Grup Hakkında Bilgi ve Hatırlatma

116 views
Skip to first unread message

Demir Küçükaydın

unread,
Oct 4, 2014, 1:43:18 AM10/4/14
to radikal-...@googlegroups.com

Değerli Arkadaşlar,

Gruba yeni katılanlar bilmiyor belki ama bu grubun belli bir tarihi var. Bu tarihi bir arkadaş kısaca özetlemişti. Şu an bulamıyarom. Eğer o arkadaş tekrar yollarsa iyi olur. Aslında bu tarihi her ay aktüalize edip düzenli olarak yollamak iyi olur ve bu işi bir arkadaş iş edinse harika olur.

Her heyse ben burada çok kısa bir özet yapayım.

Bu grubun çağrısını ben yaptım. Yapmamın nedeni de şuydu.

Ben yıllardır Türkiye’de herkesten bir program ve strateji anlayışını geniş bir tearik arka planla savunmaya çalışıyorum. Yıllarca bu programı Çatı Partisi Girişimi, Demokrasi İçin birlik Hareketi, Halkalrın Demokratik Kongresi, Sosyalist Yeniden Kuruluş, HDP gibi örgütlerde, en azından bir alternatif bir program  maddesi olarak ne kongrelerde, ne de herhangi bir komisyonda gündeme aldırmayı, adını andırmayı bile başaramadım.

Bu programı savunacak bir yayın organı girişimlerim de olanaksızlıklar nedeniyle başarısız oldu.

Gezi’de bu programı somut ve canlı bir hareket bağlamında savundum.

Forumlar ise çok dar perspekifle ve lokal konuları ele aldıklarından ve gezi programatik ve stratejik sorunları tartışıp karar alabileceği bir organ veya platform bile yaratamadığınıdan orada da bir şey yapma olanağı olmadı.

Bu programın en önemli özelliği, ulusu farklı bir şekilde tanımlamayı ve var olan devlet cihazını parçalamayı en temel ve acil görev olarak koymasıdır.

Ama bu programı ben bütün bu alanlarda hep kişi olarak savunmaya çalıştım.

Bütün bu girişimler bir sonuç alamayınca,en azından bu programı benimseyen insanlarla bir platform oluşturup hem gezinin kalıntıları, hem de HDP gibi örgütlerde hem de diğer platformlarda bunu bir kişiye bağlı olmaktan çıkararak, bir kurumlaşmaya gitmek için, bu e-mail grubunu kurdum ve bu programda anlaşanlar gelsin, ne yapacağımıza birlikte karar verelim dedim.

Ancak her zaman olduğu gibi, bu çağrıya gelenlerin önemli bir kısmı, ciddi okumadan gelmişlerdi, aslında çağrının somut bir programda anlaşanlara yönelik pratik bir adım için yapıldığının farkında değillerdi.

Bunun üzerine bu arkadaşlara, “kusura bakmayın burada yanlış bir anlama var, biz bu programı kabul edenler olarak, birlikte neler yapabileceğimizi görüşmek üzere bir araşa gelmiş ve çağrıda bunu açıkça belirtmiştik. Bunu kabul ediyorsanız buyurun ama biz aştığımız bir konuya yeniden geri dönmek istemiyoruz diyebilirdik. Bunu demedik. Madem gelmişsiniz, birbirimizi tanıyalı, ortak bir yol kat edebilir miyiz bakalım dedik.

Bunun üzerine şöyle hem tanışalım, hem bir görüş alışverişi ve tartışma olarak devam edelim dedik ve dolayısıyla, ben ve benim gibi düşünenler yapmamız gereken işi erteledik. Bizler aynı programda anlaşanları bir araya gelmeye çağırmıştık, ama gelenler farklı olunca kimseyi çiğnememek için, bırakalım bir program tartışmasını, bakalım şöyle birbirimizi tanıyalım noktasına geri çekildik.

Bunun üzerine Grupta çeşitli konularda yazışmalar yapılıyordu. Ben şahsen daha bir süre grubun büyütülmesi ve insanların serbestçe düşüncelerini ve davranışlarını ifade edeceği, kimi somut girişimler yapabileceği bir grup olarak kalmasının iyi olacağını düşünüyordum. Nasıl olsa bir iş yapmak isteyenler bu iş için grup aracılığıyla örgütlenebiliyor, isteyenler de buna katılabiliyordu. Bir iş yapmak isteyen için demokratik özlemleri olan insanların yoğun olarak bulunduğu bir ortamdı ve böyle imkanlar kolay bulunmazdı. Ben de şahsen örneğin, HDP içinde bireysel üyelik için girişim ve imza kampanyasını böyle yapmıştım.

Keza, akışkan demokrasi gibi, forumlarda çalışmalar gibi girişimleri de ilgi duyanlarla bu grup içinde daha kolay ve verimli olara yapmak mümkün oluyordu.

Ancak kimi arkadaşlar, böyle somut bir hedef veya iş olmadan olmaz diyerek örgütlenmek gereğinden söz ederek bir an önce bir şekil alma yönünde bastırdılar.

Tamam o zaman madem böyle bir eğilim ve istek var, bunu nasıl yaparız, nereden başlamalıyız, bunu tartışalım dedik.

Yani önce karar alma gibi bir yetkimiz olup olmayacağına dair bir karar vermemiz ve bu kararların nasıl bir usul ve mekanizmayla kararlaştırılacağını belirlememiz gerekiyordu.
Uzun tartışmalardan sonra, hiçbir konuyu aceleye getirmeden, karar alabilmek için bir mekanizme ve biçimsel koşullar oluşturduk. Buna göre bizler kararlarımızı, bir konuda herkez sözünü tükettikten sonra, Sistemli Oydaşma yöntemiyle alacaktık.

Bu yöntemle yaptığımız oylamada da Program sorununu bağlamadan bir adım bile atamayacağımızdan, program konusunu tartışıp karara bağlamayı en acil görev olarak önümüze koyduk.

Bu durumda ben şahsen, ta başlangıçtaki tartışmalarda program önerimi yaptığımdan, Program üzerine yazılar derlemesi diye koca yüzlerce sayfalık bir “program açıklaması” denebilecek bir kitabı da paylaştığımdan ve de  birkaç kez tartışmayı açmak için program konusunda birkaç girişimde bulunduğumdan, bu yazıların, programın, literatürün bir alternatifi veya eleştirisine ilişkin birilerinin bir şeyler söylemesini bekliyorum.

Bu arada kendi işlerimi yapmaya devam ediyorum.

Ne var ki, bir an önce örgütlenelim, böyle olmaz diyen arkadaşlar nedense bu program metni veya teorik arka planı vs. hakkında bir şeyler yazmıyorlar, topa girmiyorlar, hatta en çok bastıran arkadaşlar sevgi manifestoları gibi metafizik pehlivan tefrikaları yazıyorlar.

İşte bekliyoruz ama kimseden bir girişim yok.

Şu an tekrar hatırlatayım. Program önerimi aylar önce yaptım. Uzun açıklamaları yine gruba yolladığım “Program Konusunda Yazılar Derlemesi” içinde var.

(Aşağıda doğrudan Program konusunu ele alan yazı ve kitaplarımın linklerini tekrar veriyorum.

https://drive.google.com/folderview?id=0BxCB_Gtx8VYAbnhzX3luSmE1Ylk&usp=sharing

https://drive.google.com/folderview?id=0BxCB_Gtx8VYAQjA3ODlNR2hMbFk&usp=sharing

https://drive.google.com/folderview?id=0BxCB_Gtx8VYAM25hZUJzSDJlaGM&usp=sharing

https://drive.google.com/folderview?id=0BxCB_Gtx8VYAN3BDNWdQVmRFLXc&usp=sharing

https://drive.google.com/folderview?id=0BxCB_Gtx8VYATnhZa2xMVjBxM0k&usp=sharing

https://drive.google.com/folderview?id=0BxCB_Gtx8VYASjdXOTFrSm43VXM&usp=sharing)

Eğer bir eleştiri yoksa, herkes bu programı kabul ediyor ve savunmaya hazırsa, ta grubun ilk çağrısının yapıldığı noktaya gelmişiz demektir.

Farklı versiyonlar veya alternatif programlar yoksa, programı oylayalım ve onu kabul edenler olarak bu programı topluma yapmak, tanıtmak, gündeme aldırmak, insanları bu programa kazanmak, bu programın olmazsa olmazlığını anlatmak için neler yapacağımız vs. gibi pratik işleri görüşüp kararlaştırıp iş yapmaya başlayalım.

İsteniyorsa böyle bir öneri de yapabilirim.

Ama ben şahsen programın henüz hiç tartışılmadığını, eleştiri ateşinden geçirilmediğini düşünüyorum.

Öte yandan hazmedilmeyen fikriyat temsil edilemeyeceği için,  henüz programın onu benimsediğini düşünenlerin çoğunca hazmedilmediği kanısındayım.

Ben kasıtlı olarak program tartışmasına girmedim, bir şeyleri başlatmaya çalışmadım. “Bakalım bu kadar ısrar edildi bir an önce örgütlenelim diye haydi arkadaşlar örgütlenin niye örgütlenmiyorsunuz? Niye program belirlemiyorsunuz? Niye programı tartışmıyorsunuz? Gündemimiz bu değil mi?” demiş oluyorum bu suskunluğumla.

Yani aslında suskunluğum fiili bir eleştiridir.

Özetle durum böyledir.

Tabii körün istediği bir göz Allah verdi iki göz.

Bu arada başka işleri de bu işe paralel olarak yürütmeye çalıştığımdan (Marksizm'in ve Sosyalizmin Sorunları Sempozyumu, günlük politik gelişmelere ilişkin yazılar  vs.) kimsenin topa girmemesini diğer işlere yoğunlaşmak için bir fırsat olarak değerlendirdiğimi veya öyle yapmaya çalıştığımı da belirteyim.

Yani bu grubun tarihi içinde benim açımdan durum budur.

“Önce siz vurun Monsieur”

Buyurun.

Program ortada.

Sınırlar programla çizilir.

Ortaklaşa bir şeyler yapmanın yolu oradan geçer.

Eleştirelim, tartışalım. Bir karara varalım. Bir karar varanlar ve anlaşanlar ne yapacaklarına ondan sonra kendileri karar verirler.

Dostlukla

 

 

 

 




Bu e-posta virüs ve zararlı yazılım içermez, çünkü avast! Antivirüs koruması devrede.


Oktay O.

unread,
Oct 4, 2014, 12:47:26 PM10/4/14
to radikal-...@googlegroups.com, demir...@gmail.com
Yeni katilanlar icin programin ana maddeleri. Yanlis eksik varsa lutfen duzeltelim.

Bu radikal demokrasi programını şu şekilde öneriyoruz:

1)      Gerçek bir eşitlik için, ulusun tanımından her türlü, dil din, tarih, "etni", soy, kültür, "ırk" belirlemesi kalkacak, ulus bunlarla tanımlanmaya karşı tanımlanacaktır.

2)      Herkesin ana dilinde eğitim hakkı veridir. Ortak bir dil gerekip gerekmediğine gerekirse bunun ne olacağına yurtaşlar özürce tartışarak karar vereceklerdir.

3)      Devletin tüm inançlar karşısında eşit ve tarafsız olması için, Diyanet lağvedilecek, imam hatipler vs. kapatılacak, eğer cemaatler bakımı, ücretleri ve marsrafları karşılamayı kabul ederlerse kendilerine verilir. Bu karar sonucunda kimsenin ekmeği ve işinden olmayacaktır. Devlet sadece eşitliği ve azınlık inançta olanlar aleyhine oluşacak fiili eşitsizlikleri gidermekle yükümlü olacaktır.

4)      Sınırsız bir düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü derhal uygulamaya geçilecek, bu özgürlüğü sınırlayan ve bununla çelişen bütün yasalar, kararlar otomatikman geçersziz olacaktır.

5)      Tüm düzeylerde yetki ve sorumluluk, seçilmiş yönetici ve organlarda olacaktır. Emniyet ve asayiş kuvvetleri bu seçilmiş yöneticilere tabi olacaktır.

6)      Tüm seçilmiş yöneticiler, kendilerini seçenlerin beşte birinin oyuyla geri alınabilecek ve seçim yenilenecektir.

7)      Tüm seçilmişlere, seçildikleri süre içinde ve çalışmaları esnasında, ortalama bir çalışanın gelir düzeyinde bir gelir sağlanacaktır.

8)      Memurların tayin, terfi, seçim ve emeklilik işlemlerinde bağımsız memur sendikalarının tuttukları siciller esas alınacaktır.

9)      Asker sivil adalet ikiliği kalkacaktır. Kanun ve yasalar karşısında mutlak eşitlik.

10)  Her düzeyde gizlilik kalkacaktır, devletin, firmaların, örgütlerin, partilerin ve bunların organlarının bütün kararları, bütün tartışmaları tüm yurttaşların bilgisine açık olacaktır.

11)  Devlet her yurttaşa, iş bulmak, bulamıyorsa, sendikaların, yurttaş kuruluşlarının bağımsızca belirlediği asgari geçim düzeyine uygun kimseye muhtaç olmadan yaşamasını sağlayacak bir gelir sağlamakla yükümlü olacaktır.

12)  Tüm medya ve yayın faaliyeti, matbaalar, frekanslar, kanallar, kağıtlar toplumsallaştırılacak, gerçek oranları yansıtmaları için sık sık ayarlanarak, tüm örgütler, partiler, inançlar, fikirler, akımlar, meslekler, cinsler, yaşlar, bölgeler vs. arasında üye sayılarına ya da nüfus içindeki oranlarına göre dağtılacaktır.




Mustafa

unread,
Oct 4, 2014, 2:01:36 PM10/4/14
to radikal-...@googlegroups.com
   
Merhaba arkadaşlar, 

        Demir Küçükaydın ın talebi üzerine, yaklaşık 2 ay önce hazırladığım ve grubun kurulduktan sonraki 3 aylık sürecini özetleyen derlemeyi tekrar değiştirmeden yayınlıyorum. Bilginize..
     
    Merhabalar 
           Bundan yaklaşık 3 ay önce Demir Küçükaydın tarafından Bir çağrı metniyle birlikte , Radikal Demokrasi adında bir mail grubu kuruldu.Bu 3 ay süresince grupta birçok konu gündeme geldi.Farklı  katılımcılar tarafından, grubun kuruluş amacına yönelik ve bu amacın dışında da   kalan yazılar gönderildi, tartışmalar yapıldı.
           Şuan itibarıyla katılımcı sayısının yaklaşık 140 olduğu gruba,  yeni katılanlar ve katılacak olanların geçmiş tartışmaların tamamını okuyup , grubun şu 3 aylık süreçte  nasıl bir seyir izlediğini görmesi oldukça meşakkatli bir iştir. Yeni katılımcıların grup hakkında ve tartışılan konularda kabaca bir fikir sahibi olması  için 3 aylık tarihin bir özetini sunmak amacıyla  bir derleme hazırladım. Mümkün olduğunca özet , kısa ve anlaşılabilir basit ifadelerle sunduğum bu metin de, çok ayrıntılı bir sunum hedeflemedim. ( zaten  o zaman özet olmazdı, ayrıca değinilen konulara ilişkin aktif bağlantı  linkleri cümle sonuna eklendi ) .
         Muhtemelen eksik ve gözden  kaçırdığım birçok ayrıntı vardır .Fakat amacımda zaten ayrıntıda boğulmadan genel bir fikir edinmeyi sağlayabilmek. Metnin eksik ve yanlışlarının ,  bu süreçte varolan arkadaşların uyarılarıyla  düzeltilebileceğini düşünüyorum.
            Gruba yeni katılan yada katılacakların birkaç yazıyı okuyup ta grup hakkında peşin hükümler oluşturmasının önüne geçmek amacıyla böyle bir özet hazırlama gerekliliği doğdu. Öncelikle grup kendini Radikal demokrat ( isim değişmez değildir, kanımca içerik önemlidir ) olarak tanımlayan herkesin , kendini özgürce ifade edebileceği bir niteliktedir .Mail grubu bir Marksist tarafından kurulmuş olsa da, mailleri okuyan   herkesin göreceği gibi, islami çevreden olduğunu  söyleyenden  HDP li olana, sadece demokratına, sosyalistim diyeninden,  açıkca  Akpartiliyim diyenine  veya kendini bir şekilde tanımlama gereği duymayanından  , yalnızca mesleki ünvanını kullananına kadar, farlklı katılımcılardan oluşmaktadır. Gruba katılma , ayrılma , yazma konusunda herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Metnin sonunda da grubun bundan sonraki gidişine ilişkin önerilerim yer almaktadır.

Grubun kuruluş  tanımı, kurucusu tarafından şu şekildedir.;

Bu grup tutarlı ve tam bir demokrasi, yani radikal bir demokrasi amacını güdenlerin haberleşme, tartışma, koordinasyon işbirliği için kurulmuştur. Kendini Radikal bir Demokrat olarak gören, çalışmalara katılmak isteyen ve bir grup üyesi tarafından önerilen herkes gruba üye olabilir.
Gruptaki tartışmalar üyelere açıktır ve moderatör yoktur. Okunması ise herkese açıktır.
               
              Demir küçükaydın 'ın çağrı metni“““Radikal Demokratik Bir Hareketi Yaratabilmenin Yol ve Yordamlarını Tartışabilmeyi Örgütlemek İçin Bir Çağrı“” ” (6 mayıs) olarak yapıldı. Çağrı sonrası  mail grubuna ilk katılımcılar yönetici olarak belirlendi.Grubun sahibi olarak ta Demir Küçükaydın görünmektedir. (Zannediyorum teknik zorunluluk olarak, yoksa yöneticilerin yada sahibinin   herhangi bir imtiyazı yoktur). Bir gün sonra , 7 mayısta istanbul da bir toplantı yapıldı. Bu toplantı daha çok  tanışma toplantısı olarak geçmekle birlikte toplantıya ilişkin izlenimler şurdan okunabilir.“Dünya Seyahatine Küçük Bir Adımla Başlanır (İlk Toplantıdan İzlenimler). /dunya-seyahatine-kucuk-bir-admla
  

           Demir Küçükaydın(DK)  nın demokratik ve özgürlükçü bir hareketin oluşturulması adına bir gereklilik olarak sunduğu, kendisi tarafından hazırlanan   bir Radikal Demokrasi  programı taslağı , tartışılmaya açılmak üzere  grup üyelerine sunuldu( toplantıdan birkaç gün sonra). Sonra Taslak Metin  için başlatılan  tartışma, oldukça kısa olmakla birlikte kısa bir süre devam ettirildi.. Fakat bir kaç değinme ve eleştri dışında yazı gelmediği için program tartışması sonuçlanamadı .Daha doğrusu program tartışması yapılamadı. (ilgili yazışmalar;.https://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokrasi/033genYCBvY)
         Daha sonra program tartışmasından uzaklaşıldı  ve yazışmaların bir süre daha böyle serbest bir şekilde yürütülmesi yönünde eğilim oluştu. O nedenle de program taslağına bir daha dönülmedi..  Bu arada serbest yazışmalar ve eleştiriler yayınlandı. Bunların bir kısmı DK tarafından , bir kısmı diğer arkadaşlar  tarafından yayınlandı ve karşı yada destekler tarzda  yazılarla devam etti. Örnek olarak Demokrasi ve İslam,  İstanbul Forum Buluşmalarına ilişkin yazı ve eleştriler,  Soma Faciası na yönelik yazılar,  gruba yeni katılanların 'selamlamaları' vs  gibi . Örneğin  Soma faciasının  güncelliği nedeniyle konuya ilişkin  birkaç yazı da bu arada tartışma götürmeden eklendi. Somada ölenler için  ve Berkin Elvan cenazesi için İstanbul da planlanan anmalara ilkişkin görüş ve öneriler  yer aldı.
             
        Bu  yazılardan bir tanesi de DK nın  yıllar öncesinden  '' Ortadoğu İçin Demokrasi Manifestosu''  adlı uzun bir metin yada bir kitapçık idi .Radikal Demokrasi program taslağının teorik arka planı da oluşturan bu Manifesto ya ilişkin sorular özellikle Hüsniye  hanım tarafından sorulmakla birlikte diğer arkadaşlarında  bu soruları destekler nitelikte yaklaşımları olmuştu. Konuya  dair konuşmalar kısa geçti -ki kanımca öyle olması da gerekiyordu -, çünkü sözkonusu olan çok daha geniş zaman ve teorik tartışmaları gerektiren derinlikli  tezleri içeren bir  kitapçıktı  . Bununla birlikte yazı görece uzundur  ve dikkatli bir okuma gerektiriyor.( Bu yazıyla ilgilenenler şurdan okuyabilir  http://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokrasi/RMY_0kqvCtY).
       
            Selamlama-tanışma  yazılarından birine örnek Murat Tanakol arkadaşın gruba katılımı dolayısıyla yazdığıdır. Kendi kodlarını da ele vermeye çalışan güzel bir giriş  yazısı olduğunu düşünüyorum. Okumanızı tavsiye ederim. (  https://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokrasi/6wHeD2KaZiA)             
                  Bununla birlikte grupta henüz belirlenmiş bir gündem olmadığı için daha birçok farklı konuda biribirinden bağımsız makale , (Çoğunlukla DK tarafından örneğin,politik olarak  alevilik   , gezi direnişi yazıları , demokrasi ve özgürlük sorunu ,Likit demokrasi kavramı ve uygulanma sorunları gibi )  hatta mevlana dan  bir şiir  serbest yayınlarda yer aldı. Ancak bunlar grubun üzerinde ortaklaştığı bir gündem oluşturmadı. Zaten gündem belirlemek amaçlı yazılmış makaleler de  değildi.
         
              Likit Demokrasi(akışkan -esnek demokrasınin) kavramı üzerine önemle duruldu, ne olduğuna dair bir sayfalık bir tanıtım metniyle birlikte bir videosu bulunarak türkçe çevirisi yapıldı . Bu iş Onur, Demir ve Haluk arkadaşın katkılarıyla , sanıyorum Oktay  arkadaş tarafından gerçekleştirildi. Bu sayede grubun Radikal Demokratik bir hareketi örgütlenmesi durumunda, kullanabileceği bir demokratik katılım(doğrudan demokrasi)  ve karar verme sistemi olarak,  gelişmiş bir sistemin  ön hazırlığı kısmen yapılmış oldu. Bu sistem Avrupa da sol eğilimli  örgütler tarafından kullanılmaktadır. Bununla ilgili yazılarhttps://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokrasi/KVdQQ54CQTY  da bulunabilir.

             
       İkinci bir toplantı planlandı. Toplantı tarihi 27 mayıs ve yer İstanbul -kadıköy. Bu arada grubun üye sayısı 57 olmuştu.Toplantı tutanağı Murat Tanakol tarafından tutuldu ve grupta  yayınlandı. Toplantıya toplam 21 kişi katıldı. Tutanaklardan anladığımız kadarıyla ; Genel olarak  Gezi hareketi ve ruhunun siyasallaşması çabalarıyla ortaya konulmuş Program Taslağı(DK nın programlaştırdığı)  üzerine  görüşlerin yer aldığı,  Radikal Demokrasi programının neleri içermesi gerektiği ve  bu programın bir hareketi örgütlemesinin önündeki sorunların tartışıldığı bir toplantı olarak tanımlanabilir.Toplumsal-siyasal dinamikler olarak  Aleviler, Kürt özgürlük hareketi, Gezi direnişçileri, Antikapitalist Müslümanlar gibi   unsurların nasıl ortak bir muhalefet hattında birleştirileceği üzerine  konuşmalar yapıldı. Ayrıca isim konusu gündeme gelerek , grubun isminin gözden geçirilmesi dile getirildi.. Bir sonuç deklerasyonu yapılmadığı gibi,  böyle bir beklenti de yoktu. Toplantıda kadın ve genç sayısın azlığı bir eksiklik olarak tespit edildi.(İlgili tartışmalar https://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokrasi/XJR_fg_tAA0)
              Sonrasında  İsim konusu üzerine  yazılanlar yoğunlaştı. Mevcut ismin yani Radikal Demokrasi nin gruba uygun olup olmadığı , ( uygunsa neden?, uygun değilse neden? )  ve yeni isim önerilerinin , varsa belirtilmesi yönünde bir eğilim   ortaya çıktı. Buna ilişkin çeşitli isim önerileri yapıldı. Bunları sıralayacak olursak ; Küçük Meclis, Yaşam için Demokrasi,  Gökyüzü hareketi,  Köxüz demokrasi, partisiz Demokrasi ,  Bağımsızlar platformu, Sınırsız Demokrasi,  Ulusa karşı Demokrasi(UKDE) gibi. ,  gördüklerim bunlar ama  eksik olabilir!.
  İsim mevzuun da öneriler olmakla birlikte sonuçlandırılmadı.
           HDP kongresinin yaklaşması nedeniyle DK tarafından önerilen  HDP ye bireysel üyelik önerisi tartışmaya açıldı. DK ve bazı diğer arkadaşlar, HDP nin  ülkede varolan siyasal yapılar içinde en demokratik, en canlı ve dinamik yapı olduğunu  ancak, örgütsel temsiliyet nedeniyle  parti karar ve organlarının , örgütsel ittifakın bileşenleri  tarafından daha önceden belirlendiği, kongrelerin göstermelik(medyatik- mizansen)  bir demokratik katılımdan ibaret olduğu, gerçekten  demokratik bir işleyişin  olmadığı yönünde görüşleri savundu.. Sosyalist  parti kongrelerinde geçmişte gördüğümüz, üyelerin eşit şartlarda, protokol- katılımcı ayrımının olmadığı, her katılımcının sade bir üye olarak  görüşlerini bağımsız ve  kısıtlama olmadan ortaya koyabilme ve savunabilme şartlarının sağlandığı, gündemlerin katılımcılar tarafından oylanarak belirlendiği geleneklerin unutulduğunu ifade etti. Demir Küçükaydın   Demokratik bir işleyişin olabilmesi için ''  bireysel üyelik- biricik çözüm-biricik üyelik'' sloganıyla  somutlaştırdığı  önerisini detaylandırılarak öne sürdü..Konuyla ilgili öneriyi destekleyen,  ihtiyatla karşılayan yada umutsuz bir çaba olarak  gören yaklaşımlar oldu. Grup bu konuyla ilgili bir oylama yapmadı. Böyle bir öneride gelmedi (Ayrıca  henüz bir oylama yöntemi de belirlenmemişti)
          Daha sonra kendisi (DK) gruptan bağımsız olarak bireysel üyelikle ilgili sanal ortamda HDP ye sunulmak üzere bir imza kampanyası başlattı.İmza kampanyasına gruptan kısmi katılım  sağlandı. Toplamda sanıyorum 300 civarında  destek imza verildi. Ancak HDP cephesinden öneriye  ilişkin yansıma birkaç yazıyla sınırlı kaldı. İmza kampanyasıyla ilgili Hdp cephesinden gelen bir eleştriye , Kıvanç Ersoy arkadaşın verdiği cevap yazısı nın konuyu anlamak açısından öneml olduğunu düşünüyorum..(şurda https://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokrasi/rWY0GDto57Q)
                  Bu süreç devam ederken özellikle Serdar Çınar arkadaşın grubun gidişine ilişkin bir takım öneri ve soruları oldu , bu sorular ve öneriler  diğer arkadaşlarca izlendi ve bir tartışma süreci yaşandı.  Serdar arkadaşın itirazı  grubun bir örgüt yada partileşme sürecine girmesi yada en azından bu yönde çalışma yürütülmesi, bu haliyle grubun gelişme kaydedemediği, böyle herkesin içini döker tarzda yazılarla vakit geçirmesinin bir gelişmeye yol açmayacağı, pratik ve somut karşılık bulmayacağı vb  yönündeydi.Pratik olarak program tartışması veya örgütlenmeye yönelik somut adımların atılması yönündeki eleştirileri  diğer arkadaşlar tarafından çok destek bulmamakla birlikte , DK ile aralarında geçen yazışmalardan sonra tüketildi. Bu süreçte her ne kadar grup üyelerinin, grubun ilk  kurulduğu günlerde program tartışmasının öne alınması gerektiği yönünde eğilimleri olmuşsa da , bu süreçte   arkadaşların çoğunluğu program tartışmasına olumlu yaklaşmadı. Yada katılımcılardan bu yönde talep gelmedi.
            Bu süreç, grup  kurulduğunda ilk toplantı ve sonrasında gündeme gelen bir tartışmayı tekrar gündeme getirdi. Öncelikler ne olmalı? Yani bu grubun tartışması, karar vermesi gereken öncelikler ne olmalı.Grubun öncelikli gündemi ne olmalı?.DK nın hazırladığı program tartışmasımı , grubun ismi mi , bir süre daha böyle herkes kendi önceliğinimi yazsın?, grubu dağıtıp dağıtmamayı mı tartışalım?  gibi sorularla derlenen 6 öneri sunuldu. Gündem önceliği nin ne olması gerektiği yönünde ki bu öneriler  grubun aktif yazarları tarafından genel olarak kabul gördü ve kısa bir fikir alışverişi yapıldı.Önerilere  ilişkin görüşler belirtildi.  (Bu arada grubun üye sayısı 100 ü bulmıuştu)
         Bu genel kabul üzerine bir oylama yapılması gerektiği, ancak öncelikle oylama yönteminin belirlenmesi gerektiğine karar verildi.  Hangi oylama yönteminin seçileceğine dair tartışmalar sonucunda 4 farklı oylama yöntemi belirlendi .(  https://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokrasi/ZuntwJwzq9c) Bu oylama yöntemleri de oylandığında Sistemli Oydaşma denilen , kısaca ,'' en az direnç gösterilenin seçilmesi'' şeklinde özetlenebilecek yöntem kabul edildi. (ayrıntılar maillerde bulunabilir.) Evet nihayet artık elimizde herhangi bir konuda karar alma, gündem belirleme , öncelikleri belirleme vs için kullanabileceğimiz bir oylama yöntemi belirlendi.(Sistemli Oydaşma)
       
           Yaklaşık 15 gün önce belirlenen oylama yöntemi sonrasında ise , bir gündem olarak ortaya çıkan cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin görüş ve tartışmalar sürmektedir. Ayrıca çeşitli politik konulara ilgili serbest yayınlar devam etmektedir. Bu arada DK ve Kıvanç Ersoy tarafından  Marksizm ve sosyalizmi sorunları üzerine bir sempozyum örgütlemek için davet çağrısı yapılmıştır Bu yönde çalışmalar için daha küçük bir grup oluşturulmuştur..(https://groups.google.com/forum/?hl=tr#!topic/radikal-demokra)
           Son olarak grubun en aktif üyelerinde biri olan  Demir Küçükaydın, sürecin başında  yaptığı '' kendine radikal demokrat diyen kişinin öncelikli gündemi ne olmalı  yada radikal demokratın acil olarak ortaya koyması gereken sorun ve öneriler nedir?''    çağrısını  tekrarlayarak gruba seslenmiştir.      
         

             
                     Grubun tartışma biçimi ve  genel gidişatına yönelik önerilerim,

         -Belirli bir gündem oluşturulmalı ve yazışmalar bu net gündem maddesi üzerinden yapılmalı.
              
            -Gündem üzerinden atlanmamalı.Gündem maddesi üzerine söylenecek, yazılacak herşey sonuna kadar tüketildikten sonra gündem değişmeli.Yani adım adım ilerlemeli. Bir gündem yada gündem maddesi yeterince tartışılmadan bir yenisine geçilmemeli.( Grupta biz bunu  maalesef yaptık.Örneğin program tartışması açıldı ama yapılamadan isim meselesine geçildi, bu da tüketilemeden ve sonuçlandırılmadan, oylama  ve HDP ye bireysel üyelik konusu gündem oluşturdu.Belki güncel olduğu içindi,  fakat   kanımca başka bir konuya atlanırken bir önceki,  unutulmadan  sonuçlandırılmalı. )
                  
               -Tartışılacak gündem ve maddeler için süre sınırlaması yapılmalı! ve bence bu süre de tartışılacak konuya göre belirlenmekle birlikte kısa tutulmalıdır. Çünkü süre uzadığında  konu dışına çıkmalar,  dikkat  kaymaları , uzaklaşmalar gözlenmektedir.Yani sürenin ucu açık bırakıldığında ilerleme daha geç ve güç olmaktadır.Zaman sınırlaması  bize daha hızlı ve konsantre ilerlemeyi sağlar. Süre sonunda gerekiyorsa oylama  yapılması ve sonraki gündemlerin belirlenmesi.

          -   Yazıların mümkün olduğu kadar kısa tutulması.Hatta belki metin, sözcük sayısı ile sınırlanabilir. Birkaç arkadaştan metinlerin çok uzun olduğunu ve bu nedenle okumaya güç ve zaman yetiştiremediklerine  dair şikayetler duymuştum. Kısa yazmak için daha çok zaman ayırmayı öneriyorum. Ayrıca grubun katılımcı sayısı arttıkça yazı trafiği büyüyecek  ve  o zaman  hepsini okumak ve cevap yetiştirmek imkansızlaşacaktır belkide.  Bu soruna hazırlıklı olmak gerekir ve daha pratik bir biçim arayışı da düşünmelidir. 
                 -Gündem tartışmaları aralarında belki boşluklar yaratarak yada es ler verilerek sınırlı zamanlarda , gündem dışı yazılar yer açılabilir. Yani belirli aralıklarda  içinden geldiği gibi , belirli bir konuyu grup ta işlemek isteyen arkadaşlara da şans tanınabilir. Ayrıca böyle bir serbest alan yaratılması, daha çok aktif katılımcı  sağlamak adına faydalı olabilir.   

          Gündem ne olmalı?

       -Radikal demokrasi kavramı açılmalı, herkes bu kavramdan ne anladığını yada anlamak istediğini kısaca ifade etmeli.Ayrıca nasıl bir demokratik birlik-platform düşündüğünü ifade etmeli.

     - Radikal Demokrasi adı nınuygun olup olmadığı öncelikler arasına alınmalı.Bu kavram HDP tarafından sıkça kullanılıyor ve HDP yi gösteriyor.
       - DK tarafından hazırlanan taslak program metni tartışılmaya açılmalı.Madde madde tartışılarak geliştirilmesi yada mevcut haliyle anlaşılması için, sınırlı bir süre belirlenerek  program işlenmeli.Gerekirse programın bir  klavuz olarak  benimsenmesi için oylama yapılabilir.

            Güncele ilişkin önerim ise,

             -Zaten grupta başlamış olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair görüşlerin grupta paylaşılması,  bunun yanısıra örneğin cemaat operasyonları , ergenekon tahliyeleri,  hükümetin kürt açılımı ve müzakere süreci bağlamında  çıkardığı yasalar grupta tartışmaya açılabilir. Hem bu sayede güncel kaçırılmamış , hem de Radikal Demokratın bu güncel sorunlara yaklaşımında bir metodoloji belirlenmiş olabilir. 

          Herkese selamlar,  saygılar    
              -
               Mustafa  
                           



4 Eki 2014 tarihinde 08:43 saatinde, Demir Küçükaydın <demir...@gmail.com> şunları yazdı:

--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Radikal-Demokrasi" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için radikal-demokr...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba yayın göndermek için, radikal-...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/radikal-demokrasi adresinde ziyaret edebilirsiniz.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için https://groups.google.com/d/msgid/radikal-demokrasi/003301cfdf96%2418404f70%2448c0ee50%24%40com adresini ziyaret edin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

aliekberguler

unread,
Nov 20, 2014, 4:50:15 PM11/20/14
to radikal-...@googlegroups.com, demir...@gmail.com
oktay arkadaş,
siz kısa program önerisini biraz değiştirerek demir'in önerisi üzerinde biraz oynama ve düzeltmeyle önermektesiniz.
bence demir arkadaşın önerdiği kısa program kendi içinde daha akıcı ve bütünlüklü idi. cümle hataları veya yazım hatalarından arındırıldığında demir arkadaşın önerdiği kısa program daha iyi bir öneri olabilirdi, neden değişikliği düzeltme ihtiyacı duyduğunuzu yazsaydınız daha iyi olabilirdi.
ama bu kısa programdan daha önce "Ortadoğu için demokrasi manifestosu" şeklinde uzun bir program metni var ve demir arkadaş ve birkaç kişi dahil bu programın tartışılması üzerinde duruyorduk. siz bu uzun biçimi tercih etmiyor musunuz?
ben her iki program metnini de oylamaya sunmak isterim ama bir oylamadan önce tartışma yürütmek gerekir. serdar arkadaşımız bu programı savunduğunu ifade etmektedir örneğin, ama bu programın nasıl fiiliyata geçirileceği noktasında eleştirileri vardır. onun yerini almak üzere önerdiği şeyler ise programla taban tabanaz zıt olmaktadır ne yazık ki serdar arkadaşımız programa katıldığını söylerken programa uygun hareket etmemektedir. geriye onun programı anlamadığı sonucu çıkmaktadır ama o arkadaşımız da buna itiraz etmektedir. yani içinden çıkılmaz bir durum yaşanmaktadır.
şimdi de fiiliyata nasıl geçirileceği tartışma konusu edilmektedir. oysa çok basittir, bu metni savunan her yerde savunur ve dile getirir. maddi bir güç olması ise ancak kitlelere nüfuz ettiği andır. yani örgüt olmak da gerekmiyor, fiili olarak bu programı savunmak gerekiyor. ayrıca bu programın mümkün olduğunca çok insana ulaştırılması ve tartışılması gerekmektedir ama bunun yapılması için de belki savunanların el kaldırması gerekmektedir. bu bakımdan ben demir arkadaşın kısa program önersini ilk elde tartışıp oylanmaya sunulmasını önerebilirim.
benim bir itirazım yok. yani bu programa uygun hareket etmiyorsam ancak eleştirilebilirim. veya bu programa uygun olmayan içerikler yazdığımda eleştirileri seve seve kabul ederim. bilmem anlatabiliyor muyum?
selamlar
ali ekber

4 Ekim 2014 Cumartesi 08:43:18 UTC+3 tarihinde Demir Küçükaydın yazdı:

Demir Küçükaydın

unread,
Nov 20, 2014, 6:06:06 PM11/20/14
to aliekberguler, radikal-...@googlegroups.com

Merhaba Ali,

Sanırım bazı şeyleri kaçırmışsın.

Serdar Çınar gruptan ayrılalı çok oluyor. Sanırım gözünden kaçmış.

Oktay da gruptan ayrıldı.  İkisi de gerekçelerini gruba açıkça yazdılar.

Önceki tartışmaları ve yazılarını grubun sayfasında bulabilirsin.
Yani hitap ettiklerin şu an grup üyesi değiller.

*

Ben de bu aralar doğrudan bu grupla ilgili bir şey yazamadım ve girişimlerde bulunamadım.

Hem biraz kasıtlı yaptım başkaları bir şeyler yapmak istiyorsa önlerini kapamayayım diye hem de Kobane’ye yoğunlaştım.

Bir de araya Marksizm ve Sosyalizmin Sorunları Sempozyumu girmişti.

Ama Kobane için yazdıklarım bile bu programın nasıl savunulacağının bir örneği idi aslında.

*

Bu arada Bazı arkadaşların önerileri oldu ama hep araya bir şeyler girdi bir şey yazamadım.

Ve bu arada biraz rahatsızlandığımdan bir şeyler yazamadım.

Ama önümüzdeki dönemde programın arkasındaki teorik birikimi aktarmaya çalışacağım.

Geniş bir literatürü aktarmanın hazırlığı içindeyim.

*

Ama bu arada çok önemi bir şey oldu grupta.

Daha önce söylediğim, somut yapılacak işlerden ibaret bir programın farklı paradigmalar, diller ve kavram sistemlerinin birlikte iş yapması için biricik yol olduğu şeklindeki tespitin ne kadar gerekli ve de mümkün olduğunu gösteren bir gelişme oldu.

Muhammed Cihat arkadaş, İslami paradigma içinde bir program savunuyor.

Bu çok önemli bir gelişmedir. Belki ilk kez farklı dilleri olanlar aynı alanda konuşmaya çalışıyorlar. Ortak bir dil ihtiyacı (yani somut tekliflerden ibaret bir program ihtiyacı) somut olarak ortaya çıkıyor.

Bunun değerini bilelim. Ben şahsen Muhammed Cihad arkadaşın bu yönde yazılarının da devamını dilerim.

Bütün bu vesilelerle en azından bir ses vereyim dedim.
Dostlukla

Demir




Bu e-posta virüslere karşı Avast antivirüs yazılımı tarafından kontrol edilmiştir.
www.avast.com


Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages