Adam düşünmeye başlar:
- Bu mümkün mü? Ben Allah'ın ihsan ettiği rızkı yemezsem neyle yaşayacağım?
- Öyleyse, der İbrahim Edhem, hem verdiği rızkı yiyeceksin hem de rızkını yediğin Zata karşı gelerek günah işleyeceksin, reva mı bu?
Adam acı bir tebessümle söylenir:
- Sen öteki günah işleme şartını da söyle öyleyse der, bu şartı yerine getirmem mümkün değil. İbrahim de anlatır:
- İçinden günah işleme duygusunu geçirirken O'nun mülkünden dışarıya çıkıp ta günahı orada işlemeyi düşün. Sonra O'nun mülküne dön.
Adam:
- Bu mümkün mü? der. Her yer O'nun mülküdür. Dışarısı yoktur ki! İbrahim de hatırlatma yapar:
- Öyle ise, hem verdiği rızkı yiyeceksin, hem mülkünde oturacaksın, hem de rızkını yiyip mülkünde oturduğun Zata karşı gelecek, isyan edeceksin, mert adama yakışır mı bu?
Adam başını sallayarak:
- Sen, der, öteki şartı söyle de, bir de ona bakalım. O da söyler:
- İçinden günaha yönelme arzusu geçirirken hemen düşün ve O'nun görmediği yere gitmeli, bu günahı görmediği yerde işlemeliyim, de!
Adam, ümitsizce dudaklarını büküp omuzlarını silker:
- Bu, der, ötekilerden farksız bir şart. O'nun görmediği bir yer var mı ki gidip te günahı orada işleyeyim de sonra dönüp O'nun mülküne geleyim..
İbrahim de sorularını şöyle sıralar:
- Peki, hem verdiği rızkı yemeden yaşayamayacaksın, hem mülkünden dışarıya çıkamayacaksın, hem de görmediği bir yer bulamayacaksın! Bütün bunlara rağmen yine de ona karşı gelerek günah işleyip, isyan etmekten vazgeçmeyeceksin, mert adama yakışır mı bu? Söyle bakalım?
Adam daha fazla bekleyemez iki elini birden yukarı kaldırarak yüksek sesle:
- Teslim oldum ey İbrahim, teslim! der. Ben bu günah işleme şartlarının hiç birini yerine getiremem. Öyle ise günaha hiç niyetlenmemeli, böyle bir nankörlüğe girmemeliyim. Vazgeçiyorum işlediğim bunca günahlardan. Tevbe estağfirullah! diyerek başlar tevbe, istiğfara..
Siz ne dersiniz? Bu şartları düşününce, daha sık tevbe-istiğfar etmeliyiz, değil mi?
Günah işlememek meleklerin özelliği. Ancak elimizden geldiğince günahsız olmaya gayret etmeli, işlediğimiz günahlardan ötürü pişmanlık duymalı ve Allah'a (c.c), bizleri affetmesi için dua etmeli, yalvarmalıyız.