Daha komplo haberi demeden...
birgunbelkihayattan
Hükümet ve ordu, bölgede 'askeri yasak bölge' uygulaması ve linç
eylemlerine çağrı yapan ırkçı gece yarısı bildirilerinin yanı sıra
'canlı bomba' iddialarıyla da Kürtleri hedef göstermeye devam ederken,
bazı basın yayın organları da bu kampanyanın sözcülüğünü sürdürüyor.
Hiçbir dayanağı olmadığı halde Ankara Ulus'taki canlı bomba eyleminden
ısrarla Kürtleri sorumlu tutarak çok sayıda kişiyi 'canlı bomba'
iddiasıyla tutuklarken, Milliyet Gazetesi'nden sonra bu kez Takvim
Gazetesi benzer iddiaları gündeme getirdi. Gazete, '4 canlı bombanın
Türkiye'ye sızdığını' ileri sürdü. 'Canlı bomba' olarak teşhir edilen 4
kişiden Bilal Tanrıverdi'nin gazeteci, Hülya Tarman'ın ise araştırmacı
olduğu belirlendi.
Medyanın 'canlı bombası' elinde patladı
Takvim Gazetesi, 22 Haziran'da Mürsel Aydın (Merkez) imzasıyla girdiği
'4 bombacı aranıyor' başlıklı haberinde, Bilal Tanrıverdi, M. Yusuf
Özten, Hülya Tarman ve Recep Yılmaz adlı sivil yurttaşları teşhir
etmişti. Gazete haberinde, bu kişilerin 'Kuzey Irak'tan Türkiye'ye
sızdığını, plastik ve TNT patlayıcılar ile mayınlama ve uzaktan
kumandalı bomba gibi konularda özel eğitim aldıklarını, stratejik öneme
sahip askeri birlikler, turistik bölgeler ve İstanbul, Ankara, İzmir
gibi metropollerde eylem yapmaya hazırlandıklarını ve bunlar hakkında 81
ilde alarm verildiğini' iddia etmişti. Gazete ayrıca, 'Her yerde aranan
bombacılardan Hülya Tarman'ın Ankara Sincan doğumlu olduğu, Recep
Yılmaz'ın ise terör örgütü üyesi olmaktan cezaevinde yattığı biliniyor'
iddiasına yer vermişti. Ancak gazetenin büyük bir yalana imza attığı
ortaya çıktı. 'Canlı bomba' olarak teşhir edilen kişilerden Bilal
Tanrıverdi'nin gazeteci, Hülya Tarman'ın ise araştırmacı olduğu
belirlendi. Yerel 'Haber Diyarbakır' gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Genel
Yayın Yönetmeni olan gazeteci Bilal Tanrıverdi, Takvim Gazetesi hakkında
suç duyurusunda bulundu. Fotoğrafı ve kimliği yayınlanarak teşhir edilen
Tanrıverdi, Takvim Gazetesi'nin 'asılsız, hayal ürünü haber' yaptığını
belirtti. Tanrıverdi, 'Haber tamamen düzmecedir. Hayalidir. Böylelikle
hayatım tehlikeye atıldı' dedi. Haberden sonra çok sayıda tehdit
telefonu aldığını, haberi yapan muhabirin kendi çabasıyla dört fotoğrafı
bulmasının mümkün olmadığını açıklayan Tanrıverdi, şunları söyledi: 'Bu
haberden dolayı linç edilmem ya da kolluk kuvvetlerince bombacı diye
gözaltına alınmam ve topluma yanlış tanıtılmam da mümkün. Sorumlular
hakkında gerekli işlemlerin yapılarak, şahsım hakkında da gerekli koruma
tedbirlerinin uygulanmasını ivedi olarak Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığı'na avukatım aracılığıyla başvuruda bulundum.' Kadına
yönelik şiddet konusunda yaptığı araştırmalarla tanınan Hülya Tarman da,
İHD başvurarak, gazete hakkında suç duyurusunda bulundu. Konuya ilişkin
aradığımız gazete yöneticileri de yalan haber yaptıklarını kabul ederek,
Tanrıverdi'ye ilişkin yanlış bilgi verdiklerini, yaptıkları yanlışı da
gazetede düzelttiklerini söyledi. Takvim Gazetesi'nin iddiasının bir
benzeri 10 Haziran'da Milliyet Gazetesi tarafından da gündeme
getirilmişti. Milliyet Gazetesi, 4 kişinin Bursa'da da 'canlı bomba'
eylemi hazırlığında olduğunu ileri sürmüştü. 'Canlı bomba' olduğu ileri
sürülen kişilerden Fatma Geçer'in 2005 yılında da 'canlı bomba' olarak
teşhir edilen sivil yurttaş olduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca emniyet
yetkilileri de bir gün sonra yaptıkları açıklamada, Milliyet
Gazetesi'nin haberinin dayanaksız olduğunu duyurmuştu. HABER MERKEZİ