kadıköy belediye başkanı ve gazanfer özcan

17 views
Skip to first unread message

nedim saban

unread,
Nov 6, 2009, 12:43:50 PM11/6/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Sevgili Tiyatrocu Dostlar,
 
Bugün Sabah Gazetesinde yayınlanan yazının ardından Caddebostan Kültür Merkezi'nin uzun süre Gazanfer Özcan hocaya tahsis edilmediğini öğrendim.
Ancak Kadıköy Belediye Başkanı, Gazanfer Özcan'ın cenazesinde, yıllarca salon tahsis etmediği, kapıdan kovduğu hocanın adını bir kültür merkezine vereceğini söyleyerek şov yapmış!
Facebook'ta Caddebostan Kültür Merkezi'nden Biz de Yararlanmak İstiyoruz diye bir grup kurduk ve bu hafta bu rezillikleri hep birlikte protesto ederek, bir basın açıklaması yapacağız.
 
UTANARAK PAYLAŞIYORUM
 
....
 


__________ Information from ESET NOD32 Antivirus, version of virus signature database 4577 (20091105) __________

The message was checked by ESET NOD32 Antivirus.

http://www.eset.com

nedim saban

unread,
Nov 7, 2009, 12:07:05 AM11/7/09
to tiyatro...@googlegroups.com

kelebek

unread,
Nov 7, 2009, 8:42:29 AM11/7/09
to Tiyatro Dünyası
Biz de Seden Kızıltunç Tiyatrosu olarak aynı şekilde CKM den bir turlu
gün alamıyoruz. Her ne hikmet se her gunu dolu...
SİZE KATILIYOR VE DESTEKLİYORUM.
ÖZLEM UYSAL
EVRENSEL KABARE TİYATROSU
GENEL KOORDİNATÖR

Yasar Gundem

unread,
Nov 7, 2009, 6:42:06 AM11/7/09
to tiyatro...@googlegroups.com
SEVGİLİ NEDİM SABAN
CUMA GÜNÜ KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİNDE GÖSTERİMİZ VARDI.
SONRAKİ ORGANİZASYONLAR İÇİN CADDEBOSTAN KÜL.MRK. GİTTİM
GÜN ALMAK İÇİN
AMA MÜRACATLAR MAYIS DA VE YILLIK YAPILIYORMUŞ
SADECE CADDEBOSTAN OLARAK DÜŞÜNMEYİN
İSTANBULDAKİ TÜM SALONLAR
ORGANİZASYON YAPAN GRUPLARIN TEKELİNDE
SAMSUN SANAT TİYATROSU NDAN HAKLI TÜM DURUŞLARA DESTEK
YAŞAR GÜNDEM

 
06 Kasım 2009 19:43 tarihinde nedim saban <nedim...@superonline.com> yazdı:

Nihan Yalazkan

unread,
Nov 7, 2009, 2:58:33 AM11/7/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Çok çok üzücü!Gazanfer Özcan gibi bir değerimiz vardı ve maalesef devlet büyüklerimiz bir salonu ondan esirgedi.Umarım artık bu tarz bayağı şovları bırakıp gerçekten milli değerlerimize sahip çıkarız.Sözde değil özde bir şeyler yaparız.Artık sadece konuşan ve vaat eden değil,takdir eden,unutmayan ve kültürüne sahip çıkan bir millet oluruz.Gazanfer Hocanın ruhu şad olsun!!

 


From: nedim saban <nedim...@superonline.com>
To: tiyatro...@googlegroups.com
Sent: Sat, November 7, 2009 7:07:05 AM
Subject: {Tiyatro Dünyası} kadıköy belediye başkanı ve gazanfer özcan

nedim saban

unread,
Nov 11, 2009, 1:34:58 AM11/11/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Sevgili Yaşar,
 
Mayıs ayını kaçırdınız muhabetti tamamen yalandır.
Biz de bu bahaneyle tam bir yıl bekledik. Madem kaçırdık, saygı duyarız dedik. Sonra bir baktık ki, Kasım ayında kurulan  Can Gürzap Tiyatrosu'na bir değil, yirmi kez salon tahsis edilmiş.
Can Gürzap çok önemli bir sanatçı, tabi ki salondan yararlanmalı. Ama böyle bir kültür merkezinin yönetimi şeffaf olmalı.
Gelecek yıl Mayıs ayını beklersen yeni bir bahane çıkartacaklardır çünkü halkın parasıyla yapılan bu merkez sadece bir ya da bilemedin  iki tiyatro ve organizasyon şirketine peşkeş çekilmektedir.
Örneğin Tiyatro İstanbul burada oynamak için dilekçe vermiş, ancak dilekçesine cevap verilmemiştir. Ancak Aysa Organizasyon aracılığıyla oyunlar oynadığı zaman, 15 yıllık bu tiyatroya salon tahsisi yapılmaktadır. Ne kadar üzücü değil mi ?    

Ömer Faruk Kurhan

unread,
Nov 11, 2009, 2:59:11 AM11/11/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Ak.lar, bu önemli gündeme ilişkin kısa bir yorum yapmak ve bir öneride bulunmak isterim.
 
Daha önce Nedim'den sözlü olarak da dinlediğimiz bu sorun, "serbest piyasa" düzeni içinde aslında bir serbestlğin olamadığı, organizasyon şirketlerinin öne çktığı bir tür tekelleşmeyi haber veriyor. İstanbul gibi tiyatro sayısı - altyapı/ seyirci dengesizliği sorununun çok fazla olduğu bir yerde, kaçınılmaz olarak bu sorun krize dönüşüyor.
 
Yerel yönetimlerin söz sahibi olduğu sanat alanlarında tekelci piyasanın / siyasetin araçları haline gelmeleri çok manidardır. Kırk katır mı kırk satır mı şeklindeki bürokrasiye bağımlılık  / tekelci piyasa düzeni açmazı nasıl aşılacak? Bu vakada tartışılan çok da başka bir şey değil. Günübirlik ve topluluk merkezli çözümlerin ne kadar çözüm olabildiği tartışmalı.
 
Önerilerime geince:
 
1) Kamuoyu bu konuda daha kapsamlı ve somut bir şekilde bilgilendirilmeli. Yani sürekli yazılıp çizilmeli.
 
2) Yerel yönetimlerin tiyatro politikasını gözden geçirmeye ve değiştirmeye zorlayacak eleştiri ve öneriler bir çerçveye kavuşturulmalı.
 
Türkiye Tiyatro Kurultayı Ankara Buluşması'na doğru İstanbul'daki genişletilmiş toplantıya katılan Tiyatro Merdiven temsilcileri çok önemli bir tespit yapmışlardı. Kendileri Ümraniye'de amatör bölge tiyatrosu olarak yapılanmayı hedefledikleri halde, altyapı ve seyirci sorunu nedeniyle profesyonel bir statüye geçmek zorunda kaldıklarını ve defter tutan hale geldiklerini, başka türlü ayakta kalmanın yolunu bulamadıklarını belirtmişlerdi. Asıl sorunun altyapı ve seyirciye ulaşım olduğunun bir kez daha vurgulamışlardı. Biz aslında yardım değil, altyapı zenginliği ve seyirciye ulaşım kanallarının açılmasını istiyoruz demişlerdi.
 
Meslekten tiyatrocuların ya da özel tiyatroların da temel sorunu altyapı ve seyiricye ulaşım.
 
Yerel yönetimler sorumluluklarını yerine getirmeli ve "profesyonelleşen" amatör tiyatrolar, mesleklerini tiyatro merkezli olarak ve bağımsız icra edemeyen profesyonel tiyatrolar garabetine son vermek için gerekeni yapmalıdır. Eğer halka mal edilmesi gereken altyapı doğası gereği kâr oranlarını maksimize etme derdindeki şirketlere tesim edilirse, onlar da ayakta kalabilmek için tekelci siyasetin özneleri haline gelecektir. Bu işin doğasında vardır.
 
Burada asıl sorumluluk yerel yönetimlerdedir. Tiyatro ya da genelde sahne sanatları "serbest" piyasa düzenine teslim edilemeyecek hassas bir alandır. Tiyatrolar ne özelleştirme furyalarına ne de bürokrasi labirentlerine / ayrımcılığına mahkum edilmemesi lazım gelen bir yerel yönetim talebyile biraraya gelirlerse sonuç alınır kanaatindeyim. Bu anlamda CKM krizi önemli bir sınavdır.
11 Kasım 2009 08:34 tarihinde nedim saban <nedim...@superonline.com> yazdı:



--
Ömer F. Kurhan

ibrahim YILDIRIM

unread,
Nov 11, 2009, 8:59:30 AM11/11/09
to tiyatro...@googlegroups.com
ah şu gruplaşmalar
ve ah şu tekel..
tiyatro nereye gidebilir ki..
 
 


--- On Wed, 11/11/09, nedim saban <nedim...@superonline.com> wrote:

Ömer Faruk Kurhan

unread,
Nov 11, 2009, 9:53:42 AM11/11/09
to tiyatro...@googlegroups.com
çözüm söylediklerinde saklı zaten...

11 Kasım 2009 15:59 tarihinde ibrahim YILDIRIM <ibrhm...@yahoo.com> yazdı:



--
Ömer F. Kurhan

tuncay özinel

unread,
Nov 11, 2009, 11:27:58 PM11/11/09
to tiyatro...@googlegroups.com

 



 

                                   NEDİM  SABAN YALANI BIRAKİP İNSAFA GEL

 

 

                                   Burada Aysa prodüksiyonu  savunacak değilim ama en az onun kadar Türk tiyatrosunu çıkar amaçlı kullanan Nedim Saban’ı da savunamayız. Nedenine gelince : Bizzat kendisinden de öğrendiğim gibi Nedim Saban Kadıköy ve Beşiktaş belediyelerinden Zülfü Livaneli’nin oyunu için 180 milyar istemiştir. Bu parayı alamayan Saban CKM’yi bahane ederek protesto gösterilerine başlamıştır.

                        Ben tiyatrocuyum. Hiç unutmuyorum AKM  yandığı gün Taksim’de ağlamıştım. Oysa benim hele o tarihlerde AKM’de oynayabilme hayalim bile yoktu. Aynı biçimde Kadıköy belediyesi Süreyya operasını restore edip açtığı gün de ağladım. Ben Süreyya’da oynayacak değilim. Ama çocukluğum Kadıköy’de geçti. Süreyya sinemasına her girişimde içim acır ve orasını tiyatro salonu olarak düşünürdüm.

            Kadıköy Belediyesini neden mi savunuyorum. İncelendiğinde sanata ve özellikle de tiyatro sanatına verdiği önem ve destek için. Açıkçası Selami Öztürk geldiğinde Kadıköy’de Halk eğitim ve Şehir tiyatroları dışında tek bir salon yoktu. Sanırım doksanaltı  yılı idi Selami Öztürk yeni başkan olmuştu. Halk Eğitim’de oynadığımız bir oyunun galasına geldi. Finalde alkışı durdurup kendisine sesendim. “Bak başkan gördüğün şu kadro _ Halit Akçatepe,Ayşen Gruda,Ercan Yazgan başta olmak üzere- bizler Türk tiyatrosunun önemli çalışanlarıyız. Kadıköy’de salon yok. Bu kadro evde çalışarak oyun çıkarttık. Senden Kadıköy’e tiyatro salonları istiyoruz. Bize söz ver.” Ve Selami Öztürk bize o gün söz verdi. Ve sözünü de tuttu. BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ,HALİS KURTÇA KÜLTÜR MERKEZİ VE CKM arkasından da SÜREYYA OPERASI. Şimdi de Kozyatağı’nda yapılan yeni salon. Hangi belediye bu sanata bu kadar kucak açtı dersiniz. Üstelik bu salonlardan amatör ve profesyonel bir çok tiyatro hiçbir ücret ödemeden yararlanıyor.

            Her yıl yapılan “KADIKÖY TİYATRO FESTİVALİ ni halk değerlendiriyor merak etmeyin. Festivalde halk öğlen saatlerinden itibaren kuyruk oluşturuyor. Böylece özel tiyatrolar olarak ne yazık giriş ücretlerimiz  yüksek olduğu için halka tiyatromuz ulaşmış oluyor. Ayrıca Kadıköy halkı da değerlendiriyor.

            Sevgili tatlıcı TOMBAK’ı şimdi de sol ticaretine başladığı için kutlamak gerek. Tebrikler. Bu konuda da söyleyecek sözümüz ve bilgilerimiz var. Ama şimdilik susuyoruz.



Hotmail: Trusted email with Microsoft's powerful SPAM protection. Sign up now.

Ömer Faruk Kurhan

unread,
Nov 12, 2009, 11:10:35 AM11/12/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Sayın Özinel,
 
Kamuoyunu ilgilendiren Nedim Saban'ın tiyatro alanı dışındaki mesleki faaliyetleri değil. Tüketicisi olmadığım için TOMBAK'ın ürünleri ne kadar memnun edici onu da bilmiyorum. "Aysa prodüksiyonu  savunacak değilim ama en az onun kadar Türk tiyatrosunu çıkar amaçlı kullanan Nedim Saban’ı da savunamayız" diyorsunuz. Tiyatro Kare'nin piyasa üzerinde tekel kurmak ve yerel yönetimlerle ilişkilerini bu şekilde kullanmak gibi icraatları mı olmuş?
 
İnsaflı olalım ve Kadıköy Belediyesi'ni eleştirirken kantarın topuzunu kaçırmayalım diyorsanız, zaten bu yönde verileri sunmaya çalışıyorsunuz. Sadete gelecek olursak, İstanbul'da salon sayısının giderek arttığı (sadece CHP'li belediyelerin çalışmaları ile değil) bir vakadır. Fakat bunların amacı ve nasıl kullanıldığı oldukça tartışmalıdır. CKM tartışmaları da buna bir örnektir. Aysa prodüksiyonu savunamıyorsanız, bu vakada Kadıköy Belediyesi'ni de savunmak kolay değildir.
 
Bildiğim kadarıyla CKM tartışmalarının asıl konusu Nedim Saban'ın bir prodüksiyonu için Beşiktaş ya da Kadıköy belediyelerinden destek isteyip istememesi değil, belediyenin denetiminde olması gereken bir salonun tekelci bir icraata sahne olması. Biz de bu harekete destek verirken tekelci bir uygulamaya itiraz ediyoruz. Harekete destek verenlerin asgari müştereğinin Tiyatro Kare'ye yardım meselesi olduğunu hiç sanmıyorum.
 
Anladığım kadarıyla siz de Belediye-Aysa ilişkisinde bir sorun olduğunu kabul ediyorsunuz. Fakat yazdıklarınızdan CKM tartışmalarının yerine Tiyatro Kare ya da Nedim Saban tartışmasını geçirmeye çalıştığınız anlaşılıyor. Yani diyorsunuz ki, tiyatrocu tiyatrocunun kurdu olmalıdır.
 
Biz bu anlayışa itiraz ediyoruz Sayın Özinel. Eğer CKM'ye dönük tepkilerde haksızlık değil ama bir aşırılık, saptırma vs. görüyorsanız, hareketin içinden ve yapıcılığı esas alarak müdahale etmeniz gerekirdi. İthamlarınıza dönük olarak Nedim Saban mecburen size ağır bir karşılık verdi. Bu şekilde CKM'deki Aysa-Belediye tekelciliği aradan sıyrılır mı bilmemem, ama tiyatrocuyu tiyatrocuya kırdırma senaryosunun devreye girdiğine hiç kuşku yok
 
Bu uğursuz senaryonun başarısızlığa uğraması dileğiyle...
 
12 Kasım 2009 06:27 tarihinde tuncay özinel <tuncay...@hotmail.com> yazdı:



--
Ömer F. Kurhan

tuncay özinel

unread,
Nov 12, 2009, 7:39:41 PM11/12/09
to tiyatro...@googlegroups.com
SAYIN KURHAN,
Nedim Saban'ın bu düzeysiz çıkışını sanırım desteklemiyorsunuz. Kendisine ben de aynı düzeye inmeden cevap vermeye çalıştım. Anlaşılmayan şu: Ben tüm CHPli belediyeler iyidir,eleştirmeyelim filan demiyorum. Tam aksine Geçtiğimiz yıl Türk tiyatrosuna destek vermedikleri için Beşiktaş ve Avcılar belediye beşkanları ile tartışıp kötü kişi oldum. Özellikle Beşiktaş belediye başkanına <kadıköy belediye başkanını işaret edip,salonlarını ticari amaçla kullanmamaları için uyardım. İyi yapmışım bu yıl Beşiktaş belediyesi salon kirasını kaldırdı. Bu arada tabi eski belediye başkanlarından,bu salonları yapan Ayfer Atay'ı övgüyle anmak gerek.
     Benim için salt tiyatro önemlidir. Bu nedenle de on yıl içersine sığdırılmış 6 tiyatro salonunu yapan belediye başkanını övgüyle anmak gerek yergiyle değil.Bazı hatalar olabilir ama bunları böyle protesto ortamlarında değil de başkanla görüşerek halledebilirdik. Dönüp bakacaksınız ki Türk tiyatrosuna kötülük yapıyoruz. Daha doğrusu kişisel çıkarlarımızın üzerinde tutmalıyız Türk tiyatrosunu. Yıpratmamalıyız. Bir oyunumuz ckmde oynanmadı diye bu kadar kıyamet niye. Kadıköy belediyesinin kurduğu diğer salonlar eski halkevleri gibi çalışıyor. Buralarda çalışan gençlerden her yıl 3 tanesini kazansak o bile yeter. Biz ömrümüz boyunca tiyatrocuların tiyatroya kötülük yaptığını çok gördük.
  Siz de beni kişiliksiz biri gibi düşünmüyorsunuz umarım. Yani başkalarının sözleriyle hareket eden. Benim Nedim Saban'a mektubumdan yetkililerin ancak yazıldıktan sonra haberi oldu. Hele başkanla hiç görüşmedim. Bu gün görüştüğüm CKM yetkilileri ise bana nazikçe "Acaba hiç cevap verilmese daha mı iyi olurdu" gibilerinden söz etti.
    Evet CKM de bir Aysa'nın bir ağırlığı olduğunu ben de kabul ediyorum. Onların getirdikleri tiyatrolar sanırım çoğunlukta. Ama bunu Kadıköy belediyesine anlatmanın şekli bu olmamalıydı diyorum. Hep birlikte başkana bu anlatılabilirdi. Yürüyüş düzenleyip maketler yakılarak yanlış yapıldığını düşünüyorum. Pekala Kadıköy belediyesi bu salonları tümden kiraya vererek aradan çekilebilir. Böylece bizler gelecek kuşaklara haksızlık etmiş olur,onların önlerini tıkarız.
Nedim Saban'a gelince sanırım suçlu psikolojisi. Bu kadar çığrtkanlığı ondan. Her şeyi bırakın siz ona benim Yüzleşme isimli oyunuma beş tane toplu satış yapacaktı. Neden yapmadı bir sorun. Bakalım ne cevap verecek. Sanırım  verecek cevabı yok. Ama zamanı gelince ben bunu açıklayacağım. Böylece benimle birlikte  oyuncu arkadaşlarımın ve bir kaç kişinin bildiği Nedim Saban'ın gerçek yüzünü öğreneceksiniz.
Sevgiler..
 
 
 

 

Date: Thu, 12 Nov 2009 18:10:35 +0200

Subject: {Tiyatro Dünyası} Re: kadıköy belediye başkanı ve gazanfer özcan

nedim saban

unread,
Nov 12, 2009, 10:12:14 PM11/12/09
to tiyatro...@googlegroups.com
 
Sevgili Tiyatro Dünyası Okuyucuları,
 
Sözümona Tuncay Özinel'in Ömer Faruk Kurhan'a yanıt yazıyormuş gibi tüm bir grupa yazdığı ve anladığım kadarıyla herhangi bir grup yöneticisi tarafından okunmadan dolaşıma sokulan şantajcı köpek
Tuncay Özinel'in sözümona Caddebostan  Kültür Merkezi ile ilgili olan ama sıkıştığı anda  her  Irkçı  aşağılık köpek gibi hemen din ya da etnik köken  karşıtı bir söyleme dönen mailini kınamak için tüm ırkçıları kınamak ve aynı zamanda google grupların denetimsizliğini kınamak için Tuncay Özinel'e tam yedi  kez şantajcı köpek şantajcı  şantajcı şantajcı  şantajcı şantajcı  şantajcı şantajcı köpek diyorum. (Sekizinci şantajcı köpek de Tatlıcı Tombak'tan bonustur)
Bir halk sanatçısı olduğunu iddia eden (zavallı gerçek halk sanatçıları Muammer Karaca'lar, Ulvi Uraz'lar, )  şantajcı Tuncay Özinel şimdi Yüzleşme adlı oyunu ile ilgili sözümona bir gerçek varmış gibi (!) tartışmayı başka bir yere çekmeye çalışıyor. 
Şu hassas dönemde toplumun dengeleriyle oynayarak, çok tehlikeli birşey yapıyor. 
Beni korkutacağını, sindireceğini, susturacağını sanıyor.
Oysa ben ne yazık ki, özellikle son dönemde   düşmanlarımla düşmanlarımın dilinde savaşmayı, dostlarımla dostlarımın dilinde sevişöeyi çok iyi öğrendim.(Bunu bana kazandıran Barbaros Şansal'a teşekkürler)
Yüzleşme'nin oynandığı dönemde bir ödül jürisindeydim ve oyunda oynayan  genç oyuncuların ödül alması için ne kadar çaba harcadığımı o dönem jüride olan arkadaşlarım bilir.   
Tuncay Özinel, benden provda  oyunu izlememi istemişti. Sadece yapıcı eleştirilerimi dile getirdim.Savaş karşıtı bir canlı bomba sahnesinin prova aşamasında yeniden düşünülmesini ve barış öneren bir oyuna yaraşmadığını  önerdim ve politik duruşum nedeniyle  bu oyununun yanında olamayacağımı bildirdim. Bunun da kökenimle hiçbir ilgisi yok, politik duruşum ve sözgelimi  daha geçen hafta imzaladığım Barış İçin Sanatçı Girişimi ile yakından ilgisi var..Bir canlı bombanın Filistinli, İsrailli, Türk, Kürt, Lübnanlı, İranlı, Iraklı, Amerikan, Rus, Bosnalı,  kimseyi öldürmesini kabul edemem.
Şimdi  sanki benim hayattaki vazifem toplu satış yapmakmış gibi, hem de  o dönem ödül almış, ya da ödüle aday olmuş oyuncuları şahit göstererek, şantaj yapması kendisini solcudan  sanan bu Kadıköylüye   yakışmıyor.
18 kasım eyleminin Kadıköy'e yaraşmayan  bu kişilerin   suratına tükürme eylemine   dönüşmesi gerekip gerekmediğini    düşünüyorum açıkçası.
Kusura bakmasın ama kendisi meslektaşım olamaz ama bana karşı şahit gösterdiği  yetenekli kişiler, meslektaşlarımdır.
Birkaç mail öncesinde kendisinde Çehov parıltısı gören  genç yazar, Özinel,
AYRICA BÜTÜN BUNLARIN CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ PROTESTOSUYLA NE ALAKASI VAR?
......
Tuncay Özinel ne yazık ki 24 saat içinde 24 yalan söylemektedir..
Bu maili görenler benim nasıl böyle bir söylem içine girdiğimi görüp, beni kınayabilirler, ancak topluma açık bir grubu denetimsizce istismar ederek, insanların kökenleri,  dinleri, dillerine küfür edenlere, açık açık şantaj yapanlara, sanki bir bildikleri varmış da, kamuoyundan saklıyorlarmış gibi ortalığı bulandıranlara  ben  ŞANTAJCI  KÖPEK demenin az bile olduğunu düşünüyorum.
Kaldı ki, köpek, çok sevdiğim bir hayvan.
Ama tek kusuru  iradesi dışında insanların üzerine saldırtılabilir olmasıdır.
Tuncay Özinel, utanmadan AKM yandığında ağladığını söylüyor! Kadıköy'deki minik Süreyya  operasına çok sevinmiş. Yani, toplumun bilinçaltına, AKM'den vazgeç, Süreyya ile idare et'i yerleştirebiliyor.   
Bir de utanmadan, Kadıköy'deki 6 tane tiyatro salonunu halkevlerine benzetiyorlar. Oradan genç sanatçı yetişiyormuş.
Lütfen halkevlerine saygısızlık etmeyiniz. Barış Manço'da, genç sanatçıların önünü nasıl tıkadığınız herkesin malumudur.
Süreyya Operası ve Kadıköy'deki 6 salon tabi ki çok önemlidir ama halkevlerinin ve AKM'nin yeri apayrıdır.
......  
Tuncay Özinel, bu yazılanlardan,  Ömer Faruk Kurhan'a googlegroups üzerinde yazdığı mailinde CKM olayından yeni haberi olduğunu söylüyor. Oysa 9 Kasım Pazartesi, beni  telefonla aramıştır.
Kendisini bir büyüğüm   gibi görerek  CKM sorununu anlattım. Beni aradığında,zaten  başkanla görüşmüştü.
Bana  CKM için açık açık söylediklerini yazarsam, bu kez devlet yardımı almak için   kağıt üzerinde göstermelik 25 oyun sergilediği Barış Manço'ya  sığınamama tehlikesi doğacaktır. Hadi bari bu kez ben söylemeyerek,  şantajcı köpek olma riskini üzerime !  
Farkındaysanız yalanlarla dolu mailinde hiçbirşey bilmediğini iddia eden Özinel, " Leyla'nın Evi" projesi'nin tüm detaylarından haberdar olduğu gibi, protestoda CKM'nin   maketinin  yakılacağını bile biliyor.
Tek bilmediği şey ise, Selami Öztürk ile Caddebostan Kültür Merkezi konusunun defalarca konuşulduğu.
Ayrıca CKM'de ayrımcılığa uğrayan tek grup Tiyatrokare değildir, başkanın bilgisinde olan en az on grup var.
Kaldı ki konu, sadece Caddebostan değil....
Konu, belediyelerin şeffaf bir politika gütmemesidir.
CKM yönetimi, sezon başında sadece yeni oyunları ağırlayacağını söylediğinde, bunu saygıyla karşıladık. Ancak on gün sonra karşımıza bambaşka bir uygulama çıktı.
CKM yönetimi, 5 yıl için, merkezin Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu'na tahsis edildiğini söylerse , bunu da saygıyla karşılarız. Yap işlet devret modeli diye bir model var. Örneğin Büyükçekmece'de gayet şeffaf bir biçimde uygulanıyor. , CKM, Aysa'ya kiralanır, Aysa da burayı dilediği gibi işletebilir. Bu da bir yoldur.
Ya da Küçükçekmece, Zeytinburnu modeli vardır. Bu durumda bir kurul oyunları izler, dilediği oyunu seçer, dilemediğini seçmez. Hiç kimse bu kurula neden benim oyunumu almadın diyemez çünkü sözkonusu kurul oyunları sübvanse ederek, halka düşük bilet fiystıyla sunar. 
Kaldı ki CKM yönetimi, işi Zülfü livaneli'nin metnini okuma koşulu koymaya yani sansür uygulamaya götürecek kadar ilerletmiştir.
İşin acı tarafı, demokratik bir protesto eylemini kışkırtarak, başka bir yöne çeken, hedef şaşırtan ve bütün bunları tiyatro uğruna yaptığını söyleyen kişilerin varlığıyla tiyatromuz yerinde saymaktadır.
On yılda Kadıköy'e altı tiyatro binası armağan eden Selami Öztürk, bir protestodan gerekli mesajı alabilecek erişkinliğe sahip bir  kişidir. Kültür müdürü, basın danışmanını görevlendirerek sorunları çözebliir ya da görmezden gelmeye devam edebilir. Kendisinin Tuncay Özinel'in sözcülüğüne ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum.         

HAKAN ışık

unread,
Nov 12, 2009, 11:37:26 PM11/12/09
to tiyatro...@googlegroups.com
sanata değer veren tüm insanlara merhaba. Ben bu ülkede tiyatronun yaşaması için savaşan binlerce insandan sizler için, herhangi birisiyim. denizlide yaşıyorum. yaklaşık beş senedir  savaş alanım burası. bu savaşımın dört yılını özel bir amatör tiyatroda gayesi sermaye olan komutanlara askerlik yaparak geçirdim. tiyatro geçmişime baktığımda elle tutulur hiçbir başarım belkide bu yüzden olamadı.bu yıl bir arkadaşımla SAHNE SANATLARI DERNEĞİNİ kurduk ve tek amacı sanat olan bir savaş vermekteyiz.
Denizli uluslar arası amatör tiyatrolar festivalinin 25. sini gerçekleştirmiş bir şehir. geçmişte amatör tiyatroların başkenti diye anıldığı bile oldu. burda DT yok Belediye Şehir Tiyatrosuda yok. ödenekli hiçbir tiyatro yok yani. benimle aynı savaşı veren yaklaşık 5-6 grup var ve hepside amatör. burda kullanabileceğimiz sadece bir tane sahne var, 227 kapasiteli Çatalçeşme Oda Tiyatrosu... burdaki tüm gurupların (ödeneksiz) tek alternatifi burası. çoğu zaman sahnede tek provayla oyuna çıkmak zorunda kalıyoruz. bir oyunun sağlıklı çıkması için defalarca prova almak gerektiğini düşünürsek bu trajik bir durum... bunları sizlerle paylaşmamın sebebi ne yardım isteği ne de birilerini şikayet değil. kimse bizi bu savaşın içine itmedi. tam tersine sanat karın doyurmaz diye engellemeye bile çalıştılar. ben bu savaşa gönüllü katıldım ve bu uğurda hrşeyi yapmaya kararlıyım. burdaki diğer arkadaşlarımın ve burdakilerin dışındaki sanatın içinde sanat yapmak için bulunan herkesinde aynı kararlılıkta olduğunu biliyorum. bizimkilerden daha kıt şartlarda sanatı yaşatmaya çalışanlarda var. hal böyleyken tiyatroya emek harcamış hocalarımızın! ki onlardan öğrenecek çok şeyimiz varken, birbirileriyle polemiklere girmelerini, bununda ötesine geçip birbirilerini tehdit etmesini, aşağılamasını tabiri caizse dalaşmasını üzülerek takip ediyoruz. Tiyatronun ana amaçlarındandan birtanesi daha güzel insan yaratmak ve böylece kavgasızlığın,mutsuzluğun olduğu daha güzel bir yaşam kurmakken,tiyatronun kendi içindeki sanatçıların kavgaları dahada çirkinleştirir hayatı. belki haddim olmayan şeyler söylüyorum ama internete her girişimde hocalarımızın birbirine hakaretlerle dolu mesajlarını görmek canımı ziyadesiyle sıktı artık. belki değersiz varlığımın değerli varlıklarınızın yanında bir önemi yoktur ama şunu söylemek istiyorum ki onlarca sahne varken sağdaki değilde soldaki olsun, onun boyasını beğenmedim diğerini istiyorum yada buna benzer bahanelerle bahaneniz neolursa olsun tartışmalar yapılmaya devam ederse üyeliğimi iptal etmeyi düşünüyorum. Çünki bu onlarca insanın açlıktan ölmemek için bir ekmeği pay ederken başka birilerinin restorant beğenmemesi gibi birşey. ve sanatçı gerektiğinde ekmeğini paylaşmasını bilmelidir. Saygısızlığımdan dolayı özürlerimi kabul etmeniz dileğiyle... H.HAKAN IŞIK 
 

From: nedim...@superonline.com
To: tiyatro...@googlegroups.com
Subject: {Tiyatro Dünyası} Re: denetimsiz google groupları ve faşist köpekler
Date: Fri, 13 Nov 2009 05:12:14 +0200
</HTML<BR

Can Törtop

unread,
Nov 13, 2009, 2:16:47 AM11/13/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Merhabalar
Tartışmanın içeriği hakkında yorum yapmam doğru olmaz, bu sebeple bu konuya girmeyeceğim.
Ancak tiyatro dünyası mail grubunun denetimi hakkında açıklama yapmam gerekiyor..
 
Mail grubumuza gelen tüm mailler denetlenmektedir.
Fakat, maillerin bizim onayımızı beklememesi ve tartıimaların daha hızlı devam etmesi için pek çok önemli tiyatrocunun mailleri için denetimi kaldırdım. örneğin nedim bey bir mail gönderdiğinde denetime takılmadan gruba ulaşmaktadır. bütün listeyi saymayacağım, bunun gibi 20 kadar üyemiz istedikleri gibi mail gönderebilmekte, ve kesinlikle denetlenmemektedir.
bunu düzenlerken de bu kişilerin birbirleri ile nasıl konuşacaklarını bildiklerini varsayarak davrandık, belki de bu noktada biraz hatalıyız.
 
ben yine de kimsenin onaysız bir şekilde mail gönderme yetkisini kaldırma taraftarı değilim, hala bu gruptaki binlerce üyemizin birbiri ile nasıl konuşması gerektiğini bildiğine inanıyorum.
 
Bunun haricinde gruba günde onlarca mail gelmektedir, ve bunların hepsi onaylanmaktadır.
öyle ki, pek çoğuna da neden onaylanmadığı hakkında cevap yazılmaktadır..
 
 
----- Original Message -----
Sent: Friday, November 13, 2009 5:12 AM
Subject: {Tiyatro Dünyası} Re: denetimsiz google groupları ve faşist köpekler

 

tuncay özinel

unread,
Nov 13, 2009, 4:14:17 AM11/13/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Sevgili Hakan Işık kardeş
Mailini sevgiyle okudum. Amatör tiyatro aşığı birisiyimdir. Ömrümün büyük bir bölümü amatör tiyatro yaparak geçti. Ekonomik koşullar zorlamasydı amatör olarak kalmayı yeğlerdim.En mutlu dönemlerim amatör tiyatro yaptığım dönemlerdir.O nedenle de hep amatör tiyatroların yanında olurum.Aslında haklısın CKM yetkilileri de haklı Nedim Saban'a hiiç cevap vermeseydim. Size kötü örnek oldu isem beni bağışlayın. Demek ki yanlış yapmışım. Sizler için yapabileceğim bir şeyler olursa lütfen bana yazın. Ayrıca adresinizi de gönderirseniz size kitaplarımı yollamak isterim. Aman yolunuzdan dönmeyin tiyatro hepimizin yaşam biçimi ..sevgiler..
 

From: cuda...@hotmail.com

To: tiyatro...@googlegroups.com
Subject: {Tiyatro Dünyası} Re: denetimsiz google groupları ve faşist köpekler
Date: Fri, 13 Nov 2009 06:37:26 +0200
</html
http://clk.atdmt.com/GBL/go/177141664/direct/01/ ' target='_new'>Sign up now.

Ömer Faruk Kurhan

unread,
Nov 13, 2009, 6:36:44 AM11/13/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Sevgili Hakan Işık'a,
 
Tiyatro (amatör tiyatro da) yaşadığımız toplumdan kopuk bir ütopya adacığı değil. Toplumda yaşadığımız tüm gerilimler, sorunlar kaçınılmaz olarak tiyatroyu da içine alacaktır.  
 
Ve tüm Tiyatro Dünyası gurubu katılımcılarına,
 
Tiyatro adına bu tartışmada sözün bittiği bir yere gelinmiştir. Ne yazık ki işin içine ırkçı söylem de girmiş ve tartışma teatral zeminden insan hakları zeminine kayan bir çerçeve edinmiştir. Artık her ne söylenecekse, insan hakları zemininde söylenmeli ve tiyatromuz bu anlamda da ciddi bir şekilde sorgulanmalıdır.
 
Saygılarımla...

13 Kasım 2009 11:14 tarihinde tuncay özinel <tuncay...@hotmail.com> yazdı:



--
Ömer F. Kurhan

gılman kahyaoğlu

unread,
Nov 13, 2009, 11:15:59 AM11/13/09
to tiyatro...@googlegroups.com
BU VE BU GİBİ SANAT SİTELERİNDE HAKARET VE BENZERİ YAZILARI OKUMAK İSTEMİYORUZ... KİŞİSEL PRBLEMLERİNİZİ VE BİRBİRİNİZE HAKARETLERİ BU SİTELER DIŞINDA YAPINIZ... VE KİM OLURSA OLSUN "SANATÇIYIM" DİYORSA LUTFEN BU SIFATIN GEREKTİRDİĞİ GİBİ DAVRANSIN...ONLARCA  YÜZLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU BU SAYFALARDA ÜSTÜN OLMAYA ÇALIŞMAK İÇİN GAYRET GÖSTEREN VE ÜSTÜNLÜĞÜ HAKARET ETMEK SANAN KİŞİLERİ KINIYORUM... ESENLİK DİLEKLERİMLE

13 Kasım 2009 07:42 tarihinde nedim saban <nedim...@superonline.com> yazdı:

gılman kahyaoğlu

unread,
Nov 13, 2009, 5:04:05 PM11/13/09
to tiyatro...@googlegroups.com
Sayın Can Törtop Bu açıklamanız için size teşekkürlerimi sunuyorum ki ben de siteye bir kınama yazısı göndermiş kim olursa olsun "sanatçıyım" diyen kişilerin sıfata uygun davranması gerekliliğini vurgulamıştım esenlik dileklerimle 

13 Kasım 2009 11:46 tarihinde Can Törtop <c...@tiyatrodunyasi.com> yazdı:

tuncay özinel

unread,
Nov 13, 2009, 7:55:23 PM11/13/09
to tiyatro...@googlegroups.com



 ÇIKTIM AÇIK ALINLA SAHNEDE 52 TİYATRO YAPIMCILIĞINDA 30.YIL
      22 KASIM'DAN BAŞLAYARAK HER PAZAR SAAT 15.30 DA KADIKÖY BELEDİYESİ BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİNDE

Find the right PC with Windows 7 and Windows Live. Learn more.
afiş3.jpg
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages