ÖZEL BÜRO NOTU : BU YAZIYI İLGİNÇ OLDUĞU İÇİN PAYLAŞTIK AMA DOĞRU MUDUR BİLEMİYORUZ. MASONLARIN RESMİ SİTESİNDE YAYINLANDIĞI SÖYLENİYOR. DEĞERLİ VE KIDEMLİ ÜYELERİMİZ MENTEŞ BEY VE RAFAEL BEY LÜTFEDİPTE YORUMLARLARSA ÇOK MUTLU OLURUZ. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.
BU BİLGİLER (HÜR VE KABUL EDİLMİŞ MASONLAR BÜYÜK LOCASI – 1909 MASON.ORG.TR) RESMİ SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
MASON DİN ADAMLARI :
Şeyhülislam Musa Kazım Efendi,
Şeyhülislam İzzettin Efendi,
Şeyhülislam Hayri Efendi,
Berlin Sefareti Baş İmamı Mustafa Hafız Şükrü,
Sefaret İmamı Haşim Veli,
Müderris Mahmut Esad Efendi,
Ziyaüddin Efendi
14 Şubat 1909 Pazar günü Osmanlı’nın Şeyhulislamlık görevinde Mehmet Ziyaüddin Efendi bulunuyordu. O’nun ilk görev süresi 1 ay 27 gün sürdü. Padişah II. Abdülhamit onu 13 Nisan 1909 tarihinde görevden aldığında İstanbul’da devletin güvenliğini sarsacak olaylar yaşanıyordu. Tarihlerde “31 Mart 1909 irtica vakası” olarak tanımlanan ve miladi 13 Nisan 1909 denk düşen olalar sonrası İstanbul’da görünüşte “ Şeriat isteriz” diyen Medrese öğrencileri gösteri yapıyor, gazeteciler öldürülüyor, askere kurşun sıkılıyordu. Ve aynı gün olayları bastırmak üzere Selanik’ten Hareket Ordusu trenle İstanbul’a hareket ediyordu. Hareket ordusu İttihat ve Terakki’nin kontrolünde idi. Selanik’te ordunun İstanbul’a gitmesi emrini veren de ünlü mason veYahudi asıllı avukat ve de milletvekili Emanuel Karasu idi.
Abdülhamit, kendisini de aşan isyan olayları esnasında ani bir kararla Şeyhulislam Mehmet Ziyaüddin Efendi’yi görevinden aldı. Sanki olaylar yıldırım hızıyla seyir değiştiriyordu. İttihat Ve Terakki’nin planlaması ile II. Abdülhamit yaşanan 11 günlük iç savaş ve sonrasında 27 Nisan 1909 günü öğle üzeri görevinden alındı. Ziyaüddin Efendi, 14 Nisan günü yeniden Şeyhulislamlık görevine iade edilmişti. 27 Nisan 1909 günü Şeyhulislam veya Müftülük görevinde bulunan Ziyaüddin Efendi’nin imzası ile yazılı metin haline getirilen II. Abdülhamit’i görevden alma (Hal etme) kararında “ Kütüb-i şeriyenin men-ü ihrakı, Tebeanın katli, Beytülmalin israfı” görüşleri dile getiriliyordu…
MUSA KAZIM EFENDI Osmanlı devrinin 121. şeyhülislamı dır.( D.1858-Ö.1920) Erzurumlu İbrahim Efendi’nin oğludur. Fatih camisinde dersler veren bu mason daha sonra SEYH BEDRETTIN SİMAVİ nin “ Varidat” isimli eserini Arapçadan Türkçeye çevirmiştir. Meşrutiyetin ilanından sonra ise İttihat ve Terakki partisine girerek ayan meclisi üyeliğine seçildi. 12.07 .1910 tarihinde Sadrazam İsmail Hakki Pasa kabinesinde Mesiat makamına yükseldi. Bir yıl iki ay on sekiz gün sonra bu mason istifa etti. 30.09.1911 yılında yine kabineye Şeyhülislam olarak girdi. Bu kabineler Osmanlıyı savaşa sürüklemiş, memleket topraklarını parça parça böldürmüş, milyonlarca Türk’ü mezarlara kefensiz gömdürmüş, devşirme, dönme, satılmış, mason ağırlıklı kabinelerdi. Halk masonluk ve farmasonluktan o kadar nefret ediyordu ki, defalarca
FARMASON MUSA EFENDİ ye ;
“ALLAHSIZ, KITAPSIZ, YAHUDI USAGI, SIYONIST KÖPEK” diye pek çok kez hakaret etmesine rağmen Musa Efendi büyük bir pişkinlikle görevini yapmaya devam ediyordu.
Türk ve Osmanlı dini literatüründe çok önemli bir kişiliktir.
Çünkü “ “ DİNLER ARASI DİYALOGÇU” dur. Daha sonra bu makamdan tekrar tekrar alınmasına rağmen 04.02.1917′de Talat Paşa’nın kurduğu kabinede 4. kez şeyhülislam olmuş, 1 yıl 8 ay 2 gün şeyhülislamlık yapmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan Mondros Ateşkes anlaşması döneminde MUSA KAZIM EFENDI Bekir ağa bölüğüne hapis edilmiş o sırada İngiliz ve Fransızlar tarafından 67 kişinin Malta’ya sürülmesine rağmen MUSA KAZIM EFENDI sırf Mason olduğu için Edirne’de bırakılmıştır. Edirne’deki Muradiye cami bahçesine, mihrab önüne Halkın tüm itirazına rağmen gömülmüştür. Mezar taşı işlenmemiş küçük bir taştan ibarettir.
(1867-1921)
ŞEYHULİSLAM HAYRİ EFENDİ
Hayri Efendi’nin en önemli vazifelerinden biride hiç şüphesiz Şeyhülislamlık görevi. Bunu da anlamlı kılan olay “Cihad-ı Ekber” ilan etmesi. Nitekim 1914′de fevkalade (olağanüstü) olarak toplanan kabinede 1. Dünya Savaşına girme temayülü ağır basınca bazı nazırların istifa etmesine rağmen, Evkaf Nezaretine de vekâlet eden Şeyhülislam Hayri Efendi harbin gerekliliği hususunda ısrar etmiş, kabinenin kararından sonra da Cihad-ı Ekber fetvasını vermiştir. Geçmişteki Haçlı Seferlerini örnek vererek açıkladığı Cihad-ı Ekber fetvasını şu beş esas üzerine temellendirmiştir:
1. Padişahın cihad emrine herkesin katılmasının farz olduğu.
2. İslam Hilafetini ortadan kaldırmak isteyen, Rusya, İngiltere ve Fransa idaresinde olan bütün müslümanların bu devletler aleyhine birleşmesinin şart olduğu,
3. Bu farziyete rağmen cihada katılmayanların ağır cezaya düçar olacakları.
4. İslam (Osmanlı) askerini öldüren yukarıdaki devletlerin tebaası müslüman askerlerin büyük günaha girecekleri.
5. İngiltere, Fransa, Rusya, Sırp, Karadağ hükümetleri idaresinde bulunan müslümanların, İslam Devletine yardımcı olan Almanya ve Avusturya aleyhine harp etmelerinin bu devletin zararına olacağı için büyük günah olduğu.
İki defa başbakanlık yapan Suat Hayri Ürgüplü ile milletvekilliği yapan Dr. Av. Münip Hayri Ürgüplü’nün babası olan Mustafa Hayri Ürgüplü 7 Temmuz 1921 yılında vefat etmiştir. Kabri Ürgüp Cami-i Kebir bahçesindeki aile kabristanındadır.
[publicize twitter]
[publicize facebook]
[category araştırma]
[tags TARİH, MASON ŞEYHÜLİSLAMLAR, HÜR VE KABUL EDİLMİŞ MASONLAR, BÜYÜK LOCA]
__._,_.___
Reply via web post • Reply to sender • Reply to group • Start a New Topic • Messages in this topic (1)
.![]()
__,_._,___