TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ-161-BARLA HAYATI(DEVAMI)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Jun 26, 2010, 1:42:12 AM6/26/10
to

                         TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ

4.28.BARLA HAYATI(DEVAMI)

RİSALE-İ NURUN TE’LİFİ VE NEŞRİ(DEVAMI)

ONÜÇÜNCÜ MEKTUB(DEVAMI)

ÜÇÜNCÜ SUALİNİZ(DEVAMI):

İşte, o bataklık ise, gafletkârâne ve dalâlet-pîşe olan sefîhâne hayat-ı içtimaiye-i beşeriyedir. O sarhoşlar, dalâletle telezzüz eden mütemerridlerdir. O mütehayyir mütehayyir olanlar, dalâletten nefret edenlerdir, fakat çıkamıyorlar; kurtulmak istiyorlar, yol bulamıyorlar, mütehayyir insanlardır. O topuzlar ise siyaset cereyanlarıdır. O nurlar ise hakaik-i Kur’âniyedir. Nura karşı kavga edilmez, ona karşı adâvet edilmez. Sırf şeytan-ı racîmden başka ondan nefret eden olmaz.

İşte, ben de, nur-u Kur’ân’ı elde tutmak için, 1 اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ وَالسِّيَاسَةِ deyip, siyaset topuzunu atarak, iki elimle nura sarıldım. Gördüm ki, siyaset cereyanlarında, hem muvafıkta, hem muhalifte o nurların âşıkları var. Bütün siyaset cereyanlarının ve tarafgirliklerin çok fevkinde ve onların garazkârâne telâkkiyatlarından müberrâ ve sâfi olan bir makamda verilen ders-i Kur’ân ve gösterilen envâr-ı Kur’âniyeden hiçbir taraf ve hiçbir kısım çekinmemek ve ittiham etmemek gerektir—meğer dinsizliği ve zındıkayı siyaset zannedip ona tarafgirlik eden insan suretinde şeytanlar ola veya beşer kıyafetinde hayvanlar ola!…

Elhamdü lillâh, siyasetten tecerrüd sebebiyle, Kur’ân’ın elmas gibi hakikatlerini propaganda-i siyaset ittihamı altında cam parçalarının kıymetine indirmedim. Belki, gittikçe o elmaslar kıymetlerini her taifenin nazarında parlak bir tarzda ziyadeleştiriyor.

وَقَالوُا الْحَمْدُ ِللهِ الَّذِى هَدٰينَا لِهٰذَا وَمَا كُنَّا لِنَهْتَدِىَ لَوْ لاَۤ اَنْ هَدٰينَا اللهُ لَقَدْ جَاۤءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ

3اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Said Nursi

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Şeytanın ve siyasetin şerrinden Allah’a sığınırım.
2 : “Dediler: Bizi buna eriştiren Allah’a hamd olsun; yoksa Allah hidayet etmeseydi, biz kendiliğimizden buna erişemezdik. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirdiler.” A’râf Sûresi, 7:43.
3 : Bâkî olan sadece Odur.

 

Lügatler :

adavet : düşmanlık
beşer : insan
cereyan : hareket, akım

dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık

dalâlet-pîşe : sapıklık ve inançsızlığı meslek haline getiren
ders-i Kur’ân : Kur’ân’ın verdiği ders
elhamdü lillâh : “ezelden ebede her türlü hamd ve övgü Allah’a mahsustur”
envâr-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın nurları
fevkinde : üstünde

gafletkârâne : umursamaz ve duyarsız bir şekilde
garazkârâne : kötü bir niyet ve kinle yaklaşarak
hakaik-i Kur’âniye : Kur’ân’ın hakikatleri, gerçekleri
hakikat : gerçek, esas, doğru

hayat-ı içtimaiye-i beşeriye : insanlığın sosyal hayatı
hayat-ı içtimaiye-i siyasiye-i beşeriye : insanlığın sosyal ve siyasî hayatı
ittiham etme : suçlama
muhalif : karşı taraf
muvafık : aynı taraf
müberrâ : arınmış, temiz
mütehayyir : hayrette kalan, şaşkın

mütemerrid : inatçı, inanmamakta direnen
nazar : bakış, görüş
nur-u Kur’ân : Kur’ân’ın nuru
propaganda-i siyaset : siyaset propagandası
sâfi : saf, duru, arınmış

sefîhâne : dinen yasaklanmış zevk ve eğlencelere düşkün olarak
suret : biçim, şekil
şeytan-ı racîm : kovulmuş, lanetlenmiş şeytan
taife : topluluk, grup
tarafgirlik : taraftarlık, taraf tutma
tecerrüd : sıyrılma, soyutlanma
telâkkiyat : düşünceler, anlayışlar

telezzüz : lezzet alma, lezzetlenme
telif : yazma
zındıka : dinsizlik, inançsızlık
ziyadeleştirme : artırma, fazlalaştırma

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages