PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN VE KEDİCİK

94 views
Skip to first unread message

Zahide

unread,
Feb 17, 2014, 7:12:45 PM2/17/14
to zah...@googlegroups.com
<br/><a href="http://oi60.tinypic.com/6fmjqe.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN VE KEDİCİK


Sultan II. Mahmud'un eşi ve aynı zamanda İstanbul Aksaray’daki Valide Camii’ni yaptırmış olan Pertevniyal Valide Sultan vefat ettiğinde, kendisini salih bir kimse rüyasında güzel bir makamda gördü ve sordu:

“– Yaptırdığın bu cami dolayısıyla mı Allah seni bu makama yükseltti?”

Pertevniyal Valide Sultan:

“– Hayır.” dedi.

O salih zat şaşırarak:

“– O halde hangi amelinle bu mertebeye ulaştın?” diye sordu.

Valide Sultan şu ibretli cevabı verdi:

“– Çok yağmurlu bir havaydı. Eyüb Sultan Camii’ne ziyarete gidiyorduk. Yol üzerinde kaldırım kenarında oluşan su birikintisi içinde küçük bir kedi yavrusunun çırpındığını gördüm. Faytonu durdurdum; yanımdaki bacıya:

«– Git hemen şu kediciği al, yoksa zavallıcık boğulacak!..» dedim.

Bacı ise:

«– Aman Sultanım! Senin de benim de üstümüz kirlenecek.» deyip getirmek istemedi..

Ben de onu kırmamak için hemen arabadan inip çamurun içine girdim ve o kedi yavrusunu kurtardım.. Kedicik tir tir titriyordu.. Acıdım ve onu kucağıma alıp, iyice ısıttım.. Çok geçmeden zavallıcık canlanıverdi.. Allahu Teala bu yüce makamı, işte o kediye olan bu küçük hizmet ve merhametimden dolayı bana ihsan eyledi.”




<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>






<br/><a href="http://oi61.tinypic.com/ogc7b9.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

ÇANAKKALE SAVAŞINDA OSMANLI ŞEHZADELERİ

Ecdad-ı Muazzamlarının (ulu atalarının) eser-i celiline (büyük eserlerine) hasr-ı hayatla (hayatlarını vakfederek) Ordumuzda bi'i-fiil hizmet eden Şehzâdelerimiz:

1-Sahra Topçu Binbaşı Abdurrahim Efendi
2-Süvari Yüzbaşı Osman Fuat Efendi
3-Piyade Kaymakamı (Yarbay) Abdulhalim Efendi
4-Piyade Mülazım-ı Evvel (Üsteğmen) Ömer Faruk Efendi
5-Mülazım-ı Sâni (Teğmen) Şerafeddin Efendi
6-Süvari Mülazım-ı Evvel (Üsteğmen) Ahmet Nureddin Efendi



<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>






<br/><a href="http://oi44.tinypic.com/97nx3t.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

Ünlü Fransız yazar ve gezgin Gerard de Nerval, defalarca geldiği İstanbul'da, mezarlıklar için şöyle demektedir:

"Boğazda son derece güzel ve serin bir yerdeyiz. Buranın bir mezarlık olduğunu söylememe gerek yok sanırım. İstanbul'un bütün güzel yerleri, gezilecek ve zevk alınacak sahaları mezarlıklardır."

Osmanlı Mezarlıkları, her bakanın rahatlıkla görebileceği konumlarıyla, çevrelerinde yaşayan tüm insanlara bu dünyanın geçiciliğini, kalınacak asıl yurdun buralar olmadığını fısıldamaktadırlar. Osmanlı toplumunda hayat ölümle o kadar iç içedir ki, kişiler evlerinin önlerindeki bahçelerine, ya da her gün gittikleri camilerinin bir köşesine bile gömülebilmektedirler.

Şehir ve hayatla içiçe geçmiş olan bu mezar taşları İstanbul'a büyülü bir hava katarken insanlığa da kim bilir neler neler fısıldamaktadır..



<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>







<br/><a href="http://oi59.tinypic.com/2q0o9zb.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

OSMANLI TAŞBASKI HİLYE-İ ŞERİF SİLSİLE

Üst kısımda, dıştan içe doğru, en dış yapraklarda sağda ayetler, solda hadisler, iç yapraklarda peygamber silsileleri, en ortada ise, üstte Osmanlı sancak arması ve altında ise Hilye-i Şerif bulunmaktadır.

Alt kısımda ise, cennet ile müjdelenmiş sahabelerin isimleri ve nerelerde yattıkları, en altta da İstanbul’daki sahabelerin isimleri ve nerelerde yattıkları yer almaktadır.



<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>





<br/><a href="http://oi57.tinypic.com/4sgsuw.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>
OSMANLI ISTANBULU, 1710

Osmanlı ordusunun harp gücünü Mareşal Montecuccoli, birçok Batı diline çevrilerek klâsik olmuş Tabiye isimli kitapta şöyle anlatıyor:

"Osmanlı Devleti o derecede kudretli ve kuvvetlidir ki, çok sayıda, mükemmel eğitim görmüş askerlerden müteşekkil ordusu, her an harbe hazırdır. İstenildiği anda yürüyüşe geçebilen bu ordu, her zaman emre âmadedir. Ordunun yürüyüşe başladığını daha düşman öğrenmeden Türk ordusu, muharebe sahasına girmiştir. 1660 yılında gemilere manda ve öküzleri koşup Tuna yoluyla Belgrat'a, Osiyek'e, Budapeşte'ye Türklerin çektirdikleri gemiler ve taşıdıkları yiyecek ve ağırlıklar tarif edilemez, akıl almaz. Gerek ordu yürüyüşünü, gerekse ağırlık naklini Osmanlılar, bütün hileleri kullanarak saklarlar. Düşman casuslarına dâima ters hedef verirler. Her seferindeki hileleri de, bir öncekinden farklıdır. Nitekim herkesi Venedik seferi yapacaklarına inandırıp birden Transilvanya'da görünen Türk ordusu, şaşkınlık doğurmuştur. Malta'ya gideceklerini yayıp Girit'e sefer etmeleri de böyledir. Osmanlı ordusundaki her çeşit san'at erbabı işçinin sayısı, şaşılacak kadar çoktur. Kılavuzları ve casusları da çoktur. Ordunun büyük ağırlıkları ve topları bulunduğu için nakliyeye ehemmiyet verilir. Diğer milletlerin tahammül edemedikleri, takat getiremedikleri meşakkatlere Türk ordusu alışıktır. Çok iyi siper ve tabya yaparlar. Ordunun yürüyüşü fevkalâde sür'atlidir. Bizde 'Türk'te ayak kurşundan ve el demirdendir.' atasözü meşhurdur. Türk askeri cesurdur."



<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>






<br/><a href="http://oi61.tinypic.com/28hhbi8.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

ŞEHZADELER ŞEHRİ MANİSA VE ORTASINDAKİ SARAY-I AMİRE

Eski adı Saray-ı Amire olan Manisa Sarayı günümüze ulaşamayan güzelliklerimizden biridir. Saruhan Beyliği döneminde Manisa başkenttir ve bir saray olarak yapılmıştır Saray-ı Amire. Bugünki şehir merkezinin bile büyük bir bölümünü kaplayacak kadar da büyüktür. Hatuniye Camii, Hükümet Konağı ve Emekliler Parkı gibi yapıları da içine almaktadır. Osmanlı döneminde 2. Murat sarayı yeniden yaptırır, Fatih Sultan Mehmet ise sancak görevinde bulunduğu, onun öncesinde ise burada yetiştiği sarayı genişletir.

Saray, özellikle Osmanlı’nın yükselme döneminde büyük önem arzeder. Ve bazı kaynaklara göre Topkapı Sarayı’ndan sonra gelir. Çünkü Manisa, imparatorluğun merkezi İstanbul’a en yakın sancaktır aynı zamanda. Ve taht hayaliyle yetişen şehzadelerin, tahttan önceki son durağıdır.

Manisa Sarayı, III. Mehmet döneminden sonra şehzadelerin İstanbul dışına çıkışlarının yasaklanması ile eski önemini yitirir. Manisa’nın sancaklığı kalmamış, saray ise misafirhane haline gelmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında sarayın ahşap olan bölümleri yanmıştır. Savaş sonunda İzmir’e yakıp yıkarak kaçan Yunan ordusunun sebep olduğu meşhur Büyük Manisa Yangını’nda ise şehrin çok büyük bölümüyle birlikte Saray-ı Amire’nin yine bir kısmı yanmış, bir kısmı ise kaderine terk edilmiştir. Saraydan bugüne kalan tek yapı ise Fatih Köşkü denen kısımdır. Bir kuleyi andıran Fatih Köşkü bugün Kızılay Manisa Şubesi olarak kullanılıyor.

Geriye kalan ne varsa soluktur şimdi,
Titreyen kandiller gibi sönmek üzeredir..



<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>







<br/><a href="http://oi61.tinypic.com/1r5gn4.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

1915'deki Bir İngiliz Yayınında Çanakkale'de Savaş Sırasında Sokak Kedilerini Besleyen "kind-hearted" (iyi kalpli) Şefkatli Osmanlı Halkı..

Avukat Guer, Osmanlıların hayvanlara bakışını şöyle anlatır: "Müslüman Türk’ün şefkati hayvanlara bile uzanmıştır. Bu hususta vakıflar ve ücretli şahıslar vardır. Bu şahıslar, sokaklardaki köpek ve kedilere ciğer dağıtırlar. Verilenlere alışmış olan hayvanlar da, besicilerin şefkatli seslerini o kadar iyi tanırlar ki, işitir işitmez hemen yanına koşmakta hiçbir kusur etmezler. Kasapların da her gün belirli miktar kedi ve köpek beslemeleri alışılmıştır."





<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>






<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/24d1wmb.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

"Türklerin tabiat güzelliklerine o kadar hürmetleri vardır ki, eğer bina inşa edecekleri arsada bir ağaç varsa, damlarının en güzel ziyneti saydıkları bu ağaç için yeterli bir açıklık bırakmak suretiyle binayı inşa ederler."

(Lady Craven, XVIII. Yüzyıl)





<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>





<br/><a href="http://oi61.tinypic.com/13z798y.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>



<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>






<br/><a href="http://oi62.tinypic.com/1zpnyfp.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

Melzing 16. asırda Osmanlı devleti ile Avrupa’yı şöyle kıyaslamaktadır:
"Kanuni Sultan Süleyman’ın imparatorluğunda adalet hâkim iken Avrupa’da Charles Quint rüşvetler sayesinde imparator olmuştur. Sultan Süleyman bir gün Süleymaniye Camii’ni inşa ettireceği arsa üzerindeki bir yahudinin evini parasıyla istimlâk etmek istedi. Yahudi bu satışa razı olmadığından Sultan müftüye müracaat etti. Müftünün kararı şu idi: 'Ancak bir mukavele ile Sultan bu evi kiralayabilekti.' Bu karara Sultan boyun eğmiştir.  O, üstelik dünyanın o devirdeki en büyük devletinin başkanı olarak bir yahudinin ufak evini zorla almazken; Portekiz kralı yahudilere ‘pogrom’ yaptırıp, ateşte diri diri yakıyordu. "




<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>






<br/><a href="http://oi61.tinypic.com/wmi9g7.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>

SULTAN ABDÜLAZİZ

“Halkımın, huzur ve mutluluğu en büyük emelimdir. Onların canları, malları ve namusları kanunlarımızla te'minat altındadır, korunacaktır. Allahü tealanın emirlerinin yapılmasına, yasaklarından kaçınılmasına çalışılacaktır. Hepimizin saadeti, selamet ve kurtuluşu bundadır. Bu sebeble İslamiyet'in emirlerinin yapılması, kat'i olarak dileğimizdir...

Devlet malının telef edilmemesi ve israftan korunması şarttır. Kara ve deniz kuvvetlerimizin nizam ve intizamları sağlanacaktır. Dost ve müttefik devletlerle, münasebetlerimizin devamına ehemmiyet verilecek ve önceki andlaşmaların hükümlerine uyulacaktır. Şunu tekrar edeyim ki, müslim ve gayr-i müslim ayırd etmeksizin, memleketimde, yaşayan herkes dinimizin emirleri çerçevesinde adaletle yönetilecek ve herkes adalet önünde eşit muamele görecektir. Allahü tealanın mülkümüze ihsan buyurduğu huzur ve refahın her tarafa yayılması, herkesin saadetini gerektirecek gerçek ilerlemedir. Devlet-i aliyyemizin, İstiklalinin devam etmesi, halkımın da refah içinde yaşaması en büyük gayemdir. Cenab-ı Hak, Habib-i ekremi sallallahü aleyhi ve sellem hürmetine cümlemizi muvaffak eylesin...”



<br/><a href="http://oi58.tinypic.com/2jagikn.jpg" target="_blank">View Raw Image</a>






 
http://oi51.tinypic.com/245xaol.jpg
"NE ISTERSEN ONU YAP! AMA ALLAH'IN HER ZAMAN SENIN YANINDA HAZIR VE NAZIR OLDUGUNU HIÇ UNUTMA!"
              http://zahidan.wordpress.com  http://zahidece.wordpress.com/        


Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages