BÜYÜKLERE MASALLAR ( EY DOĞRULUK ! )

0 views
Skip to first unread message

davut arslantürk

unread,
Aug 28, 2014, 7:54:27 AM8/28/14
to

Cehalet ne güzel şey lan,
her şeyi biliyorsun...
Albert Einstein

Diyecek ki:
" Askerin ve polisin tüm imkanlarını konuştururuz!"
 
Bu bir gözdağı mı?
Yoksa aldı başını gidiyor mu?
 
Ya derse Amerika:
" Hop! Hooooop! Sit Down bakalım.
 
Der mi ki:
" Sana ne?
   Benim ülkem değil mi?
   İstediğim gibi konuşurum.
   İstediğim gibi otururum.
   İstersem ayağımı uzatırım,
   İstersem açarım saçarım.
   Sana ne!
 
Ve başlar karşılıklı atıp tutmalar,
Palavralar.
 
O der. O der. O da der.
Ölü gibi yıkılır kalır koskoca ülke...
 
Her insanın bir yaşam biçimi vardır.
Anadan babadan gelir. Mahalleden gelir. Okuldan gelir.
Ve en çok arkadaşlardan gelir. Efendi diye bildiklerinden gelir.
Önünde diz çöktüklerinden gelir...
Hiç kimse bir başkası için ne yaşar, ne de ölür.
 
Egemen sınıflar birbirleriyle kapışmış gibi ahali üzerinde yaygara kopartırlar.
Gürültü ne kadar büyük olursa ahali o kadar oyalanır.
Zenginin malı fakirin çenesini iyice yorar. Fakir ağzını açamaz olur.
Aveneler ise yedikleri lokmadan daha büyük konuşurlar.
Bu bir konuşma değil, adeta anırmadır!
 
Halkın yaşamla bağı; hep yapılanı tekrar yapmaktır.
Adına töre denilen sahiplerin koyduğu kurallardır.
Bunun için cahil kalırlar.
Bildikleri tek şey; imamın söyledikleri ve ağaların izin verdikleridir.
Daha fazlasını bilmek için gerekli akıl verilmemiştir.
 
Ahali için yaşam, sabah kalkıp burnunu silmekle başlar,
Öğleyin helaya gitmek,
Akşam yatağa girmekten ibarettir.
Bundan daha üstün bir yaşamsa soğanın cücüğünü yemektir.
 
Yaşamla kavga kömürle elmasa benzer.
İkiside akrabadır. Elması kömür yaratır.
Kömürse hep ezilir.
Egemenlik duygusuyla ona buna dağıtılır.
Avene sevincinden uçarken;
Yanar biter kül olur.
 
Tanrı tüm bunlara göz yumar.
İster ki; bu cahil halk uyansın.
İster ki yaşamları; bir sofra, bir hela, bir yatak olmasın.
 
Eskiden ne çok Tanrı varmış. Hiçbirinin gücü insanlara yetmemiş.
Bir gün biri kırılmış. Bakmış ki insan Tanrı parça parça. Gülmüş.
Adam olacağına, anlayacağına yeni Tanrılar yapmış.
Kendi elleriyle....
Oysa Tanrı insanı yaratmamış mıydı kendi elleriyle.
Ve böylece Tanrılar Savaşı başlamış.
 
Gün gelmiş Tanrılar yok olmuş. Ama savaşlar bitmemiş.
Cesetlerle soytarılar kaplamış ortalığı.
Tef çalmışlar. Göbek atmışlar, Zılgıt çekmişler.
 
Türemiş büyücüler.
Hem yasalardan korkmuşlar, hem göbeklere yazmışlar.
 
Ah Hezarfen ah!
Uçarken topladığın bahşiş kaç paraydı.
Açsaydın bir çadır,
Bir de vergi levhası...
Yazsaydın göbeklere iki satır.
Millet adını verirdi doğacak çocuklara.
Sen ne yaptın?
Kelle verdin!
 
Nice düşmanı görmezden gelemezsiniz.
Yanından geçip gidemezsiniz.
Yürüyün yolunuzu, yürüyün de; doğru yürüyün.
 
Ey Doğruluk!
İnsan için en büyük tehlike insanın kendisidir.
Hiç kimse, hiç kimseyi buyruk altına alamaz.
Hiç kimse, hiç kimsenin kölesi değildir.
Hiç kimse ne kraldır ne de padişah.
 
Bilin ki:
Süleyman'nın asasını bir kurtçuk kemirmişti.
Bilin ki:
Golyad'ı bir sapan taşı öldürmüştü.
Bilin ki:
Mussolini sokak ortasında bir bayrak direğine ayaklarından asılmıştı.
Bilin ki:
Hitler intihar etmişti.
 
içimizden biri
 
asla umutsuzluğu değil
KAVGAYA DEVAM AŞKINA
 
 
 
 
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages