişehir 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi ’nde dava açıldı. Yeni Türk Ceza Kanunu ’nun 151’inci maddesine göre ‘sahipli bir hayvanı öldürmek’ suçundan 3 aydan 4 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan Yücel Demirtaş, bugün yapılan duruşmada 8 çoban köpeğinin kendisine saldırdığını, köpekleri korkutmak amacıyla ateş ettiğini söyledi. Demirtaş, “Köpeğin ölümüne ben de üzüldüm`` dedi.


Hakim, yeterli ve inandırıcı delil olmadığı gerekçesiyle Demirtaş`ın beraatına karar verdi.


Köpeği öldürülen Kamil Akkaya , kararı temyize göndereceğini söyleyerek, “Yücel köpeğimi zevk olsun diye öldürdü. Onun cezalandırılmasını istiyorum`` dedi.

2007-11-06 19:25:42 Milliyet


 Danıştay`ın orman arazisi kararı yatırım planlarını altüst etti


Danıştay, altı köy muhtarının başvurusu üzerine `Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik`in bazı maddelerinin yürütmesini durdurdu.
 
Buna göre, orman alanlarında özel sektör veya kamuya ait hiçbir yeni projeye izin verilmeyecek. Karar, özel sektör yatırımlarının yanı sıra, yol, su, elektrik ve telefon şebekesi kurma, askeri tesis açma, belediyelerin mezarlık inşası, doğalgaz ve petrol boru hattı döşeme ve petrol arama gibi kamu hizmetleriyle ilgili projelerin de önünü kesti. Karardan en çok etkilenecek sektör ise enerji olacak. Rüzgâr enerjisi yatırımları ile ormanlık alanlardaki yeni barajların inşaatına başlanamayacak. Geçen hafta büyük holdingler, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu `na toplam 150 milyar dolarlık rüzgâr santralı yatırım başvurusu yapmıştı. Turizm bölgesi Antalya da uygulamadan nasibini alacak. Elektrik kesintilerini önlemek için yapılması planlanan yeni iletim hatları için de izin verilmeyecek. Ayrıca, `Beldelerin Altyapısını Destekleme Projesi (Beldes ) ile Köy Altyapısını Destekleme Projesi (Köydes )` uygulamaları da karardan olumsuz etkilenecek.


Çevre ve Orman Bakanlığı `ndan alınan bilgiye göre, Kırklareli -Lüleburgaz `a bağlı Hamzabey , Ceylanköy, Turgutbey, Eskitaşlı, Tatarköy ve Celaliye köy muhtarlıkları, söz konusu yönetmeliğin durdurulması için Danıştay `a başvurdu. Danıştay , Çevre ve Orman Bakanlığı `ndan da savunma aldıktan sonra başvuruyu karara bağladı. Muhtarlıkların başvurusunu haklı bulan Danıştay Sekizinci Dairesi , 17 Eylül 2007`de yönetmeliğin yürütmesini durdurdu. Söz konusu karar 25 Ekim `de bakanlık ve Orman Genel Müdürlüğü `ne ulaştı. Genel müdürlük kendisine bağlı bütün birimlere bir yazı göndererek ormanlık alanlarla ilgili hiçbir yeni başvuruya izin verilmemesini istedi. Danıştay `ın kararı askerî projeleri de vurdu. Çünkü, iptal edilen yönetmelik `savunma, yol, enerji nakil hattı , su isale hattı , su kuyusu, su arama, su deposu, petrol ve doğalgaz boru hattı , baraj, gölet, telefon iletim hattı , iletişim panosu, radyo-televizyon verici istasyonları ve antenleri, GSM baz istasyonları, ölçüm istasyonları, altyapı ve mezarlık tesisi, ulaşım, enerji, haberleşme, sağlık, eğitim, spor tesisi, su dolum tesisi, atık su, katı atık bertaraf tesisi ve sanatoryum taleplerine` izin verilip verilmeyeceğini kapsıyor.


Bakanlık: İşler duracak


Çevre ve Orman Bakanlığı , Danıştay `ın verdiği kararın şokunu yaşıyor. Bakanlıktan üst düzey bir yetkili, mahkeme kararlarına saygılı olduklarını belirterek, "Yasal sürecin devamı için çalışmalar sürüyor. Fakat, bugün için kararı uygulamak zorundayız." açıklamasını yaptı. Anayasa Mahkemesi `ne Orman Kanunu `nun 17`nci maddesinin iptaliyle ilgili daha önce başvuru yapıldığına vurgu yapan aynı yetkili, "Mahkeme henüz olumlu-olumsuz kararını vermedi. Danıştay `ın durdurma kararı, ormanlık alanlarla ilgili bütün izinleri yasaklıyor. Yatırımlar açısından ciddi sıkıntı söz konusu." dedi. Danıştay `ın kararını değerlendiren hukukçular, `Çok karışık bir konu` yorumunu yaptı. Hukukçular, Yüksek Mahkeme `ye Orman Kanunu `nun 17`nci maddesinin iptaliyle ilgili dava açıldığına işaret ederek şöyle konuştu: "Danıştay 8. Dairesi, Anayasa Mahkemesi kararı beklenecek gerekçesiyle yönetmeliği durdurdu; Danıştay `dan farklı bir karar çıkmadıkça bu karar geçerli olacak. Yüksek Mahkeme , ilgili maddeyi iptal de edebilir veya etmeyebilir. İptal etmemesi durumunda sorun yaşanmaz. İptal durumunda ise işler zorlaşacak. Çünkü, yeni kanunun çıkarılması, kabulü , ilanı gibi uzun bir süreç. Bu zaman zarfında hiçbir yeni projeye izin verilemez."

2007-11-06 01:50:12 Zaman


 Kıza laf atmaya `dil kesme` cezası
 
Mısır ’da bir çoban, başka kabileden bir çoban kıza laf atmaktan suçlu bulunarak hüküm giydi: Genç bedevi çobanın dili kesilecek.


Gazete haberine göre, Sina çölünde meydana gelen olaylara bakan askeri mahkeme, "ayıp sözler" söyleyen sanığın dilinin kesilmesine, delikanlının ayrıca şikayet sahibine 40 deve vermesine karar verdi.


Ancak müşteki çoban kız kabul ederse, mahkumun dili kesilmeyecek, bunun yerine kıza fazladan 5 deve verilecek.


Çölde kurulan çadırda görülen davada sanık çobana tek kelimeyle bile kendini savunma hakkı verilmedi.

2007-11-06 12:25:22 Milliyet


 Motosiklet kazasında taksiciye 25 yıl istemi

İstanbul Balmumcu"da başka bir aracın motosikletine çarparak yola düşürdüğü Sarp Erem"in üzerinden geçtikten sonra kaçan taksi sürücüsü Mustafa Keyf"in 25 yıla kadar hapsi istendi.
 
İSTANBUL - İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianamede, tanık Kamber Koç "un ifadesine yer verildi. Koç , ifadesinde, taksi sürücüsünün üzerinden geçtiği Sarp Erem "i hala yaşarken bırakıp kaçtığını öne sürüyor.Savcı, taksi sürücüsü Mustafa Keyf "in "İhmali davranışla adam öldürme suçundan 10 yıldan 25 yıla kadar değişen hapis cezasına çarptırılmasını istedi.


Mustafa Keyf "in yargılanmasına İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi "nde başlanacak.

2007-11-06 13:25:47 NTV-MSNBC


 Travesti cinayetinde ömür boyu hapis istemi
Bursa`da `Ece` takma adlı Abdullah Uçele`yi öldüren katil zanlısının yargılanmasına başlandı
 
BURSA `da `Ece ` takma adlı 22 yaşındaki Abdullah Uçele`yi bıçaklayarak öldüren, arkadaşını yaralayan katil zanlı 59 yaşındaki Mustafa İrcan`ın yargılanmasına başlandı. Hakkında ömür boyu hapis cezası istenen İrcan, "Gözüme biber gazı sıktığı için onu öldürdüm" derken, mahkemede tanık olarak dinlenen travestiler, "Mustafa , arkadaşımıza birlikte olmak için 20 YTL teklif etti. Abdullah parayı az bulup teklifi kabul etmeyince canından oldu. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olmamalı" dediler.


Merkez Osmangazi İlçesi Yalova yolunda geçen Ağustos ayında işlenen cinayette, cinayetten hüküm giydikten sonra `Rahşan Affı ` olarak bilinen aftan yararlanıp tahliye olan Mustafa İrcan, `Ece ` takma adıyla tanınan Abdullah Uçele adlı travestiyi bıçaklayarak öldürmüş, kendisine engel olmak isteyen 19 yaşındaki Hamdullah Çelik`i ise yaralamıştı. Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadede, cinayeti birlikte olmak isteği Abdullah Uçele`nin, teklif ettiği 20 YTL `yi az bulması nedeniyle işlediğini itiraf eden zanlı çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine konmuştu. Hakkında Bursa 3`üncü Ağır Ceza Mahkemesi `nde `adam öldürmek` ve `adam öldürmeye tam teşebbüs` suçlarından dava açılan Mustafa İrcan`ın yargılanmasına başlandı.


Çıktığı ilk duruşmada Abdullah Uçele`yi gözüne biber gazı sıktığı için öldürdüğünü, arkadaşını ise kendisine engel olmak isterken kaza sonucu yaraladığını belirten bir çocuk babası İrcan, "Ben pazarcılık yaparak geçimi sağlıyorum. Olay günü sabaha karşı saat 04.30`da evime giderken travestiler karşıma çıktılar. Bana sataştılar. Kendilerine, `sizinle işim olmaz` dedim. Bunun üzerine gözüme biber gazı sıktılar. Ben de kendimi korumak için belimdeki bıçağı çıkartıp rastgele salladım. Kime vurduğumu bilmiyorum. Daha sonra Abdullah Uçele`yi öldürüp, arkadaşı olan Hamdullah Çelik`i de yaraladığımı öğrendim" dedi.


Duruşmada tanık olarak dinlenen Birol Turan ve Eren Bozkurt adlı travestiler, "Sanık öldürdüğü arkadaşımızla 20 YTL karşılığında birlikte olmayı teklif etti. Abdullah bu ilişkiyi kabul etmedi. Sinirlenen Mustafa İrcan yanımızdan ayrıldı. Daha sonra geri dönüp teklifini kabul etmeyen Abdullah Uçele`yi öldürdü, Hamdullah Çelik`i ise yaraladı " dediler.


Mahkeme heyeti yargılamayı Aralık ayına ertelerken, sanığın tutukluluk durumunun devamına karar verdi.


ÖLMEDEN ÖNCE `TEŞHİRCİ DEĞİL TRAVESTİYİZ` PANKARTIYLA


Abdullah Uçele, cinayetten üç gün önce arkadaşı Hamdullah Çelik ile toplanan travestilerle birlikte iş başvurusunda bulunmak üzere İş Kur `a gitmişlerdi. Öldürülen Uçele ve yaralanan Çelik `Teşhirci değil travestiyiz` yazılı pankartı taşırken, DHA objektifine böyle poz vermişti.

2007-11-06 11:58:27 Vatan

 

 `Bana tecavüz ederken babam izledi`
 
Mardin `in Nusaybin ilçesinde, 13 yaşındaki kıza tecavüz ettiği iddia edilen kişi ile kızına tecavüze göz yumduğu ileri sürülen baba tutuklandı.


İlköğretim okulu 7. sınıf öğrencisi A.T. (13), Nusaybin Cumhuriyet Savcılığına yaptığı başvuruda, babasının yanında çalıştığı tuhafiye dükkanı sahibi Cemal Demirtaş`ın kendisine tecavüz ettiğini, babası İ. T`nin de kendilerini izlediğini öne sürerek, şikayetçi oldu.


Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekipleri baba İ.T. ile Cemal Demirtaş`ı gözaltına aldı.


Nusaybin Devlet Hastanesinde yapılan muayenesinde, A.T`nin tecavüze uğradığı belirlendi.


İ.T. ve Demirtaş, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.


A.T. Diyarbakır Çocuk Esirgeme Yurdu `na yerleştirildi.

2007-11-06 18:59:23 Vatan


 10 yaşındaki çocuklara esrar satıyorlardı!
 
Antalya ’nın Finike ilçesinde, köylerindeki 10-15 yaşlarındaki çocuklara esrar sattıkları iddia edilen 4 kişi tutuklandı.


Alınan bilgiye göre, İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Finike Jandarma Karakolunun Finike Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla Yuvalı köyünde gerçekleştirdiği operasyonda, esrar sattıkları ses ve görüntü kayıtlarıyla tespit edildiği bildirilen Güngör Ç. (46), Ertuğrul K. (51), Özgür K . (26) ve Durdu K. yakalandı.Zanlıların evlerinde, 900 gram esrar, 1 ruhsatsız tabanca ve 2 av tüfeği ele geçirildi.Zanlıların, Finike ve çevresindeki vatandaşlarla kendi köylerindeki 10-15 yaş grubundaki çocuklara, "alıştırmak maksadıyla" esrar sattıkları belirtildi.Zanlıların, sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandıkları bildirildi.

2007-11-06 13:26:42 Milliyet


 Oğlunu işkenceyle öldürdü
 
Diyarbakır `da bir babanın, kayınbiraderi ile birlikte 4 yaşındaki oğlunu işkenceyle öldürdüğü belirlendi. İddiaya göre, baba A .K. ile kayınbiraderi F.G., 4 yaşındaki H.G.`ye işkence yapmaya başladıktan sonra darp etti. Ağır işkenceye daha fazla dayanamayan 4 yaşındaki çocuk öldü. Oğlunun öldüğünü gören baba, cesedi kayınbiraderi H.G.,arkadaşları S.K. ve F.K. ile birlikte Hevsel bahçelerindeki boş bir mekana gömdü.


Olay, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü `ne anne T.G.`nin babası A.G.`nin ihbar etmesiyle ortaya çıktı. Polis ekipleri, Baba A .K.`yi gözaltına aldı. Gözaltına alınan A.K. oğlunu kayınbiraderi ile birlikte öldürdüğünü ve arkadaşlarıyla gömdüğünü itiraf etti. Şüpheli baba, kayınbirader ve arkadaşlarının gözaltına alınmasından sonra Hevsel behçesindeki boş arazi kazıldığında 4 yaşındaki H.G.`nin cesedi çıktı.


Diyarbakır Devlet Hastanesi morguna kaldırılan H.G.`nin yapılan otopside işkence gördüğü ve darp edilerek öldürüldüğü belirlendi.


Babayla birlikte adliyeye sevk edilen şüpheliler çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

DİYARBAKIR (İHA )

2007-11-06 18:44:13 Yeni Şafak


 İhaleye fesat karıştıran belediye hesap işleri müdürü tutuklandı


Kaldırım Operasyonu kapsamında gözaltına alınan V.Ç. (solda) Bursa`ya getirildi. Bursa`da belediyenin kaldırım taşı ihalesine fesat karıştırıldığı iddiasıyla mali şube tarafından yapılan `kaldırım operasyonu` kapsamında bir kişi daha gözaltına alındı.
 
Bursa Emniyeti `nden yapılan açıklamaya göre, kaldırım operasyonunda aralarında Emek Belediye Başkanı Y.A. ile Orhangazi eski Belediye Başkanı T.Ü.`nün de bulunduğu 21 kişi gözaltına alınmıştı. Mahkeme, aralarında 2 belediye başkanının da bulunduğu 18 kişiyi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakırken müteahhit firma sahibi L.M., şirketin muhasebecisi H.S. ve belediye fen işleri görevlisi A.U.`nun tutuklanmasına, firarda olan Emek Belediyesi Hesap İşleri Müdürü V.Ç.`nin de yakalanmasına karar vermişti. 45 yaşındaki V.Ç`nin Antalya `da olduğunu tespit eden mali şube ekipleri, bu kişiyi gözaltına alarak Bursa `ya getirdi. V.Ç. emniyetteki sorgusunun ardından `örgüte üye olmak ve rüşvet` suçlarından sevk edildiği mahmekece tutuklandı. V.Ç., polise verdiği ifadede Antalya `ya belediye semineri için gittiğini söyledi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Fatih Karakılıç , Bursa

2007-11-06 01:50:11 Zaman


 Uyuşturucu ve silah yakalatanlara ikramiye ödenmesi kanunu yayınlandı
 
Gümrük kaçağı eşya, uyuşturucu madde ve silah-mühimmat yakalamalarıyla müşterek operasyonlarda ve kontrollü teslimat uygulamalarında yapılacak ikramiye ödemelerinin usul ve esasları yeniden düzenlendi.


Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı ve İçişleri Bakanlığı `nca, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Kaçak Eşya Yakalanması Halinde Muhbir ve El Koyanlara İkramiye Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik , Resmi Gazete `nin bugünkü sayısında yayımlandı.


Yönetmelik, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 23. maddesi gereğince; gümrük kaçağı eşya, uyuşturucu madde ve silah-mühimmat yakalamalarıyla müşterek operasyonlarda ve kontrollü teslimat uygulamalarında yapılacak ikramiye ödemelerinin usul ve esaslarını kapsıyor.


Buna göre, müşterek operasyonlarda operasyonu yürüten asli birim, ihbarın birden fazla birime yapıldığı durumlarda operasyonu koordine eden birim, kontrollü teslimat (yetkili makamların bilgisi ve denetimi altındaki nakiller) yakalamalarında ise kontrollü teslimata son verilen yerdeki birim ikramiye talebinde bulunacak.


Kontrollü teslimat yakalamalarında, el koyanlara sadece Türkiye Gümrük Bölgesinde el konulan kaçak eşya değeri dikkate alınarak ikramiye ödenecek. Muhbir ikramiyelerinin hesaplanmasında ise yurt dışında el konulan kaçak eşya değeri de ikramiye hesaplanmasına dahil edilecek. Kaçak eşya, silah, mühimmat veya uyuşturucu madde sahibinin belirlenememesi ya da söz konusu eşya veya maddeyle ilgili sahiplik iddiasında bulunan kişinin olmaması durumunda, eşya sahipsiz yakalanmış sayılacak.


Dağıtılacak ikramiyenin yüzde 50`si muhbirlere, geri kalanı el koyanlara verilecek. İhbarsız yakalamalarda ise ikramiyenin tamamı el koyanların olacak.Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla yükümlü olanlara muhbir ikramiyesi ödenmeyecek.


El koyma ikramiyesini, ancak kaçak eşyanın yakalanmasında bizzat ve fiilen görev yapanlar alabilecek. El koyanlara ödenecek ikramiye, eşit miktarda paylaştırılarak ödenecek. Muhbirin birden fazla olduğu durumlarda da, ikramiye eşit olarak paylaştırılacak.


İhbarın birden fazla birime yapılması veya birden fazla muhbirin olması durumunda ikramiyeden yararlanacaklar, kaçak eşyaya el koyarak olayı adli mercilere intikal ettiren birimce belirlenecek.


YILLIK İKRAMİYE MİKTARI


El koyanlara verilecek ikramiyenin tutarı, olay başına 30 bin gösterge rakamının, kamu davasının açılması, mahkumiyet, müsadere ya da mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararının kesinleştiği tarihteki memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemeyecek. Ancak bir yılda ödenecek ikramiye, 120 bin gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutardan fazla olamayacak. Bu tutarın hesaplanmasında, el koyanın aynı yıl içerisinde almayı hak ettiği kaçak eşya, kaçak silah-mühimmat ve uyuşturucu madde ikramiyelerinin tamamı esas alınacak.


İkramiye taleplerinde yanlış ya da sahte bilgi, belge ibraz edenlerle ikramiyelerin ödenmesinde belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibraz edilmesine rağmen ödemeyi kasıtlı olarak geciktirenler hakkında yasal işlem yapılacak.


İKRAMİYE TUTARLARININ BELİRLENMESİ


Yönetmelikle, kaçak eşya yakalanması halinde muhbir ve el koyanlara ödenecek ikramiye tutarının belirlenmesine ilişkin usuller de düzenlendi.


Buna göre, kaçak eşya yakalamalarında ikramiye tutarının belirlenmesinde çıkış kaçağı eşyanın FOB (Eşya için fiilen ödenen, ödenecek ya da ödenebilecek bedel); giriş kaçağı eşyanın ise CIF (FOB kıymet üzerine Türkiye `deki giriş liman veya yerine kadar yapılan nakliye ve sigorta giderlerinin ilavesiyle oluşan değer) kıymeti esas alınacak.


Sahipsiz yakalanan kaçak eşyanın değeri, mahallin en büyük mülki amirinin görevlendireceği Maliye Bakanlığı , Gümrük Müsteşarlığı ve Sanayi ve/veya Ticaret Odası temsilcilerinden oluşan 3 kişilik heyet tarafından belirlenerek, buna ilişkin kaçak eşyaya mahsus değer tespit tutanağı tanzim edilecek.


Sahipli yakalamalarda kaçak eşyanın değeri, müdahil veya en yakın gümrük idaresince belirlenerek, kaçak eşyaya mahsus değer tespit tutanağı düzenlenecek.


Mahkumiyete ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları neticesinde kaçak eşyanın değeri daha önce belirlenen ilk değerden farklı olursa, ikramiye ödemesinde mahkeme kararındaki değere esas olan giriş kaçağı eşyada CIF kıymet, çıkış kaçağı eşyada FOB kıymet esas alınacak.


Kaçak silah-mühimmat yakalamalarında ödenecek ikramiye tutarının belirlenmesinde, olay tutanağı tanzim tarihine göre kaçak silah-mühimmatın Milli Savunma Bakanlığınca her yıl belirlenen değeri esas alınacak.


Nükleer ve radyoaktif maddelerle ilgili değer tespitini ise Türkiye Atom Enerjisi Kurumu yapacak.


UYUŞTURUCU MADDE YAKALAMALARINDA ÖDENECEK İKRAMİYE


Uyuşturucu madde yakalamalarında ödenecek ikramiye tutarının belirlenmesinde de, olay tutanağı tanzim tarihine göre, her türlü uyuşturucu maddenin birim miktarı için Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sabit bir rakamın memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak değer esas alınacak.


Kaçak eşya ikramiyesi, sahipli yakalanmışsa, ilgili hükme göre belirlenen değerinin yüzde 50`si, sahipsiz yakalanmışsa değerinin yüzde 25`i mahkumiyete, etkin pişmanlıkta kamu davasının açılmamasına, eşyanın müsaderesine ya da mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ilişkin kararların kesinleşmesini takip eden 3 ay içinde, el koyanların bağlı olduğu kurum bütçesinin ilgili tertibinden ödenecek.


Kaçak silah-mühimmat sahipli yakalanmışsa, yine ilgili hükme göre belirlenen değerinin yüzde 25`i kamu davasının açılmasını, 75`i ise mahkumiyete ilişkin hükmün veya müsadere kararının kesinleşmesini takip eden 3 ay içinde; sahipsiz yakalanmışsa değerinin 50`si müsadere kararının kesinleşmesini takip eden 3 ay içinde, el koyanların bağlı olduğu kurum bütçesinden ödenecek.


Uyuşturucu madde sahipli yakalanmışsa yine ilgili madde hükmüne göre belirlenen değerinin yarısı, kamu davasının açılmasını, diğer yarısı mahkumiyete ilişkin hükmün veya müsadere kararının kesinleşmesini takip eden 3 ay içinde; sahipsiz yakalanmışsa değerinin tamamı eşya hakkında verilen müsadere kararının kesinleşmesini takip eden 3 ay içinde, el koyanların bağlı olduğu kurum bütçesinden ödenecek.


31 Mart 2007 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren yönetmelikle, 4926 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Kaçak Eşya Yakalanması Halinde Muhbir ve El Koyanlara İkramiye Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırıldı.

2007-11-06 10:55:38 Milliyet

 

 Deniz Akgün      
Uyuşturucuya dikkat!
 
Polis uyuşturucu tacirlerine karşı son yılların en büyük operasyonlarını gerçekleştiriyor. Uyuşturucu sevkiyatı için neler deneniyor neler. Kamyonların mazot deposundan tutunda, mobilya tahtaların içine kadar özel zula tabir edilen yerlerde uyuşturucu kaçırılıyor. Polis onları yakalamaktan, onlar kaçmaktan bıkmadı. Her seferinde yeni yeni icatlar ortaya çıkıyor. Son olarak tabut içinde bile uyuşturucu kaçırdıkları tespit edildi.


Geçmişte Antalya ’da da buna benzer operasyonlar gördük. Hatta uyuşturucu madde ile dolu olduğu iddia edilen bir gemi bile batırıldı. Daha sonra ise geminin göstermelik batırıldığını asıl sevkiyatın başka bir yolla gerçekleştiğini öğrendik.


Gençlerimizi uyuşturucudan korumak için hepimize büyük görevler düşüyor.


Uyuşturucu ile ilgili özendirici şarkılar bile yayından kaldırıldı . Yeterki bu illet bizim gençlerimizin kanına germesin diye düşündük. Son zamanlarda ise kokain, marihuana ve ecstacy yazan tişörtler polis tarafından el konuldu. Son operasyonda İstanbul polisi bu tişörtler için operasyon düzenledi.


Antalya ’da ise durum nedir, ne değildir diye bir arkadaşımızı görevlendirdim.


Antalya ’da kokain, marihuana ve ecstacy yazan tişörtü satan iş yeri var mı!


Varsa gençlerin bu tişörte ilgisi nasıl?


Bu soruların yanıtını hemen öğrendik.


Antalya ’da uyuşturucu özendirici tişörtler peynir ekmek gibi sattığını öğrendik. Üstelik daha iyi satması için iş yeri sahibi tarafından cansız mankenler üzerinde teşhir ediliyordu.


İş yeri sahibi bunun su olduğunu bilmediği gibi çok fazla satış yaptığından dolayı da memnundu. Üstelik diğer tişörtler 15 YTL ’ye alıcı bulamazken uyuşturucu isimi olan tişörtler 30 YTL ’ye kadar rahatlıkla satılıyordu. Alan memnun satan memnundu.


O zaman bizim Antalya polisine de iş düşüyor.


Konuyla ilgili Türk Ceza Kanunu ’nun (TCK ) 190. maddesinde ise şu kanun hükmü yeralıyor:


“Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.


Yasa böyle diyor. Bizim gazeteci arkadaşların gördüğü tişörtleri sanırım polisimiz de görür. Aman ne olursa olsun uyuşturucuya hayır diyelim.


06.11.2007

2007-11-06 04:19:27 Akşam
 

 

 

Canım Babam Hasan ÖZDERIN 'in Aziz Hatırasına,

( 13 Aralık 2004 - Söz Eylemini Yitirdi...)

 

OZDERIN, M.

 

Απάντηση σε όλους
Απάντηση στον συντάκτη
Προώθηση
0 νέα μηνύματα