ŞEHZADE MUSTAFA VB. YAZILAR-ŞİİRLER...

4 views
Skip to first unread message

KERİM ÖZBEKLER

unread,
Feb 15, 2014, 7:00:10 PM2/15/14
to palto...@gmail.com, pınar ercan, Pinar Yilmaz, po...@ahmethamdikepekci.com, r_oz...@hotmail.com, r.mitha...@mynet.com, r.oza...@windowslive.com, rabia...@mynet.com, ragi...@hotmail.com, Ramazan Çağdaş Kıyak, ram...@ramazanbey.com, rcet...@hotmail.com, Recebiye ÇATAKSEZER, Recep Yilmaz, remzi...@hotmail.com, Replika Yayıncılık, ressama...@gmail.com, resul...@hotmail.com, rezang...@hotmail.com, rifatka...@hotmail.com, rusdu pasa, rz_...@abv.bg, s.h.u...@hotmail.com, s.kaya...@hotmail.com, s.m...@turkiyeedebiyati.com, Saatsiz Zamanlar, sabahk...@hotmail.com, SABİHA SERİN, sabi...@hotmail.com, Sadaka Taşı Dernegi, Sadettin Kaplan, Sadık Deniz, sadiy...@hotmail.com, Sadunkoprulu köprülü, sahi...@hotmail.com, sahi...@hotmail.com, sair_ahme...@hotmail.com, sair_...@hotmail.com, sai...@hotmail.com, sairad...@hotmail.com, saircikm...@gmail.com, sairler...@gmail.com, sairni...@hotmail.com, sair...@hotmail.com, sajjad...@yahoo.com, Sakarya Yazarlar Birliği, sak...@mynet.com, Salih Kurt, Salih özbey, salih...@mynet.com, salim...@hotmail.com, salim-...@hotmail.com, samsu...@hotmail.com, Sanat Cephesi, sanatsoka...@gmail.com, sarierd...@hotmail.com, sasl...@hotmail.com, Savaş Ünlü, saz...@turkictranslations.com, scagi...@hotmail.com, Sebahat Mayda Yavuz, secza...@hotmail.com, sedata...@hotmail.com, sehrayi...@gmail.com, selahatt...@yahoo.com, Selami Cekmegil, seng...@hotmail.com, serap oyuklar, serap...@hotmail.com, serdar...@edebiyat.org, serdarce...@hotmail.com, sergu...@hotmail.com, serif...@hotmail.com, serseri...@hotmail.com, servet salih gören, sevgi_...@web.de, sevgi...@hotmail.com, sevilmis...@hotmail.com, Sevim Dinç, sevim...@yahoo.de, seyy...@hotmail.com, Sezen Sevinç, Siir Akademisi, siir.da...@hotmail.com, si...@sirricinar.com, siirpe...@gmail.com, sinada...@gmail.com, Sinestezi E Dergi, sivasyazarl...@groups.live.com, siyahb...@windowslive.com, sku...@hotmail.com, sme...@mynet.com, source56 ., soyda...@windowslive.com, soysal...@hotmail.com, Sözgelimi Dergi, spir...@hotmail.com, ss...@istanbul.edu.tr, Su Kübra Deniz, Suat evsen, suayip_...@hotmail.com, sukruo...@hotmail.com, Suleyman KARACABEY, suleyma...@hotmail.com, sultanse...@hotmail.com, suveyd...@gmail.com, Süleyman Bektaş, Süleyman Özerol, sya...@mynet.com, Şahamettin Kuzucular, Şahamettin Kuzucular, ŞERİF ONAR, tahsine...@hotmail.com, Talat Avci, talat ülker, talic...@hotmail.com, tamer esin, tangr...@hotmail.com, tathus...@hotmail.com, tayde...@mynet.com, TAYFUN CUCİOGLU, tayfu...@yahoo.com, tcuce...@hotmail.com, td...@turan.org, te...@turkedebiyati.com.tr, tefekku...@hotmail.com, tefekku...@gmail.com, Tekgül Arı, Temel Can, Tom Gregory, tomri...@gmail.com, ton...@hotmail.com, tos...@hotmail.com, tr....@hotmail.com, trabzon...@gmail.com, Trakya GAZETESİ, trakyad...@yahoo.gr, tran...@hotmail.com, Tuğba Baysal, Tuğra Sezgi Kaval, tunca...@mynet.com, turan...@hotmail.com, turka...@hotmail.com, turkiye-i...@googlegroups.com, TurkKu...@yahoogroups.com, turkmend...@yahoo.com, turku...@gmail.com, Tuva SİBİRYA, Tülay Tiryaki Dolu, TÜRK DÜNYASI ŞAİRLER ANTOLOJİSİ, Türkiye Sergileri, türkmen sesi, tv...@tv41.com.tr, t...@tyb.org.tr, ubd...@gmail.com, ucunc...@ymail.com, Ufuk közleme, ukep...@hotmail.com, Ulku Yaz, Uluer Aydoğdu, ulugtek...@hotmail.com, ulviye...@hotmail.com, umidax...@yahoo.com, umrance...@hotmail.com, Unal Basusta, una...@gmail.com, unalsohr...@hotmail.com, unieu...@gmail.com, uslupd...@windowslive.com, uysal...@yahoo.de, Ümit Yaşar Işıkhan, Ümit Zeki SOYUDURU, ünsal ban, vakti_...@hotmail.com, Vandal Yürek, Vecdi Altay, vecdimur...@hotmail.com, Vedat Tuğrul, vedatf...@hotmail.com, Vehbiye Yersel, Veysel Çolak, Volkan ULUÇ, y.ars...@gmail.com, Yakup Deliömeroğlu, Yakuti H.Alioğlu, yalcinb...@msn.com, Yalçın KOÇAK, yalniz...@mynet.com, yanik...@hotmail.com, yasartas...@hotmail.com, yasar...@mynet.com, yasir_...@hotmail.com, yaşar duymuş, Yaşar Kaba, yatkinm...@hotmail.com, yayinyo...@kanal34.com, Yazar Ya, yazar_oz...@hotmail.com, yaza...@gmail.com, yazs...@gmail.com, yenib...@hotmail.com, Yesevi Dergisi, yesi...@hotmail.com, yildir...@hotmail.com, ymusta...@mynet.com, yol edebiyat, Yucel Tanay, yucelku...@hotmail.com, yukse...@hotmail.com, yukse...@hotmail.com, yunus mürebbi, yurdanu...@hotmail.com, Yusuf bal, Yusuf Çifci, yusuf Değirmenci, Yusuf Dursun, yusuf gunes, yusufyig...@hotmail.com, yyildir...@gmail.com, z_ba...@hotmail.com, z_mutlu...@hotmail.com, z_zeh...@hotmail.com, z.uys...@hotmail.com, zafer kaya, zat...@gmail.com, zbe...@yahoo.com, zbuyu...@hotmail.com, Zehra Birsen, Zehra pınarses, zehraat...@hotmail.com, zekeriya...@hotmail.com, ZEKİ AKDOĞAN, zeki...@yahoo.com, zekika...@gmail.com, zeki...@hotmail.com, Zeliha Sultan, zerrinb...@hotmail.com, zkent...@yahoo.com, zseve...@yahoo.com.tr, zubeyde...@hotmail.com, zumrutuan...@hotmail.com, ZÜLFİKAR YAPAR KALELİ
ŞEHZADE MUSTAFA...

YILMAZ ÖZDİL
HÜRRİYET GAZETESİ

Halit Ergenç, Mehmet Günsür’ü boğdurdu, sayın ahalimizde 461 sene sonra jeton düştü! Şehzade Mustafa’nın türbesine koşup dua ediyorlar.

E madem öyle…
Hayır duayla anılması için, ecdadımızın bir başka hayırlı evladını yazayım bari.

Rüstem Paşa.

Hani, evladını boğduran padişahımız efendimizin damadı var ya, işte o.

Şerefsizin önde gideniydi.

Rüşvet mikrobunu bu topraklara bulaştıran ilk devlet(!) adamıydı. Damat ve Sadrazam unvanlarından başka bir sıfatı daha vardı: Ebvab-ı Rüşvet Fatihi… Yani, rüşvet kapısını fetheden kişi!

Para karşılığında beylik-komutanlık satardı, mangırı bastırana makam-mevki dağıtırdı, kendi kesesini doldurana devlet kesesine ait arazileri peşkeş çekerdi, barış anlaşmaları imzalanırken bile yabancı devletlerden avanta alırdı, işi düşen herkesi yolardı. Fuzuli’nin “selam verdim, rüşvet değil diye almadılar” dediği dönem, bu arkadaşın dönemiydi.

Koltuğunu korumak için evladını katleden padişahımız efendimize yakışır bi damattı… Koltuğunu korumak için yapmayacağı ahlaksızlık yoktu. Fitnenin, entrikanın, yalanın, iftiranın “ecdadı”ydı.

Güya o kadar dindar’dı ki…

Şahsına ait 8 bin adet Kuran-ı Kerim vardı!

Kefenin cebi yok tabii… Dört kolluya binip giderken, hırsızlıklarıyla biriktirdiği şu serveti bıraktı: 1 milyon 200 bin altın, 11 milyon akçe, 33 iri mücevher, 815 çiftlik, 476 değirmen, 1700 köle, 12 bin 900 at, 500 altın eyer, bin gümüş eyer, 130 altın üzengi, 1100 deve, 1200 sığır, 2 bin zırh, 1500 gümüş tolga, 5 bin kaftan, 860 altın kabzalı-mücevher süslü kılıç, bin gümüş mızrak… Kendisinin çalıp çırpıp, mücevher tutkusuyla ünlü olan eşi Mihrimah’a devrettikleri ise, bilinmiyor.

Ve, bakıyoruz 461 sene sonra…

Şehzade Mustafa’nın akranları, evlatlarımız, Ethemler, Ali İsmailler, Abdullahlar hâlâ katlediliyor.

Rüstem Paşalar hâlâ baş tacı.

Yakışır sayın ahalimize.

***************************************************************************************

1-2 MART 2014 TARİHLERİNDE;ISPARTA BELEDİYESİ KÜLTÜR SİNEMASI-ISPARTA ADRESİNDE, ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI EDEBİYAT VE SANAT BULUŞMASI ETKİNLİĞİ YAPILACAKTIR. ÇUKUROVA EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ (ÇED)-KAYSERİ ŞAİR YAZAR VE EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ (KAYSEDER)-BATI TRAKYA TÜRKLERİ ARAŞTIRMA DERNEĞİ (BATTAM)-BURSA AŞIKLAR ŞAİRLER DERNEĞİ (AYŞAD)-ANKARA BİRLEŞEN YÜREKLER DERNEĞİ-SİVAS YAZARLAR VE ŞAİRLER DERNEĞİ (SİYŞAD)-TÜRKMENELİ VAKFI-YOZGAT ŞAİRLER YAZARLAR DERNEĞİ (YOŞAYBİR-DER)-ISPARTA ZEKİCE KÜLTÜR SANAT EVİ-ANTALYA AVRASYA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERNEĞİ (ASKED) SAHİL KİTAP YAYINLARI VE ANTALYA SANAT DERGİSİ YÖNETİCİLERİ-ÜYELERİ BAŞTA OLMAK ÜZERE 12 ÜLKEDEN 130 GAZETECİ+YAZAR+ŞAİR+OZAN+AKADEMİSYEN BU ETKİNLİKTE YER ALACAKLARDIR. 2.MART 2014 PROĞRAMI AŞAĞIDA Kİ ŞEKİLDEDİR;
09.30 TOPLANMA, 
09.30-11.30 GEZİ, 
11.40 ZEKİCE KÜLTÜR SANAT EVİ AÇILIŞI, 
12.00-13.00 ÖĞLE YEMEĞİ, 
13.15  ŞİİR DİNLETİSİ, ŞİİR OKUMAK İÇİN SAHNEYE ÇIKACAK OLAN ŞAİRLERİN İSİMLERİ AŞAĞIDA Kİ ŞEKİLDEDİR;ABBAS ŞENOL+SAVAŞ KESEN+HÜSEYİN LAPTALI+CENGİZ ÇETİN+NEDİM UYSAL+METİN CANSIZ+SERAP ATAY+MESUT YILDIR+YURTTAŞ ŞAHBAZ+HALİL KARAGÖZ+SÜLEYMAN GÜZEL+OSMAN ERTAN +KADİR YAVUZ+NESRİN DEMİRTAŞ+FATİME CANES+LOKMAN KAPLAN+SÜMER ŞENOL+ALİ GÜNEŞ+ÖMER FARUK ARLI+AŞIK İSMAİL+M.RIDVAN ERTAN+HÜSEYİN SUDUDOĞRU+MÜMİN AĞAR+ALİ KÜÇÜK+MUSTAFA ÖZDEMİR+METİN ÇETİNKAYA+ÖMER SABRİ KURŞUN+MÜJGAN YILDIZAN+AHMET ŞAHİNOĞLU+MİNARE ALİYEVA+MAHMUT İSLAMOĞLU+TERANE TURAN REHİMLİ+NAİLE YUSUFOVA+MEHMET DOĞAN SİLLELİ+TURAN ÖZCAN+HÜSEYİN ZARAR+KEMAL ALKAN+MEHMET ADIGÜZEL+İSMET ÖZALP+ŞAZİYE KABUKÖREN+MUSTAFA SARIVERDİ.
15.00-16.00 SAVAŞ ÜNAL YÖNETİMİNDE TÜRK DÜNYASI VE EDEBİYATI KONFERANSI, 
KONUŞMACILAR AŞAĞIDA Kİ ŞEKİLDEDİR;
DOÇ.DR.QUBRA KULİYEVA-BAKÜ DEVLET ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ, AZERBAYCAN
PROF.DR.ÖZKAN HÜSEYİN, BATI TRAKYA TÜRKLERİ ARAŞTIRMA KURUMU (BATTAM) BAŞKANI
MİRCEVAT AHISKALI, AHISKA TÜRKLERİ YAZARI
HAKAN BENLİ NOGAY, TÜRK DERGİSİ YÖNETİCİSİ
DR.ŞEMSETTİN KUZECİ, IRAK TÜRKMENELİ VAKFI YÖN. 
18.00 AKŞAM YEMEĞİ 
19.00 CEMİLE YÜCEL VE ABDULLAH GÜNDÜZ'DEN TÜRK HALK MÜZİĞİ KONSERİ,
PLAKET TÖRENİ,
KAPANIŞ.
ORGANİZE;
İRFAN VELİ KAYACAN
ISPARTA BELEDİYESİ-KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ 
TEL.0-246-2116143 
ISPARTA 
İLGİLENENLERE ÖNEMLE DUYURULUR.
NOT.3-4 MAYIS 2014 TARİHİNDE DE ANKARA'DA ''ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI EDEBİYAT VE SANAT BULUŞMASI ETKİNLİĞİ'' YAPILACAKTIR, İŞTİRAK ETMEK İSTEYENLER İSE ŞİMDİDEN FACEBOOK ÜZERİNDEN AVRASYA SANAT KÜLTÜR VE EDEBİYAT DERNEĞİ (ASKED) ANKARA TEMSİLCİSİ RANA İSLAM DEĞİRMENCİ İLE BAĞLANTI KURABİLİRLER.

***************************************************************************************

SINIR KAPILARINI ERMENİSTAN'A AÇMA HAZIRLIĞI...

YENİÇAĞ GAZETESİ

Rusya’nın Sesi, Türkiye’nin Ermenistan ve İran’a geçiş noktaları kurma planının Ermenistan’a yönelik ekonomik amborguyu kaldırma hazırlığı olduğunu öne sürdü, Türkiye’nin;Ermenistan’a yönelik ekonomik amborguyu kaldırmaya hazırlandığı iddia edildi. Gelişmeleri Rusya’nın Sesi için yorumlayan Rus siyaset bilimcisi Stanislav Tarasov, Ankara -Erivan ilişkilerinin normalleşmesine ilişkin 2009′da imzalanan Zürih Protokolleri ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin öngörüldüğünü anımsattı. Bakü’nün baskısı altında, Türkiye’nin Karabağ meselesini bahane ederek dokümanlardaki maddeleri uygulamadığını hatırlatan Tasarov, ancak bugün iki ülke arasındaki ilişkilerde bir takım değişiklikler meydana gelmekte olduğunu öne sürdü. Tasarov şöyle devam etti: “Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Ermenistan hükümetinin daveti üzerine, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın Dışişleri Bakanları Zirvesi’ne katılmak için Erivan’a yaptığı ziyaret, söz konusu değişimlere örnek gösterilebilir.”

Yoğun baskı;

Batı’nın Ankara ve Bakü üzerinde yoğun baskı yaptığını savunan Tarasov, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kısa bir zaman önce tamamlanan Almanya ziyareti esnasında, Başbakan Angela Merkel, Ermenistan sınırını açması konusunda Türkiye’ye bir kez daha açık çağrıda bulundu. Benzer çağrılar ABD, Fransa ve birçok Batı’lı ülke tarafından dile getirildi” dedi. Rusya, Kazakistan ve Belarus tarafından kurulan Avrasya Birliği’ne Ermenistan’ın dahil olma sürecinde olduğunu anımsatan Tasarov şu savı dile getirdi: “Ermenistan sınırı, Türkiye açısından Türkiye – Avrasya Birliği sınırı anlamına gelmektedir. Bakü ve Erivan’ın diyaloğunu Türkiye teşvik etmeli. Tek taraflı politikalar sadece mevcut durumu daha da zorlaştırmakla kalmamakta, Türkiye’nin manevra alanını da kısıtlamaktadır.”

***************************************************************************************

Ellerimde Sabun Gibi Eridi Gitti Gençliğim... 

Sonu olmayan sevdanın ateşinde yana, yana 
Yüzüme kapandı kapı, hiç yüz verilmedi bana 
Vefasızın birisine gönül verdim koştum ona 
Aşkın çöl sıcaklığında kurudu gitti gençliğim 

Esiyordu,o günlerde başımda ki sam yelleri 
Ne bir yari sevebildim ne tutabildim elleri 
Hayallerime doldurdum, ve yaşattım güzelleri 
Hep kurduğum hayallerde var idi gitti gençliğim 

Gençlikteki anılar düşüncemde tek kaldı 
Ne haz alma duygusu nede eski zevk kaldı 
Ne o eski heyecan ne o eski şevk kaldı 
Umutsuzluk giysisini bürüdü gitti gençliğim 

Allah bir kapı kapatır diğerini açar dedim 
Felaket kapıma geldi aldırmadım geçer dedim 
Programlı ve planlı bir amaca yürümedim 
Seldi hayatın akışı sürüdü gitti gençliğim 

Kem gözlere hedef idim, bakışları hep oldu hor 
Alnımda kalın çizgiler sıra,sıra olmuş dekor 
Dizlerim yorulmuş gayrı adımları atması zor 
Geçmiş zaman tünelinde yürüdü gitti gençliğim 

Yoksulluğun pençesin de duyulmadı,inlemeler 
Feleğin çemberinde ne çile çekti sineler 
Haftalar aylar derken tek,tek devrildi seneler 
Devrilen senelerde eridi gitti gençliğim 

Adımları zor atıyor dizler artık yorulmuş 
Alnımda olan çizgiler dizilip sıraya durmuş 
Başımda saçım ağarmış baktım ki bembeyaz olmuş 
Çilelerin girdabına çevrildi gitti gençliğim 

Sandığımdan da kısaymış, bu ömür ne tez eksildi 
Ben bu günü yaşıyorken, baktım ki dün'üm kesildi 
Her yaprağın kopuşunda ömrümden günler devrildi 
Takvimin yapraklarında dürüldü gitti gençliğim 

Olumsuzluk üzdüğün de, hayırlara yoramadım 
Nasihat edenler oldu, dinledim. de aldırmadım 
Baktım zaman akıp gitmiş, hiç farkına varamadım 
Ellerimde sabun gibi eridi gitti gençliğim 

Yusuf Değirmenci

***************************************************************************************

DEĞERLİ ARKADAŞLARIMIZ DİLEKÇEMİZİN EN AZ BİN KİŞİYE ULAŞMASI GEREK LÜTFEN SİZDE KATILIN TÜRKÇE YAZMA İMKANI VARDIR...

Turkiyex27;deki Tutsaklara Mektup: Asagida imzalari olan biz Floridali Turklerin sesine kulak verin

Asagida imzalari olan biz Floridali Turklerin sesine kulak verin... “ORDUYA KUMPAS” KURULDU, SİZLERİ TUTSAK ALDILAR
Kimler tutsak edilmişti, kısaca hatırlayalım:
Sırasıyla;
Güneydoğu Anadolu’da PKK ile mücadele eden askerlerin %80’i esir alındı. Yolsuzluk ve kara paranın izini sürenler... Küresel çeteler ile yapılan gizli anlaşmaları açığa çıkaranlar… Misyonerlik faaliyetlerini, gizli kilise evleri millete açıklayanlar… Milli Gemi MİLGEM’i yapan mühendisler, projelendirenler... Ege Kıta Sahanlığına sahip çıkan ve caydırıcı güç olmayı sürdüren denizciler... ABD’yi Karadeniz’e sokmayan denizciler... Ermeni diasporasının “sözde soykırımı dünyaya kabul ettirme, Türk Milletine kabul ettirme çalışmalarına” karşı mücadele edenlerin hepsi esir alınarak bertaraf edildi.
Casus dediler, fuhuş dediler, darbe dediler. Nasıl tezgahlandığı yavaş yavaş su yüzüne çıkan cinayetleri esirlere yamamak için kırk takla attılar. Katilden, sapıktan, tecavüzcüden, pezevenkten gizli tanık yaptılar. Esir alınan askerler ile husumeti olan teröristleri gizli tanık yaparak yargıyı hançerlediler.
PKK ile mücadele eden askerleri PKK’lı teröristlerin gizli tanıklığıyla mahkum ettiler.
Parmaksız Zeki kod adlı Şemdin Sakık gizli tanık yapıldı. İşte o gün Türk Ordusu kimliğinde Türk Milletinin başına bir çuval daha geçirildi.
Otuz üç silahsız askerlerimizin katili Şemdin Sakık …
Silahsız askerleri önce arabadan indirtti… Sivil elbiseli Mehmetlerden birisinin gömlek cebinden sigarayı alarak yaktırdıktan sonra, dumanı üflerken 33 askerimizi yüzlerce kalaşnikof mermisiyle tarattı… İşte o katil Türk Askerleri aleyhinde gizli tanık yapıldı.
O gün yazdık. Dedik ki;
Bu davaları kurgulayanların, yargılayanların, destekleyenlerin ve seyredenlerin namusu;
Şemdin Sakık ve diğer sapkın gizli tanıkların namusu kadardır.
Şimdi cinayetlerini itiraf etmek için sıraya girdiler. Tıpkı PKK lı itirafçılar gibi..
Balyoz davasında Müdahil de olan Yeni Akit yazarı “aynı zamanda Erdoğan’ın akil adamı olan” Dilipak “01 Ocak 2014” tarihli “Şimdi Ne Yapmalı” başlıklı yazısında;
“(…) Ergenekon ve Balyoz davası gibi davalar, gerçek anlamda bir derin devlet davası değil, uluslararası sistemin, islamcıları sisteme entegre etme planına karşı çıkan sistemin söz dinlemeyen çocuklarına karşı yapılan bir caydırıcı baskı ve tertip operasyonuydu. (…)” diye yazarak itirafta bulundu. Oysa o davaları kutsayanlar arasında kendisi de vardı.
Silivri tertibi sonunda neler gerçekleşti:
1- Ege’de 16 adamız Yunanistan tarafından işgal edildi.
2- Kuzey Kıbrıs Türk Devleti karasuları yabancı petrol şirketlerinin güç alanına terk edildi.
3- Güneydoğu Anadolu PKK’ya terk edildi.
4- Bebek katili hücresinde siyasallaştırıldı, “karar verici” kişi haline getirildi.
5- Suriye sınırımız silindi. Güney sınırımıza PKK’nın Suriye yapılanması PYD yerleşti. Güney sınırımız El Kaide, Hamas, Hizbullah, Nusra gibi azılı terör örgütlerinin üssü haline geldi.
6- Askeri pilotlarımız istifaya zorlanarak nerede ise savaş uçağı uçuracak pilotumuz kalmadı.
7- Bütün stratejik kurumlar satılmakla kalmadı, stratejik noktalardaki araziler de yabancılara satıldı.
8- Türkiye Cumhuriyeti ibaresi resmi kurumların tabelalarından sessizce silinmeye başladı.
9- Milli bayramları kutlamak yasaklandı.
10- Andımız yasaklandı.
11- Güneydoğu da terörist cenazeleri geçerken asker tarafından bir askeri binadan Türk Bayrağı indirildi. Türk Ordusu’na ait tanka PKK tarafından PKK paçavrası asıldı. Asker kışlalara hapsedildi. Silahlı tacizlere karşılık vermesine izin verilmedi. Ordu’dan istifalar başladı. Ordu personelinin morali çökertildi.
12- Habur rezaletinde devletin yargısı, valisi, bürokratı teröristleri karşılamak için teröristin ayağına gitti. Kurdukları çadır mahkemesine “teröristler incinmesin diye” Türk Bayrağı asmadılar. PKK’lı teröristler hükümet desteği ile Türk Milletine meydan okudu.
13- Nerede ise Muz Cumhuriyeti bile “sözde Ermeni soykırımı yalanını” tanıdı.
14- CİA ajanları ülkeye sokuldu. Çalıştığı yerler “devlet sırrı” denilerek gizlendi.
15- Malatya-Kürecik’e NATO Füze Kalkanı kuruldu.
16- İzmir Müslüman ülkelere saldırmak için NATO’ya üs yapıldı.
17- Ülkenin her yerine yabancı askerler yerleştirildi.
18- BOP kapsamında Suriye ile örtülü savaş başlatıldı.
Bu tertip sürecinde saymakla bitiremeyeceğimiz ihanetlere maruz kaldık… Elimizde sınırları silinmiş, teröristlere üs olmuş, bölünmeye hazır hale getirilmiş, kurumları çökertilmiş bir ülke kaldı. Maddi ve manevi kaynakları elinden alınmış, iflas etmiş, borç batağında bir ülke. Ayrıştırılmış, paralele de paralel yapılardan oluşmuş, birbirine düşman kurumlar. Siz-biz bağlamında radikalleşmiş yandaşlar…
Yani, Silivri tezgahı işlevini tamamlamıştır. Tertipçilerin kendileri de itiraf etmişti. “Bu mahkemeler olmasa açılım yapamazdık” dediler. Türkçesi; “Güneydoğu’yu PKK’ya teslim edemezdik” diyorlar.
Toplum vicdanının kabul etmediği bu aşağılık tertip, ayaklarına dolanmaya başlamıştı.
İşte böyle bir ortamda, biz Güney Florida’da ikamet eden Amerikalı Türkler ve Atatürk’ün askerleri olarak siz esir alınmış değerlerimize tüm kalbimizle destek olduğumuzu bilmenizi istiyoruz.
 
Bir an önce hürriyetinize kavuşacağınıza olan inancımız tamdır. Kara günlerin yakında sona ereceğine, sizlerin tarihe demokratik ve aydınlık Türkiye için bedel ödemiş birer kahraman olarak geçecegine zerre kadar şüphemiz yoktur.

Sign my petition

Dr.A.Nazmi ÇORA

***************************************************************************************

Alo Cin-er...

SONER YALÇIN
SÖZCÜ GAZETESİ
 
Kim bu “havuza” giren işadamları?
Çoğunluğu Karadenizli ve Nakşibendi.
Yani, Başbakan Erdoğan’ın bölgesinden ve tarikatından.
Bir bileşen daha:
Ticari icraatları hep mahkeme konusu.
Bu tablo tek başına Türkiye rejimi/sistemi hakkında bilgi vermektedir.
Madem Türkiye son yıllarda sürekli yargı adaletsizliğini konuşuyor.
Hukuku/adaleti bir başka açıdan daha ele almalıyız:
Bu “havuz”daki işadamları neden hep cezadan “yırtıyor”?
Niye adaletin keskin kılıcı bunlarda ufak bir kesik bile yapamıyor?
İşte Turgay Ciner…
Babası Hüsnü Ciner yoksuldu. Amcası Mehmet Ciner’in, Niksar’daki kuyumcu dükkanında çalıştı. 30 yaşında 1938’de Naciye ile evlendi; ikisi kız dördü erkek olmak üzere altı çocuğu dünyaya geldi. 1940’ta tekrar Hopa’ya döndü; kamyonla taşımacılık yaptı. 13 yıl bu işi yaptıktan sonra taşımacılığı bırakıp otomobil yedek parçaları alım-satım işiyle uğraştı. 1957’de İstanbul’a taşındı. 1964’te vefat etti. İşin başına ağabey Yener Ciner geçti.
Çay ocağı çırağı
Turgay Ciner ticarete çay ocağı çıraklığından başladı. 7 Mart 1978’de İstanbul Talimhane’de 35 metrekarelik oto yedek parça dükkanını açtı. Umduğunu bulamadı. Şimdi Habertürk binasının bulunduğu yerdeki dükkanda sinek avlıyordu.
Ağabeyinin Almanya’dan gönderdiği yedek parçalarla sinek avlama dönemi bitti.
Mahkemelere yansıyan iddiaya göre, ağabeyi Ahmet Ciner polisti ve Almanya’da uyuşturucu kaçakçılığından hapis yattı. Avukatı, Almanya’nın en ünlü avukatlarından Rolf Bossi idi. İki yıl yatıp çıkmıştı. (Ahmet’in oğlu Metehan Ciner de, uyuşturucu ve cinayetten hapse girdi.)
Yine mahkemelere yansımasına bakılırsa, Cinerler kaçakçıydı.
Turgay Ciner, 1980’de gümrük kaçakçılığından gözaltına alındı.
Ayrıca; kardeşi Tuncer Ciner’le 1995 ve 1998’de iki ayrı polis operasyonuna uğradı. Gözaltına alındı. 1990-1991 yıllarında 69 Mercedes’i Türkiye’ye soktuğu belirlendi. ‘Teşekkül Halinde Kaçakçılık’ suçlaması ile 10 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi. Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ve Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dosyalar birleştirildi. Sonuç?
Turgay Ciner hep yargılandı:
- Taksim’deki apartman sahibi Mehmet Güner, zor kullanarak binaya girip el koyduğu içinTurgay Ciner hakkında şikayette bulundu. Beyoğlu 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Sonuç?
- Büyük Tekstil AŞ’nin sahibi Recep Akın, 192 milyon liralık iplik parası borcunu vermeyen ve adamları tarafından darp edildiği iddiasıyla Turgay Ciner hakkında suç duyurusunda bulundu. Ciner gözaltına alındı. Sonuç?
Turgay Ciner için bunlar “çerez” idi…
“Kumarhaneler Kralı”
Turgay Ciner, 1997’de “Havaş” adıyla şirket kurdu. Ardından Havaalanı Yer Hizmetleri AŞ’nin özelleştirmesine girdi. Kazandı.
Mesele bu kadar basit değildi…
“Kumarhaneler Kralı” Ömer Lütlü Topal da bu özelleştirmeye girmişti. Fakat, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Interpol’den Topal’ın ABD’de uyuşturucu kaçakçılığından hapis yattığı yolundaki belgeyi getirterek onu saf dışı etti.
Kuşkusuz Mehmet Ağar’ın kardeşi Yunus Ağar’ın, Turgay Ciner’in şirketlerinde yönetici olmasıyla bunun hiç ilgisi yoktu!
Fakat:
- Hopa nüfusuna kayıtlı Mustafa oğlu 1931 doğumlu Nizamettin Ciner ve Hüsnü oğlu 1941 doğumlu Yener Ciner ve Mustafa oğlu 1938 doğumlu Yılmaz Ciner’in sigara ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları belgeleri polis kayıtlarında vardı. Mehmet Ağar nedense belgeleri çıkarmayı unutmuştu! (Yener Ciner, bugün Cinerler Group Onursal Başkanı.)
Havaş meselesi mahkemelere yansıdı.
- Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 3 dilekçe veren işadamı Ersin Ortaç, “Ömer Lütfü Topal’ın öldürülmesi olayında uyuşturucu var, olayın içinde, Turgay Ciner var” dedi.
- Aynı mahkemeye, 1970-1979 tarihleri arasında Kırklareli Dereköy Gümrüğü’nde görevli emekli bir polis tarafından gönderilen dilekçede ise; Turgay Ciner, Ersin Ortaç ve Ömer Lütfü Topal’ın defalarca birlikte yurtdışına çıktığı öne sürüldü.
- Ayşe Armağan da, “Öldürülen Ömer Lütfü Topal’ın paraları da İş Bankası Taksim Şubesi’nde bloke ediliyordu. Turgay Ciner bütün bunları bildiği için konuşmasın diye banka müdürü kocam Ünal Armağan’ı kaçırıp tehdit etti” dedi.
Sonuç?
- Başbakanlık Teftiş Kurulu Susurluk Raporu‘nda (sayfa 60) da Turgay Ciner’in adı, uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin olayların anlatıldığı bölümde geçti. Sonuç?
Beyaz enerji operasyonu
Bitmedi…
Enerji ihalelerinde yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine 2001’de başlatılan “Beyaz Enerji Operasyonu” kapsamında, Turgay Ciner DGM Savcısı Talat Şalk’a ifade verdi. Sonuç?
- Turgay Ciner, TMSF’ye devredilen Etibank soruşturması kapsamında soruşturmayı yürüten DGM Savcısı Ercan Cengiz’e ifade verdi. Sonuç?
- Özelleştirme sonucu Turgay Ciner tarafından devralınan Afşin-Elbistan Termik Santrali’nde meydana gelen 2 ayrı göçükte 11 işçi öldü. Turgay Ciner suçlu bulunsa bir daha linyit sahası ve termik santral işletemeyecekti. Sonuç?
- Öldürülen tefeci Nesim Malki’nin borç defterinde Turgay Ciner’in 23 milyon dolar kaydının bulunduğu açıklandı. Turgay Ciner, Tefeci Malki cinayetine adı karıştırıldığı için Ceytaş’ı kapatma kararı aldı. Sonuç?
- SPK, Park Elektrik hisse senedinde gerçekleştirdikleri işlemler nedeniyle, Turgay Ciner hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Sonuç?
- Turgay Ciner’in, sahibi olduğu Penyelüks aleyhinde bir kısmı karşılıksız 9 çek yüzünden 7 ayrı ihtiyati haciz kararı alındı. İstanbul 3’üncü Asliye Ticaret Mahkemesi 10 milyar lirayı aşan başvuruların tümünü kabul etti. Sonuç?
Medyaya giriş
Ve Turgay Ciner, 1998’de Dinç Bilgin ile ortaklık kurarak medyaya adım attı. Daha sonra Sabah ve atv’nin büyük hissesini aldı.
Satış Dinç Bilgin’in sahibi olduğu, Etibank’ın TMSF’ye devredilmeden birkaç gün önce gerçekleşti. İMKB’deki işlemlerinde 23 trilyon liralık olağanüstü fiyat hareketleri oldu. Konu TBMM’ye getirildi. Sonuç?
Turgay Ciner’in kamu ihalesine girme yasağı olduğu için, Show TV ihale yapılmadan doğrudan satıldı! 300 milyon dolarlık zarar olduğu yazıldı. Sonuç?
Hangisini yazayım:
Çayırhan Termik Santrali’nin usulsüz devrini mi?
Akyazı-Pazarköy’de bulunan hidroelektrik santrali işletmesini mi?
Beypazarı Trona Yatağı’nda soda kültü çıkarılması ve işletilmesini mi?
Siirt/Madenköy bakır sahası işletmesini mi?
Gaziantep İslahiye’de iki adet maden sahasını mı?
Silopi ya da Konya Ilgın Termik Santrali’ni mi?
Hopa Limanı özelleştirmesini mi?
Kıyı bankacılığını mı?
Mensucat Santral’i ve Penyelüks’ü nasıl satın aldığını mı?
MİT’in 6 Haziran 1997 tarihli raporuna rağmen kamu bankalarından nasıl kredi aldığını mı?
Beşiktaş Başkanı Süleyman Seba’yı düşürüp kulübü ele geçirmek için neler yaptığını mı? Kasımpaşaspor’u mu?
Uzatmayayım; diyeceksiniz ki, “sen bize sonuçtan bahset!”
Sonuç:
Forbes Dergisi tarafından her yıl açıklanan ‘Dünyadaki Dolar Milyarderleri’ listesine giren altı Türk’ten biri oldu.
Devlet Üstün Hizmet Madalyası aldı.
Tacikistan’ın Türkiye Fahri Konsolosu oldu.
Türk-Amerikan İşadamları Derneği tarafından ‘Başarı Ödülü’ ile onurlandırıldı.
Fethullah Gülen’in Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın sponsoru oldu.
“Alo Fatih”i işe aldı…
Daha ne olsun…(14 Şubat 2014.Cuma)

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages