Bir piyanist gözüyle; FAZIL SAY

0 views
Skip to first unread message

Grup Yönetici

unread,
Oct 31, 2014, 6:39:37 AM10/31/14
to Turkiye-i...@googlegroups.com

---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Gönderen: <gti...@aol.com>
Tarih: 31 Ekim 2014 01:05
Konu: Bir piyanist gözüyle; FAZIL SAY
Alıcı: 


Hah iste ne guzel....bakin Fazil Say gibi Bati klasik muzigini yasatmak isteyenler var demek ki.

Beyler, bayanlar, begeniyorsaniz kendi paranizla yasatin.
Turk halkinin vergileri ile degil.

Bati da bile zar zor ayakta kalan bir muessedir bu orkestralar.
Bize mi dusmus onlari yuceltmek, ogretmek, yaymak?

Kendi muzigimize odaklanalim; paramizi harcayalim.
Dunyanin en guzel en cesitli, aglatan, sevindiren, costuran muzigimiz var.
El alem biz ustune dusmedik, tanitmadik diye taslamayi aldi rap muzigi yapip bize geri gonderdi; turkuleri yasamla birlestiren halkimiz var. Kendimize has makamlarimiz, klasik Osmanli muzigimiz var. Bizdeki kadar halk muzigi ile ic ice olan bir millet yok.

Yillarca, Turk sanat muzigini yasaklayip zorla Bati'nin klasik senfonik muzigini halka dayattiniz.
Kemalizmin kalintisi bu zorlama gayretini sanki bir hakmis gibi sunmaniz yanlistir.

Istemiyoruz birader.
Basin gidin.
Kendi paranizla konserler duzenleyin.

Bilhassa, kendini halkin ve muziginin ustunde goren siyasilesmis, bu ukela herifin muzigini alin gun gormeyen bir ...

Gunes



-----Original Message-----
From: Dogan Kekevi <dog.k...@t-online.de>
Sent: Thu, Oct 30, 2014 3:10 pm
Subject:  Bir piyanist gözüyle; FAZIL SAY

Kendisi de Piyanist olan Sn.TARCAN'ın  Fazıl SAY'ı anlatan yazısını paylaşıyorum.
Sevgiyle kalın
Aydoğan
 
-----Ursprüngliche Nachricht-----
Von: Haluk TARCAN [mailto:haluk...@haluktarcan.com]
Gesendet: 30 Ekim 2014 Perşembe 21:49
An: Haluk TARCAN

 
FAZIL SAY..
 
Fazıl Say’ı ilk kere Paris’te, “Théatre de Chaps Elysees(Şanzelize Tiyarosu)’de dinledim.
Piyano konçertosunun Fransa’da ilk dinletisini  l’Orchestre National de Paris (Paris Millî Orkestrası)  ile verdi.
Bu konçertonun Fazıl Say’ın hangi konçertosu olduğunu bilmiyorum. Her halde başka yazdıkları da olacaktır.
Piyano Konçertosu  benim için büyük  ve çok mutlu bir sürpriz oluşturdu; bunu söylerken bir kompozitörün kardeşi olduğumu da ilâve etmek isterim.
Eser, 2.000’inci yılı geride bırakmış,  3.000’inci yıla  ayak atmış bir komposizyon idi.
Bunu söylerken anlatmak istediğim, orijinal olmak için akla gelmedik aletler  kullananların, pabuç kutusuna yüksekten fasulya taneleri bırakarak yeni ritmler elde edenlerin, yeni sesler bulmak için kapı gıcırtısından da faydalananların yaptığı cinsten bir kompozisyon olmadığı.
Klâsik  Senfonik orkestranın imkanlârı içinde kalmış ve fakat yeni renkler, Fazıl Say’a özgü armoniler yaratmıştı.
VE… 3’üncü binin müziği olması konçertoya buram buram Anadolu kokan  havasını da  estirmesine engel değildi.
Bu eserle Fazıl Say, tüm kültür merkezlerinin yapabileceği Türk propagandasından  fazlasını 40 dakika içinde hayranlık uyandıracak seviyede vermişti.
Konser salonu adeta yıkılmıştı; dakikalarca ve dakikalarca, hem piyanist hem de besteci olarak alkışlanmıştı.
 
Fazıl Say yalnız Paris’te değil, dünyanın dört bucağında sayısız konserleri ile daima hayranlık uyandırmış bir piyanist ve bestecidir.
Son yirmi yıla bakılırsa, dış ülkelerde, büyük masraflarla yapılan Türk propagandasının önemli bir bölümü piyanistler, kemancılarımız, son zamanlarda yetişen  genç çelistlerimiz, orkestralarımız,  kısacası, müzisyenlerimiz tarafından yapılmaktadır. Fakat  bu büyük propaganda imkânı, san’ata olan gevşeme, küçük görme, değer vermeme- gerçeği söylemek gerekirse-  değerinin farkında olmama nedeniyle çok üzücü sonuçlar yaratılabilmektedir:
•        Orkestralarda boşalan yerlere başka müzisyenlerin tayin edilmemesi, eskimiş sazların yerine yenilerinin alınması için tahsisat verilmemesi, koskoca İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın çalışabileceği bir yeri olmaması, saz gruplarının  İstanbul’un ayrı köşelerinde  çalışıp konser günü konser salonunda buluşmaları gibi, san’atın, müziğin, müzisyenlerin  küçültücü imkânsızlıklara  itilmesi, san’at dünyasında görülmemiş bir davranış şeklidir.
 Bu davranışın yarattığı en büyük darbe,  Fazıl Say’ın başına gelmiştir. Ve Fazıl Say ile
•        Türk Müzik dünyası, san’at dünyası da mahkûm olmuştur.
 
Acaba san’at nedir, bir san’atçı nasıl yetişir merak edilmiş midir?
 
Halûk Tarcan
 



--
Türkiye için el ele mail grubumuz  https://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele   

Gruba e-posta gönderme adresi   turkiye-i...@googlegroups.com   
 
Erzincan Kemaliye Egin Grubum 

Gruba e-posta gönder : erzincan-kemal...@googlegroups.com 

Grub Admin M.İlaldı 0532 7269362  erzinca...@gmail.com 
 
Tüm dost ve arkadaşlarımı twitter sayfama bekliyorum : https://twitter.com/#!/MiLALDi
 
Facebook Sayfamda Sizleride Bekliyorum.Teşekkür ederim.
 
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages