Google Groups no longer supports new Usenet posts or subscriptions. Historical content remains viewable.
Dismiss

Hooop yine ben yine Gunes-Dil

5 views
Skip to first unread message

Esas Bir Lira

unread,
Mar 21, 2001, 11:07:23 AM3/21/01
to
Yine ben, yine ayni kil konu...
Bu Gunes-Dil konusunu agizlarina sakiz, dudaklarina nihavend makaminda sarki
eyleyenler, bu teoriyi ne kadar biliyorlar acaba?
Birileriyle kulaktan kulaga oynarken, ilk basta "Gul ve Esi Degil" olan
filmin adi, sekizinci kiside "Gunes-Dil" e mi donustu?

Yani buna Macarlari, Uygurlari, Runik ve konik harfleri, Etrusk Turklerini,
Iskit Turklerini, Aztek Turklerini, Kenyali esmer Turkleri, dudukleri,
duduklu tencereleri, ekmek ve recellerini katmadan, karistirmadan
soyleyebilecek biri niye yoktu?

Vardi, soyledi de ben mi duyamadim?

Sirf bunun icin gunese dahi gittim, geldim, hafif bronzlasmami ona verin,
niye olayi ilk insanlarin hergun tepelerindeki isi ve isigin kaynagi olarak
gordukleri ve hareket eden bu objeye AA AA diyerek ilk sesin cikmasi
seklinde "dillerin kaynagi" olarak anlatacak anaerkil bir babayigit cikmadi.
Anlatsaydi da dinleseydik mirim...

Nedir peki?
Dil, gunesten nasil cikmistir?

Ikide bir Gunes-Dil teorisi diye ortaya cikanlarin vermesi gereken cevap bu
soruyadir.

Ya verirler, ogreniriz ya da sonsuza kadar bu konuda ses cikarmayip, e biz
de insaniz, bizim de kendimizi sanal da olsa cennette bulunmaya ihtiyacimiz
var diye dusunup kafamizi dinleriz.

Hadi rasgele.

Esas Bir Lira "Belletenlerde ne yaziyordu diye sorsam mi, Dumrulum
(Erenkoyden arakladik bu hitap tarzini da)?"

Cluster User

unread,
Mar 21, 2001, 12:05:48 PM3/21/01
to
On 21 Mar 2001 16:07:23 -0000, Esas Bir Lira
<Use-Author-Address-Header@[127.1]> wrote:

>Yine ben, yine ayni kil konu...
>Bu Gunes-Dil konusunu agizlarina sakiz, dudaklarina nihavend makaminda sarki
>eyleyenler, bu teoriyi ne kadar biliyorlar acaba?
>Birileriyle kulaktan kulaga oynarken, ilk basta "Gul ve Esi Degil" olan
>filmin adi, sekizinci kiside "Gunes-Dil" e mi donustu?
>
>Yani buna Macarlari, Uygurlari, Runik ve konik harfleri, Etrusk Turklerini,
>Iskit Turklerini, Aztek Turklerini, Kenyali esmer Turkleri, dudukleri,
>duduklu tencereleri, ekmek ve recellerini katmadan, karistirmadan
>soyleyebilecek biri niye yoktu?
>
>Vardi, soyledi de ben mi duyamadim?

anlattIm ya. tekrar:

========

neyse, g. lewis'tan bu gUne$ dil teorisi neymi$ ogrenelim: (p. 57-58)

The result of Atatu"rk's subsequent lucubriations, aided by these and
others of the Society, was Gu"ne$-Dil Teorisi (the Sun Language
Theory), which saw the beginning of langauge when primitive man looked
up at the sun and said ''Aa!'. As it was concerned only with the
beginning and not the development of language, it cannot be reproached
for ommitting to explain how mankind progressed from that primeval
'Aa!' to the sublimity of 'Faith, hope and charity, these three
things', or Virgil's 'sunt lacrimae rerum' or even to so commonplace
an utterance as 'Let's go for a walk in the park'.
Here is a brief summary of the theory, which came equipped with a
battery of rules for its application. That 'Aa', ag~ in Turkish
spelling, was the first degree radical of the Turkish language. Its
original meaning was sun, then sunlight, warmth, fire, height,
bigness, power, God, master, motion, time, distance, life, colour,
water, earth, voice. As man's vocal mechanisms developed, other vowels
and consonants became available, each with its own shade of meaning.
Because the primeval exclamation was shouted, and it is obviously
easier to begin a shout with a vowel than with a consonant, any word
now beginning with a consonant originally began with a vowel, since
abraded. The words yag~mur 'rain', c,amur 'mud', and hamur 'dough',
for example, are compounded of ag~mur 'flowing water' preceded by ay
'high', ac, 'earth', and ah 'food' respectively. The reader is urged
not to waste time looking for the last four 'Turkish' words in the
dictionary.
There is a cryptic foreshadowing of the theory in Dilmen's preface to
Tu"rkc,eden OsmanlIcaya Cep KIlavuzu. After asserting that it was
becoming daily more certain that 'the languages termed non-Turkish are
equally of Turkish origin' he says, 'There can be no doubt thathe
great truth we are referring to will soon reveal itself with the
brightness of the sun'. The authorship of the theory is archly hinted
at by the anonymous writer of 'Gu"ne$ Dil Teorisinin EsaslarIna KIsa
bir BakI$', [1] which speaks of it as a product of 'Tu"rk jenisi' (the
Turkish genius).
...
[1] Originally serialized in Ulus from the beginning of November 1935
onwards, reprinted in Tu"rk Dili, 16 (1936), 33-123.

==========

>
>Sirf bunun icin gunese dahi gittim, geldim, hafif bronzlasmami ona verin,
>niye olayi ilk insanlarin hergun tepelerindeki isi ve isigin kaynagi olarak
>gordukleri ve hareket eden bu objeye AA AA diyerek ilk sesin cikmasi
>seklinde "dillerin kaynagi" olarak anlatacak anaerkil bir babayigit cikmadi.
>Anlatsaydi da dinleseydik mirim...

crackpot bir teoriden fazla mantIk arama. ama:

<< ... As it was concerned only with the
beginning and not the development of language, it cannot be reproached
for ommitting to explain how mankind progressed from that primeval
'Aa!' to the sublimity of 'Faith, hope and charity, these three
things', or Virgil's 'sunt lacrimae rerum' or even to so commonplace
an utterance as 'Let's go for a walk in the park'. >>

Cluster User

unread,
Mar 21, 2001, 7:24:53 PM3/21/01
to
belki bir misal vermek iyi olur, ama orijianl silsilede devam
edecegim.

Esas Bir Lira

unread,
Mar 22, 2001, 6:22:47 AM3/22/01
to

"Cluster User" <cluste...@yale.edu> wrote in message
news:3ab8de91...@news.yale.edu...

> On 21 Mar 2001 16:07:23 -0000, Esas Bir Lira
> <Use-Author-Address-Header@[127.1]> wrote:
>
> >Yine ben, yine ayni kil konu...
> >Bu Gunes-Dil konusunu agizlarina sakiz, dudaklarina nihavend makaminda
sarki
> >eyleyenler, bu teoriyi ne kadar biliyorlar acaba?
> >Birileriyle kulaktan kulaga oynarken, ilk basta "Gul ve Esi Degil" olan
> >filmin adi, sekizinci kiside "Gunes-Dil" e mi donustu?
> >
> >Yani buna Macarlari, Uygurlari, Runik ve konik harfleri, Etrusk
Turklerini,
> >Iskit Turklerini, Aztek Turklerini, Kenyali esmer Turkleri, dudukleri,
> >duduklu tencereleri, ekmek ve recellerini katmadan, karistirmadan
> >soyleyebilecek biri niye yoktu?
> >
> >Vardi, soyledi de ben mi duyamadim?
>
> anlattIm ya. tekrar:
>
> ========
>
> neyse, g. lewis'tan bu gUne$ dil teorisi neymi$ ogrenelim: (p. 57-58)


Baska birinin agzindan bende ilaveler yapayim ama, senin getirdigin yazidaki
konulara sadik kalarak... Maksat teori lafi gectigi zaman, neden
bahsediliyor en azindan onlari bilelim diye... Teorinin dogrulugunu
yanlisligini konusmak zaten cok ayri bir olay. Bu hiyar g.lewis'in (obur
ilmektede var) alayci uslubu da kendisine saygi duymamizi engelliyor
bilesin.

"1935 yilinda Viyana'dan Ataturk'e henuz basilmamis bir kitap gelir. Bu, Dr.
Phil. H.F. Kvergie'nin La Psychologie de Quelques des Langues Turques adli
Fransizca eseridir.
Yazar Onsozunde soyle demektedir:
'Viyana Universitesi'nde Egiptoloji, Hamitoloji ve Afrikanistik derslerinin
sefi olan Turkolog Prof. W.Czermak'in linguistik etutleri; bunlardan
ozellikle Berberice'ye ait olanlari, ve Viyanali Prof. Sigmund Freud'un
psiko-analizinden kazanilan bilgiler, bu kucuk Turkoloji Etudu'nun
temelidir. Bir yandan Turk, Mogol, Mancu, Tunguz diyalekt ve dillerine, ote
yandan Fin-Macar, Japon, Hitit ve Sumer dillerine daha genis bir metotla
uygulanan bu yeni anlayis, daha ustalikla kurulan, daha tatmin edici ve daha
verimli olan akrabalik ve yakinlik delillerini meydana cikarabilecektir.'"


>
> The result of Atatu"rk's subsequent lucubriations, aided by these and
> others of the Society, was Gu"ne$-Dil Teorisi (the Sun Language
> Theory), which saw the beginning of langauge when primitive man looked
> up at the sun and said ''Aa!'. As it was concerned only with the
> beginning and not the development of language, it cannot be reproached
> for ommitting to explain how mankind progressed from that primeval
> 'Aa!' to the sublimity of 'Faith, hope and charity, these three
> things', or Virgil's 'sunt lacrimae rerum' or even to so commonplace
> an utterance as 'Let's go for a walk in the park'.

"ilk insan icin ilk tanidigi obje gunes olmustur. ilk insanlar maddi ve
abstre mefhumlari, gunesi tetkik ede ede bulmuslar ve butun bu mefhumlari
ona isnat ederek ifade etmislerdir. ilk insanlarin bu yonden tesbit
edebildikleri, evvela maddi, cok sonra abstre manalarin baslicalari
sunlardir:
-Gunesin kendisi, sactigi isik, aydinlik, parlaklik, verdigi sicaklik, ates,
yukseklik, buyukluk, cokluk, kuvvet, kudret, sahip, hareket, zaman, mesafe,
hayat, gida, buyume, cogalma, renk, su, yer, kara, toprak, ses, soz.
ilk insanlar butun bu materyal ve abstre varliklari gunese ilk ve son
verdikleri isimle birbirlerine anlatirlardi.
ilk ana isim, hayret ifadesi olan A'dan basliyarak:
A + A + A
A + A + A + A = AG! olmustur. Kizilderililer hala tasdik anlaminda "UGH"
derler ki, "AG!" seklinde telaffuz edilir!..
O halde ilk ana kok AG'dir. Bu kok, hem gunesin, hem ondan kaynaklanan
mefhumlarin mustereken adi olarak kullanilmistir. Tipki simdi tanimlamakta
zorluk cektigimiz her sey icin "$u" dememiz, veya "$ey" kelimesini
kullanmamiz gibi..
insanin bogazi, girtlagi, agzi, dili, disi ve dudaklari insanliga layik bir
sekil aldikca bu "A" vokali, bir cok yeni soylenis sekli bulmustur.
Turkce'de ilk soz AG ve onun diger sesliler ile turevlerinin, bu kavramlar
ile iliskisi hayret vericidir:
AG = Ak, beyaz
AGA = Buyuk, aile ve asiret reisi
AGRI = Izdirap (izdirap aninda ilk cikan sesten turemis)
AGU = Zehir
EG = Sahip
EGUN = Gok
EGi = Gunes
iG(iGE) = Sahip
IG(IGRA) = Ses
OG(OGAN) = Kuvvetli, Tanri
OGUZ = Turk hakani ve Turk boyu
OGOK = Goz bebegi (Kuerikce) (GOZ kelimesi de OG + OZ seklinden gelismistir)
OG = Ana, akil
OGE = Hurmet, buyuk, (simdi ana unsur)
OGUT = Nasihat, Buyukten gelen fikir
UG = Gok; Arslan ( Sumerce)
UG = Ev, mesken
UGAN = ilk insan, Buyuk (Yakutca)
UGUK = Akil
UGE = Yigin
UGE = Soz
UGiT = Nasihat"


> Here is a brief summary of the theory, which came equipped with a
> battery of rules for its application. That 'Aa', ag~ in Turkish
> spelling, was the first degree radical of the Turkish language. Its
> original meaning was sun, then sunlight, warmth, fire, height,
> bigness, power, God, master, motion, time, distance, life, colour,
> water, earth, voice. As man's vocal mechanisms developed, other vowels
> and consonants became available, each with its own shade of meaning.

"Kullandigimiz 8 vokal onune bir okunmaz "G" getirdigimiz zaman hasil olan 8
tip kok, aynen ilk ana kok olan "AG" mahiyetindedir. Bunlarin arasinda hic
fark yoktur, denemez. Cunku vokaller yakinlik ve uzaklik gosterir. Fakat
daima ana kokun yakininda ve uzaginda mevcudiyetini degistirmez. ilk
insanlarin ilk devrinde bu okunmaz "G"; Y,K,G,H,V,M,B,P,F olmustur. Bunlar
da Turk dilinde esas kokler olarak kabul olunur.
Bu dilin mucidi olan insanin, dusunce kuvveti yukseldikce, kendisini saran
harici alemin muhtelif tabakalarindaki yakin, uzak objeleri birbirinden
ayirt etmek icin cabalamis ve bunun neticesinde bogazindan sonra dilini,
disini, dudagini kullanabilecek hale geldikce S,R,T,D,N,L... gibi turlu
kategorilerden sessiz harflere turlu sesli harfleri yardimci kilarak kokler
yaratmistir.
Butun bu kokler ki, bugun Turkce' de en vazih olanlari tesbit olunmustur,
168 adettir...
Herhangi bir Turk lugatinde bu namutenahi kelimelerle karsilasmak mumkun ve
baska hic bir dilde de yoktur."

> Because the primeval exclamation was shouted, and it is obviously
> easier to begin a shout with a vowel than with a consonant, any word
> now beginning with a consonant originally began with a vowel, since
> abraded. The words yag~mur 'rain', c,amur 'mud', and hamur 'dough',
> for example, are compounded of ag~mur 'flowing water' preceded by ay
> 'high', ac, 'earth', and ah 'food' respectively. The reader is urged
> not to waste time looking for the last four 'Turkish' words in the
> dictionary.


"... kendisinden maada tesbit ettigi her objeyi de gunesin yerine koymustur.
iste ancak bu genis dusunce ve hareket kaabiliyeti sayesindedir ki, dil
denilen varlik vucut bulmustur.
Dil, dusuncenin yaninda yer almis, tabii, lojik ve yasiyan bir varliktir.
Esas amil, dusuncedir.
Buna gore insanlarin ilk kullandigi dilde oldugu gibi, Turk dilinde de ana
ve esas kok (sesli-sessiz) seklindedir: Ag, Ak, Ah Ay, Ab... Bunlar gunes ve
gunesten alinmis mefhumlarin ifadesidir.
Ka, Ha, Ya, Ba.. ayni mefhumun ifadesi gibi alinmistir. Hakikatte dogru
olmayan bu sekiller, esas kok yerine kaim olmustur. Aslinda bunlar, su
murekkep sozlerin basitlesmis sekilleridir:
AG + AK + AG = KAG
AG + AH + AG = HAG
Kap, Hap, Mac, Yat ... gibi tek heceli Turkce kelimeler, daima
etimolojisinde murekkep olan ilk Turk kelimenin morfolojik seklidir.
Mesela yukardaki kelimeleri etimolojilerine irca edelim:
AK + AP = AKAP = KAP
AH + AP = AHAP = HAP
AY + AT = AYAT = YAT
Buna gore Yap, Yak, Yat ... gibi kelimeler asla kok degildirler!.. Bunlar
birer sekildir. Bu sekli izah eden ilim de morfolojidir.
Morfoloji ilmi, etimolojiyi gucendirmeksizin bu esas koku aliyor, ve onu
etimolojinin de hosuna gidecek sekillere sokuyor... Bunu da tesadufen
yapmiyor. Mustakil bir ilim, fonetik ilmi de hem etimolojiyi, hem de
morfolojiyi gozonunde tutarak kelimeleri kulaga hos gelecek yolda yuruyor...
Sesli harfleri mumkun olan yerlerde kaldiriyor. Mesela:
Ayipilamak = ayiplamak
Karisilamak = karsilamak
Turkce'deki Ak,Ar,Al,As,As... kelimeleri tek hecelidir... (esli-sessiz)
kuralina uyar... Ancak Yok,Cok,Goz,Gol... kelimeleri asla kok degildir.
Bunlarin birlesik hecelerin kisalmis hali oldugu derhal gorulebilir.
Yani bunlar aslinda tek kelime degil; birden cok kelimenin anlattigi bir
kavramin tek kelime haline indirgenmis halidir!.. Mesela:
YAGMUR = AY + AGMUR
CAMUR = AC + AGMUR
HAMUR = AH + AGMUR

Bu kelimelerden ikincisi AGMUR = akarsu'dur. AY, yuksek demektir... AC=yer,
AH= yiyecek,hububat, un'dur...
Su halde :
YAGMUR = yuksekten akansu
CAMUR = Yere akan suyun meydana getirdigi sey
HAMUR = Akan su ile ezilmis hububatin meydana getirdigi sey
olarak karsimiza cikar!..
En eski dillerde gorulmesi gereken bu ozellikleri halen tasiyan ve pek cok
orneklerini hemen bulabildigimiz tek dil Turkce'dir"


> There is a cryptic foreshadowing of the theory in Dilmen's preface to
> Tu"rkc,eden OsmanlIcaya Cep KIlavuzu. After asserting that it was
> becoming daily more certain that 'the languages termed non-Turkish are
> equally of Turkish origin' he says, 'There can be no doubt thathe
> great truth we are referring to will soon reveal itself with the
> brightness of the sun'. The authorship of the theory is archly hinted
> at by the anonymous writer of 'Gu"ne$ Dil Teorisinin EsaslarIna KIsa
> bir BakI$', [1] which speaks of it as a product of 'Tu"rk jenisi' (the
> Turkish genius).

"Gunes kultu hem Anadolu-Mezopotamya, hem de Altay'da gorulur... Hititlerin
Gunes kursu herkesce bilinir. Ayni sembolleri Amerika kizilderilileri, Aztek
ve Maya kulturlerinde de rastlanir.
Ancak Gunesin oglu kavrami bir tek Altay kulturunde vardir ve Japonya'ya
kadar uzanir.
ilk zamanlarda gunes, ay ve yildizlar'in tek bir kelime ile ifade edildigi
muhakkaktir. Bu da saskinlik, hayret ve farketme ifadesi olan; hala bile
yeni dogmus cocuklarin ilk cikartabildikleri ses olan:
A + A + A = AG ifadesidir...

Butun diger dillerde gunes-ay-yildiz icin baska kelimeler kullanilirken Turk
lehcelerinde uydumuza hala AY denilmesi dikkat cekicidir. (Yakutca iY,
Cuvasca OYUH.. Onlarda bile sesli-sessiz ozelligi ve ana koke yakinlik
acikca gorulmektedir.) "


> ...
> [1] Originally serialized in Ulus from the beginning of November 1935
> onwards, reprinted in Tu"rk Dili, 16 (1936), 33-123.
>
> ==========
>
> >
> >Sirf bunun icin gunese dahi gittim, geldim, hafif bronzlasmami ona verin,
> >niye olayi ilk insanlarin hergun tepelerindeki isi ve isigin kaynagi
olarak
> >gordukleri ve hareket eden bu objeye AA AA diyerek ilk sesin cikmasi
> >seklinde "dillerin kaynagi" olarak anlatacak anaerkil bir babayigit
cikmadi.
> >Anlatsaydi da dinleseydik mirim...
>
> crackpot bir teoriden fazla mantIk arama. ama:

Mantik aramiyoruz. Bir mantik cercevesinde yazilmis bu teori nedir degildir
kismina bakiyoruz henuz... Alintiya devam edelim...

"ATA kelimesinin incelenmesi:

Sumerce, AD(ADDA), Elamca ATTA, Turkce'deki ATA ile ayni anlama geliyordu...
Eski Misir ve Kalde dillerinde AT, ATU baba demekti.

Hititce olan ATTAS DiNGiR MES ise Tanri Baba, Tanrilasmis ecdatanlaminda
idi... DiNGiR kelimesi zaten Sumerce'de de vardi ve Tengri-Tanri demekti!...
Bu acidan bazi tarihcilerin Hint-Avrupai saydiklari Hititce'nin de Turkce'ye
yakin oldugu, sonradan bazi Hint-Avrupai ozellikler kazandigi daha akla
yakin bir degerlendirme olur.
Turkce'de ATA kelimesiyle ilgili su ifadelere rastliyoruz:
ATA : baba, buyukbaba, dede, ced
ATA : ana, intiyar, hurmete sayan kisi (Cagatay)
ATA : alim, emir
ATAY : baba (Kazan)
ATAY : marufiyet (Kazan)
ATAV : sohret (Kazan)
ATAG : adak, vaat, aht(Cagatay)
ATAG : vasi, vekil (Orhun)
AT : Turklerin en onemli yardimcisi
ATiR : buyukluge, kuvvete, saglamliga sahip olan
(Yakut)(ATGiR, ASGiR, AYGIR da ayni)
ATIR : aygir
ATiR : aygiri olan at surusu

Halbuki Bati dillerinde BABA-DEDE kavrami icin kullanilan kelimeler
Sumer-Elam-Hitit dillerinden cok farkli olarak karsimiza cikiyor:

VATER : Almanca, (Eski yukari Almanca'da FATER)
FADAR : Eski Saks dilinde, Gotca
FEDER : eski Friz dilinde
FAEDER : eski Anglo-Sakson dilinde
FADIR : eski Nordca
PATER : indo-Germence, Latince
Ayrica PEDER : Farsca (Hint-Avrupa kokenli dil) (PiTA-eski Farsca)

PiTA-ATA iliskisine dikkat... Bilindigi gibi Farslar Mezopotamya'da
Elamlar'dan cok sonra gorunmuslerdir. Babil doneminde Tevrat'ta dillerin
birbirinden ayrilmasina kadar ATA koklu kelime kullanilmis, sonra yerini
PEDER kelimesine birakmistir.

Ote yandan Avrupa'da olmasina ragmen bir turlu diger Avrupalilarla
bagdasamiyan halklarda BABA-DEDE karsiligi olarak su kelimeleri goruyoruz:
ATA : Danimarka dilinde
AiTA : Baskca
ATHiR : irlanda dilinde
AD : (baba) Eski italyanca, Etruskce'den gecme
ATTA : (babacik) Eski italyanca, Etruskce'den gecme
ATAVUS : (en eski dede) Latince, Etruskce'den gecme
ATTEY : (baba, dede) Kuzey-Guney Amerika kizilderililerinde "

Simdili bu kadar, alintilarin yapildigi internet adresi:
http://homepages.go.com/~atturak/trk71d.html

Cluster User

unread,
Mar 22, 2001, 10:22:21 PM3/22/01
to
On 22 Mar 2001 11:22:47 -0000, Esas Bir Lira
<Use-Author-Supplied-Address-Header@[127.1]> wrote:

bir lira degerinde herifi memnun etmek icin akatrmadIm. cok cidddi bir
mevzuymu$ ki sorma ...

Cluster User

unread,
Mar 22, 2001, 11:21:02 PM3/22/01
to
BTW hamur (xamu:r) arapca'dan gecmedir, ama bu onlar farketmez!

Esas Bir Lira

unread,
Mar 23, 2001, 5:53:00 AM3/23/01
to

"Cluster User" <cluste...@yale.edu> wrote in message
news:3abac101....@news.yale.edu...

Beni memnun etmek kolay degildir... ;))

Esas Bir Lira "Memnun ben..."


0 new messages