Manifesto

110 views
Skip to first unread message

Ali Polatel

unread,
Oct 12, 2011, 8:24:38 AM10/12/11
to Kaotik Çağrışımlar
Kaotik Çağrışımlar Manifestosu
------------------------------
Versiyon: 1
Tarih: 12-10-2011

Neden?
------

Temel amaç, bir yandan yazı dilini geliştirirken diğer yandan da düşüncelerin
unutulmasını engellemektir.

Neden Kaotik?
-------------

İsim kaotik çünkü çağrışımlar belli bir konuya ya da temele bağlı
değiller. Önemli olan diğer bir nokta ise çağrışımlar kısmi de olsa
belli prensiplere bağlılar ve bu yönleriyle serbest çağrışımlarımızdan
ayrılıyorlar.

Nedir Bu Prensipler?
--------------------

Düşüncelerin mantık süzgecinden geçmesi engellenmeli ve belli bir
kontrolsüzlük sağlanmalı. Konu ve üslup yazıdan önce belirlenebilir fakat
kesinlikle sınırlayıcı olmamalılar. Düşüncelerin ve dolayısıyla cümlelerin
akışı kontrolsüz olsa da yazı dilinin önemi dikkate alınmalı. Çağrışımlar
paylaşılmalı, zaman zaman farklı dillere çevrilip tınısı üzerindeki değişim ve
farklar incelenmeli fakat bu incelemeler kesinlikle bir sonra seçilecek konuyu
sınırlandırmamalı.

Neden E-Posta?
--------------

Sorunun yapısı ve seçenekler düşünüldüğünde, elektronik posta hem
yapısı, hem de geri besleme konusundaki kolaylığı ile öne çıkar.

Gerçek zamanlı paylaşım - facebook, twitter vs. - yazı dilinin
gelişmesine yardım etmekten çok onu baltalamaktadır. Kullanılan tabirler
insanı yavaş yavaş dünyadan soyutlamakta, "sanal dünya" adlı bir
kavramın içine hapsetmektedir.

Forumlar, yazı dilini baltalaması açısından gerçek zamanlı
paylaşımlardan pek de farklı olmamakla birlikte, yönetim ve bakım
zorluğu eklendiğinde içinden çıkılmaz bir hâl alır.

Günlük, daha çok kullanılan İngilizce tabiri ile "blog", geri besleme
konusunda sorunludur. Okuyucuların yaptığı yorumların statik bir tabanda
toplanması neredeyse imkansızdır.

Üstte sayılan üç seçeneğin ortak bir sorunu da simgelerin, işaretleme
dillerinin önem kazanmasıyla asıl anlatılmak istenenlerin gölgede
kalmasıdır.

Bunlar düşünüldüğünde, elektronik posta bu tip bir paylaşım için ideal
bir seçenektir. Tercihini sizin yaptığınız bir arayüz ile, salt metin
biçiminde yazarken aslolan vermek istediğiniz ileti olacaktır. Yorum
yapma kolaylığı sayesinde geri beslemelerden rahatlıkla haberdar olup
üzerinde tartışabileceksiniz.

Nasıl?
------

Çağrışımların konularını ya da sınırlarını belirleyen yazar olduğu için
örnek vermek zor. Aklıma gelen yegâne örnek aşağıdaki bağlantıdadır:

http://groups.yahoo.com/group/deccalfanzin/message/128

--
Saygılar,
Ali Polatel

Ali Polatel

unread,
Oct 12, 2011, 7:36:02 PM10/12/11
to Kaotik Çağrışımlar, Mehmet Özkarabüber
Ali Polatel dedi ki:

>Kaotik Çağrışımlar Manifestosu
>------------------------------
>Versiyon: 1
>Tarih: 12-10-2011

Manifesto hakkında çağrışım yapmasam herhalde eksik kalırdı. Aynı
zamanda içimde bazı konuların yeterince açık olmadığına dair güçlü bir
inanç var.

>Neden?
>------
>
>Temel amaç, bir yandan yazı dilini geliştirirken diğer yandan da düşüncelerin
>unutulmasını engellemektir.

Temel amaç yok, kural da yok!
Paylaş!
Eleştir!
Eleştiril!
Geliştir ve yeniden paylaş!

Kısır olmayan kısır döngümüze hoşgeldiniz!
Ben de yokum, ne bir karar mekanizmasıyım ne de uçan bir keçi...

>Neden Kaotik?
>-------------
>
>İsim kaotik çünkü çağrışımlar belli bir konuya ya da temele bağlı
>değiller. Önemli olan diğer bir nokta ise çağrışımlar kısmi de olsa
>belli prensiplere bağlılar ve bu yönleriyle serbest çağrışımlarımızdan
>ayrılıyorlar.

Prensiplerin canı cehenneme! Yüreğiniz ne diyorsa onu yapın!

>Nedir Bu Prensipler?
>--------------------
>
>Düşüncelerin mantık süzgecinden geçmesi engellenmeli ve belli bir
>kontrolsüzlük sağlanmalı. Konu ve üslup yazıdan önce belirlenebilir fakat
>kesinlikle sınırlayıcı olmamalılar. Düşüncelerin ve dolayısıyla cümlelerin
>akışı kontrolsüz olsa da yazı dilinin önemi dikkate alınmalı. Çağrışımlar
>paylaşılmalı, zaman zaman farklı dillere çevrilip tınısı üzerindeki değişim ve
>farklar incelenmeli fakat bu incelemeler kesinlikle bir sonra seçilecek konuyu
>sınırlandırmamalı.

1. Prensip: Yokuz!
2. Prensip: O zaman prensip de yok!

>Neden E-Posta?
>--------------
>
>Sorunun yapısı ve seçenekler düşünüldüğünde, elektronik posta hem
>yapısı, hem de geri besleme konusundaki kolaylığı ile öne çıkar.
>
>Gerçek zamanlı paylaşım - facebook, twitter vs. - yazı dilinin
>gelişmesine yardım etmekten çok onu baltalamaktadır. Kullanılan tabirler
>insanı yavaş yavaş dünyadan soyutlamakta, "sanal dünya" adlı bir
>kavramın içine hapsetmektedir.
>
>Forumlar, yazı dilini baltalaması açısından gerçek zamanlı
>paylaşımlardan pek de farklı olmamakla birlikte, yönetim ve bakım
>zorluğu eklendiğinde içinden çıkılmaz bir hâl alır.
>
>Günlük, daha çok kullanılan İngilizce tabiri ile "blog", geri besleme
>konusunda sorunludur. Okuyucuların yaptığı yorumların statik bir tabanda
>toplanması neredeyse imkansızdır.
>
>Üstte sayılan üç seçeneğin ortak bir sorunu da simgelerin, işaretleme
>dillerinin önem kazanmasıyla asıl anlatılmak istenenlerin gölgede
>kalmasıdır.
>
>Bunlar düşünüldüğünde, elektronik posta bu tip bir paylaşım için ideal
>bir seçenektir. Tercihini sizin yaptığınız bir arayüz ile, salt metin
>biçiminde yazarken aslolan vermek istediğiniz ileti olacaktır. Yorum
>yapma kolaylığı sayesinde geri beslemelerden rahatlıkla haberdar olup
>üzerinde tartışabileceksiniz.

Ağzını yiyim, ne güzel dedin.

>Nasıl?
>------
>
>Çağrışımların konularını ya da sınırlarını belirleyen yazar olduğu için
>örnek vermek zor. Aklıma gelen yegâne örnek aşağıdaki bağlantıdadır:
>
>http://groups.yahoo.com/group/deccalfanzin/message/128


Ne demek nasıl?
Oldu olacak çamaşıra da dere kenarına inseydin!

Burdan karama çok içten ve hafif telepatik selamlarımı göndermeyi bir
borç bilirim. Bunun karbon kopyasını okuduğunda kuşlar gibi özgür
olursun umarım.


-alip

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages